Panik Yapmayın!

Posted November 11th, 2013 at 2:15 pm (UTC-5)
7 comments

 

Amerika'nın bol rüzgarlı köprülerinden Bay Bridge üzerinden geçerken (Ben)

Amerika’nın bol rüzgarlı köprülerinden Bay Bridge üzerinden geçerken (Ben)

Bu yazıda biraz sürüş tekniklerinden bahsedeceğiz. Malumunuz havalar iyice soğudu. Biz motorcular için çok da keyifli olmayan günler başlıyor. Aranızda karda kışta motorunu bırakmayan ve sürekli motor tepesinde hayat sürenler olduğunu biliyorum  🙂 Özenmiyor değilim ama ben biraz da kadınlık bahanesi olsa gerek ( 🙂 ) soğuk havalarda motorda olmayı pek sevmiyorum. Gerçi kar-kış bir yana, şiddetli rüzgarda motosiklet sürmek de ayrı bir sanattır. Amerika’ya geldiğimden beri rüzgarda çok motor kullandım. Üşütmeyen bir hava varsa, rüzgar hiç sorun değil benim için. Fakat rüzgarda güvenli sürüşün inceliklerini bilmek lazım. Özellikle otobanda dev tırların yarattıkları rüzgar kıskacıyla sizi zor durumda bırakma olasılıklarının çok olduğu bu yollarda!… İstanbul’da Boğaz köprülerini düşünün mesela. Her zaman rahatsız etmese de kimi zaman rüzgar hayli zorlar motorları orada.

Şiddetli Rüzgarda Motoru Disipline Sokabilme Yöntemleri (Ya da: Sürüş Teknikleri) 🙂

Bu konuda Amerika’dan yayın yapan bir internet sitesinde birkaç yıl önce okuduğum bir makaleden özetle bahsedeceğim size. Makalede rüzgarda sürüşün incelikleri tartışılıyordu. Aslında değişik görüşler hakim olsa da özellikle hoşuma giden ve faydasını görebileceğinizi düşündüğüm birkaç ayrıntıyı paylaşmak istiyorum.

R383-G257-B256-EI205-ET01030-EG000Şiddetli rüzgarda motorunuzla seyrederken rüzgarın geldiği yöndeki dizinizi biraz yana doğru açıp, kaslarınızı gevşek tutarak rüzgarla bir kanat gibi sallanmasına/dalgalanmasına izin verirseniz motorunuzun oldukça düz bir çizgide gidebileceğini söylüyor sürüş hocaları. (Dikkat! Bacağınızı açmaktan değil, dizinizi yana doğru açmaktan bahsediyoruz) Yani tüm kaslarınızı sıkı sıkıya kasıp, elciklere yapışmanızdan daha etkili olacağını anlatmaya çalışıyorlar 🙂

“Peki bu nasıl mümkün olur?” diye soranlara yanıtsa şu:

İşin uzmanlarına göre, rüzgarın yönüne doğru hafifçe açtığınız diziniz tıpkı rüzgarda yol alan bir yelkenlinin yelkeni gibi işlev görüyor. Yani diyelim ki rüzgar soldan esiyor ve sol dizinizi anlatıldığı şekilde yana doğru açtınız, rüzgar motoru sağa doğru ittikçe dizinizin yarattığı yelken etkisiyle, bu itiş gücü birbirini dengeleyerek mümkün olduğunca düz bir çizgide gitmenize yardımcı olabiliyor. En azından teoride böyle, pratikte deneyip görmekten başka çare yok değil mi sizler için?

Kuş bakışı Motosikletli Kız :)

Kuş bakışı Motosikletli Kız 🙂

 

R369-G256-B265-EI169-ET00210-EG006Tabii şu hatırlatmayı da yapmadan geçemeyeceğim. Bu teorik bilgileri en iyi şekilde uygulayabilmenin yolu, zorlu sürüş koşulları daha oluşmadan önce motorunuzu nasıl yönlendirebileceğinizi, ona nasıl daha rahat hakim olabileceğinizi bilmekten, kısacası motorunuzu tanıyor olmaktan geçiyor. Örneğin yukarıdaki teknik, vitesli motorlar için işlese de maxi-scooterlarda başka faktörleri de gözönünde bulundurmanız gerekebilir.

