Gökkuşağı

2011’de Kaybeden Kongre!

Bir yılı daha geride bırakmaya hazırlandığımız bugünlerde her zaman bu dönemde olduğu gibi geleneksel yılsonu değerlendirmeleri yapıyor, 2012’yle ilgili tahminler yürütüyoruz. Araştırma kuruluşları da çoktan değerlendirmelerini tamamladı. Ben çok önceden kararımı vermiştim. Maç bitti, 2011’de halk Kongre’ye karşı 1-0 önde demeyi düşünüyordum. Uzlaşmaz tutumuyla Kongre bu yıl sınıfta kaldı, bütçe görüşmeleri boyunca halkı ve çalışan kesimi canından bezdirdi. Halk da Wall Street’i İşgal Hareketi’yle sokaklara dökülüp dikkatleri gelir dağılımındaki adaletsizliğe çekerek 2011’e damgasını vurdu. PEW beni haklı çıkardı.

Washington’daki PEW Araştırma Merkezi’ne göre, 2012’deki Başkanlık seçiminde, Kongre’deki Cumhuriyetçiler kan kaybedecek, bütçe konusunda yaşanan tatsızlıkların bedelini Cumhuriyetçi Kongre üyeleri seçimi kaybederek ödeyecek.


 

Rakamlara Bakalım:

*2011’de Kongre’yi başarısız bulanların oranı %50

(Bugüne kadarki en yüksek oran. Her üç seçmenden ikisi, 2012 seçimlerinde şu an Kongre’de olan senatör ve milletvekillerine oy verilmemesini, yeni isimlerin desteklenmesini istiyor. 2010 yılında da benzer bir durum yaşanmış ve 1948’den buyana ilk kez, Kongre üyelerinden 58’i yeniden seçilmeyi başaramamıştı.)
*2011’de Kongre’deki geçimsizlikten Cumhuriyetçi Partili üyeleri sorumlu tutanların oranı %40
*Demokratlar’ı sorumlu tutanların oranıysa %23
*İki partiyi de suçlayanların oranı %32
*Kongre’deki en uzlaşmaz üyeler Cumhuriyetçiler diyenlerin oranı %53
*Demokratlar daha uzlaşmaz diyenlerin oranı %33
*Seçmenlere göre sorun siyasi sistem değil, Kongre diyenlerin oranı %55
*Siyasi sistem bozuk, Kongre iyi çalışıyor diyenlerin oranı %32
*Demokratlar’ın Kongre performansı iyi diyenlerin oranı %31
*Cumhuriyetçiler’in Kongre performansı iyi diyenlerin oranı %21


İşgal Hareketi’ne Genel Destek
PEW Araştırma Kurumu’nun seçmenlerden topladığı görüşler, genelde İşgal Hareketi’ni destek bulunduğunu ancak uygulanan taktiklere tepki olduğunu gösteriyor.
*Wall Street’i İşgal Hareketi’ni desetekleyenlerin oranı %44
*Protestolarda dile getirilen kaygılara katılım %48
*Protesto şekline onay %29
Özetle, harekete karşı olanların oranı %35, karşı görüşte olanların oranı %30, taktikleri onaylamayanların oranı %49.
İşgal Hareketi demişken, Amerikalılar’a göre 2011’in en büyük sorunu (2012’de de devam edeceğini düşündükleri sorun) ekonomik durum. Halkın %53’üne göre ekonomik kriz devam ediyor. İkinci sorun, partizanlık, Kongre’deki uzlaşmadan uzak ortam ve Obama yönetiminin politikaları, lider sıkıntısı. Üçüncü büyük sorunsa uluslararası konular.

