Pennsylvania eyaletinin Philadelphia kentinde sonlanan Demokrat Parti Ulusal Kongresi’nde Hillary Clinton, partisinin başkan adaylığını aldı ve Amerika’nın ilk kadın başkanı olma hayaline bir adım daha yaklaştı. Ayrıca Amerika’da iki büyük partiden ilk kadın başkan adayı olarak tarihe geçti. Hillary Clinton konuşmasında ‘glass ceiling’ olarak adlandırılan ve kadınların çok üst düzey görevlere atanmadığı iş ortamında cam tavanı çatlatmayı başardığı için umutlu olduğunu söylese de çalışma hayatındaki kadınlar için durum farklı.
Bu konu ayrı bir blog konusu olur diyor ve Demokrat Parti’nin başkan adaylığı için bir kadını seçmekle kadın seçmenin oyunu garantileyip garantilemediği konusuna geçiyorum. Wall Street Journal gazetesiyle NBC Televizyonu’nun yaptığı bir kamuoyu araştırmasına göre, gerek Cumhuriyetçi ve gerekse Demokrat Parti’nin kayıtlı seçmenlerinin toplam yüzde 52’si Hillary Clinton’ı destekliyor. Ancak 50-64 yaş grubundaki beyaz kadınlar arasında Hillary Clinton’ı destekleyenlerin oranı yüzde36. 35-49 yaş arasındaki beyaz kadın seçmenlerinse sadece yüzde 34’ü Clinton’a destek veriyor.
Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump’a bütün kayıtlı kadın seçmenler arasında destek oranı yalnızca yüzde 37. Ancak Donald Trump, 50-64 yaş grubundaki beyaz kadın seçmenlerin yüzde 54’ünden destek görüyor. 35-49 yaş arasındaki kadınlarınsa yüzde 51’I Trump’a oy vereceklerini söylüyor.
Kadınlar genellikle erkeklere göre daha çok Demokrat Parti’yi destekleme eğiliminde. Ancak uzmanlara bakılırsa, Hillary Clinton’ın iki büyük partiden birinden ilk kadın başkan adayı olması, kadınların oyunu garantilediğini göstermiyor. Virginia Üniversitesi’nden Profebör Larry Sabato,seçmenlerin sandık başında adaayların kadın veya erkek olmasına göre değil, parti tercihlerine göre oy kullandığını söylüyor. Sabato’ya göre, Kadım ayındaki seçimlerde Cumhuriyetçi kadınların çoğunun Hillary Clinton’a oy vermesi nasıl beklenmiyorsa, Demokrat erkeklerin çoğunun da Donald Trump’ı desteklemesi sözkonusu değil.
2008 yılında Başkan Obama’nın Amerika’nın ilk siyah başkanı seçilmesi öncesinde de seçmenler arasında büyük bir heyecan vardı. Hillary Clinton’ın ilk kadın başkan adayı olması da önemli ölçüde iyimserlik yarattı ama bu iyimserliğin ne kadarının oya dönüşeceğini tahmin etmek zor.
Birçok uzman, kadınların iş hayatında ve siyasette yükselmesinin önünde birçok engel olduğunu ve bunların çoğunun kadınlara yapışıp kalan önyargılar olduğunu söylüyor. Hillary Clinton’ın giyimi, saçı, kahkahası, sert görünüşü sık sık eleştirilirken, aynı eleştiriler erkek aday Donald Trump’a yöneltilmedi.
Washington’daki PEW Araştırma Merkezi’nin bu yıl yaptığı bir ankete bakılırsa, görüşü sorulan kadınların yüzde 47’si, kadınların üst düzey görevlere gelmesinin önündeki en büyük engelin, onlardan erkeklere oranla çokm daha fazla performans beklenmesi olduğunu belirtti. Görüşü sorulan erkeklerin yüzde 28’i, standartların yüksek tutulmasının kadınların geride kalmasına neden olduğunu doğruladı. Kadınların yüzde 76’sıyla erkeklerin yüzde 74’ü, kadınların erkekler kadar iyi liderler olabileceğine, siyasette başarılı bir performans sergileyebileceğine inandıklarını söyledi.