Makalede tartışılan/hemfikir olunan diğer bazı fikirler arasında, özellikle çarpraz rüzgarla karşılaşınca öncelikle yavaşlayıp, vites düşürmekte fayda olduğu da vardı. Böylece motorunuzun daha iyi tepki vermesini sağlayabiliyorsunuz.

Bir diğer öneriyse, rüzgarın sizi şeritte kenara doğru ittiği durumlar için. Rüzgar çok şiddetle sizi şeridin kenarına/diğer yanına/diğer araçlara doğru itiyorsa o zaman şeridin rüzgarın geldiği yöne en yakın kısmında yol almanın faydası olabilir. Böylece örneğin rüzgar sağdan geliyorsa, şeridin en sağına yakın durup rüzgar sizi şeridin öbür tarafına itse bile, şeritten çıkmadan en sola savrulacak kadar yer kazanmış oluyorsunuz.

Tabii en önemli tavsiyeyi de unutmamak lazım: Panik yapmayın! Hatta birinci kural bu olmalı, gelin büyük harfle yazalım: PANİK YAP-MA-YIN 🙂

Eminim sizin de gerek işin ustalarından öğrendiğiniz, gerekse kendi tecrübe ettiğiniz faydalı teknikler vardır. Bunları paylaşmak isterseniz aşağıdaki Comment/Yorum butonu emrinize amadedir. Paylaşın, öğrenelim, gelişelim… 🙂

​​
Amerika’ya geldiğinden beri fırtınalara hayli alışan Motosikletli Kız’dan, bir sonraki görüşmemize kadar sevgiler… 🙂

 

7 responses to “Panik Yapmayın!”

  1. Nuri Kesim says:

    Şiddetli yan rüzgarlar esnasında sürüş yaparken vücudumuzu kasmamamız,
    rüzgarın geldiği yöne doğru vücudumuzu özellikle omuzumuzu hafif eğmemiz bize yardımcı olacaktır.Vitesli motorlarda olabildiğince düşük viteste,yüksek devirde sürmemiz gerekir ki arka tekerdeki jiroskopik kuvvet maksimum değerde olup devrilmemizi veya yoldan çıkmamızı engellesin.

    • Motosikletli Kız says:

      Bu ipucunu da paylaştığınız için teşekkür ederim. Umarım okuyanlara, zorlu hava koşullarında faydası olur. Sevgiler…

  2. ıcah liamsi namarhak says:

    selin hanım yazı ile o olayı icra etmek biraz sakıncalı gibi geliyor bana. fakat ilk uygulamada asfalta yapışanlar olabilir diyorum. sürekli motor sürenler bindikleri modelin nerede nasıl kullanılacagını hemen hemen biliyorlardır. tabiki siz iyi bir niyet elçisi olarak yardımcı olmayı deniyorsunuz ve motosiklet tutkunları bu olayı daha kolay çözer diye düşünüyorum. yeni bir stil uygulama için teşekür ediyoruz..

    ben üç tekerlekli motosiklete göz dikmiştim fakat bizim buralarda dört tekerlekli motosikletten 3-5 tane oldu. bazen rastlıyorum. ve fena degil. eger vize işlemini halledersem bir yaz döneminde maine de evliya çelebi olmayı çok istiyorum..tabiki kiralık motosiklet bulabilirsek ve seyehat mevzuatı izin verirse..yoksa bir otomobil kiralamak mümkünse onu deneyecegim. bir ds 160 vizesi alırsak iyi olacak gibi..

    şu anda mandalin yiyorum. dalından özel olarak benim için gelmiş. ve 3 gün yeter. bir roman köyünde çalışıyorum daha dogrusu babama yardım ediyorum. çok gariban bir köy. fakat gelin görünkü neyi var neyi yok hepsini sizinle paylaşmayı çok seviyorlar. bu köylü toprak agalarına günde 29 liraya çalışıyorlar. ve işleri çok zor. limon,nar,greyfut,mandalin,portakal, toplayarak geçimlerini saglıyorlar. hergün birisi bize birşeylere getirir ve bunu yapmaktan çok mutlu olurlar.. işini yaptıgımız adamın iki tane kızı var biri 19 yaşında digeri 14 yaşında.. bir konudan sohbet açıldı. ve büyük kız bizi resmen köle niyetine kullanıyorlar şeklinde söylerken içim burkuldu. ve evlenmeyi şimdilik istemiyormuş annesi söyledi..çalışmadıkları gün bize çay yapar ve yemek hazırlar.. biliyormusunuz aramızda kalsın gözlerimiz bazen çarpışıyor.. gelecegi hakkında ne düşünüyor bilmiyorum fakat ona yardımcı olmayı ve deger vermeyi planlıyorum.. göz çapkınlıgımız gerçekten çok temiz ve masum diyebilirim.
    süprizi sona bıraktım.. belki bu konunun motosiklet ile ne alakası var diyeceksin. çok alakası var. bu köyün bir kısmı matosiklet hırsızlıgı ile ün yapmış. motosiklet bu civarda bunlar tarafından çalınır ya pazarlıkla geri verilir yada parçalanır ve satılır gider…