Peki seçmenler bu sorunları hangi partinin daha iyi çözebileceğine inanıyor dersiniz?
*%38 Demokrat Parti
*%32 Cumhuriyetçi Parti
*%20 Hiçbir parti

Bence ortaya oldukça karanlık bir tablo çıkıyor. Amerikalılar’ın ekonomi yüzünden yeni yıla şen şakrak girmeyeceği kesin. Bakalım 2012 neler getirecek, bu karamsarlık seçmenlerin tercihini ne ölçüde etkileyecek?
Yine de her yeni yıl umutlandırmaz mı bizi? Kaygıları, korkuları geride bırakıp mutlu bir yıla sağlıkla, sevgiyle girmek istemez miyiz? Gelin yine öyle yapalım ve hep birlikte herkese MUTLU YILLAR dileyelim.
2012’de herşey çok güzel olsun hepimiz için. “Umut Fakirin Ekmeğidir” demiş atalarımız. İşgal eylemcileri ve bugün dünyada ekonomik ve ekonomik olmayan krizler yaşayan herkese umudun ve sevginin hiç eksilmeyeceği güzel bir 2012 diliyorum. Para nasılsa bulunur ama umut çarşıda satılmaz!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eski ve yeni şarkılardan bir müzik şöleni hazırladım sizin için. Umarım beğenirsiniz.

Michelle Obama Tarzı Noel!

Amerika’da Noel dönemi, herkesin birbirine küçük ya da büyük (keseye ve bütçeye göre!) armağanlar aldığı yoğun ve güzel bir zamandır. Zamandı demek daha doğru belki çünkü ekonomik kriz yüzünden herkes bu yıl daha dikkatli para harcıyor. Yine de Şükran Günü sonrası alışverişlerde her Noel dönemine özgü canlılık bu yıl da yaşandı. Kara Cuma, Siber Pazartesi derken piyasa canlandı.

Noel ve yılbaşı döneminin en önemli özelliklerinden biri de ihtiyacı olanlara yardım etmek, zor durumda olanları sevindirmektir. Michelle Obama da Noel öncesi Washington’daki Çocuk Hastanesi’ni ziyaret etti, hasta çocuklara oyuncaklar dağıttı, onlarla konuştu. First Lady çocuklara “’Twas the Night Before Christmas” adlı çocuk hikayesini okudu. Michelle Obama’nın yanında, çocuklara hediye dağıtan Noel Baba kılığında bir görevliyle Beyaz Saray’ın “First Dog”u Bo da vardı. Hatırlayacaksınız, başkan ailesi Beyaz Saray’a taşındıktan sonra kapkara sevimli bir köpek evlat edinmiş ve “Bo” adını vermişti. Amerika’nın “First Lady”si, bu tür ziyaretleri çok seviyor, geçtiğimiz günlerde asker aileleriyle de biraraya geldi, Irak’tan dönen askerlerin çocuklarına armağanlar dağıttı. Güzel bir Beyaz Saray geleneği bu aslında. Daha önceki başkan eşleri de bu tür yardım çalışmaları yaptı.

Size ilginç geleceğini düşündüğüm için Michelle Obama’nın Çocuk Hastanesi’nde, hasta çocuklarla yaptığı konuşmaya değinmek istedim. Çocuklardan biri Michelle Obama’ya Noel’i nasıl geçireceklerini sordu. İşte cevap:
-Eşim (Başkan Barack Obama) Hawaii’de büyüdüğü için Noel’de oraya gidiyoruz. Son 20 yıldır her Noel’i orada geçirdik. Noel ağacımızı ışıklandırırız. Noel gecesi yatmadan önce Noel Baba için masanın üzerine kurabiyeler ve bir bardak süt koyarız her yıl. Akşam çocukları yatırmak oldukça zordur, Noel Baba’yı beklemek isterler her defasında ama sonunda uykuları gelip yatarlar.
Hasta çocuklardan biri de Noel akşamı Obama ailesinin neler yediğini merak ediyordu. Michelle Obama anlattı:


-Hindi ya da biftek yeriz. Kızlarımız Malia ve Sasha peynirli makarnayı çok sever, Noel sofrasında mutlaka bulundururuz. Bol bol da sebze yeriz. Brokoli, havuç, taze fasulye, ıspanak ve bol salata da her zaman vardır. Tatlı olarak da meyveli turta severiz. Daha doğrusu Barack turtayı çok sever, her çeşidini hem de.
Çocuk hastanesindeki minik hastalardan biri Michelle Obama’ya Başkan Obama ve kızları için aldığı armağanların neler olduğunu sordu ama “First Lady” sır vermedi, söylediklerinin gazetelerde yazılacağını, eşiyle kızlarının da okuyacağını ve hediyelerin sürpriz olmaktan çıkacağını söyledi.


