Amerika’da geçen yıl yapılan nüfus sayımından ilginç sonuçlar gelmeye devam ediyor. Nüfusu 300 milyonu geçen ABD’de yaşayan herkesin her 10 yılda bir sayılmasının amacı sadece insan sayısının ne olduğunu öğrenmek değil, nüfusun özelliklerini ve kentlerle kırsalın dokusal özelliklerini de gün ışığına çıkarmak. Nüfus Sayım Dairesi’nin açıkladığı verilere bakarsak, başkent Washington’un bulunduğu District of Columbia bölgesinde ilk kez azınlıklar çoğunluğa geçti. Özetle, 2000 yılından bugüne başkentin nüfusu 5 milyon 582 bin 170’e çıktı ve ilk kez beyaz nüfus yüzde 49’a geriledi. Siyahlar yüzde 25, Latin kökenliler yüzde 14, Asyalılar yüzde 9, başka ırklardan olanlar yüzde 3’ü bulunca azınlık gruplarının oranı yüzde 51’e çıktı. Yani ilk kez ABD başkenti Washington’da azınlıkların toplam nüfusu beyazları geçti.

Brookings Enstitüsü uzmanı demograf William Frey’e göre, büyük metropoller Amerika’daki bu değişimin bir tür laboratuvarları. Buaralarda işgücü değişiyor, okullar değişiyor ve bu değişiklik ülkenin başka kentlerini de etkileyecek önemli bir güce dönüşüyor. Washington’un bir özelliği de başka birçok mega kentte olduğu gibi beyaz nüfusun giderek yaşlanması ve azalması. 2000 yılındaki nüfus sayımına göre Washington bölgesinde beyaz nüfusun oranı yüzde 55’ti. 20 yıl önceki yani 1990 yılındaki nüfus sayımıysa beyaz nüfus oranını yüzde 64 olarak gösteriyordu.

Washington’a komşu Virginia eyaletinin Fairfax ilçesi azınlık gruplarının değiştirdiği bölgelerin başında geliyor. Temsilciler Meclisi Demokrat Virginia milletvekili Gerald Connolly, ırksal ve etnik çeşitliliğin artması sayesinde bölgede siyasi bir değişim de yaşandı. Eskiden Cumhuriyetçiler’in kalesi sayılan Virginia’da Demokrat eğilimler güçlendi, Demokrat Parti’nin oy oranı arttı.  Yeni bir araştırmaya göre, bölgedeki 8 eğitim bölgesinde öğrenci sayısı 1995-2000 arasında 119 bin arttı. Beyaz öğrenci sayısındaki artış sadece 1,000’le sınırlı kalırken, okullara devam eden azınlık gruplarından çocukların sayısındaki artış 118 bine yükseldi. İşgücündeki durumla ilgili olarak George Meson Üniversitesi Bölgesel Araştırmalar Bölümü Başkanı Profesör Stephen Fuller şöyle diyor: “2020 yılına kadar bu bölgede daha çok işgücüne ihtiyaç duyacağız. Bu bölgeye göç devam edecek, her çeşit işi yapacak insana ihtiyaç olacak, bu da ekonominin düzelmesine katkıda bulunacak.” Fuller bundan 10 yıl önce göçmenlerden söz edince akla hemen Los Angeles, San Fransisco veya New York geldiğini, şimdiyse tamamen farklı bir demografik yapı görüldüğünü söylüyor. Stephen Fuller’a göre, Washington’da çok sayıda kişinin emeklilik yaşının gelmesi nedeniyile onlardan boşalacak işleri başka bölgelerden gelen göçmenlerin alması ihtimali yüksek. Bu da işgücünün de yapısını değiştirecek. Çünkü artık göçmen deyince sadece kimsenin beğenmediği işleri yapan bir gruptan değil, eğitimli, deneyimli ve rekabet yeteneği yüksek bir kesimden söz ediyoruz.

Peki yalnızca Washington mu bu değişimi yaşıyor? Tabii ki hayır. Washington, 22 metropolün bulunduğu listeye yeni giren sekiz büyük yerleşim bölgesinden biri ve 20’nci sırada. Azınlıkların çoğunluk olduğu yerleşimler: McAllen, El Paso, Honolulu, Los Angeles, Fresno, Miami, San Jose, Stockton, San Antonio, Riverside, Bakersfield, Houston, Albuquerque, San Fransisco, Memphis, Modesto, Las Vegas, Jackson, San Diego, Washington, Oxnard, New York.

Dünya değişiyor desek daha doğru olur!