“Yaratıcılık Aslında Parçaları Birleştirmektir”

Posted November 8th, 2011 at 2:18 am (UTC+0)
Leave a comment

Steve Jobs’lı Apple’in Başarısı

Apple şirketi iPhone’un 4s modeliyle yine satış rekorları kırdı. Telefon henüz piyasaya çıkmadan 1 milyon adet sipariş almıştı ve ilk haftalardaki satışla 4 milyona ulaşan 4s, Apple’ın en hızlı satılan ürünü oldu. 2000’li yıllar neredeyse her yıl bir Apple çılgınlığıyla geçiyor. Apple’ın bu son yıllardaki hızlı çıkışı, şirketi yakından takip edenler için şaşırtıcı değil. 1990’ların sonunda “dahi adam” Steve Jobs’ın Apple’a dönüşü, yeni bir dönemin işaretiydi zaten… Jobs’lı yeni Apple’in hikayesi aslında iMac ile başladı. Ardından iPod, iPhone ve iPad ile 2000’ler Apple çılgınlığına sahne oldu.

Bir zamanların efsanevi Macintosh bilgisayarlarıyla teknoloji devrimini başlatan  Apple şirketi, 1990’larin sonunda zor günler geçiriyordu. Şirket, tüketicileri cezbedecek yeni ürünler çıkaramaz; geliştirdiği ürünlerle piyasada tutunamaz olmuştu. Neredeyse batma noktasına gelen Apple’ın kurtarıcısı ise, O’nu hayata getiren isim oldu: Steve Jobs.

Steve Jobs, 1970’lerin sonunda tanıştığı Steve Wozniak ile Apple şirketini kurdu. İki arkadaş, evlerinin garajında ilk ticari bilgisayarlarını üreterek satma hayalleri kuruyordu. Önce Apple II serisi, ardından gelen Macintosh ile öyle büyük bir başarı elde ettiler ki, şirket birden sıçrama yaptı. Steve Jobs, 80’lerin ortasında Apple’i daha da büyütecek bir CEO bulma planları yapıyordu. Ve sonunda Pepsi Cola’nın CEO’su John Sculley’e teklif götürdü. Sculley’e “Hayatının sonuna kadar şekerli su mu satmak istiyorsun, yoksa dünyayı değiştirmek mi?” diye soran Jobs, O’nu ikna etmeyi başardı. Ancak bunun, kendisi ile Apple’ın yollarını ayıran sürecin başlangıcı olduğunu henüz bilmiyordu.

Jobs ve Sculley, ayrı kutupların insanlarıydı. Aralarındaki buz dağları büyüdükçe, şirket içindeki huzursuzluk da artıyordu. 1985 yılının ortasında, Yönetim Kurulu’nun, aldığı bir kararla Sculley’e arka çıkması, Jobs’ın istifasına yol açtı. Jobs, artık kendi kurduğu şirketten ayrılıp yeni bir yol çizecekti. İlerleyen yıllarda, NeXt, Pixar, Lucasfilm gibi alanlarında çok başarılı olan teknoloji devlerini sektöre kazandırsa da,  Jobs’ın aklı ve kalbi her zaman Apple’daydı.

Ve 1996 yılında, Apple, Jobs’ın şirketi NeXt’i satın aldığını ve kurucusu Steve Jobs’ı yeniden dümenin başına geçirdiğini açıkladı. Bir yıl sonra resmen Apple’in CEO’su ilan edilen Jobs, ilk iş olarak Apple’ın “karizmatik” kişisel bilgisayarını geri getirdi; ve iMac’i yarattı. İnternetle birlikte teknolojik gelişmeleri takip eden ve  değişen teknoloji dünyasını çok iyi okuyan Steve Jobs, iTunes ile bir yeni bir devrimin de başkahramanı oldu.

iTunes ve iPod sadece teknoloji dünyasını değil, eğlence sektörünü de geri dönülemez bir yola sokmuştu. Milyarlarca müziksever, artık mağazalardan albüm satın almak yerine internetten şarkı indiriyor ve iPod ile dilediği yerde dinleyebiliyordu. İnternet ve hızlı iletişim çağı, Steve Jobs’a yeni ilham kaynakları yaratmaya devam etti. 2007’de ilk jenerasyon iPhone, Apple’ın Kaliforniya’daki merkezinde basına tanıtıldığında, henüz kimse “akıllı telefon”un ne olduğunu bilmiyordu. Ancak bilgisayar teknolojisinin yaratıcılarından Apple, artık büyük telekomünikasyon şirketleriyle yarışa hazırdı.

