ABD’de Üniversite Öğrencileri Seçime Neden İlgisiz?

Posted November 2nd, 2012 at 6:02 pm (UTC+0)
Leave a comment

Amerika’nın her bir yanında olduğu gibi üniversite kampüslerinde de bu aralar en çok konuşulan konu başkanlık seçimleri.  Peki üniversite öğrencilerinin genel olarak seçimlere bakış açısı nasıl?

 

Yukarıdaki tablo, 1984 seçimlerinden itibaren üniversite öğrencilerinin seçimlere katılım oranlarını gösteriyor.  Üniversite öğrencileri arasında ortalama yüzde 60 civarındaki seçimlere katılım oranı ilk başta az görünse de Amerikan başkanlık seçimlerde ülke genelinde katılım oranlarının yüzde 60 dolaylarında gezdiği düşünüldüğünde bu oranın normal karşılanması gerekiyor. Yani üniversite öğrencileri, ülke ortalaması civarında seçime katılım gösteriyor. Bu, öğrencilerin siyasetle iç içe yaşadığı başkent Washington’da bile geçerli bir durum. Peki üniversite öğrencileri neden seçimle yeteri kadar ilgilenmiyor?

Kampüslerde Amerikalı öğrencilerin nabzını yokladığımızda, öğrencilerin oy verince hiç bir şey değişmeyeceğine dair inançları göze çarpıyor. Bu fikrin yaygın olmasında Amerika’da ‘Electoral College’ adı verilen seçmenler kurulu sisteminin büyük etkisi var. Bu sisteme göre bir eyalette en çok oyu alan parti, eyaletteki bütün temsilcileri kazanmış oluyor, yani oransal bir dağılım gerçekleşmiyor. Bir eyalet bir oy farkla kazanılmış olsa bile, kazanan parti bütün temsilcileri kazanmış oluyor. Durum böyle olunca da bir partinin ağırlığı olan eyaletlerdeki insanlar oylarının sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle oy kullanmamayı tercih ediyorlar. Örneğin, Washington, DC’de yaşayan bir öğrenci, vereceği bir oyun hiçbir şeyi değiştirmeyeceğinden emin, çünkü başkent tarihi boyunca hep Demokrat oy vermiş olmanın yanı sıra, son seçimlerde Obama’ya %93 oranında rekor oy vermiş durumda. Aynı şey, Maryland veya California gibi liberal ve Demokrat eyaletlerin yanı sıra Texas veya Oklahoma gibi tarihi boyunca hep Cumhuriyetçi olarak bilinen eyaletler için de geçerli. Bu bölgelerde kayıtlı öğrenciler, bu durumun farkında ve gerek bu sistemi protesto etmek gerekse ilgisizlikten dolayı oy kullanmamayı tercih ediyor.  Üniversite öğrencileri, bu sistem nedeniyle seçimin sadece Virginia, Ohio gibi kritik birkaç eyalete indirgenmiş olmasından rahatsız.

Amerika’da seçime katılım oranlarının düşük sayılarda olmasının başka geçerli sebepleri de var. Bunlardan biri seçimin Salı günü gerçekleşecek olması. İşinden veya okulundan izin alamayan birçok vatandaş, oy verme görevini bu sebeple yerine getiremiyor. Örneğin yapılan araştırmada, 18-24 yaş grubundaki vatandaşların yüzde 21’i oy vermeme sebepleri olarak çalışmaları ve oy verme gününde meşgul olmaları olarak belirtmiş. Ayrıca oy vermenin zorunlu olmaması ve oy vermeyenlere karşı hiçbir yaptırımın olmaması, siyasetle çok ilgilenmeyen gençlerin oy vermemelerine sebep oluyor.  Bu durumun zararlarını en aza indirmek için, ülke genelinde erken oy verme veya “absentee” adı verilen mektupla oy gönderme işlemleri yapılsa da, bunların ne kadar yararlı olduğu ayrı bir tartışma konusu.

Ancak buna rağmen, 18-24 yaş grubundaki üniversite öğrencileri, üniversiteye gitmeyen yaşıtlarına oranla yüzde 12 daha fazla oy kullanıyor. Bu oran, Amerika genelinde eğitim ve gelir düzeyinin artmasıyla artış gösteren seçime katılım oranı ile paralel. Ancak hiç şüphesiz ki her beş üniversite öğrencisinden ikisinin oy vermemesi ve gençlerin apolitik eğilimleri demokrasinin geleceği açısından endişe verici.

Peki, ülke genelinde öğrencilerin siyasi görüşleri nasıl? USA Today’in 2010 yılında yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, Amerika’daki üniversite öğrencileri dört yıllık üniversite eğitimleri sonunda daha liberal bir siyasi görüş ediniyor. Eğitimlerinin ilk ve son senelerinde iki ayrı ankete tabi tutulan öğrencilerden sadece yüzde 30’u ilk senesinde kendini liberal veya sol görüşlü olarak tanımlarken, bu sayı dört sene sonunda yüzde 40’a kadar yükseliyor.  Kendisini merkezde veya muhafazakâr ve sağ görüşlü olarak tanımlayan öğrencilerin sayısında ise bu dört sene sonunda düşüş gözlendi. Bu istatistikler, Amerika’daki üniversite eğitiminin gerçeklerini gözler önüne seriyor. Kampüslerde farklı kültürlerden gelen diğer öğrencilerle beraber yaşayan öğrencilerin bakış açılarının değişmesi ve dünya görüşlerinin genişlemesi doğal karşılanıyor. Ayrıca sağlıklı bilgi alışverişinin sağlandığı, öğrencilerin okuma ve araştırma yetilerinin kazandırıldığı bu ortamlarda öğrenciler daha farklı görüşlere açık bir hale gelerek liberal görüşler benimsemeye başlıyor. Bu Demokrat Parti için artı olarak gözükse de her iki partinin de üniversite öğrencilerinin oy vermek için kayıt yaptırmasını sağlamak ve oylarını kazanmak için daha çok çalışması gerektiği ortada.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

KAMPÜS GÜNLÜĞÜ HAKKINDA

2009 yılından beri Washington’daki Georgetown Üniversitesi’nde Uluslararası Siyaset ve Dış Politika konularında eğitim gören Cem Yolbulan, Kampüs Günlüğü’nde Amerika’daki deneyimlerini yazıyor. Bir Türk öğrencinin gözünden Amerikan okul hayatı, eğitim haberleri ve kampüs kültürünü yorumlayacak olan Cem, Türk öğrencilere de tavsiyelerde bulunmaya çalışacak. Georgetown Üniversitesi ve bölge okullarından son gelişmeler ve gündem maddeleri hafta boyunca Kampüs Günlüğü’nde olacak.

YARARLI KAYNAKLAR

Campus Tours Öğrenciler için Amerika’da 1200’den fazla üniversitenin bilgileri, interaktif kampüs turları ve daha fazlası

EducationUSA Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı 400’den fazla eğitim danışmanlık merkezinin bulunduğu bu platformda kendinize uygun programı ve okulu seçebilirsiniz

Study in the States Amerika’da okumak isteyen yabancı öğrenciler için vize ve göçmen statüsü hakkında detaylı bilgiler

College Board Başvuru süreci, gerekli belgeler, sınavlar ve burs olanakları hakkında her şey

KATEGORİLER