Kongre “Bütçe Oyununu” Sergiledi

Posted June 1st, 2011 at 2:42 pm (UTC-5)
2 comments

Shakespeare “Beğendiğiniz Gibi – As You Like It” adlı oyununda dünyayı bir sahneye benzetir, bütün kadın ve erkeklerin sadece birer oyuncu olduğunu, rollerini oynamak için sahneye girdiklerini, işlevlerini gördükten sonra da çıktıklarını söyler.

31 Mayıs Salı gecesi de başkent Washington bir sahne, Demokrat ve Cumhuriyetçi Kongre üyeleri de birer oyuncuydu. Rolleri ise Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi üyelerinin sunduğu tasarıyı oylamaktı.

Birbirinden ilginç olay ve karakterleriyle tiyatronun piri sayılan Shakespeare’e parmak ısırtacak siyasi oyuna – ki bu tanımlama bana değil Demokratlar’a ait – yol açan gelişmeler kısaca şöyle:

Amerika Maliye Bakanı Tim Geithner, aylardır yaptığı uyarının sonunda gerçek olduğunu, 14 trilyon dolar seviyesindeki borçlanma tavanının Mayıs ayında aşıldığını söyleyerek Kongre’den limiti yükseltmesini tekrar ister. Kongre’deki Cumhuriyetçiler de Demokratlar da limitin yükseltilmesi gerektiğini bilir. Ancak her iki taraf da bunun borçları biraz daha kabartacağının farkındadır.

Lakin tavan yükseltilmezse Amerika’nın borç faizlerini ödeyemez hale gelmesi, derecelendirme kuruluşlarının hışmına uğrayıp, notlarının düşürülmesi de uzak bir ihtimal değildir.

Ama gel gör ki, borçları dizginlemek amacıyla tavan yükseltilmezse, bu kez de olası düşük kredi notu yüzünden Amerika’nın ileride daha pahalıya kredi almak zorunda kalması içten bile değildir.

Bu olay örgüsünde Cumhuriyetçiler, “Borç tavanını yükseltelim, ama bunun karşılığında federal harcamaları kısalım, hükümeti bütçe reformuna zorlayalım” hesabı yapar. Demokratlar da, “Tamam harcamaları biraz kısalım ama azıcık da zenginlerin vergilerini yükseltelim, petrol şirketlerine, zengin çiftçilere verdiğimiz sübvansiyonları kaldıralım,” der.

Maliye Bakanı da zaman kazanmak için bazı muhasebe marifetleriyle, mesela federal memurların emeklilik fonlarını “kısa süreliğine ödünç alarak” günü kurtarmaya devam eder.

Gel zaman git zaman, pazarlıklar, tartışmalar, özel çalışma komisyonları aylar sürer. Taraflar bir türlü orta yolu bulamazlar.

İşte Demokratların deyimiyle siyasi oyun bu noktada 31 Mayıs Salı gecesi Kongre’de sergilenir ve Cumhuriyetçiler, temelden karşı çıktıkları ilkeyi savunan, harcamaları kısmadan borçlanma limitini yükselten bir tasarıyı oya sunar.

Oylama yapılmadan önce de Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi’ndeki yandaşlarına “Aman ha sakın tasarıya evet oyu vermeyin,” diye telkinde bulunur.

Üstüne üstlük Cumhuriyetçiler bir hafta boyunca Wall Street’in önde gelen firmalarını arayarak, “Gelecek hafta borç tavanını yükseltmek için bir tasarı sunacağız, ama sonra reddedeceğiz. Sakın ha piyasalara bu yüzden bir tedirginlik hakim olmasın, paniğe filan yol açmasın” şeklinde tatlı dille uyarır. Kafası karışan bankerlere de “Bu siyasi bir oyun siz anlamazsınız” imasında bulunur.

31 Mayıs gecesi perde kapandığında 318 üye aleyhte oy kullandığından borçlanma tavanı yükseltilmedi. Piyasalar da önceden aldıkları tüyo yüzünden paniğe kapılmadı.

Cumhuriyetçiler, sahneden göğüslerini gere gere “Bu oylamayla dünya aleme harcamalar kısılmadan borç limitini yükseltmeyeceğimizi gösterdik” repliğiyle ayrıldı.

Demokratlar ise “Bu sadece bir oyun, boş bir siyasi oyun” demekle yetindi.

Bundan sonrası ise Başkan Yardımcısı Joseph Biden’in marifetine kaldı. Biden, parti liderleriyle yaptığı görüşmelerde uzlaşı sağlarsa yakında “siyasi oyunun parçası olmayan” gerçek bir oylama yapılacak ve 2 Ağustos öncesinde Amerika’nın borç limiti yükseltilecek.