Genç kadın seçmenlere bakarsak, bugün daha iyi eğitimliler ve farklı bir dünyada yaşıyor, iş hayatında başarıyla ilerliyorlar. Üniversite eğitimli kadınların sayısı erkeklerden fazla. Amerika’da her 10 evden 4’ünü kadınlar geçindiriyor.
Peki Hillary Clinton için kimlerin desteği garanti görünüyor? Profesör Sabato’ya göre, Clinton farklı azınlık gruplarından seçmenlerin yüzde 80’inin oyunu garantilemişe benziyor. Siyahlar, göçmenler, Müslümanlar ve kadınlar Hillary Clinton’a yönelmiş durumda. Hillary Clinton’a en az destek verenlerse beyaz erkekler. Buarada Kasım ayındaki başkanlık seçiminde Demokrat Parti için gençlerin oyunun belirleyici olacağını söylemeden geçmeyelim. Gençler adaylığı kaybeden Bernie Sanders’I destekliyordu ancak Sanders adaylığı kaybedip çekilince taraftarları durumu kabullenemedi. Gençler, Sanders’ın Hillary Clinton’ı desteklemeleri için yaptığı çağrıları protesto etti. Beyaz Saray yarışı hızlanırken, gençlerin elinde önümüzdeki dört yıl ülkeyi kimin yöneteceğini seçmek için güzel bir fırsat var. Bu fırsatı da seçim sandığına gidip oy kullanarak değerlendirmekten başka çareleri yok. Ancak Amerika’da gençlerin sandık başına gitme oranı çok düşük. Bakalım, bekleyip göreceğiz Kasım seçimlerinde başkanlık yarışında ipi kimin göğüsleyeceğini.
Cumhuriyetçi Parti’nin Ohio’nun Cleveland kentindeki Ulusal Kurultayı’nda (18-21 Temmuz) partinin başkan adayı ve yardımcısının adaylığı kesinleşecek. Donald Trump, parti içi muhalefete rağmen Cumhuriyetçiler’e başka seçenek bırakmadı, bütün ayrıştırıcı söylemlerine ve siyasi tecrübesizliğine rağmen, başkan adaylığını garantiledi. Trump, parti kongresinden hemen önce de kendisine siyasi deneyimi olan bir yardımcı adayı seçti, Indiana Valisi Mike Pence.
Mike Pence kim?
Peki kim tam adıyla Michael Richard Pence? Avukat kökenli Pence, 1959 doğumlu, 57 yaşında, ikisi kız üç çocuğu var. 2013 yılından beri Indiana Valisi. Eyaletin 50’nci valisi olan Pence, 2001-2013 yılları arasında tam 12 yıl Temsilciler Meclisi üyeliği yapmış. Kongre deneyimi var. Mike Pence Cumhuriyetçi Parti’nin muhafazakarlarından ve aşırı muhafazakar Çay Partisi Hareketi’ni destekliyor. Trump’ın yardımıcısı olarak Pence’i seçmesi, Cumhuriyetçi Parti içindeki Trump karşıtlarını yumuşatmışa benziyor.
Kurultaya dönersek, Cleveland’da 50 bin kişi toplandı Cumhuriyetçi Parti Kongresi için. Bunların 30 bini parti delegeler, 5 bini göstericiler. 15 binin üzerinde bir medya ordusu izliyor kurultayı. Bu grup bir hafta sonraki Demokrat Parti Kurultayı’nı da izleyecek. Kurultayın ilk gününde konuşanların en renklisi kuşkusuz Donald Trump’ın eşi Melania idi. Trump takdim etti eşini, her zaman uzun konuşan milyarder işadamı-politikacı, bu kez kısa bir konuşma yaptı, Melania’yı “olağanüstü bir anne, inanılımaz bir kadın” olarak tanımladı.
Melania Trump da göçmen
Melania, Yugoslavya doğumlu Slovenyalı bir göçmen. Trump’ın tartışmalı seçim kampanyası sırasında geri planda kalmayı tercih etti Melania Trump. O da konuşmasında kocasını ‘harika bir lider’ diye övdü, Amerika’yı değiştirebilecek tek kişi olduğunu savundu ve kendi hikayesini anlattı.
