Amerika’yı nasıl bilirsiniz? Amerika dünyada nasıl bilinir? Klasik düşüncelerden biri Amerika’nın dünyanın süper ülkesi olmasıdır. Hayaliniz varsa gerçekleştirebileceğiniz ülkedir Amerika birçoğuna göre. Bu yüzden Amerika’ya resmi yollarla giremeyen milyonlarca kişi, kaçak girme yolunu seçer ve burada yıllarca göçmenlik dairesi yetkililerine yakalanmadan yaşayabilir, bu durumun getirdiği çekilmez sıkıntılara, aşağılanmalara razı olabilir. Günün birinde yasal statü kazanacağını hayal ederek, çoğu zaman da bunun bir yolunu bularak devam eder Amerika’da yaşamaya. Ama bu ülkenin de bazı yalın gerçekleri var ki, fazla bilinmediği için, Amerika’da herkesin “bir eli yağda, bir eli balda” yaşadığı yanılgısına yolaçar. Oysa burada da az ve orta gelirli Amerikalılar için hayat sanıldığı gibi kolay değildir, gökyüzünden dolar yağmaz, hiç kimse “ekmek elden su gölden” geçinmez. Birçokları “iki yakayı biraraya getirmek için” iki, hatta üç işte çalışmak zorunda kalır.

Gelir dağılımında eşitsizlik


Yoksulluk ve gelir eşitsizliği açısından Amerika dünyanın ön sıralardaki ülkelerinden biri. Merkezi Paris’teki Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD’ye göre, gelişmiş ülkeler arasında Amerika şu anda gelir dağılımı eşitsizliğinin en büyük olduğu ülke durumunda. Amerika’da gelir dağılımındaki eşitsizlik çok belirgindir. Gelirin büyük bölümü 300 milyonu aşan nüfusun küçük bir yüzdesinin tekelindedir. Üstelik bu sorun yeni değil, eskiden beri süregelen bir sorundur. İşsizlik birçok ülkeye göre düşük olsa da ekonominin beklenenden az iş yaratması hala ciddi bir sorun. İşsizlik Ağustos ayında 7,3’e düştü. Bu son 5 yılın en düşük seviyesi. İşgücü İstatistikleri Bürosu Ağustos ayında ekonomiye 169 bin iş eklendiğini, ancak Haziran ve Temmuz aylarında beklenenden az iş yaratıldığını bildirdi. Amerikalı şirketler eleman alımına devam ediyor, ama sayılar istenen düzeyde değil. Ekonomist Cary Leahy’ye göre işgücü piyasası, son 12 ayın en zayıf noktasında. Bugünün ekonomisi son 35 yılın en düşük işgücüne katılım oranına sahip.

Domino etkisi

Üstüne üstlük, daha 2008’in ekonomik sarsıntısı geçmemiş, yaralar sarılmamışken bir de federal hükümetin kapatılması, 800 binden fazla devlet memurunun zorunlu ücretsiz izne çıkarılması, işgücüne yeni bir darbe vurdu. Amerikalılar deyim yerindeyse “geçim derdine” düştü. Ekonomik durgunluk bir türlü atlatılamazken şimdi de federal hükümetin kısmen kapatılmasının üçüncü haftasına giriyor. Maaşlar büyük olasılıkla ödenemeyecek. Devlet memurlarının yanısıra devlette çalışan sözleşmeli personel de ücretlerini alamayacak. Örneğin Washington’da bugünlerde özel işyerleri de kan ağlıyor. Müzeler kapalı, turistler öfkeli, lokantalar boşaldı, seyyar sandöviççilerden tutun da tişörtçülerle kadar herkes ağlaşıyor haklı olarak. Maliye Bakanlığı tümüyle kapalı. Bu, bir domino etkisine benziyor. Federal hükümetin işlememesinden ona bağlı iş yapan özel sector de etkileniyor. Büyük şirketler, örneğin Lockheed-Martin işten çıkarmalara başladı bile. İşadamları da öfkeli. Buna karşılık Kongre’de hayat devam ediyor. Kongre üyelerinin maaşları işliyor. Şu anda gelinen nokta şu: Cumhuriyetçiler yeni tasarılar hazırlıyor, Beyaz Saray bunlarda sağlık reformunu etkileyecek önkoşullar bulunduğu için reddediyor, taraflar “ilerlemeden umutlu” olduklarını söylerken kriz devam ediyor. Öneriler tasarılar geçici çözüm öngörüyor. Yani hükümet 15 Ocak gününe kadar açılacak, borç tavanı da 7 Şubat’a kadar yükseltilecek. Peki ondan sonra? Yine aynı sorunlar yaşanacak.

ABD’de emeklilik hayal mi?