Ama o zamana kadar bakalım Washington daha ne siyasi oyunlara sahne olacak?

Melek, meslek yaşamına yazılı basında başladı. Haftalık Barometre gazetesinde muhabir ve Management-Marketing sayfa editörü olarak çalıştıktan sonra 1990’lı yılların başında aynı gazetenin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Meslek yaşamına kısa bir ara verip İngiliz Kraliyet bursuyla City University London’da gazetecilik eğitimi aldı. 1994 yılında Amerika’ya yerleşmeden önce Hürriyet gazetesinde çalıştı. Meslek yaşamına halen Internet, radyo ve televizyon yayıncılığı yapan Amerika’nın Sesi’nde devam ediyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Melek, yüksek lisans derecesini 2002 yılında tamamladığı George Washington Üniversitesi MBA programından aldı.

2 responses to “Kongre “Bütçe Oyununu” Sergiledi”

  1. dilek says:

    tebrikler insan edebi yönünü ekonomı donanımını bu kadar mı güzel entegre eder.

    harıka daha güzel anlatılamaz sanırım.
    devamını beklıyoruz

  2. ıcah liamsi namarhak says:

    Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Temsilciler Meclisi, Amerika’nın borç tavanını, federal bütçede kesintiye gidilmeden yükseltilmesini öngören tasarıyı reddetti. Ülke ekonomisine ilişkin son veriler ise istihdam ve konut piyasasındaki sorunların devam ettiğini gösteriyor. Amerikan ekonomisindeki son gelişmeleri JPMorgan Başkan Yardımcılarından ekonomist Mehmet Özhabeş değerlendirdi.

    Amerika’da açıklanan son rakamlar işsizliğin %9,1’e çıktığını gösteriyor. Diğer rakamlar da konut sektöründeki sorunların devam ettiğine işaret ederken, borçlanma tavanıyla ilgili siyasi çekişme devam ediyor.

    Moody’s derecelendirme kuruluşu, politikacılar bu alanda bir ilerleme sağlayamazsa Amerika’nın kredi notunu düşürebileceğini açıkladı.

    Bu konuda siyasi pazarlıklar devam ederken, piyasalar hala soğukkanlılığını koruyor. JPMorgan Başkan Yardımcılarından ekonomist Mehmet Özhabeş, bu serinkanlılığın nedenlerini şöyle açıklıyor:

    “Bu ilk defa olan bir şey değil, 1940 yılından bu yana Amerika’da toplam 80 kere borç limiti yükseltildi. Beklentimiz bu sefer de yükseltileceği yönünde. Maliye Bakanı Tim Geithner, 2 Ağustos’a kadar, limit yükseltilmese de, bazı teknik yöntemlerle borç ödemelerine devam edebileceğini açıkladı. Piyasalar da şu ana kadarki tartışmalardan etkilenmiş değil, mesela hazine bonusu fiyatlarında bir değişiklik olmadı, çünkü marketler bu limitin yükseltilmesini bekliyor.”

    JPMorgan ekonomisti bununla birlikte, Kongre’nin anlaşamaması durumunda Amerika’nın saygınlığını yitirebileceği, yabancı yatırımcıların hazine bonolarından uzaklaşmaya başlayabileceği uyarısında bulunuyor. Özhabeş, “Bu tür bir gelişme de faizleri yükseltir, faizler yükselince de kredi maliyetleri artar,” diyor.

    Dolar’ın değeri düşük mu tutuluyor?

    Bazı çevrelerde, Amerika’daki ekonomik gelişmelerin bir uzantısı olarak, yönetimin borç yükünü hafifletmek ve ihracatı artırmak için Dolar’ın değerini kasıtlı olarak düşük tutup-tutmadığı sorusu soruluyor.

    JPMorgan ekonomisti Mehmet Özhabeş bu görüşe katılmıyor.

    Özhabeş, “Dolar’ın değerini etkileyen unsurlar, Amerika Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası’nın kararlarıdır. Amerika Merkez Bankası (FED) benzin ve gıda fiyatlarındaki artışı dikkate alarak faizleri daha uzun süre düşük tutacak, AB Merkez Bankası’nın ise faizleri yükseltme eğilimi var. Bu durumda, önümüzdeki dönemde Dolar’ın değerinin düşme riski var. Ama aynı zamanda, AB’deki borç krizi derinleşirse Dolar’a hücum olabilir, bu da paranın değerini yükseltebilir,” diyor.

    “Dolar uzun süre tahtını korur”

    Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika bir süre önce yayınladıkları bir bildiride uluslararası rezerv sisteminde Dolar’ın egemenliğine son verilmesini istediler. JPMorgan analisti Mehmet Özhabeş, bu tür bir değişimin kısa vadede mümkün olmadığını, ancak 10-15 sene içinde Euro ve Yuan’ın öne çıkabileceğini söylüyor.