    selin hanım size gariban dan bahsetmişmiydim.. gariban benim motosikletimin adı. çok meşhurdur ve herkes bilir..onu çok ama çok seviyorum. 100 lük bir mondial marka mavi renkli bir motorsiklet.. arpasını verirsen beni taşımayı çok seviyor. ve garibanın park yerine hiçkimse hiçbir şekilde park etmez.. ve ona özeldir. hem evde hem çarşıda.. çarşıda onu gören en az 4 kamera var. ve güvendedir.

    ben her gün bir hürriyet gazetesi alırım ve sürekli kupan biriktirerek kampanyadan bir şeyler alırım. gazetemi aldıgım yerde her türlü dergi bulunur. geçenlerde bir motosiklet dergisi varmı diye araştırdım. bir tane buldum. dergiyi alsamda içindeki bilgiler ile selin hanıma dokunaklı bir şeyler yazsam diye bir plan yaptım fakat size verdigim degerden dolayı her zamanki gibi olursa daha degerli olur diye düşündüm.

    geçenlerde sürekli takıldıgımız bir pastane var… bu pastane kayserili bir arkadaşımın. orada otururken beygir gücü yüksek 3 motorsiklet geldi. motorsikleti sürenlerin arkasında birer tane kız arkadaşları veya sevgilileri var. adamları bir göreceksin.tam uzman olmuşlar. pastanenin önüne park ettiler. çaylarını ve kahvelerini bol muhabbetle içtikten sonra motorlarına bindiler ve antalya istikametine dogru gittiler.
    hep motorsikletle ilgili oldugundan dolayı blogun kimyasına uyumlu oluyor diye düşünüyorum.

    bizim burada yediemin var. yani sorunlu araç gereçlerin trafikten alıkoyulmasının garajı diyebiliriz. buradaki motorsikletlerin bir resmini çeksem ve size yollasam çok üzülürsünüz ve belkide bir iki damla göz yaşı dökebilirsiniz. buda kalbiniz ayarına baglı ve onuda ben bilemiyorum.

    bundan bir iki ay önce bu bölgede hatırı sayılır bir zengin ilçe trafige biraz kask almış ve kaskı olmayanlara dagıtılmasını rica etmiş.. bölge trafikte çevirme yaptıgı yerde kaskı olmayanlara veya eski olanlara kaskları hediye etmiş. benim gariban öksüz kalmış gibi duruyordu.. gitsemmi gitmesemmi diye düşündüm.. boşver dedim ve gitmedim. şimdi ehliyet yok ya ceza yeme riski var ve cezalar ise bayagı yüksek. yani garibanı satsam cezayı ödeyemem..

    selin hanım size deger verdigim bir kişi olarak geçenlerde yaşadıgım bir sorunu aktarmak istiyorum.. bir arkadaş ile bir yere gidiyorum. kasisten normal hızla gitmeme ragmen motorun ayagı kasise çarpti ve nerdeyse asfalta yapışıyorduk zar zor topladım. ayaklıgın yayı gevşemiş ve amortismanlar biraz eskimiş o yüzden olmuş. neyse yayı hallettik ve tamirci abi yavaş git kasislere dikkat et dedi.
    sizede ayaklıgın yayını ve motorun amaortismanlarını bir gözden geçirmenizi tavsiye ederek kasislere yavaş girmenizi bir uyarı olarak söylemeyi ve hatırlatmayı dogru buluyorum.