Gelelim bütün bunların halkın moralini nasıl etkilediğine. Yeni bir araştırmaya göre, şu anda çalışan Amerikalılar’ın yüzde 47’si ekonomik kaygılar nedeniyle emekliliği ertelediklerini ve planladıklarından daha geç emekli olmaya karar verdiklerini söylüyor. Associated Press Haber Ajansı’yla Chicago’daki NORC Kamu Araştırmaları Merkezi’nin yaptığı ortak araştırma, 2008’de başlayan ekonomik kriz ve ardından gelen ekonomik darbeler yüzünden Amerikalılar’ın emeklilik hayallerini bir başka bahara bıraktığını gösteriyor.


Amerika’da emeklilik yaşı çalıştığınız sektöre göre değişiyor. En erken emeklilik yaşı 62, çoğu Amerikalı 65 yaşını dolduruncaya kadar çalışıyor. Ancak şu anda çalışmakta olan 50 yaşın üstündeki Amerikalılar’ın yüzde 82’si emeklilik yaşını 66’nın üstüne çekmeyi düşündüklerini söylüyor. Amerika’da 70 ve 80 yaşın üstünde çalışan büyük bir kesim var. Çok yaşlı Amerikalılar’ın çalışma nedenleri çeşitli. Emekli maaşları yetmediği için, yaptıkları işi sevdikleri için ve çok yalnız oldukları için çalışanlar olduğu gibi sağlıklı kalmak için çalışanlar da var. “İşleyen demir ışıldar” atasözündeki gibi. Emekliliklerini erteleyenlerin çoğu yılda 50 bin doların altında kazanan, yüksek sağlık sigortası aidatları olan veya emekli olunca alacakları sigortanın aidatı çok yüksek olan, çocukları okuyan ve üniversite kredi ödemeleri olan kişiler. Kalabalık aileleri olanlar da elbette bu gruba dahil.

AP ve NORC tarafından yapılan araştırmaya göre, emeklilik planlarını erteleme nedenleri yüzdeleriyle şöyle sıralanıyor: 1) geçim sıkıntısına düşme kaygısı duyanlar % 78, 2) sağlıklı kalmaya devam etme isteğiyle erteleyenler % 75, 3) işlerini hala iyi yapıyor olmalarına güvenenler % 68, 4) işverenlerinin verdiği sağlık sigortası gibi yardımlardan yararlanmayı sürdürmek isteyenler %67.

Yalan değil, emekli olmak zorlaşıyor

Virigina’da yaşayan 65 yaşındaki grafikçi Tom Sadowski, bu yıl emekli olmaya karar verdiğini, ancak sonra vazgeçtiğini söylüyor. Ekonomik durgunluk yüzünden işlerinin kötüleştiğini ve tasarruflarını kullanmak zorunda kaldığını anlatan Sadowsky’nin hepsi orta öğretimde okuyan ve birkaç yıl içinde üniversiteye gidecek olan dört kızı var. Sadowsky, “ Babam benim yaşımdayken çoktan emekli olmuş, Florida’ya yerleşmişti. Şimdi yaşam koşulları çok zorlaştı, benim bunu yapmam imkansız” diyor. 69 yaşındaki Louisianalı öğretmen Clara Marion 2000 yılında emekli olmuş ancak bir yıl sonra yeniden çalışmaya başlamış. 2007’de yeniden emekliye ayrılmış ancak bugünlerde yine iş arıyor, çünkü zor geçiniyor. Californialı Dolores Gonzalez, 57 yaşında. Emeklilikte bütün hedefi, ayda 2,200 dolar olan mortgage ödemelerini rahatça yapabilmek. Öğretmen olan Gonzales 65 yaşında emekli olmayı planladığını ancak şimdi sonsuza kadar çalışmaktan başka seçeneği olmadığını söylüyor.

İşgücünde en hızlı büyüyen grup yaşlı Amerikalılar

İnanmak zor ama Amerikan işgücünde şu an en hızlı büyüyen grup, yaşlı Amerikalılar. 2020 yılında 55 yaşın üstündeki çalışanlar, sivil işgücünün dörtte birini oluşturacak.

Araştırmaya katılan her 10 kişiden 6’sı, çalıştıkları zaman kendilerini daha genç, dinç ve sağlıklı hissettiklerini söylüyor. Sizce kim yaşlı sınıfına giriyor sorusuna alınan yanıt da ilginç: 72. Yani bu yaşa kadar yaşlı sayılmıyorsunuz Amerika’da. AP-NORC araştırması 8 Ağustos’la 10 Eylül arasında yapıldı. Yani federal hükümetin kapatılmasından önce. 50 yaşın üstünde 1,024 Amerikalı katıldı ankete. Bunların 6’da 1’i, bankadaki tasarruf hesaplarında 1,000 doların altında para olduğunu söyledi. %29’unun bankada 100 bin dolar tutarında tasarrufu var.

Özetle, Amerika dahil dünyanın birçok ülkesinde az ve orta gelirli çalışanların da emeklilerin de durumu aynı. Çalışırken de, emekli olunca da geçim sıkıntısı yakalarını bırakmıyor, bir türlü “tuzu kuru” hale gelemiyorlar. Ne diyelim, “zenginin parası fakirin çenesini yorarmış!”