Gökkuşağı

Washington’daki Türk Araştırmaları Enstitüsü

Washington’daki düşünce kuruluşlarında Türkiye konusu sık sık gündeme gelir, Türk siyaseti ve dış politikasındaki gelişmeler, iç konular değerlendirilir. Brookings Enstitüsü, Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi CSIS, Heritage Vakfı gibi birçok kuruluşta Türkiye uzmanları ve Türk araştırmacılar görev yapar. Bu kez Georgetown Üniversitesi bünyesindeki Türk Araştırmaları Enstitüsü’ne (Turkish Studies Institute) ve Başkanı Dr. Sinan Ciddi’ye ayırdım yazımı.

sinan ciddiTelevizyon programlarımıza sık sık konuk olan ve Türk siyaseti ve politikalarını değerlendiren Dr. Sinan Ciddi’yle, bu kez başında olduğu enstitüyü konuştuk. “Amacımız Türkiye’yi tanıtmak” diyor Sinan Ciddi ve Türk politikasına, dil, tarih ve kültürüne son yıllarda ilginin büyük ölçüde arttığını söylüyor.

Sinan Ciddi’yle sohbetimize geçmeden önce Amerika’nın ve başkent Washington’un en saygın ve de pahalı üniversitelerinin başında gelen Georgetown Üniversitesi hakkında bilgi vereyim.

Georgetown, dünyanın en büyük ve Amerika’nın en eski akademik çalışma ve araştırma kurumlarından biri. Amerika’nın başkanlar dahil birçok önemli ismini yetiştiren ve dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce öğrenciye kucak açan bu özel üniversite, 1789 yılında kurulmuş. Bulunduğu semt de üniversitenin adıyla anılıyor. Üniversite, başkentin güzel bir köşesinde Potomac nehrine yakın bir bölgede 50’nin üzerinde binasıyla çok büyük bir kampüs üzerinde bulunuyor.
Üniversitenin dev bir tıp fakültesi ve birçok araştırma laboratuvarı var. Georgetown Üniversite Hastanesi özellikle kanserle ilgili hem tedavi hem de araştırma açısından çok önemli bir kurum.

Ayrıca siyasal bilgiler ve hukuk alanında da dünyanın önde gelen üniversitelerinden biri. Amerika’nın birçok diplomatını ve devlet adamını yetiştirmesiyle ünlü. Bunlardan biri de eski başkanlardan Bill Clinton. Bill Clinton bir keresinde “Georgetown Üniversitesi’nde okumasaydım, belki de başkan olamazdım” demişti. Çok güçlü bir akademik kadroya sahip olan Georgetown’da eski dışişleri bakanlarından Madelaine Albright, Washington’un Kongre’deki delegesi Eleanor Holmes Norton ve daha birçokları ders veriyor.

Georgetown Üniversitesi’nde bir de Türk Araştırmaları Enstitüsü (TSI) var. 1983 yılında kurulan enstitü, kar amacı gütmeyen, vergiden muaf özel bir eğitim kurumu. 1983-1993 yılları arasında Osmanlı Tarihi profesörü ve enstitünün kurucusu Heath Lowry başkanlık yapmış. Princeton Üniversitesi Atatürk Kürsüsü’nün de kurucusu olan Lowry, şimdi Türkiye’de yaşıyor, Bahçeşehir Üniversitesi’nde ders veriyor. Enstitü başkanlığını 1994’te Profesör Sabri Sayarı devralmış. O da 2005 yılına kadar görev yapmış. Columbia, George Washington ve Boğaziçi üniversitelerinde ders veren Sabri Sayarı’nın Türkiye’yle ilgili birçok kitabı var. Enstitünün başında 2005-2011 yılları arasında Columbia ve Georgetown Üniversitesi profesörlerinden David Cuthell’i görüyoruz.

Ekonomi ve finans profesörü olan David Cuthell, aynı zamanda Osmanlı tarihi uzmanı. Dr. Sinan Ciddi 2011 yılında Türk Araştırmaları Enstitüsü Başkanı olmuş. Ciddi, İngiltere’de Londra Üniversitesi’nde okumuş, Florida Üniversitesi’nde, ardından Sabancı Üniversitesi’nde ders vermis. Florida Üniversitesi’nde Avrupa Araştırmaları Merkezi’ni kurmuş. Onun da Türkiye’yle ilgili yazıları, araştırmaları ve kitapları var.