Michelle Obama Noel Baba’dan ve yeni yıldan beklentisini de tam açıklamadı, sadece şunları söyledi:
-Daha dilek tutmadım. Ama en büyük isteğim her çocuğun sağlıklı ve mutlu bir hayatı olması, iyi bir eğitim alması ve hayatta istedikleri yere gelmesi. Bütün çocukların ihtiyaçları olan sevgi ve desteği bulması çok önemli. Çevreniz sizi seven insanlarla doluysa yapamayacağınız hiçbir şey yoktur.


Michelle Obama’nın söylediğine göre, Beyaz Saray’da iki hafta boyunca günde en az iki Noel partisi veriliyor ve her yıl 80 binin üstünde ziyaretçi uğruyor bu dönemde Beyaz Saray’a. Toplumdaki ünlü isimlerin yardım çalışmalarına katılması bence çok önemli. Amerika’da gönüllü çalışmalar çok yaygın ve Noel döneminde bağışlar çok artıyor. Dünyada bir insanı ve özellikle de hasta bir çocuğu sevindirmekten daha güzel ne olabilir?

(Not: Buarada  Başkan Obama Çarşamba günü noel alışverişine çıktı köpeği Bo ile birlikte. Önce Bo’ya “kemik” oyuncaklar aldı Noel boyunca kemirmesi için, ardından da bir bilgisayar mağazasına girdi ve”şimdi sıra kızlarda” demekle yetindi.  Obama eşi Michelle’in Noel hediyesinin ne olacağınıysa açıklamadı.)

Şimdi sizlere bir demet Noel şarkısı. Umarım beğenirsiniz.

2011 Bebekleri Dizi Kahramanları!

Amerika’da 2011’in en çok kullanılan ismi kız bebekler için Sophia, erkek bebekler içinse Aiden. Aiden, ünlü televizyon dizisi “Sex and the City”de başroldeki erkeğin adı. BabyCenter.com adlı web sitesine göre, 2010 yılındaysa en popüler kız ismi Bella, erkek ismiyse Edward’dı. Bu isimler yine ilk 10 arasında.

1980’lerde Tiffany ve Justin en çok kullanılan bebek adlarıydı. Zamanla bu isimlerin modası geçti. Amerikalılar ve belki de dünyanın birçok ülkesinde anneler ve babalar bebeklerine sinema, televizyon ve müzik dünyasından ünlülerin isimlerini vermeyi çok seviyor. Üstelik bu filmler, diziler veya sanatçıların günümüzde yaşamış olması gerekmiyor, çoğu çok uzun yıllar öncesinden bugüne taşınıyor. Araştırmalara göre, tarihten gelen eski kız ve erkek bebek isimleri çok moda.

Kız isimlerinde Sophia birinci sırada demiştik, ikinci Emma, üçüncü İsabella, dördüncü Olivia, beşinci ise Ava. Hatırlayacaksınız Sophia Loren ünlü bir sinema oyuncusu, Ava Gardner da Sophia Loren gibi güzelliği ve oyunculuğuyla sinema tarihine geçmiş aktrisler. İsabella’nın popüler olmasıysa televizyon dizisinde adından söz ettiren Bella adlı vampire bağlanabilir. Aynı şekilde erkek isimleri listesinde ilk 10 arasındaki Jacob da Twilight adlı televizyon dizisi ve filmdeki erkek vampir nedeniyle listede çok üst sıralara çıkmış olabilir.

Listedeki isimler beyaz Amerikalılar arasında kullanılan adlar. Latin kökenliler, siyahlar veya Müslüman Amerikalılar arasında Sophia veya Aiden gibi isimlere rastlanmıyor.

