Başkan Barack Obama, Cuma ve Cumartesi günleri zengin dostlarını, resmi ifadeyle G8 liderlerini, başkent Washington yakınlarındaki Camp David’de ağırladı.
Amerikan liderleri daha önce de önemli isimleri burada ağırlamış tarihin akışına burada yön vermek istemişlerdi.
Örneğin, 1978 yılında Başkan Jimmy Carter, dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ile İsrail Başbakanı Menahim Begin’i günler süren gizli görüşmeler sonrasında barışa zorlamıştı. 2000 yılında da Bill Clinton, Filistin eski lideri Yaser Arafat’la İsrail eski Başbakanı Ehud Barak’ı yanına alıp Filistin meselesini çözmeye çalışmıştı.
Bu yüzden Camp David denilince adı geçen liderlerin ellerinin kenetlendiği resimler gelir akla… En azından benimkine…
Ama son Camp David zirvesinden aklımda kalacak olan, liderlerin kısa bir molada, ayakta izledikleri Chelsea-Bayern Munich maçı sırasındaki görüntüleri olacak.
İngiliz Başbakan David Cameron, Chelsea’nın golüne iki elini yukarıya kaldırarak sevinirken, hemen yanı başındaki Obama, ellerini kaldırmasa da “Ooooo” der haliyle sevinçli gibi. Yanı başlarındaki Merkel ise keyifsiz ve sesiz kalmayı tercih etmiş, iki eliyle de önündeki koltuğa tutunmuş vaziyette. Üzüntüden yıkılmış ama ayakta…
Maçtan sonra, Washington Post’un yalancısıyım, liderler biraz da dalga geçmişler Merkel’le, ama sonra Cameron, Merkel’i dostça kucaklayınca iş tatlıya bağlanmış. (Aslında Guardian gazetesine bakılırsa, Merkel, iPad’inde maçın penaltı atışlarında kaldığını görünce, “Bunu mutlaka izlemem lazım,” diyerek Suriye görüşmelerini yarıda bırakmakta bir sakınca görmemiş. Obama da bunun üzerine ‘Cameron’a dönüp, sen de izlemek ister misin?” deyince işte bizim fotoğraf görüntüsü ortaya çıkmış.)
Bunları niye mi anlatıyorum ? Aslında biraz da zirvenin ruhuna yansıdığından. Katı ve tasarrufçu tedbirleriyle tüm Avrupa kıtasını mali açıdan yeniden disipline etmek isteyen Merkel’e, kahvehane deyimiyle, bu politikaya karşı çıkan liderlerce “siyasi gol” atıldığından…
Çünkü zirveden çıkan sonuç Almanların gol yeme halini doğrular nitelikte.
Başkan Obama, Avrupa’daki krizin “daha çok tasarrufla” değil de kendisinin Amerika’da yaptığı gibi “harcamaların devamıyla” aşılacağına inanıyor. Fransız lider Francois Holllande da aşırı kemer sıkma politikasının karşısında ve bunu değiştirme vaadiyle sandıktan çıktı.
Zaten Fransa’nın yeni lideri Francois Hollande, Camp David’e gitmeden önce Beyaz Saray’da Başkan Obama ile biraraya gelip reçetenin tasarruf değil, büyümede yattığı görüşünü yinelemişti. İtalya’nın teknokrat Başbakanı Mario Monti, Hollande’dan da önce açmıştı bayrağı, “ille de harcama yapmak lazım” diye. İngiliz lider David Cameron ve Kanada Başbakanı Stephen Harper da Euro sorununa çözümde izlenen yolları eleştiriyorlardı.
İşte G8’e katılan liderlerin çoğunlukla harcamalardan yana olması Merkel’i neredeyse bu konuda tek başına bıraktı. Her ne kadar Merkel baskılara dirense de, zirveden liderlerin; bundan sonraki dönemde “harcama ve büyüme odaklı” politikalar izleyeceği mesajı ile Alman Bayern-Munich’in gol yediği andaki fotoğrafları yansıdı kamuoyuna…