sinan-ciddi

Amerika’nın en eski ve en büyük uluslararası ilişkiler fakültesi olan Edmund Walsh Dışişleri Okulu binasında bulunan enstitünün amacını Dr. Sinan Ciddi’yle konuştuk. Sinan Ciddi’ye göre, Türk Araştırmaları Enstitüsü’nün amacı, Amerika’da Türkiye’yle, Türk tarihi ve kültürüyle ilgili araştırma yapan genç araştırmacıları, kitap yazan bilimadamlarını desteklemek, Amerikan üniversitelerinin Türkiye’yle ilgili bilgi, ders programı ve kütüphane kaynaklarını geliştirmek, konferanslar düzenlemek, bu şekilde Türk siyaseti, ekonomisi ve toplumu hakkında Amerikalılar’ı aydınlatmak. Sinan Ciddi yayınları destekleme konusuna, kitapların kalıcı olduklarını düşünerek büyük önem verdiklerini vurguluyor.

Georgetown Üniversitesi zengin bir ders programına sahip. Türk Araştırmaları Enstitüsü Türkçe programları da Amerika’daki en iyilerin başında geliyor. Georgetown’da çok sayıda Türk öğrenci okuyor, Amerikalı öğrencilerin de Türkiye’yi konu alan derslere ilgisi oldukça fazla. Sinan Ciddi’ye göre, son yıllarda Türkiye’ye ve Türk araştırmalarına artan ilginin nedeni Arap Baharı ve Ortadoğu’daki gelişmeler. Siyasi gelişmelere bağlı olarak Türkiye daha sık gündeme geliyor. “Siyasi konjonktür” devreye giriyor bu noktada.

Dr. Sinan Ciddi son yıllarda düzenledikleri konferanslarda da bunu öne çıkardıklarını, yalnızca öğrencileri değil, Washington’daki akademisyenleri de aydınlatmayı amaçladıklarını söylüyor. Konferanslara ilgi yoğun. Dr. Sinan Ciddi, geldiğinden beri, kendisinden önceki enstitü başkanları gibi bütün Amerika’yı dolaşıp çeşitli eyaletlerdeki üniversitelerde Türkiye’yi tanıtıyor, konuşmalar yapıyor, Türkçe ders programları oluşturuyor ve Türkiye’yle ilgili yayınlara destek veriyor. “Daha işimiz çok” diyen Dr. Ciddi kolay kolay yorulacağa benzemiyor. Başarılar!

Açıklamaları için Sinan Ciddi’ye ve bu videoyu çekip montajını yapan Serdar Keskin ile Burteçin Sapta arkadaşlarıma çok çok teşekkürler. Bir başka konuyla yine birlikte olmak umuduyla.

Türk Araştırmaları Enstitüsü’ne ulaşmak için:

http://turkishstudies.org/

Enstitü Başkanı Sinan Ciddi Kimdir?

http://turkishstudies.org/about/sinan_ciddi/index.shtml

Sinan Ciddi was appointed as the fourth Executive Director of the Institute of Turkish Studies, succeeding David C. Cuthell at the end of August 2011.

Ciddi was born in Turkey and educated in the United Kingdom, where he gained his Ph.D. in Political Science from the School of Oriental and African Studies, University of London in June 2007. He was previously an instructor at Sabancı University between 2004-2008 and completed his Post-Doctoral Fellowship at the same institution between 2007-2008.

He recently published a book titled Kemalism in Turkish Politics: The Republican People’s Party: Secularism and Nationalism (Routledge, January 2009) focusing on the electoral weakness of the Republican People’s Party.

Between 2008-2011, he established the Turkish Studies program at the University of Florida’s Center for European Studies.

Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!

Michelle Obama

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Amerika’da bu ay “Kadın Ayı”nın kutlanması nedeniyle kadın konusunu gündeme getiriyorum bu kez ve başarılı kadınlara ayırıyorum bu yazımı. Önce Amerika’nın First Lady’si Michelle Obama’ya bakalım. Ne yapıyor bugünlerde dersiniz? Michelle Obama “Let’s Move” girişiminin dördüncü yaşını kutladı geçtiğimiz günlerde. Hatta eşi Başkan Barack Obama ve yardımcısı Joe Biden’a da bir reklam videosu çektirdi kampanyaya destek için. Videoda Obama ve Biden, Beyaz Saray’dan çıkıp koşmaya başlıyorlar ve First köpekler Bo ve Sunny de onları izliyor. Koşu bitip ofislerine dönünde ikisi de, egzersizi noktalamanın en iyi yolu sayılan birer bardak su içip çalışmaya devam ediyorlar.

