Bu hafta size Amerika’nın en tanınmış doktorlarından ve en nüfuzlu Türk-Amerikalılardan birini tanıtmak istiyorum. Gerçi herkes zaten O’nu gayet iyi tanıyor. Ancak ben hayat hikayesinden yola çıkarak O’nun çok da fazla bilinmeyen yönlerini gözler önüne sermek istiyorum: Evet, Mehmet Cengiz Öz, nam-ı diğer Dr. Oz.

11 Haziran 1960’da babasının görev yaptığı Cleveland Ohio’da dünyaya gelen Mehmet Öz’ün babası Mustafa Öz de bir doktor. Uzmanlık eğitimini almak üzere eşi Suna Öz ile birlikte 1955 yılında Amerika’ya göç eden Mustafa Öz, beş yıl sonra oğlu Mehmet’i kucağına alarak ilk kez baba olmanın heyecanını yaşar. Mehmet Öz en iyi okullarda tahsil görür. 1982’de Harvard Üniversitesi’ni bitiren Öz, 1986’da da Pensilvanya Üniversitesi’nden tıp doktoru ünvanını alır. Mehmet Öz 2001 yılından bu yana Columbia Üniversitesi’nde Kalp Cerrahisi profesörü ve üniversiteye bağlı olan New York-Presbyterian hastanesinin Kalp cerrahisi Enstitüsü’nün başında. Mehmet Öz, Columbia Üniversitesi’nde Tamamlayıcı Tıp Programı’nın da kurucusu.

Öz’ün kalp transplantasyonu, minimal girişimsel kalp cerrahisi ve halk sağlığı politikaları üzerine çalışmaları var. Araştırmacı/bilimadamı olarak 400’den fazla bilimsel araştırmaya imza atan Mehmet Öz, ayrıca birden çok patentlere sahip ve her yıl 250’ye yakın açık kalp ameliyatı yapıyor.

Tıp kariyerinin yanı sıra, televizyon yapımcısı ve sunucusu olarak Amerika’da üne kavuşan Dr. Mehmet Öz, ilk kez 2004 yılında The Oprah Winfrey Show’a katıldı. Oprah Winfrey ile dostluğunun yanı sıra ünlü sunucunun özel doktorluğunu da yapan Öz, programda sunduğu uzmanlık görüşleriyle milyonların gönlünü kazandı. Mehmet Öz daha sonra Larry King ve Charlie Rose’un talk show’ları başta gelmek üzere çeşitli programlarda boy gösterdi.  2009’da  Winfrey’nin Harpo Productions şirketi ve Sony Pictures ile birlikte The Dr. Oz Show adlı kendi programını yayınlamaya başladı.

Sağlık üzerine yazdığı ve en çok satanlar listesine girmeyi başaran altı kitabının yanı sıra, Esquire gibi çeşitli dergilerde köşe yazıları yayımlanan Dr. Mehmet Öz, 1999 Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda ‘‘Yarının Lideri’’ olarak seçildi. 2008 yılında Time dergisinin yılın En Nüfuzlu 100 kişisi listesinde 44. sırayı alan Öz, Esquire tarafından da 21. Yüzyılın en etkin 75 isminden biri seçildi. Ayrıca, Harvard Üniversitesi’nin En Etkili 100 mezunundan biri olarak gösterilen Mehmetr Öz, defalarca Amerika’nın en iyi doktorları listesine girmeyi başardı. CNN, NBC, ABC ve CBS’de birçok kez yer alan Prof. Öz 1996’da da ‘‘Yılın Amerikan-Türk Adamı’’ seçildi.

Alternatif tıp alanına da ilgi duyan Mehmet Öz, genç kalmanın yollarını arayanlar için meditasyon ve geleneksel tıp dışında bazı alternatif yollar öneriyor. Bazı tıp çevrelerinden bu konuda eleştiriler alan Öz, sufizm başta olmak üzere manevi ve dini ritüellerin insan gelişimine katkıda bulunduğuna ve yaşlanmayı geciktirdiğine inanıyor. Tamamlayıcı Tıp başlığı altında bilimsel tıbba ek olarak kullanılabilecek alternatif  terapileri de destekleyen Dr. Öz, bu konudaki açıklamalarıyla milyonlarca izleyenin ve tıp çevrelerinin dikkatini çekti.

Ağustos 2010’da, televizyon programı çekiminde rutin bir kalın bağırsak check-up’ı yaptırırken, polip (kalın bağırsakta bulunan kanser başlangıcı maddeler) tespit edilen Dr. Öz, daha sonra bu olayın hayatını kurtardığını belirtti.

1968’lerde tıpta önemli gelişmelere imza atan Michael Bakey ve Denton Cooley’in başını çektiği ekipte yer alan ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Gerald Lemole’nin kızı Lisa Jane ile evli olan Mehmet Öz’ün Defne Nur, Arabella Sezen, Zoe Yasemin ve Oliver Mustafa adlı dört çocuğu var.

Gördüğünüz gibi başarılı ve ünlü olmak her zaman rastlantıyla olmuyor. Bunun için yetenek ve azim de gerekiyor. Bugün dünyanın en etkin kişileri listesine giren ender Türklerden biri olan Mehmet Öz’ü tüm çalışmalarından ve başarılarından ötürü kutluyorum. Her zaman olduğu gibi hepimize örnek oluyor.

Sevgiyle,

Özge Övün Sert