Amerikan Rüyası’nın Türkiye’ye Yansıması

Posted February 19th, 2014 at 7:46 pm (UTC+0)
Leave a comment

Amerika’da yaşayan Türkler Türkiye’ye gittiklerinde karşı karşıya kaldıkları klasikleşmiş sorulardan biri de Amerika’daki yaşam standartları ve ekonomik koşullarla ilgilidir. Bu sorunun sorulmasının başlıca nedeni, onlara göre sizin “Amerikan Rüyası’nı” yaşıyor olmanızdandır. Peki nedir bu “Amerikan Rüyası”?  Bunca insanın peşine düşüp geldiği nedir?

Amerikan Rüyası olarak bilinen kavramın genel anlamdaki tanımı “yoğun ve kararlı bir şekilde fedakarca çalışarak, herkesin zengin olmasının mümkün olduğu, sosyo-ekonomik anlamda zirveye kadar yükselebilmeyi sağlayan bir düzen” olarak bilinir. Amerika’daki Türkler ile ilgili program ve belgeselleri izlediğinizde genel temanın bu “Amerikan Rüyası” üzerine kurulduğunu hemen farkedersiniz. Bu rüya kimilerini cezbederken, kimilerine de farklı sebeplerden dolayı itici gelir.

Amerikan Rüyası’na ulaşmanın elbette bir bedeli var. TRT’nin 2006 yılında yayınlanan ve “Amerika’da Türk Olmak” adlı 13 bölümlük belgeseli, bu rüyaya ulaşmak için çalışanları ve karşılığında ödedikleri bedelleri konu olan, izlemenizi tavsiye ettiğim güzel bir belgesel. Ailemin halen yaşamakta olduğu ve terzi olarak gelen Türkler’in yoğun bir şekilde yaşadığı Rochester şehrini de konu alan belgeselde, röportaj yapılan kişilerin en fazla dile getirdiği bedellerden biri de “Türkiye hasreti” yani kısacası “gurbetlik” duygusu. Bir taraftan tüm zorluklara rağmen Amerikan Rüyası’nın peşinden koşan bu kişilerin diğer taraftan Türkiye’ye her zaman bir hasreti olmuştur. Bu hasret, belli bir yaştan sonra buraya gelen kesimde çok daha yoğun bir şekilde kendini hissettirir.

Fakat bu Amerikan Rüyası’nın bu bahsettiğim belgeselde de, toplum içinde de konuşulmayan ve Türkiye’dekilerin de pek farkında olmadıkları çok farklı bir boyutu var aslında; o da, maddi anlamda tatmine ulaşmış olanların manevi anlamda da tatmine ulaşmak için Türkiye’ye yaptığı yardımlar. Kısacası Amerikan Rüyası’nın Türkiye’ye yansıyan ama fazla bilinmeyen kesimi.

Ben, Türkiye’ye katkıda bulunmak için ille de Türkiye’de olunması gerektiğini düşünmeyenlerdenim. Özellikle küreselleşen ekonomik ve sosyal ilişkiler çerçevesinde, buradan Türkiye’ye daha fazla katkıda bulunulabileceği görüşündeyim. Türkiye’nin görevini devretmeye hazırlanan Washington Büyükelçisi Namık Tan da birkaç yıl önce Teksas’taki Türk toplumuna yaptığı bir konuşmada Türkiye’nin Amerika’daki Türk toplumuna ihtiyacı olduğunu, o nedenle burada kalacakların Türkiye’ye çok daha fazla yardım edebileceğini vurgulamıştı. Bu yardım birçok farklı alanlarda yapılabilir ve yapılıyor da. Benim dikkatimi çeken ve sizlere bahsetmek istediğim, profesyonel olarak çalışanların bu ülkeden Türkiye’ye yaptığı gönüllü yardımlar.

Şu anda Amerika’da Türk asıllı Amerikalılar tarafından faaliyet gösteren ve kar amacı gütmeden Türkiye’ye katkıda bulunan çok sayıdaki sosyal yardımlaşma ve hayır kurumu var. Örneğin, merkezi New York’taki Turkish Philanthropy Funds (Türk Hayırseverlik Fonu) ve Bridges of Hope (Umut Köprüleri) ile North Carolina merkezli Bridge to Türkiye (Türkiye’ye Köprü) başta gelenler. Bunların yanısıra Turkish Children Foster Care (Bakıma Muhtaç Türk Çocuklarını Koruma Derneği), Washington Turkish Women’s Association (Washington Türk Kadınlar Derneği) ve Turkish Women’s Initiative (Değişim Liderleri Derneği) gibi daha küçük ölçekli kurumlarda var. 2007 yılından bu yana sadece Türk Hayırseverlik Fonu’na yapılan bağışların tutarı 16 milyon dolardan fazla! Türkiye’ye Köprü derneğinin, kuruluşundan bu yana yaptığı yardımın tutarı ise 1,2 milyon dolar.