Ancak Melania’nın söyledikleri hemen tartışılmaya başladı çünkü bir gazeteci konuşmanın Michelle Obama’nın 2008’de eşi Barack Obama’yı övdüğü kurultay konuşmasına aşırı benzediğini farketti ve bunu gündeme getirdi.
Melania Trump konuşmasında, “Çok genç yaştan itibaren annem ve babam, hayatta elde etmek istediklerim için çok çalışmam gerektiğini vurguladı. Verilen sözleri tutmanın önemini aşıladı. Başkalarına saygı göstermenin ne kadar önemli olduğunu anlattı,” dedi.
Sekiz yıl önce Michelle Obama da şunları söylemişti konuşmasında: “Barack ve ben aynı değerlerle yetiştirildik: Hayatta elde etmek istediklerin için çok çalışacaksın, verdiğin sözleri tutacaksın, karşındakilere saygı göstereceksin.”
Trump kampanyası yetkilileri, Melania Trump’ın konuşmasını savundu ve bir göçmen çocuğu olarak kendi deneyimlerini anlattığını vurguladı. Trump’ın bu polemiğin başlatılmasına çok kızdığını bildiriyor ajanslar.
Melania Trump mücevher tasarımcısı
Melania, konuşmasında 18 yıldır Donald Trump’la birlikte olduğunu söyledi. 70 yaşındaki Trump’ın üçüncü eşi Melania. Çiftin bir oğlu var. Trump’ın daha önceki evliliklerinden üç çocuğu olduğunu ekleyelim. 46 yaşındaki Melania, Lyubliana Üniversitesi’nden mezun eski bir model. Şimdilerde mücevher tasarımcılığı yapıyor. 2011 yılında yeşil kart almış, 2006’da da Amerikan vatandaşı olmuş. Eşinin göçmen olması, Trump’ın göçmen karşıtı söylemleriyle ters düşmüyor mu sorusunu sormadan geçemiyor insan.
Cumhuriyetçi Parti Kurultayı’nda yaptığı konuşmayla Melania Trump da başkanlık seçim kampanyasına katılmış oldu. Kasım ayındaki seçimlere kadar Melania’nın adından daha sık söz ettirmesi bekleniyor.
Cleveland’da güvenlik çok sıkı
Cleveland’da kurultay için sıkı güvenlik önlemleri uygulanıyor. Federal yetkililer ve Cleveland polisi, kurultai sırasında güvenlik sorunu yaşanmaması için yaklaşık iki yıl hazırlık yaptı. İç Güvenlik Bakanlığı ve Federal Soruşturma Bürosu FBI’la birlikte Cleveland’daki Cumhuriyetçi Parti, Philadelphia’daki Demokrat Parti kurultayları için olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Güvenlik yetkilileri siber saldırılara karşı da önlem aldı ve siber saldırıları ‘en büyük tehlike’ olarak niteledi. Ama en çok korkulan ‘terör’. Son terörist saldırılar bu kaygıyı daha da arttırsa da yetkililer aldıkları önlemlerin yeterli olduğuna güveniyor. Cleveland’da gösteriler 50 dakikayla sınırlandı, barışçı olması koşulu getirildi. Cumhuriyetçiler’in toplandığı kongre merkezi 1,5 metre yüksekliğinde duvarlarla korunuyor. Güvenlik için Cleveland ve Philadelphia’ya 50 milyon dolarlık ek bütçe verildi.
Bundan sonra ne olacak?
Cumhuriyetçi Partililer Perşembe akşamı başkan adaylarını resmen açıkladıktan sonra büyük olasılıkla seçim kampanyası daha yoğun ve söylemlerin sertleştiği bir yola girecek. Demokrat Parti’nin de adayını kesinleştireceği 25-28 Temmuz kurultayından sonra adaylar kıyasıya mücadeleye edecek. Zaten şimdiye kadar seçim kampanyası alışılmışın dışında sert söylemlerle dolu geçti.
Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti kurultayları çoğunlukla Amerika’da seçim kampanyasının en renkli görüntülerine sahne olur. Bu kez de öyle olacağı kesin görünüyor.