ABD’de Son 10 Yılın En Popüler Bebek İsimleri

2011 – Sophia, Emma, and Ava; Aiden, Mason, and Lucas
2010 – Sophia, Chloe, and Lily; Aiden, Logan, and Liam
2009 – Isabella, Sophia, and Olivia; Aiden, Jackson, and Jacob
2008 – Emma, Madison, and Ava; Aiden, Jayden, and Caden
2007 – Sophia, Addison, and Emily; Aiden, Ethan, and Noah
2006 – Emma, Kaitlyn, and Abigail; Aiden, Ryan, and Jack
2005 – Emma, Hannah, and Makayla; Aidan, Nicholas, and Tyler
2004 – Emma, Madison, and Hailey; Jacob, Ethan, and Ryan
2003 – Emily, Hannah, and Sarah; Jacob, Matthew, and Zachary
2002 – Emily, Brianna, and Alexis; Jacob, Christopher, and Andrew
2001 – Emily, Ashley, and Samantha; Jacob, Joseph, and Dylan
2000 – Hannah, Kaylee, and Elizabeth; Michael, Matthew, and Joshua

Tarihte En Çok Kullanılan Bebek İsimleri

1990 – Jessica, Brittany, and Samantha; Michael, Daniel, and Justin
1980 – Jennifer, Melissa, and Heather; Michael, Christopher, and Jason
1970 – Jennifer, Lisa, and Tammy; Michael, James, and Brian
1960 – Mary, Susan, and Lisa; David, Robert, and Mark
1950 – Linda, Barbara, and Nancy; James, John, and David
1940 – Mary, Judith, and Betty; James, William, and Charles
1930 – Mary, Dorothy, and Helen; Robert, Richard, and George
1920 – Mary, Ruth, and Virginia; John, Edward, and Frank
1910 – Mary, Anna, and Mildred; John, William, and Joseph
1900 – Mary, Elizabeth, and Ethel; John, George, and Henry
1890 – Mary, Emma, and Florence; John, William, and Harry

Türkiye’de En Popüler İsimler

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, Türkiye’de son 10 yılda dünyaya gelen erkek çocuklarına en çok verilen isimler Yusuf, Arda, Mustafa, Mehmet, Ahmet.

2006 yılında Arda,Yusuf, Mehmet, Mustafa ve Emirhan, kızlarda ise Elif, Zeynep, İrem, Büşra, Merve listebaşı oldu. 2008 yılında ise Yusuf, Arda, Mustafa, Mehmet, Ahmet, kızlarda ise Zeynep, Elif, Yağmur, İrem, Merve ilk 5’e girdi.

Türkiye’de 2010 yılında doğan kız bebeklere en çok verilen isim Zeynep, erkek bebeklere en çok konulan ad ise Yusuf oldu.

1 Ocak-31 Aralık 2010 tarihleri arasında 13 bin 352 aile erkek bebeklerine Yusuf adını verirken, 8 bin 264 aile Mustafa, 7 bin 233 aile Mehmet, 6 bin 879 aile Arda, 6 bin 839 aile de Ahmet’i  tercih etti.

Kız bebeklerde de geçen yıl en fazla ilgi gören isim Zeynep. 2010’da  14 bin 915 kız bebeğe Zeynep adı verildi. 12 bin 837 bebeğe Elif, 11 bin 58 bebeğe Yağmur, 9 bin 921 bebeğe Ecrin, 5 bin 959 bebeğe de Nisanur adı konuldu.

Ecrin ismini doğrusu hiç duymamıştım bugüne kadar. Türk Dil Kurumu’na göre “sevap, bir emeğin karşılığı” anlamına geliyormuş. Kuran’da geçen isimlerden biriymiş.

1980-1990 yılları arasında en fazla kullanılan isimler, kızlarda Fatma, Ayşe, Emine, Hatice ve Zeynep, erkeklerde Mehmet, Mustafa, Murat, Ahmet ve Ali.

