Washington bir ikilem içinde mi? Başkan ve yönetimi Kongre’yi Suriye’ye karşı askeri bir adım atmaya ikna etme turları yaparken, Kongre’nin önde gelen isimleri de sınırlı ve ölçülü bir saldırıya olumlu baktıklarını açıklarken, sade vatandaş, Irak ve Afganistan savaşlarının yorgunluğunu, bezginliğini ve kayıplarının acısını yaşıyor. Başkan Obama’nın Amerikan halkını nasıl ikna edeceği veya ikna etmeyi başarıp başaramayacağı büyük bir soru işareti. Savaş sınırlı da olsa, tek bir Amerikan askeri Suriye toplanlarına ayak basmasa da, yine kayıplar, acılar yaşanabilir ve son yıllarda zaten ekonomik krizin sancılarını çok ağır hisseden, evlerini, işlerini kaybeden Amerikalılar için bütçelerini denkleştirmek daha da zorlaşabilir. Üstelik federal bütçe de yeni sıkıntılara gebe. Cumhuriyetçi Kongre üyeleri borç tavanının yükseltilmesine yine karşı çıkacaklarını gizlemiyor. Bu da federal hükümeti yeniden kapanmanın eşiğine getirebilir, Amerika’yı borçlarını ödeyemez duruma düşürebilir. Yani bu yılın başında yaşanan sıkıntılar yeniden hortlayabilir.

Gelelim halkın görüşlerine. Washington Post gazetesiyle ABC televizyonunun yeni bir kamuoyu yoklamasına göre, görüşü sorulan Amerikalılar’ın %59’u Suriye hükümetine karşı füze saldırısı yapılmasına karşı, % 36’sıysa olası bir saldırıya destek veriyor. Anketörler Amerikalılar’a, İngiltere ve Fransa gibi müttefik ülkelerin de katılması durumunda saldırıya destek verip vermeyeceklerini de sordu. “Müttefik desteği olursa Suriye’ye karşı sınırlı bir saldırıya evet derim” diyenlerin oranı %46. Yani, böyle bir durumda askeri operasyona karşı çıkanların oranı yüzde 10 artarak, %36’dan 46’ya yükseliyor.

Washington’daki PEW Araştırma Merkezi de bir anket yapmış aynı konuda. Bu anketin sonuçlarına göre, halkın %48’i operasyona karşı, %29’u müdahaleden yana. Halkın korkusu, hava saldırılarının Amerikan aleyhtarlığını körüklemesi ve Amerika’ya karşı terör saldırılarına yolaçması. Ankete katılanların %61’i, Amerika’nın sınırlı ve ölçülü harekattan bahsetse de Suriye’ye uzun dönemli bir taahhütte bulunmak zorunda kalacağından kaygı duyuyor.

Kongre’nin tutumuna bakalım kısaca. Başkan Obama toplam 16 Kongre üyesiyle görüştü Beyaz Saray’da geçtiğimiz günlerde ve onların desteğini aldı. Hem Cumhuriyetçiler’in hem de Demokratlar’ın desteğini alması Obama için önemli bir başarı. Başkan Obama “Suriye’nin Irak veya Afganistan olmadığını biliyoruz. Bu ölçülü ve sınırlı bir müdahale olacak ve orada kalmayacağız” diye güvence verdi Kongre üyelerine. Obama “hem Suriye’ye hem de uluslararası kurallara uymayan veya uymamayı düşünen ülkelere, bunun bir bedeli olacağını göstermek istiyoruz” dedi. Amerikan Kongresi’nin Cumhuriyetçi ve Demokrat Partili liderleri de Başkan Barack Obama’ya Suriye’ye askeri müdahale yetkisi veren karar tasarısını oylama yapıldığı zaman destekleyeceklerini açıkladı. Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi John Boehner, Amerika’nın Suriye devlet başkanı Beşar Esat’ı durdurma yeteneğine sahip olduğunu ve kimyasal silah kullanımına izin verilmeyeceği yolunda diğer ülkelere uyarı göndermesi gerektiğini söyledi. Boehner, Obama’ya Kongre’nin onayını almak istemesi nedeniyle teşekkür etti ve Suriye harekatına onay vereceğini açıkladı, diğer Kongre üyelerinden de destek istedi. Temsilciler Meclisindeki Demokratlar’ın lideri Nancy Pelosi de Suriye’nin kimyasal silah kullanmasının uygar dünyayla bağdaşmadığını ve Amerika’nın bir karşılık vermesi gerektiğini belirtti. Senato İstihbarat Komisyonu Başkanı Demokrat Diane Feinstein da Başkan’ın kararını desteklediğini söyledi. Aynı şekilde Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonunun en kıdemli üyesi Eliot Engel da kimyasal silah kullanımını “savaş suçu” olarak niteledi ve Obama’ya destek vereceğini açıkladı.

Bu durumda ne olur? Amerikan Kongresi beş haftalık yaz tatilinden 9 Eylül Pazartesi günü dönüyor. Başkan Obama da G-20 Zirvesi için Rusya’nın St. Petersburg kentine gitti. G-20 zirvesi sırasında Obama katılıımcı ülkelerden destek arayacak. Ancak Rusya’nın Suriye’ye müdahaleye karşı çıktığı biliniyor. Şimdilik en azından Başkan Rusya’dan, Kongre de tatilden dönünceye ve kendisine yetki verinceye kadar Amerika’nın harekete geçmesi beklenmiyor diyebiliriz.

Buarada yine düzeninin bozulacağını ve ekonomik sıkıntılarının artacağını düşünen Amerikan halkı da haksız değil. Çünkü ekonomiyle ilgili son veriler bir düzelmeye işaret etse de ekonomik iyileşme istenen düzeye hala gelemedi. Bakalım ne olacak? Yine klasik bir cümle kuralım ve “bekleyip görmekten başka çaremiz yok” diyelim en iyisi. Buarada Martin Luther King gibi benim de bir hayalim var: Barış içinde bir dünya…