“Yaratıcılık Aslında Parçaları Birleştirmektir”

Jobs, birkez daha herkesin önüne geçmiş, insanların iletişim ve teknoloji anlayışını değiştirmişti; bu “dahi adam”, birkez daha, dünyayı değiştirmeyi başarmıştı. Yeni jenerasyon iPhone’lar ardarda gelmeye devam etti. Yeni işletim sistemi ve tasarımıyla kullanıcıları cezbetmeyi sürdüren iPhone, “akıllı telefon” yazılımları sayesinde yaşamın her alanına girmeyi başardı. Telefonla bankadan havale yapan; telefonla günlük gazetesini okuyan, ve telefonla facebook mesajları gönderen milyonlarca kişi, Apple’ın bundan sonra çıkaracağı dahiyane ürüne gözünü dikmişti bile.

Bu dahiyane ürün çok gecikmeden geldi: iPad. Ergonomik ve zarif tasarımı, kolay kullanımı ve Apple markasıyla iPad, kısa zamanda piyasayı ele geçirdi. Ürünün Amerika’da piyasaya sürüldüğü ilk haftasonu, 300 binden fazla Apple hayranı saatlerce sırada bekleyerek iPad’e ilk sahip olanlar arasına girdi. Apple mağazalarında oluşan sıralar, artık göze tanıdık gelmeye başlamıştı. Şirket, ilk 80 günde 3 milyon iPad’in satıldığını açıkladı.

Peki, iPhone’u, iPad’i, ve diğer Apple ürünlerini, kullanıcılar için bu kadar özel kılan ne? Sektör analistleri ve uzmanlar Apple’ın ürünlerini yazılım ve teknolojik alt yapıyla desteklediğini ve İnternet’in verdiği avantajları çok iyi kullandığını belirtiyor. Ve bu sayede çıkan her Apple ürünü satış rekorları kırıyor.

Steve Jobs bugün hayatta değil. Ama olsaydı, hiç kuşkusuz söyleyeceği tek şey “iDid-it” olurdu herhalde 🙂  “Steve Jobs’dan sonra Apple ne olacak?” sorusu ise şuanda herkesin kafasını meşgul eden soru. Şirketin yeni CEO’su Tim Cook, Jobs kadar karizmatik olmasa da onun vizyonunu sürdürecek ender kişilerden biri olarak gösteriliyor. 1996 yılında verdiği bir röportajda, “Yaratıcılık aslında sadece parçaları birleştirmektir. O yüzden yaratıcı insanlara bunu nasıl yaptıklarını sorduğunuzda biraz suçluluk duyarlar. Çünkü aslında onlar birşey yapmamıştır, sadece o noktaları görmüş ve birleştirmişlerdir,” diyen Steve Jobs, dünyayı kendisinin değil, bilgisayarların ve daha yazılmamış bilgisayar yazılımlarının değiştireceğine inanan biriydi. Bilgisayarlar ve onun getirdiği bütün “akıllı” teknolojik aletler yaşamımızı derinden etkilese de, asıl önemli olan onları arkasındaki dahi beyinler. Apple ve Apple’i kuranlar, hiçkuşkusuz bundan sonra da yaşamımızı değiştirmeye devam edecek.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Özge Övün Sert

Özge Övün Sert 2003'ten bu yana Amerika'nın Sesi'nde muhabirlik ve televizyon sunuculuğu yapıyor. M.Ü. İletişim Fakültesi mezunu. Atlantik'in öbür yakasından haber veren sunucu ABD'deki Türk toplumunun da aktif bir üyesi. Ayrıca büyük hayallerin küçük adımlarla gerçeğe dönüşebileceğine inanıyor.

Blog Yazarı ve Mesajı