Bu yıl 8 Ocak’taki blog yazımda sizlere şu soruyu sormuştum: “2014’te gazetecilerin kaderi değişecek mi?”  Ne yazık değişmediğini görüyoruz. Sormamın nedeni New York’taki Gazetecileri Koruma Komitesi’nin bu konudaki 2013 raporunun yayınlanması ve gerçeklerin çok acı olmasıydı. Raporu bu yazının sonunda yine okuyabilirsiniz çünkü 2014 raporunun yayınlanmasına en az 4 ay daha var.

Amerikalı gazeteci James Foley’nin, IŞİD tarafından Suriye’de başı kesilerek öldürülmesi gazetecilerin ve ailelerinin yaşadığı  acıları yeniden gündeme taşıdı. Suriye’de haber yaparken kaçırılan 80 gazeteciden biriydi Foley. Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi, Suriye’de yaklaşık 20 yerli ve yabancı gazeteciden hala haber alınamadığını, çoğunun militanların elinde rehin olduğunu, belki de öldürüldüğünü bildiriyor. Irak ve Suriye’de ele geçirdikleri topraklarda ‘halifelik’ ilan eden IŞİD, Foley’nin başının kesilerek öldürülmesinin Amerika’nın kendilerini hedef alan hava saldırılarına misilleme olduğunu bildirdi.  Gazetecileri Koruma Komitesi’nden Courtney Radsch, Amerika’nın Sesi’ne rehin alınan gazetecilerin durumunu değerlendirdi:

“Gazetecileri Koruma Komitesi 2012’de Suriye’de kaçırılan Foley’nin cinayete kurban gitmesinden büyük üzüntü duyuyor. Bu cinayet tüm insanlığa karşı bir saldırı oldu. Suriye gazetecilerin çalışabileceği en tehlikeli ülke. Araştırmalarımıza göre bu ülkede 80 gazeteci kaçırıldı ve bunların 20’sinden hala haber alınamıyor. Bu gazetecilerin izini sürmek ve tam sayılarını olmak inanılmaz derecede zor. Rehineler arasında hem Suriyeli, hem de yabancı gazeteciler var. Bu ülkeden haber göndermek oldukça tehlikeli. Bunu her zaman söylüyoruz: İster devlet, ister devlet dışı unsurlar olsun, gazetecileri rahat bırakın! Onları asla öldürmeye kalkmayın, siyasi oyunlarınızın piyonu haline getirmeyin. Tehdit edilmeden görevlerini yapmalarına izin verin.”

IŞİD’in Amerikalı gazeteci James Foley’i vahşice katletmesi ve diğer rehin gazeteci Steve Satloff’u öldürmekle tehdit etmesini değerlendiren Amerika’nın Sesi Genel Müdürü David Ensor da, bunun gazetecilerin bölgede çalışmasını etkilemeyeceğini, Amerika’nın politikalarını da değiştirmesine neden olmayacağını söyledi.

“Bu, işini yapan ve işi gazetecilik olan suçsuz bir insanın trajik ve anlamsız şekilde öldürülmesinden başka bir şey değil. Bu onurlu meslek, açıkçası her gün daha tehlikeli hale geliyor. Son istatistikler, bu meslekte ölen ya da yaralananların sayısının hayatımda görmediğim kadar arttığını gösteriyor. Bu olay Amerika’nın politikasını etkilemez. Amerikan haber kurumları da haber yapmayı bırakmaz. Diğer bütün haber ajansları gibi Amerika’nın Sesi de daima farklı haberler izlemenin tehlikelerini değerlendiriyor. Bunu dikkatli bir şekilde her gün, bazen her saat yapıyoruz. Muhabirlerimize ve onların risk alma kararlarına büyük saygı duyuyoruz. Ancak dünyadaki gelişmelerle ilgili haber yaparken risk almak durumundasınız. Dünya ne yazık ki tehlikeli bir yer.”

Gazetecilik, zor meslek. Gecesi, gündüzü yok. İş güvenliği yok, parası az. Üstelik giderek bütün dünyada daha tehlikeli bir meslek haline geliyor. Şimdi gelin Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) adlı basın özgürlüğünü izleme kuruluşunun 2013 araştırmasıyla noktayı koyalım ve dileyelim ki dünya bütün herkes ve özellikle de gazeteciler için biiran önce daha güvenli bir yer haline gelsin!

