Başkan Barack Obama, Pazartesi günü 2013 yılı bütçe teklifini açıklamaya hazırlanıyor. Seçim yılında, bütçe önceliklerini belirlemek zorlamış olmalı ki, Obama, bu açıklamayı beklenenden bir hafta sonra yapıyor. Zira normalde, başkanlar bütçe tekliflerini Şubat ayının ilk Pazartesi günü açıklarlar.
Ama Obama yönetimi geçen yıl da bütçe teklifini bir hafta gecikmeli yapmıştı. Ondan önceki yıl da…
Aslına bakarsanız, Amerikan sisteminde başkanların bütçe teklifinin Kongre üzerinde bir bağlayıcılığı yok. Yani Başkan Obama bütçesinde kendi politikaları doğrultusunda, kendi önceliklerine göre –ve elbette bunların ülke ekonomisine faydalı olacağı düşüncesiyle — çok şey isteyebilir, önerebilir. Ama Kongre, sanki bunları hiç duymamış gibi hareket edip pekala gözardı da edebilir. Hatta bazı çevrelere göre Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Temsilciler Meclisi’nde Obama’nın Pazartesi günü açıklayacağı bütçe teklifinin zaten şimdiden hiçbir hükmü yok.
Obama’nın teklifi, bütçe açıkları, vergiler ve istihdam gibi seçim sürecinde dillerden düşmeyecek ana noktalara ister-istemez değinecek, bu konularda teklifinde yer alan her bir kalem de siyasi rakipleri tarafından ince elenip-sık dokunacak.
Obama bir yandan harcamaları kısacak bir yandan da vergileri yükseltecek formüller peşinde.
Cumhuriyetçilerden en fazla eleştiri alacak bütçe kalemleri de şimdiden belli zaten.
Obama muhtemelen, zengin Amerikalıların yararlandığı vergi indirimlerine bu yıl son verilmesi çağrısında bulunacak, milyoner Warren Buffett’in önerdiği gibi yıllık kazancı 1 milyondan fazla olanlara net %30 vergi uygulanmasını isteyecek.
Buna karşılık çalışanların bordro vergilerindeki katkı payının düşük tutulmasında ısrar edecek. Bu konu Noel öncesinde Kongre’de ciddi tartışmalara yol açmış, sonra da tatil ve bayram havasını bozmamak adına Şubat sonuna kadar geçerli bir geçici bir anlaşma sağlanmıştı.
Obama, şirketlerin de gönlünü alma niyetinde o yüzden de tüm dünya genelinde neredeyse en yüksek rakam olan %35 kurumlar vergisinin %20’lere çekilmesini isteyecek.
Başkan imalat sanayinin yeniden Amerika’ya dönmesini istiyor, bunu istihdamı artırmanın önemli yollarından biri olarak görüyor o yüzden de bütçesinde bunu teşvik edici önlemler olması muhtemel. Mesela imalat sektöründeki Amerikan şirketlerinin vergi teşviklerinin iki kat artırılması gibi. Buna karşılık operasyonlarını yurtdışına taşıyan Amerikan şirketlerine bazı kısıtlamalar da isteyebilir. Yurtdışında elde edilen gelirlere asgari vergi uygulaması veya operasyonları yurtdışına taşıma masraflarının vergiden düşürülmesine yeni kısıtlamalar getirilmesi türünde…
Ayrıca Obama’nın petrol ve doğal gaz şirketlerine verilen sübvansiyonlara son verilmesini istemesi de elbette Başkan’ın bu konudaki tavrını bilenleri, daha öneki açıklamalarını hatırlayanları şaşırtmayacak. Daha önceki yıllarda Obama’nın teklifini gözardı eden Kongre’nin bu yıl da aynı yola başvurması da şaşırtıcı olmayacak.