Başlık yanıltmasın, Amerikan Kongresi’nde henüz bir Türk milletvekili veya senatör yok! Birkaç seçim daha olmayacağa benzediğini de söylemek mümkün. Bir sürpriz olursa kimsenin itirazı yok tabii! Washington’da olup bitenler hakkında bilgi vereceğimi söylemiştim ya, işte bugün de bu kapsamda bir yazı size.
Amerika Türk Koalisyonu (TCA) ve Türk Kültür Vakfı (TCF) geçtiğimiz günlerde Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Ohio milletvekili John Boehner onuruna bir yemek verdi. Kongre binasındaki yemeğe Boehner’ın yanısıra, Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi üyeleri Florida milletvekili Ileana Ros Lehtinen, Kentucky milletvekili Ed Whitfield ve Kuzey Carolina milletvekili Virginia Foxx da katıldı. Ileana Ros Lehtinen, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı ve Kongre’deki Türk Dostluk Grubu’nun eş-başkanı. Diğer başkan Ed Whitfield.
Bu tür etkinlikler kuşkusuz Amerika’da yaşayan Türkler’in Kongre’yle olumlu ilişkiler geliştirmelerine katkıda bulunduğu gibi seslerini daha çok duyurmalarını da sağlıyor. Günün birinde Türk asıllı bir Amerikalı’nın Kongre üyesi seçilmesi umudu da son yıllarda giderek güçleniyor. Hemen yarın olacak değil ama birkaç seçim sonra neden olmasın? Bu konuda Amerika Türk Koalisyonu yoğun bir çaba harcıyor. Örgütün planladığı yemeğe Türk Kültür Vakfı’nın kurucuları Serpil ve Yalçın Ayaşlı, Coca Cola’nın Başkanı ve Yöneticisi Muhtar Kent, Polymer Şirketi Başkanı ve bu yaz Türk-Amerikan Dernekleri Birliği’nin (ATAA) başkanlığını iki yıllığına devralacak olan Ergun Kırlıkovalı, TCA Başkanı Lincoln McCurdy, TCF direktörü Güler Köknar ve Türk Koalisyonu Siyasi Komitesi’nden Lydia Borland katıldı.
Amerika’da geçen yıl düzenlenen ara seçimlerde Cumhuriyetçi Parti Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirince hatırlayacaksınız Temsilciler Meclisi Başkanlığı, Türkiye karşıtı tavrıyla bilinen Demokrat Nancy Pelosi’den Cumhuriyetçi John Boehner’e geçmişti. Geçmişte Ermeni tasarılarına karşı tutumuyla bilinen Boehner, Türk-Amerikan ilişkilerinin önemini sık sık vurgulayan bir politikacı. Boehner, 2007’de Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’ndan geçen sözde Ermeni tasarısının Genel Kurul’da oylanıp oylanmayacağının tartışıldığı günlerde katıldığı bir TV programında, 1915 olaylarının Washington’daki politikacılar değil, tarihçiler tarafından incelenmesi gerektiğini söylemişti. Boehner, “Türkiye, teröristlerle savaşımızda çok önemli bir müttefiktir” demişti. Ileana Ros-Lehtinen de, geçen yıl Ermeni tasarısının aleyhinde oy kullanmıştı. Bu yıl 24 Nisan öncesi tasarı gündeme gelmedi, her zaman olduğu gibi Başkan Obama alışıldık mesajını yayınladı, Türk Büyükelçiliği önünde Türklerle Azeriler Ermeniler’a karşı gösteri yaptı ama bu kritik dönem geçen yıla göre çok hafif atlatıldı.
TCA hakkında bir not: U.S.News and World Report dergisine göre, Amerika Türk Koalisyonu (TCA) 2009-2010 yıllarında Kongre üyeleri ve yardımcıları için en çok seyahat düzenleyen üçüncü Amerikan derneği. Listenin başında Amerika İsrail Halkla İlişkiler Vakfı (AIPAC) adlı örgüt var. Partilerüstü bir düşünce kuruluşu olan Aspen Enstitüsü ikinci, TCA üçüncü. Dördüncü olarak da Alman Marshall Fonu geliyor.
TCA bugüne kadar Türkiye’ye yedi Kongre heyeti götürdü, toplam 80 danışman ve beş Kongre üyesi Türkiye’yi gördü. Son iki heyet Türkiye’nin yanısıra Bosna Hersek ve Makedonya’da da temaslar yaptı. Size fikir vermesi açısından bu işin maliyetiyle ilgili birkaç rakam vermek istiyorum. 2009 yılı başından 2010 sonuna kadar Amerika İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’ne bağlı Amerika İsrail Eğitim Vakfı 154 Kongre üyesi ve danışmanını İsrail’e götürdü ve toplam 1 milyon 619 bin 755 dolar harcadı. Türkiye hakkındaki yanlış izlenimleri silmek için çalışan TCA 85 ayrı seyahat için aynı dönemde 545 bin 710 dolar harcama yaptı.
Bu işler çok para gerektiriyor gördüğünüz gibi. Amerika’daki nüfusu kalabalık, parası bol etnik gruplar da Kongre’de daha yüksek sesle konuşuyor. Hiçbir şey için geç değil. Bu ülkede yaşayan Türkler de Amerikan siyasetinin bir parçası olmak için artık daha iyi örgütlenmenin önemini anladı. Çabalarının sonuç vereceği umudu filizlendi, yeşerdi, günün birinde meyve verecektir.
Bu konudaki görüşlerinizi bekliyoruz. Siz ne dersiniz?