Gökkuşağı çünkü Washington’un havasını bunca yıl soluduktan ve her türlü haberle dostluk kurduktan sonra yalnızca tek bir konu seçme ve tek bir konuya yoğunlaşma zorluğu yaşadım. Washington öyle enerjik bir başkent ki, hayat inanılmaz bir hızla akıp gidiyor, olaylara yetişmek zor. Yalnız siyasi açıdan değil, her konuda Washington çok kendine özgü bir metropol. Bir yandan Kennedy Sanat Merkezi’nde Madam Butterfly operasını zevkle izlerken, bir yandan ertesi gün yapacağı zor açıklamayı düşünen siyasetçiler, diğer yandan Beyaz Saray’ın tam karşısındaki La Fayette Park’ın vazgeçilmez evsiz protestocuları, bir başka köşede Latin Festivali’nden yükselen ezgiler, Ekim ayıysa Beyaz Saray’ın birkaç sokak ötesinde geleneksel Türk Festivali’nden yükselen döner kokuları,  haritalarda görünmese de Washington’a çok farklı bir görünüm kazandıran Potomac nehrinin yemyeşil kıyıları. Zaman zaman Türkiye’de her su kenarının vazgeçilmezi çay bahçelerini, temiz havada demli bir çay içip simit yemenin güzelliğini hatırlayıp için için  gülümsemek de dahil bu yeşilliğe. Potomac’da küçük bir gemi turunda Boğaz’ı hayal etmek de. İstedim ki hepsini paylaşayım sizlerle. Herkese merhaba! Gelin birlikte yaşayalım geniş yelpazesinde Washington’un gerçeklerini.