Özellikle Türkiye’deki sosyo-ekonomik açıdan ihtiyaç duyan öğrenci ve çocuklara yardımı hedefleyen bu sosyal yardımlaşma ve hayır kurumlarının bugüne kadar Türkiye’de birçok çocuk ve öğretmene ihtiyaç duydukları alanlarda önemli katkıları olmuş. Örneğin, bu yardımların bazıları Erzurum’daki öğrencilere ayakkabı göndermek şeklinde olurken, bazıları da Kayseri’deki öğrencilere laboratuvar, Muş’taki öğrencilere kışlık ceket, Ordu’daki kız öğrencilere yatakhane olarak gerçekleşmiş.

Boots1OLYMPUS DIGITAL CAMERA

BTF tesekkurErzurum

                                                                                                                                                                                                                                                                         Kız öğrencilerden bahsetmişken, bu kuruluşların hemen hepsinin faaliyetlerini büyük çoğunluğunu Türkiye’deki kız çocuklarına odakladıklarını belirtmekte fayda var. Bunun sebebi de Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) raporuna göre Türkiye’de yaşları 15 ila 29 arasında değişen genç kız ve kadınların %52’si ne okula gidiyor, ne de çalışıyor. Kısacası burada amaç, genç kız ve kadınlara sosyo-ekonomik fırsatlar sağlayarak, onların yetiştireceği nesillere de erişebilmek ve hayatlarında bir fark yaratabilmek. Bu konuda Amerika’nın Sesi’nin Turkish Women’s Initiative başkanı ile yaptığı söyleşiyi de aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.

İşte Amerikan Rüyası’nı farklı kılan da bu. Bugün Amerika’da yaşayan birçok Türk için artık bu rüya sadece kişisel zenginlik ve refah üzerine kurulu değil, sosyal sorumluluk ve birilerine yardımcı olma arzusu, gönüllü çalışma gayreti üzerine de kurulu. Sonuçta, Türkiye’den uzakta olsak da doğup, büyüdüğümüz ya da aile bağlarımızın olduğu topraklara ve insanlara katkıda bulunmak önemli bir sosyal sorumluluk.

BeTheChange

Bir dahaki sefere Amerikan Rüyası’nı yaşayan ya da yaşamaya çalışan birini gördüğünüzde ona o klasik “Amerika’da hayat nasıl?” sorunusu sormak yerine, Türkiye’ye karşı sosyal sorumluluklarını nasıl yerine getirdiklerini sorun. Alacağınız cevap sizi şaşırtabilir. Eğer şaşırtmazsa da, Amerikan rüyasını yaşayan o kişiyi herhangi bir sosyal sorumluluk projesine katkıda bulunmaya teşvik edecektir.

Amerikan Rüyası’nın sizin için ne anlama geldiğini adınız, soyadınız ve posta adresiniz ile birlikte bir cümle ile (ykucuker@voanews.com) adresime ileten ilk on kişiye Amerika’nın Sesi’nin hazırladığı ve Amerika’nın başkenti Washington’un fotoğraflarının yer aldığı 2014 duvar takvimi ve bir de tişört göndereceğim!

 

TRT’nin “Amerika’da Türk Olmak” adlı belgeseli için buraya tıklayın.

Turkish Philanthropy Funds (Türk Hayırseverlik Fonu)

Bridge to Türkiye (Türkiye’ye Köprü)

Bridges of Hope (Umut Köprüleri)

Turkish Children Foster Care (Bakıma Muhtaç Türk Çocuklarını Koruma Derneği)

Washington Turkish Women’s Association (Washington Türk Kadınlar Derneği)

Turkish Women’s Initiative (Değişim Liderleri Derneği)

Amerika’nın Sesi Değişim Liderleri Derneği Başkanı Söyleşisi

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Yenal Küçüker - Amerikan Rüyası

Amerikan Rüyası Hakkında

About

“Hayat, Hürriyet ve Mutluluğun Peşinde Olma” öğelerini ilke edinmiş bu ülkenin topraklarına ayak basan veya basmayı planlayan herkesin bir “Amerikan Rüyası” vardır. Benim Amerika Rüyam 1998 yılında ailemle birlikte Trakya bölgesinden göç edip, New York Eyaleti’nin kuzeyine, Türklerin bir hayli yoğun olduğu Rochester şehrine yerleşmekle başladı. Geçen 15 yıl içerisinde bir yandan kendi Amerikan Rüyamı gerçekleştirmek için çalışırken, diğer yandan da farklı kesimden birçok insanın Amerikan Rüyasına yakından tanıklık ettim ve etmeye de devam ediyorum.

Coğrafya eğitimim ve Türk Amerikan Dernekleri Kurulu’ndaki (ATAA) profesyonel çalışmalarım doğrultusunda bu muazzam toprakları hatırı sayılır şekilde dolaşmış biri olarak, amacım elimden geldiğince bu Amerikan Rüyasından sizlere ilginç kesitler sunabilmek.

Yenal