Michelle Obama ve “Let’s Move”

Michelle Obama başarılı bir kadın. First Lady olarak köşesinde oturup Beyaz Saray’ın keyfini çıkarmak yerine, arı gibi çalışıyor. “Let’s Move” ve bu kampanya çerçevesinde reklamını yaptığı sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenme sonuçlarını vermeye başladı bile. Okullarda çocuklar artık daha çok spor yapıyor, kafeteryalarda daha sağlıklı besleniyor ve sonuç olarak da çocuklar arasında obeziteyle mücadelede ilerleme sağlanıyor. Ortada rakamlar var. 2-5 yaş grubundaki çocuklarda obezite oranında yüzde 43 düşüş kaydedildi. Bu, olağanüstü bir başarı. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne göre, bu rakama son on yıl içinde ulaşıldı. Michelle Obama, açıklamayı sevinçle karşıladı. Biliyorsunuz, Michelle Obama, Beyaz Saray’ın bahçesinde sebze ve meyve yetiştirerek de sağlıklı beslenmeyi teşvik ediyor. Bunun yanısıra düzenli olarak spor yapıyor.

Amerika 2016’da kadın başkan seçer mi?

Clinton

 

Hillary Clinton, önce First Lady, sonra senatör, başkan adayı ve dışişleri bakanı olarak son 20 yıldır Amerikan siyaset sahnesinin ayrılmaz parçalarından biri. Kamuoyu yoklamaları, 2016 başkanlık seçimine adaylığını koymaya karar verdiği takdirde eski dışişleri bakanı Hillary Clinton’un en kuvvetli aday olacağını gösteriyor. Hillary Clinton, yılın sonlarına doğru başkanlık yarışında aday olup olmayacağına karar verecek. Uzmanlarıa göre Clinton yenmesi zor bir rakip olabilir. Yine uzmanlara göre, Clinton’un favori aday olarak görülmesinin artıları ve eksileri var. Neden derseniz, yarışta başı çekenler sadece rakiplerinin değil, medyanın da hedefi haline geliyor. Hillary Clinton bu nedenle saldırılara açık ve korunmasız bir konumda. Öte yandan herkesin gözünün önünde olmak bol bol bağış toplamak için bir avantaj. 2016 başkanlık seçimlerine daha iki yıl var. Ancak Hillary Clinton son zamanlarda yine gözler önünde sık sık görünüyor ve birçoklarına göre kampanya hazırlığı içinde. Bu yıl ara seçim yılı. Amerikalı seçmen, önümüzdeki aylarda Hillary Clinton ve eşi eski başkan Bill Clinton’ın adını giderek daha sık duyacak çünkü Demokrat adayların kampanyasına destek vermeleri için iki Clinton’a da yoğun talep var. Kampanyalara katkısı, Hillary Clinton’ın 2016’da muhtemel başkan adaylığına da yardımcı olabilir. Amerika kadın başkana hazır mı sorusuna gelince, neden olmasın?

Kadınlar Müze Yöneticiliğinde Rekora Koşuyor

women-teaserWashington Post gazetesi geçtiğimiz günlerde ilginç bir konuyu gündeme getirdi. Doğrusu bugüne kadar dikkatimi çekmemişti. Washington’da müzelerin başında hep kadınlar varmış meğer. Gerçekten büyük başarı. Kadınlar sanatta cam tavanı kırıp gün ışığına çıkmışlar bile. Tabii bu alanda. Başka alanlarda ve özellikle de siyasette çok eksik var hala. Ulusal Kadın Sanat Müzesi, Corcoran Sanat Galerisi, Smithsonian Enstitüsü Anacostia Müzesi, Hillwood Müzesi, Smithsonian Ulusal Afrika Sanatları Müzesi,Ulusal Portre Galerisi, Baltimore Sanat Müzesi, Kreeger üzesi, Soykırım Müzesi, Phillips Koleksiyonu, Smithsonian Amerikan Sanat Müzesi ve Renwick Galerisi, Walters Sanat Müzesi, Amerikan Visionary Sanat Müzesi, hepsinin müdürü kadın. Tam 13 kadın! Yaşları 46 ile 77 arasında değişiyor. Amerika’nın güzel yanı, işini iyi yapan insanların, tabii kadınların da yaşları ilerlediği gerekçesiyle bir kenara atılmaması. Müzeler örneğinin yanında bugün Amerikan televizyonlarında 65 yaşının üstünde çok başarılı erkekler olduğu gibi kadınlar da var. Ancak müze yöneticisi kadınlar kaydettikleri ilerlemeyi yeterli bulmuyor. “Bütçeleri 20 milyon doları aşan 33 müzeden 13’ünde kadın yöneticiler olması olumlu bir gelişme ama yeterli bir ilerleme değil” diyorlar. Dünya Kadınlar Günü’nde fazlasını istemek hakları değil mi?
Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun, kadınlara daha güzel günler getirsin.