Nisan, Amerika’da “Caz Ayı” ve Gökkuşağı’nda bu kez konumuz müzik. Hem de caz.  Hem de güzel bir işbirliği. Üniversiteler arası bir işbirliği bu.  Burada bir parantez açalım. Caz bugünlerde Ahmet Ertegün’ün caza katkılarının anılması için bir dizi program düzenleyen Washington Büyükelçiliği sayesinde çok gündemde.  Ahmet Ertegün kimdir? 1923’te Türkiye’de doğan Ahmet Ertegün,  eski büyükelçi Münir Ertegün’ün oğlu. Ahmet Ertegün babasının 1935 yılında Washington’a büyükelçi olarak atanması üzerine  Amerika’ya geldi. Felsefe eğitimi gördü, babasını 1945 yılında kaybetti, ailesinin Türkiye’ye dönmesinden sonra ağabeyi Nesuhi ile Amerika’da kaldı. Ertegün kardeşler ilk kez  1940 yılında Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği rezidansında (ki Washington’un en güzel binalarından biridir ve Türkiye’ye aittir)  siyah ve beyaz  müzisyenlerin birlikte sahneye çıktığı bir konser düzenledi. O yıllarda Amerika’da ırkçılık çok yaygındı ve sert çizgilerle ayrılmıştı toplum ve siyah sanatçılar konser verecek yer bulmakta zorlanıyordu. İşte böyle bir dönemde gerçekleşti konser ve bir güneyli senatör,  Büyükelçi Ertegün’e bir mektup göndererek, “Herkes bu siyahların ne olduğunu ve nasıl muamele edilmesi gerektiğini biliyor ama siz bunları ön kapınızdan sürekli içeri alıyorsunuz. Bu garip bir durum değil mi?” diye sordu. Büyükelçi Ertegün senatöre şu yanıtı verdi: “Evet, biz her zaman dostlarımızı ön kapıdan alırız, siz de gelirseniz kabulümüzsünüz ama arka kapıdan alır, ağırlarız.”

Öykümüze dönelim yine.  Ertegün kardeşler,  1947 yılında borç aldıkları 10 bin dolarla Atlantic Records adlı plak şirketini kurdu ve ilk plaklarını çıkardı. Ahmet Ertegün, Ray Charles, Aretha Franklin, Miles Davis,  Stevie Wonder, Frank Zappa, Rolling Stones, Bee Gees, Led Zeppelin, Bette Midler gibi sanatçıların üne kavuşmasında büyük rol oynadı.  Atlantic Plak şirketi dünyanın en büyük plak şirketlerinden biri haline geldi. Eartha Kitt’in yorumladığı “Üsküdar’a Gider İken” şarkısının Amerika’da ve dünyada tanınmasında Ahmet Ertegün’ün katkısı büyük oldu.  Grammy’ler dahil birçok müzik ödülü kazanan Ahmet Ertegün, genç sanatçı Norah Jones’un parlamasında da büyük rol oynadı. Son yıllarında megastar Tarkan’ın İngilizce albüm çıkarması için çalışan Ahmet Ertegün’ün ömrü buna yetmedi. Birkaç deneme yapıldığını duyduk ama Ertegün’ün, zaman zaman New York’a gelerek İngilizce dersleri aldığı söylenen Tarkan’ın henüz buna hazır olmadığını düşündüğü  konuşuldu müzik çevrelerinde.

29 Ekim 2006’da New York’ta bir Rolling Stones konseri sırasında ayağı kayıp düşerek başını vuran Ahmet Ertegün  14 Aralık 2006’da hayata veda etti, Türkiye’de toprağa verildi.  Ahmet Ertegün’le ilk kez  Washington’da Maryland eyaletinden Kongre’ye aday olan ancak seçimi kaybeden Osman (Oz) Bengür için düzenlenen bir toplantıda tanıştım, uzun uzun konuşma fırsatı buldum.  Hatta o akşam bir de çekim yaptık.  Kongre’ye mutlaka bir Türk’ün girmesi gerektiğine yürekten inanıyordu, Oz Bengür’ün kampanyasına da büyük katkılarda bulunduğu söyleniyordu. Günün birinde bunun da gerçekleştiğini göreceğiz herhalde  ama biraz daha zaman var gibi.

Gelelim caza gönül vermiş  genç sanatçıya.  Müzisyen  Emre Kartari 35 yaşında, davul çalıyor, beste yapıyor.  Bugüne kadar üç albüm çıkaran ve dördüncüsü üzerinde çalışan Kartari, caza doğu ezgileri eklemeyi seviyor. En büyük hayali de Türkiye’yle Amerika arasında bir caz köprüsü oluşturmak.  Bunun ilk adımını attığı  için çok mutlu. New York ve Virginia’da müzik eğitimi alan Emre Kartari, Hacettepe Üniversitesi’nde konser ve ders vermeleri için profesörlerini ikna etmeyi başarmış. Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği ve Richmond’daki Virginia Commonwealth Üniversitesi VCU’nun da yardımıyla Kartari sayesinde geçtiğimiz haftalarda Hacettepe’de güzel bir caz konseri gerçekleşmiş. Konserde saksafoncu Skip Gailes, trampetçi Rex Richardson, piyanist Bob Hallahan, gitarist Adam Larrabee, basçı Mike Richmond, perkusyoncu Tim Collins ve baterist Howard Curtis, Emre Kartari’yle birlikte çalmış. VCU Caz Çalışmaları Enstitüsü eski başkanı olan Doug Richards, “Ben Seni Sevdiğimi Dünyalara Bildirdim” adlı Karadeniz (Trabzon) türküsünü Hacettepe’nin çiçeği burnunda Senfoni Orkestrası için uyarlamış ve ortaya güzel bir parça çıkmış. Konserde kanun virtüözü Ahmet Baran da çalmış.

Bu konseri gündeme taşıdığı için Amerika’nın Sesi’nin “Jazz Beat” bloğunun yazarı Diaa Bekheet’e gönülden teşekkürler. Amerika’ya gelmeden önce ders verdiğim ve öğrencilerimle zamanın öğrenci olaylarına rağmen unutulmaz günler geçirdiğim Hacettepe Üniversitesi’nin özel bir konserle adından söz ettirmesi gerçekten çok güzel. Konserden “Ben Seni Sevdiğimi Dünyalara Bildirdim”i – ya da Trabzon şivesiyle “Ben Seni Sevduğumi da Dünyalara Bildirdum”-u (anonim)  caz yorumuyla dinlemek için çok beklemeden tıklayın. Güzel dakikalar geçireceğinize kuşkum yok. Beğenip beğenmediğinizi yazarsanız sevinirim.