    wahingtona kış geliyor sanırım ve motosikleti garaja çekeceksinizi önceki paylaşımlarınızdan biliyorum. bizim burda kış meselesi yok antalya sadece yagmurlu oluyor hepsi o kadar.. sadece yarı yolda yagmur yagmaya başladıgında bir kış duşu alıyorsunuz ve kuru kıyafetlere ihtiyacınız oluyor.

    ve yavaş yavaş veda etmeye hazırlanıyorum. bloguna katılmak benim için her zaman güzel bir şey oluyor.. bıkmadan usanmadan blogu canlı tutma hevesinizi alkışlıyorum.ve bizde katkı saglayarak etkinliginize katılıyoruz. emegine teşekür ederim. kendine iyi bak. saygı ve sevgilerimle.

    not: selin hanım size bir öneride bulunmak istiyorum..ben bazen mercedes-benz türk firmasını bloguna eşlik ederim. orada bir otomobilin üretimi ile ilgili özet bir belgesel video ya rasladım. hani diyorumki bir motorsikletin üretmi ile iligili bir video ayarlasanızda bizde onu görebilsek. sanırım biraz emek verirseniz bu güzelligi bize yaşatabilirsiniz. tabi her zamanki gibi notunuz alında diyerek umursamaz olacagınızın ihtimali çok yüksek oldugunda şimdiden içimizi burkulmuş kabul edelim.

  3. omer kircaer says:

    icah liamsi mi neyse adin iste sacma sapan yorum yazmissin, yazinin basindan biraz okudum biraz ortadan azda sonlara dogru yetti ici bos bir yorum oldugunu farketmeme, birde uzun uzadiya yazmissin dedikodu tarzinda yorumdan ogrenecegim yada anlayacagim birsey yok sayfayi kirletmissin sadece kahraman ismail haci efendi

  4. Tansel says:

    Ruzgarin geldiği yöne hafif omuzumuzu düşürmek ve agirligi o tarafa vermek yeterli. Burada puf noktası asla vücudu ve gidonu sıkmamak, hepsi gevşek olmali. Daha zorlu şartlarda hafif kontra tekniğinden destek alabiliriz. Saygilar.

    • Motosikletli Kız says:

      Vücudu sıkmamak kısmı çok önemli, haklısınız. Katkıda bulunduğunuz için çok teşekkür ederim. Mutlaka yararlananlar çıkacaktır. Sevgiler…

  5. Motosikletli Kız abla 🙂 Selin hanım ve yorum yapan arkadaşlara teşekkür ederim bende katkıda bulunmak isterim. Aslında bu tür bilgileri gerçekten motosiklet eğitimi konusunda yetkin eğitmenlerden almakta ve öğrenmekte fayda var. Rüzgarda motosiklet kullanmanın en önemli püf noktsaı panik yapmadan rüzgarın motoru asla ve asla düşürmeyeceğini bilmektir. Omuzun rüzgar yönüne düşürülmesi veya dizin açılması aslında ağırlık transferi yapmaktır. Gidonu sıkmadan, gevşek tutmak çok önemlidir. Motosiklet rüzgarın geldiği yöne yatar ters kontra ile yönünü rahatça ayarlayabilirsiniz. Düşük vites demek düşük hız anlamına gelmesin (gerçi her motorun kendine has bir aerodinamiği var) yüksek devir anlamına gelsin. Toparlamak gerekirse rüzgarda sürmek tehlikeli değil aslında çok eğlencelidir. (yorar biraz ama)
    Bir makaleden alıntı yapayım. İyi akşamlar

    Ali G.

    Rüzgarda Güvenli Sürüş

    Rüzgarda güvenli sürüş için çok tekniksel detaylara girmeden bir kaç önemli noktayı hatırlatmak istiyorum.

    Mutlaka “Kulak Tıkacı” kullanınız.

    Motor rüzgarın geldiği YÖNE yatar. Yatar ama düz gitmeye devam eder. Tedirgin olmamayı beyninize öğretin.

    Yatıklık oranını ters tarafa vereceğiniz “Hafif Kontra” ile dengeleyiniz.

    “Çok yavaşlamak” zihinsel olarak güven verse de, motoru “belli bir akış hızında tutmak” daha güvenlidir.

    Çok yavaşlamayınız. Rüzgarlı bir yolda gidişte, kendi motorunuzun (her motorun yapısı, şase, lastik ebadı yüzünden farklıdır) “güvenli hızını” bulunuz.

