Siz hiç bir yakınınızı, annenizi, babanızı ya da çocuğunuzu, kardeşinizi kaybettiniz ve çaresizliği tattınız mı? Bu konu fazla iç açıcı değil ama hayatın bir gerçeği. Hepimiz hayatımızın bir döneminde böyle acılar yaşayabilir,  dünyayla bağımızın nasıl pamuk ipliğine bağlı olduğunun bilinciyle ne yapacağımızı bilmez hale düşebiliriz. Böyle durumlarda her ne kadar alışık olmasak da uzman yardımına (psikolog/psikiyatrist) başvurmak gerekebilir. Annemi, babamı  ve çok sevdiğim bazı yakınlarımı kaybettiğim zaman bana bu konularda kitap okumak çok iyi geldi. Bu yüzden çok yararlı olacağına inandığım yeni bir kitabı tavsiye edeceğim kayıp yaşamışlara. Amerika’da psikoanaliz dalında ünlü bir isim olan Profesör Doktor Vamık Volkan’ın  yeni kitabı “Gidenin Ardından” okumaya değer bir eser.  “Yitim can yakıcı bir armağandır” diyor, Vamık Volkan.  Dünyaca ünlü bir psikiyatrist olan Volkan, yası olan bireylerde ilaç kullanılmasının çok hatalı olduğunu da savunuyor. “GİDENİN ARDINDAN” çözümlenmemiş yaslarımızın; çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerimizde yaşamımızı ne derece olumsuz yönde etkilediğini, kaderimizi nasıl  sinsice yönlendirdiğini yaşanmış örnekler sunarak gözler önüne seriyor.

Profesör Dr. Volkan: “ölüm kayıpların en somut ve en acı olanıdır. Ölüme karşı verdiğimiz tepkilerimizde farkında olmaksızın, geçmişimizdeki yarım kalmış, dayatılmış ya da aceleye gelmiş ayrılıklarımızın bilinçaltımızdaki kalıntılarını da bir arada yaşarız. Yas tutma, sadece ölüme karşı verilen bir yanıt değildir. Yas tutma herhangi bir yitim ya da değişikliğe verdiğimiz psikolojik yanıt ve iç dünyamızla gerçeklik arasında uyum sağlayabilmemiz için yaptığımız uzlaşmalardır,” diyor. Dr. Vamık Volkan, “her birey kendine özgü, farklı hız ve yoğunlukta yas tutar. Komplike olmamış yasın gidişatı bir yıldan iki yıla kadar sürmektedir. Yas işini yapabilme yetisi gelişimsel öykümüze bağlıdır. Doğduğumuz andan itibaren bir şeyleri geride bırakarak büyürüz. Bebek sütünü bardaktan içebilmek için annesinin memesini bırakmayı kabullenir. Yürümeye başladığında ise kucakta taşınmanın güvenliğini kaybeder. Tüm bu geçişler güvenli bir ortamda gerçekleşmiş ise çocuk iyi gelişir ve yas tutmak için sağlıklı psikolojik modele sahip bir yetişkin olma olasılığı artar. Dolayısıyla sağlıklı ayrılıklar da birbirinin üzerine inşa edilir. Eğer, ayrılıklar sağlıklı gerçekleşmemiş ise, yas işi daha yavaş seyreder,”  diyor.

Böyle durumlarda kitaplar kadar çevrenin desteği de büyük önem taşıyor.  Yakın ve uzak çevremiz yaşama devam etmemizi sağlıyor, acımızı unutturmasa ve azaltmasa da dayanılır hale getiriyor. Bu yüzden duygularımızı daha iyi tahlil etmek ve adımlarımızı doğru yönde atabilmek için “Gidenin Ardından” gibi kitaplar okurken  bize destek olmak, acımızı paylaşmak isteyenlere de fırsat vermeyi unutmamalıyız. İnsan hiçbir acıyı kendi başına taşıyamaz çünkü.

(Fotoğraflar: Özler Aykan)

Kitabı aşagıdaki adreslerden temin edebilirsiniz:

gideninardindan@mynet.com
www.idefix.com
www.tulumba.com

Profesör Doktor Vamık Volkan’ın yeni çıkan bir ders kitabıyla da belki bu konuda araştırma yapanlar ilgilenebilir: “Psychoanalytic Technique Expanded: A Textbook on Psycohoanalytic Treatment”

İki kitap da Özler Aykan Yayınları’ndan (OA Publishing)  çıktı. İsteyenler kitabı ozleraykan@hotmail.com adresinden temin edebilirler.

Ünlü senarist-yazar Feride Çiçekoğlu da yıllar önce bir kitap yazmıştı, “Sizin Hiç Babanız Öldü Mü” adlı. 1991’de Can Yayınları’ndan çıkmıştı.  Okumadıysanız onu da öneririm.

Buarada siz de sevdiklerinizi kaybettiniz, acılar yaşadınızsa  neler hissettiğinizi paylaşın burada. Hepimiz farklı bir süreçten geçmiş olabiliriz. Ve geçirdiğimiz süreçte yaşadığımız deneyimler başkalarının acılarını hafifletebilir, hayata daha iyimser bakmalarını sağlayabilir. Yeni kitaplarda buluşalım.