    Özhabeş, Amerika’daki son ekonomik verileri değerlendirirken de “Bir miktar yavaşlama olduğu doğru, benzin fiyatları arttıkça, tüketim azalıyor, konut sektöründe de satışlar zayıf, fiyatlar düşük, yeni inşaat az. Ayrıca federal ve eyalet bütçelerinde sıkıntılar devam ediyor,” diyor. Bununla birlikte Özhabeş 2011’de trendin iyiye gideceğini umuyor.

    Özhabeş, “İlk çeyrekte yavaşlama vardı, ikinci çeyrekte de belki büyüme yavaş olacak ama üçüncü ve dördüncü çeyrekte büyümenin daha hızlı olacağını düşünüyoruz,” diyor.

    Ekonomist, 2011 yılında Amerikan ekonomisinin yıllık bazda %2 – %2,5 oranında büyümesini bekliyor.

    sayın melek hanım. amerikada borçlanma tavanı siyasi çekişmelere sahne edilememeli. iş teknotratlara bırakılmalı ve her iki parti üyeleride real gerçekle yüzleşmeli. amerika borcunu çevirmek için borçlanma tavanını yükseltmeli. ama uygulama yapılırken her iki partinin onayını almaları gereken bir sistem kurulmalı. bu yapılırsa eminim demokratlarda cumhuriyetçilerde sorumluluk üstlenecegi için seçmene karşı. makul ve yerli yerinde borçlanabilecektir. işi sadece hazine bakalıgı ve hükümetin tercihlerine bırakmak çok büyük hata olur ve risk taşır.
    ben obama nın fanatikçisi olarak hazine bakanlıgın ve hükümete karşı degilim fakat işlerin yürüyebilemesi için orta yol ve sistemin bulunması gerekir diye düşünüyor ve hesaplıyorum.
    herkesin bir rüyası ve rüyaları vardır. eger rüyalar büyükse bu eninde sonunda kürkçü dükkanı olan kongrenini onayı ile olacaktır. yani ne yaparsanız yapın. hem demokratlara hemde cumhuriyetçilere mahkumsunuz. yine izlenecek yol ve oyun her ikisine yönelik olacaktır. benim rüyalarım her iki taraf içiinde popüler oldu ve olmaya devam edecek. umarım bunu bir kayserili olarak tereyagdan kıl çeker gibi halledecegim. düşüncelerimi her iki partininde seçmene karşı yenilebilecegi oran ve nitelikte hazırlıyorum. yani reddedilemeyecek nitelik ve özellikler taşımasına özen göstermeye devam ediyorum. ve çeşitlendirmeye ve güçlendirmeye çalışıyorum. insanın idealleri ve rüyası biterse artık bu dünyayı terk etmeli diyorum. terk etmemek içinde ne yapılması gerekir. hedeflere umutla ve güçlü yürünmeli.

    bana bu imkanı veren amerikanın sesi ve melegine çok teşekür ediyorum. kurumsal ve mesleki hayatınızda size başarılar diliyorum. sevgi ve saygılarımla…

Leave a Reply to dilek Cancel reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Melek Çağlar

Melek, meslek yaşamına yazılı basında başladı. Haftalık Barometre gazetesinde muhabir ve Management-Marketing sayfa editörü olarak çalıştıktan sonra 1990’lı yılların başında aynı gazetenin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı.

Meslek yaşamına kısa bir ara verip İngiliz Kraliyet bursuyla City University London’da gazetecilik eğitimi aldı. 1994 yılında Amerika’ya yerleşmeden önce Hürriyet gazetesinde çalıştı. Meslek yaşamına halen Internet, radyo ve televizyon yayıncılığı yapan Amerika’nın Sesi’nde devam ediyor.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Melek, yüksek lisans derecesini 2002 yılında tamamladığı George Washington Üniversitesi MBA programından aldı.

YENİ EKONOMİ HAKKINDA

Washington'da alınan siyasi kararları, New York'ta piyasalara yön veren hareketleri ve 50 eyalette sıradan insanların yaşadığı ekonomik gerçekleri ‘Yeni Ekonomi’ farklı bir bakış açısıyla okuyucularına sunuyor.

Yeni girişim ve girişimciler, hız kazanan trend'ler, uzman değerlendirmeleri, araştırmalar, sayısal veriler, kısacası Amerikan ekonomisinin performansına dair tüm sağlıklı bilgiler ‘Yeni Ekonomi’de.

‘Yeni Ekonomi’, ilgi duyanların takip etmekten sıkılmayacağı yeni ekonomik normların ‘yol haritasını’ çıkarıyor.

Yahoo! Ekonomi

Archives