    Tedirginliğinizi azaltacak sürat seyrini deneyerek keşfedebilirsiniz. Bazı durumlarda çok yavaşlamaktansa biraz hızlanmanızın daha stabil bir gidiş sağlıyor olduğunu göreceksiniz.

    Yüksek araç yanından geçerken veya yüksek dağ kenarlarından geçerken bir anda rüzgar kesileceği için motorunuzun aniden dikleşeceğini hep kafanızın bir yerine yazınız ve hazırlıklı olmayı unutmayınız.

    Seyir halindeyken belli yerlerde aşırı patlayan rüzgarın olabileceğini ve sizi sarsacağını (bir anda yoldaki konumunuzu bile değiştirebilir) biliniz. Her zaman tedbirli olunuz.

    Kendinize ve motorunuza güveniniz, konsantrenizi yitirmeden, omuzlarınız düşük, bakışınız ileride, eğlenmeyi unutmayınız, her zaman olduğu gibi sırıtınız.

    Sevgilerimle

    Yazan :
    Uğur ERTEKİN

Leave a Reply to Nuri Kesim Cancel reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

MOTOSİKLETLİ KIZIN ÖZÜ


Merhaba,

Motosikletli Kız ben. Ya da ismimi bilmek isteyenler için, kısaca Selin… Yıllardır hem haber editörü olarak medyanın tozunu yutuyorum hem de iki teker üstünde yolların. Şimdilerde Amerika'da, televizyon habercisi olarak devam ediyorum macerama...

Her İstanbul mağduru gibi trafikten kurtulmak için bir helikopter almanın (!) en iyi alternatifinin ne olacağını düşündüğüm o günlerde aldım ilk motorumu.

11 yılda 4 motor, binlerce kilometre yol ve her aklıma düştüğünde yüzümde hınzır bir gülümsemeye yol açan milyon anıdan sonra hayalini kurduğum yollarda, Amerika’dayım. Rüzgarın bile farklı estiği dev kıtadaki uzun, upuzun yollarda…

Ağrı kesicim, heyecanım, kafam bozuk olduğunda derin bir nefesle düşüncesini içime çekmeye çalıştığım motorumla. Bir o kadar bildiğiniz ve bir o kadar bilmek isteyeceğiniz şeyi biriktirdim eteğimde. Paylaşmaya hazırım. Tüm rüzgar tutkunlarına, iki teker aşıklarına, motosiklet delilerine açık davet:

Gelin birlikte kaybolalım rüzgarın içinde…

motosikletlikiz@gmail.com

Sağlıklı Sürüş İçin Bilmeniz Gerekenler (1)

VİDEOLU YAZILAR :)

Amerika Yollarında (2)

Motorda Kolları Dinlendirmek

Amerika Yollarında (1)

Amerika Yollarında (3)

Motosikletli Kız Amerika'daki Fuarda

Reflektörleri Taktım, Sizin İçin Test Ettim ;)

İnterkom Almadan Bunu İzlemelisiniz

2014 The Washıngton Auto Show

Kask Hayat Kurtarabilir!

Motorda Dertler Nasıl Unutulur?

Motorla Amerika'da (2011'den Kalanlar)

Binlerce Motor Yollara Dökülürse!

Burada Sizin Yazı ve Fotoğraflarınız da Var!

Sizin Köşeniz

Bu Blogda Neler VAR Neler YOK?

*Bu blogun yazarının gözünde hiçbir motor (marka, cins, tür, yıl, renk, güç açısından) bir diğerinden üstün değil (Kabul edin her motor sahibine güzel gelir)

*Bu blogda Amerika VAR, Türkiye VAR. Bu ikisinden herhangi birinin yerden yere vurulmasına yer YOK.

*Bu blogda izlenimlere, araştırmaya ve zaman zaman şahsi fikirlere ve öykülere yer VAR. Dolayısıyla hiçbir fikre, yoruma katılmamak YOK.

*Bu blogda her türlü olumlu katkıya yer VAR. Motor tutkunlarının birbirini kırıp dökmesine izin YOK.

*Bu bloga her türlü eleştiriyi yöneltmeye hakkınız VAR. Ama ara sıra da olsa yapıcı olmayı unutmak YOK.

Not: Blog kuralları her an değişebilir. İtiraza yer YOK:)