2000 ve 2005 yıllarında ise kızlarda Zeynep, Merve, İrem ve Fatma, erkeklerde Mehmet, Yusuf, Furkan, Mustafa ve Emre en popüler bebek isimleriydi.

2006 ile 2009 yılları arasında da ailelerin en fazla tercih ettiği isimler kızlarda Zeynep, Elif, Yağmur, Ecrin, Merve, erkekler ise Yusuf, Arda, Mehmet, Mustafa, Ahmet’ti.

1950 – 2009 Arasında Türkiye’de En Sevilen Bebek İsimleri

1950                   2009

1.  Fatma                Zeynep

2.  Ayşe                   Elif

3.  Emine              Ecrin

4.  Hatice              Yağmur

5.  Zeynep            İrem

6.  Şerife                Nisanur

7.  Meryem        Eylül

8.  Sultan             Merve

9.  Hanife             Zehra

10. Sevim            Büşra

Bebeğinize sadece kulağa hoş geliyor  diye bir isim seçmeyin bence. Herşeyden önce güzel bir anlamı olsun seçtiğiniz ismin ve  çocuğunuz hayatı boyunca ismini güvenle, sevgiyle taşısın.

 

Lady Gaga Beyaz Saray’da!

Lady Gaga’nın Beyaz Saray’da ne işi var diye mi geçirdiniz aklınızdan? Aslında çok da olmayacak birşey değil. Çünkü Beyaz Saray sanatçıları sık sık ağırlar. Merak edenler için değinmeden geçmeyelim. Beyaz Saray’dan resmi davet alan ilk popçu, Beatles topluluğundan George Harrison. Harrison bir konser için Washington’da bulunduğu sırada, tam 37 yıl önce, 13 Aralık 1974 tarihinde resmi bir davet almış ve o gün dönemin başkanı Gerald Ford’la Beyaz Saray’da öğle yemeği yemiş. Dönelim bugüne. Başkan Obama ve “First Lady” Michelle Obama da sanatsever kişilikleriyle tanınıyor. Ama Lady Gaga’nın Beyaz Saray’a gitme nedeni, intihar eden bir küçük hayranına verdiği sözü yerine getirmek. Eşcinsel olan 14 yaşındaki Jamey Rodemeyer, Eylül ayında initihar etmişti. Jamey yıllardır çevresinde, okulunda arkadaşlarından kötü muamele görüyor, itilip kakılıyor, ayrımcılığa uğruyordu. Jamey Facebook’ta Lady Gaga’yla arkadaş olmuş, ondan yardım istemişti. Lady Gaga da Jamey’ye Amerika’da “bullying” denen bu sorunla mücadele için konuyu Beyaz Saray’a götürme sözü vermişti. İşte bu sözü tuttu Lady Gaga. Ne var ki Başkan Obama Beyaz Saray’da değildi, ekonomiyle ilgili bir konuşma yapmak amacıyla Kansas’a gitmişti. Gerçek adı Stefani Germonatta olan Lady Gaga, Başkan Obama’nın danışmanı Valerie Jarrett’le görüşüp mesajını iletti.

Peki, Başkan Obama Lady Gaga’yla hiç karşılaşmadı mı? Obama, Lady Gaga hakkında ne düşünüyor? Yaşları 20’nin altındaki milyonlarca hayranına “Little Monsters/Küçük Canavarlar” diyen ve kendisi de “Mother Monster/Ana Canavar” adıyla anılan Lady Gaga’yla Başkan Obama’nın yolları Eylül sonunda Los Angeles’ta kesişti. Eşcinsel haklarını savunan “Human Rights Campaign” adlı kuruluşun para toplamak amacıyla düzenlediği geceye katıldı Lady Gaga, bileti için 35 bin 800 dolar ödeyerek. Başkan Obama da gecenin baş konuşmacısıydı.İkisi arasında kısa bir konuşma geçtiği söyleniyor. Tabii gazeteciler Obama’ya Lady Gaga’yla ilgili izlenimlerini sormayı ihmam etmemişler. Başkan da şunları söylemiş haberlere göre: “16 inch yüksekliğinde topuklu ayakkabılar giymişti. Boyu iki metrenin üstünde görünüyordu. Doğrusu ürkütücüydü!” Yakın çevresi Obama’nın, Lady Gaga’nın siyah tüllerle süslenmiş aşırı yüksek topuzunu ve yerlere kadar uzanan siyap dantel tuvaletini de resmi bir gece için aşırı bulduğunu söylüyor ajanslara göre. Ben de onların yalancısıyım!