CPJ’in1990’dan beri yaptığı küresel araştırmaya göre, 2013’te dünyanın çeşitli yerlerinde 70 gazeteci öldürüldü. Mesleğini yaparken veya mesleğini yaptığı için öldürülen gazetecilerin sayısı 2012’de ve 2009’da 74’tü. Bu bugüne kadar kaydedilen en yüksek sayıydı.

CPJ’in 2013 raporunda neler var?
• 2013’te hapis gazeteci sayısı 211 oldu, geçen yılın rekor sayısı 232′ydi. 2012 öncesinde CPJ’in yıllık hapishane sayımında kayıtlara geçmiş en yüksek sayı 1996 yılında hapiste olan 185 gazeteciden oluşuyordu.

• Dünya çapında 124 gazeteci, hükümeti devirmeye çalışma veya terörizm gibi devlete karşı işlenen suçlar kapsamında hapiste. Bu, iftira veya hakaret gibi benzerleriyle kıyaslandığında tüm diğer suçlamalardan çok daha yüksek bir oran teşkil ediyor ancak geçmiş yıllardaki devlete karşı işlenen suçlar oranıyla aşağı yukarı aynı düzeyde. 45 vaka kapsamında hapisteki gazetecilere hiçbir suçlama getirilmiş değil.

• Vietnam’da geçen yıl 14 gazeteci hapisteyken bu sayı yetkililerin ülkenin tek bağımsız medyasını oluşturan blog yazarlarına karşı operasyonları sıklaştırması sonucunda 18′e yükseldi.

• Vietnam’ın yanısıra, hapistekilerin sayısının yükseldiği diğer ülkeler Etiyopya, Bahreyn ve Somali.
• 2012 yılında hapiste hiç gazetecileri yokken 2013 sayımına dahil olan ülkeler: Ürdün, Rusya, Bangladeş, Kuveyt, Makedonya, Pakistan ve Kongo Cumhuriyeti; bunlara ek olarak Mısır ve ABD de var.

• Afrika’da en çok gazeteci hapseden ülke Eritre. 2012′de 28 gazeteci hapisteyken bu sayı 2013’te 22 oldu. Eritre yasal prosedürü ihlal edenler arasında dünyadaki en kötü ülke; hapistekilerin hiçbirine karşı resmi olarak herhangi bir suçlama getirilmediği gibi, hiçbiri mahkemeye de çıkarılmadı.

• İnternet gazetecileri 106 kişiyle toplam rakamın yarısını oluşturdu. 97 gazeteci yazılı basın çalışanı.

• Dünya çapında hapisteki gazetecilerin yaklaşık üçte biri bağımsız çalışan gazeteciler; bu, geçen yıllara göre küçük bir farkla daha az bir oran. 2012 yılında hapistekilerin %37′si bağımsız çalışan gazetecilerdi.

CPJ gazetecilerin mesleklerini yaptıkları için hapsedilmemeleri gerektiğine inanıyor. Örgüt, gazeteci hapseden her ülkeye mektuplar göndererek durumdan ciddi kaygı duyduğunu bildirdi. Geçtiğimiz yıl CPJ’in desteğiyle en az 39 gazeteci serbest bırakıldı.

“Türkiye’de hapisteki gazeteci sayısına inanmak zor”

CPJ Direktörü Joel Simon 2013 raporuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Yaptıkları iş yüzünden gazetecileri hapsetmek hoşgörüsüz ve baskıcı bir toplumun baş özelliğidir. Vietnam ve Mısır gibi ülkelerde hapsedilen gazeteci sayısının arttığını görmek elbette çok rahatsız edici. Ancak açıkçası Türkiye’nin iki yıl üstüste dünyanın en çok gazeteci hapseden ülkesi olduğunu görmek şok etkisi yaratıyor.” Türkiye bu durumda İran ve Çin’den kötü durumda. CPJ’in listesinde ilk 10’a giren ülkeler şöyle sıralanıyor: Türkiye, İran, Çin, Eritre, Vietnam, Suriye, Azerbaycan, Etiyopya, Mısır ve Özbekistan.