Amerika bir süre önce ünlü bir televizyon programcısıyla modacısını intihar yüzünden kaybetti. ‘Parts Unknown’ ve ‘No Resertavitons’ adlı televizyon programlarıyla ünlenen, yıllardır dünyayı gezen ve Türkiye dahil birçok ülkede sayısız program yapan, sayısız kültür ve mutfağı dünyaya tanıtan 25 Haziran 1956 doğumlu olan, yazar Anthony Bourdain, Fransa’da otel odasında kendini asarak hayatına son verdi. Mesleğinin en parlak döneminde hayata, sevdiklerine, izleyicilerine ve okurlarına veda eden Bourdain’in intiharı, geride birçok soru işareti bıraktı.
Ondan günler önce de Amerika’nın ünlü modacılarından Kate Spade evinde yatak odasının kapı koluna doladığı eşarpla hayatını noktaladı. O da zirvedeydi ama psikolojik sorunları vardı, depresyon tedavisi görüyordu. Ve bunu hayranları bilmiyordu. Anthony Bourdain’in uzun bir uyuşturucu, alkol sorunu olduğu biliniyordu ama hayatına son verecek noktaya gelebileceğini herhalde hiç kimse düşünmüyordu.
Amerika’da intiharla ilgili rakamlara göz atalım bu noktada. Amerika İntiharı Önleme Vakfı’nın istatistiklerine göre,
*İntihar Amerika’da en çok ölüme yol açan 10 numaralı neden
*Her yıl yaklaşık 45,000 kişi intihar ederek hayatını noktalıyor
*İntihar edenlerin sayısı günde123
*İntihar ABD’ye her yıl 69 milyar dolara mal oluyor
*2016’da intihar edenlerin %51’i ateşli silah kullandı
*2016’da intihar eden her 10 kişiden 7’si beyaz erkeklerdi
*İntihar oranı orta yaşlı erkekler arasında çok yaygın
*Erkekler intihara kadınlardan daha eğilimli
*2016’da intihar edenlerin %19.72’si 45-54 yaş grubundaydı
*2016’da 15-24 yaş grubunda intihar oranı %13.15.
Uzmanlara göre, kişilerin depresyon geçirdiklerini bilmemesi veya kabul etmemesi intiharların çoğunun nedeni. ‘Görünüşe aldanmamalı’ derler ya, gerçekten de çevremizdekilerin gerçekte nasıl bir ruh hali içinde olduğunu bilmemiz imkansız eğer bize bir şey anlatmıyorlarsa. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı da önemli bir neden. İşsizlik, başarısızlık, anti-sosyallik, aile sorunları, ölümcül hastalıklar, anlık veya uzun süreli üzüntüler, yakınlarını kaybetme da intihara yol açan nedenler arasında.
Anthony Bourdain ve Kate Spade gibi iki ünlünün intiharı bu konuyu yeniden gündeme taşıdı Amerika’da. Ama Bourdain’in bizim için ayrı bir önemi vardı. Çocuklarımla birlikte yaptığı televizyon programlarını sürekli izlediğimiz için Anthony Bourdain’in en aktif olduğu bir dönemde hayatını sonlandırması bizi çok üzdü. Bilgisayar mühendisi olan oğlum yıllar önce Anthony Bourdain’in modern gezginliğe ilgi duyup bütün itirazlarımıza rağmen onu örnek alarak yollara düşmüş ve seyahat blogculuğuyla mesleğini dünyayı gezerek birlikte yürütmeye karar vermişti. Bu yazıyı oğluma ithaf ediyor, onunla ve bütün kararlarıyla ne kadar gurur duyduğumu bilmesini istiyorum.
Anthony Bourdain ‘Kitchen Confidential’ (Mutfak Sırları) adlı kitabında seyahatle yemeği bütünleştiren hayat felsefesini de çok güzel anlatmıştı. Büyük olasılıkla onun bir televizyon programcısı ve seyahat yazarı olarak hayranlarının gönlünde taht kurmasının en önemli nedeni de kültürleri, yemekleri ve dünyayı tanımayı teşvik eden bu hayat felsefesiydi.
İşte Anthony Bourdain’in hayat felsefesinden birkaç not:
“Eğer 22 yaşındaysanız, sağlığınız yerindeyse, öğrenmeye ve daha iyi bir insan olmaya açsanız, bence seyahat edin, mümkün olduğu kadar uzaklara gidin. Yerlerde uyumanız gerekiyorsa, onu da yapın. Başka insanların nasıl yaşadığını, neler pişirdiğini ve neler yediğini öğrenin. Gittiğiniz her yerde onlardan çok şey öğrenmeye çalışın.”
“Nasıl omlet yaptığınız karakterinizi ifşa eder.”
“Biriyle bir yemeği paylaştığınız zaman onu gerçekten tanırsınız.”
“Çoğu zaman ve hatta her zaman, en iyi yemekler en basit olanlardır.”
“Yetenek öğretilebilir. Karakterse ya vardır, ya da yoktur.”
“Diyelim ki bir hata yaptınız. Yalan söylemeyin. Hatanızı kabul edin ve yolunuza devam edin. Ve o hatayı bir daha asla yapmayın. Asla.”
“Yolculuk her zaman kolay değildir. Her zaman konforlu da olmayabilir. Kimi zaman insanı üzer, kalbini kırar. Olsun, seyahat insanı değiştirir, değiştirmelidir de. Hafızanızda, bilincinizde, yüreğinizde ve bedeninizde izler bırakır. Bir şeyler kazanırsınız. İdeal olan sizin de geride birşeyler bırakabilmenizdir.”
“Seyahat insanı değiştirir. Hayat yolunda ve dünyada ilerlerken değişiklikler yaparsınız, az da olsa izler bırakırsınız. Bunun karşılığında yaşam ve seyahat sizin üzerinizde izler bırakır. Çoğu kez bedeninizdeki ve kalbinizdeki bu izler çok güzeldir ama zaman zaman da içinizi acıtırlar.”
(“Travel changes you. As you move through this life and this world you change things slightly, you leave marks behind, however small. And in return, life – and travel – leaves marks on you. Most of the time, those marks – on your body or on your heart – are beautiful. Often, though, they hurt.”)