Grammy ödüllü Lady Gaga, geçtiğimiz aylarda favori albümünün adını taşıyan “Born This Way” adlı bir vakıf kurmuş ve vakfın amacının gençlere özgüven aşılama, sağlıklı yaşama yöneltme, tacize karşı mücadeleyi öğretme, yol gösterme ve meslek sahibi olma konusunda destek sağlayacağını açıklamıştı. Gerçek adı Stefani Germonetta olan Lady Gaga, vakfın, gençlerin kötü muamele ve baskı görmesine karşı mücadele vereceğini, onlara destek sağlayacağını da açıklamıştı. Born This Way Vakfı’nın yöneticiliğini 25 yaşındaki Lady Gaganın annesi Cynthia Germanotta yapıyor.

Üç platin albüm sahibi olan süperstar Lady Gaga uzun zamandır kar amacı gütmeyen yardım faaliyetlerine destek veriyor, herkesi ihtiyacı olanlara yardıma çağırıyor. Ünlü şarkıcı geçen yıl da ordudaki eşcinsellere destek verdiğini açıklamıştı. Lady Gaga’nın son albümü “Born This Way” milyonlarca satarak büyük ilgi gördü. Tüm dünyada çok popüler olan Lady Gaga, sosyal medyayı yakından izliyor. Lady Gaga’nın Twitter’da 15 milyon takipçisi, Facebook’ta da 44 milyon hayranı var.


Demem o ki, Amerika’da sanatçılar toplumsal konularda sessiz kalmıyor,davaları için para bağışladıkları gibi, dünyanın tehlikeli bölgelerine seyahat ediyor, Beyaz Saray’a gitmekten de çekinmiyor. Angelina Jolie, Brad Pitt, Sandra Bullock, George Clooney, Ben Affleck, Richard Gere ve daha birçokları, Birleşmiş Milletler iyiniyet elçisi olarak da görev yapıyor, kendilerini toplumdan soyutlamıyor, sözcüsü oldukları davalarda sosyal medyadan da yararlanmayı ihmal etmiyorlar. İmkanları doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişiler için kullanabilmek çok güzel. Görüşlerinizi bekliyorum. Herşey gönlünüzce olsun.

Eski Başkan Kızları TV’de

Söz verdiğim gibi bir televizyon yazısı daha size sevgili okurlar ve  yine bir soru. Eski başkan kızları nerede?  İki dönem başkanlık yapan Bill Clinton’la Obama yönetiminin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın tek çocukları, biricik kızları Chelsea Clinton NBC Televizyonu’nda işe başladı geçen ay. NBC televizyonunda muhabirlik ve programcılık yapacak Chelsea.

Bütün Amerika’nın gözleri önünde büyüyen, üniversiteyi bitiren, evlenen Chelsea, 1992 yılında babası Bill Clinton’ın başkan seçilmesiyle bir anda medyanın ilgi odağı haline geldi. Ancak  ailesinin isteği ve sonra da kendi seçimiyle kameralardan uzak durdu, babasının iki dönem başkanlığı, annesinin başkan adaylığı kampanyası ve ardından bugün de dışişleri bakanlığı boyunca hiçbir zaman basın yayın organlarına malzeme olmadı, buna büyük özen gösterdi.

 

Peki şimdi nereden çıktı televizyon muhabiri olmak? NBC Televizyonunun Başkanı Steve Capus bu konuda samimi bir açıklama yaptı geçtiğimiz günlerde ve özetle şunları söyledi: “Chelsea Clinton’la ilk kez Temmuz ayında konuştum. Ona hayatının bundan sonraki bölümünde ne yapmak istediğini sordum. Bana 2008 yılında annesinin seçim kampanyası sırasında Amerika’nın çeşitli yerlerinde çok farklı hikayeleri olan insanlara rastladığını, yaptıklarından çok etkilendiğini ve bunu duyurmak için bir yol bulmak istediğini anlattı. Söylediklerinden, samimiyetinden çok etkilendim. Muhabir olarak günün en önemli haberi üzerinde çalışmak istemiyordu, derdi televizyon yıldızı olmak değildi. Gerçek hikayeler anlatmak istiyordu. Bizim akşam haberlerinde gönüllü çalışmalarıyla kamuoyunda sesini duyuran kişilerle ilgili yeni bir bölümümüz var, çok ilgi görüyor. Bir de “Rock Center with Brian Williams” adlı bir  haber-magazin programımız var, orada da başkalarının yaşamına önemli katkılarda bulunan insanları tanıtıyoruz. Bunun için ideal olduğunu düşündüm ve ona hemen iş teklif ettim.”

 

31 yaşındaki Chelsea Clinton NBC’de tam gün çalışacak ve haberlere katkıda bulunacağı gibi, özel ropörtajlar da yapacak. Son yıllarda evlenen Chelsea Clinton  uzunca bir süredir  babasının kurduğu William J. Clinton Vakfı’nın desteklediği davalar hakkında konuşmalar yapıyor, bütün Amerika’yı dolaşıyor. Chelsea Clinton 2008 yılında annesinin kampanyası sırasında tam 400 toplantıda konuşma yapmıştı. NBC’den kaç para alacağı açıklanmadı Chelsea Clinton’ın ancak adının açıklanmasını istemeyen bir aile dostları, Chelsea’nin kazancının büyük bölümünü  Clinton Vakfı’na ve  geçen ay ölen anneannesinin anısına George Washington Üniversite Hastanesi’ne bağışlayacağını söyledi.


Chelsea Clinton, NBC’de işe giren ilk başkan kızı değil. Ondan önce de George W.Bush’un ikiz kızlarından biri olan Jenna Bush Hager, Ağustos’ta NBC kadarosuna katılmıştı. 27 yaşında olan ve başkent Washington yakınlarındaki Baltimore kentinde öğretmenlik yapan Jenna Bush, NBC’nin sabah programına ayda bir katkıda bulunacak, yarım gün öğretmenliğe devam edecek.

 

Hep yazar olmak istediğini söyleyen Jenna’nın yayınlanmış iki kitabı var. Jenna Bush Hager, kitaplarından birinde HIV virüsü taşıyan genç bir annenin dramını anlatıyor. “Ana’s Story: A Journey of Hope” adlı kitabın tanıtımı için Amerika’nın çeşitli kentlerine giden Jenna Bush Hager, birçok televizyon programına da katılmıştı. Hatta bir sabah programını Jenna annesi Laura Bush’la birlikte sunmuştu.


Jenna ikiz kardeşi Barbara Bush’la da ekranlarda program sunarak büyük beğeni kazanmıştı. NBC yetkililerine göre Jenna Bush Hager, siyasi program yapmayacak, siyasi olayları izlemeyecek.

 

Senator  John McCain’in kızı Meghan da NBC Televizyonunda. MSNBC’de çalışan Meghan da bu yıl NBC’nin işe aldığı gençlerden biri. Eski başkanlardan Ronald Reagan’ın oğlu Ronald Reagan Junior da Air America’da kendi radyo programını sunuyor. Uzmanlar Beyaz Saray veya siyaset deneyimi olan başkan çocuklarının veya siyasetçi kızları ya da oğullarının  televizyonlar  için önemli bir kazanç olduğunu söylüyor. Çünkü bu gençler çok iyi eğitim görüyor, siyasetin içinde yaşıyor ve dünya deneyimleri oluyor. Bakalım Chelsea Clinton ve Jenna Bush Hager televizyonda ne kadar başarılı olacak. Siz ne dersiniz?