1 Mayıs Pazar gecesi Başkan Barack Obama Amerikalılara 10 yıla yakın süredir bekledikleri haberi müjdeledi: 11 Eylül terör saldırılarının planlayıcısı El Kaide lideri Usame Bin Ladin öldürülmüştü, binlerce kişinin ölümüne yol açan terrörist artık yoktu.
Haberi Washington’da alanlar Beyaz Saray’a, New York’ta duyanlar Sıfır Noktası’na koştu, “USA, USA” diye bağırarak çoştu.
Pazartesi sabahın ilk saatlerinde aynı coşku piyasalarda da kendini hissettirdi. Petrol fiyatları hava boşluğuna giren uçak gibi biraz irtifa kaybetti. Dolar diğer para birimlerine karşı değer kazandı, Dow Jones endeksi %0,5 puan arttı.
Ama bu sevinç uzun soluklu olmadı. Piyasalar bir süre sonra yeniden günlük kaygılarına, küresel sorunlara, kamu borçlarına, emtia balonlarına, Çin’den yükselen enflasyonist baskılara odaklandı, Dow Jones günü 92 puanlık kayıpla kapattı.
11 Eylül saldırılarından sonra ise piyasalar haftalarca şoktan çıkamamış, endeksler ciddi olarak düşüş görmüştü. Hatta saldırıların yarattığı panik havasıyla ekonomi durma noktasına gelince dönemin başkanı George Bush, halkı, moraller yerine gelsin, ekonomi biraz canlansın diye “alışverişe çıkmaya” çağırmıştı.
11 Eylül’de panik-atak geçiren piyasalar neden bu kanlı eylemin planlayıcısı Usame Bin Ladin öldüğünde uzun soluklu bir yükselme, iyileşme trendine girmedi?
Ekonomistlere göre bunun yanıtı biraz da Bin Ladin’in ektiği kötülük tohumlarının ne yazık ki tutmuş olmasında yatıyor. Örneğin Los Angeles’daki Milken Enstitüsü konferansına katılan Nouriel Roubini, “mevcut jeopolitik durumun değişmediğinin” altını çizerek bu olguyu açıkladı.
Ünlü yatırımcı Warren Buffett de Fox News televizyon kanalına verdiği demeçte “terör riskinin getirdiği maliyette bir değişiklik olmadığına” dikkati çekti.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Alman Baader Bank uzmanı Robert Halver de aynı fikirdeydi. Halver, “Terörizm piyasaların riski ölçümlerinde dikkate aldıkları önemli kriterlerden biri, şimdi Usame Bin Ladin öldürüldü diye bu risk faktörünün tamamen ortadan kalktığı söylenemez,” diyordu.
ABD Sermaye Piyasası Kurulu (SEC) eski Başkanı Harvey Pitt “Bin Ladin’in ölümüyle misilleme saldırıları artacaktır, ama sanırım, piyasalar bu olası gelişmeleri hala dikkate almadılar,” diye daha da karamsar bir tablo çiziyordu.
Bütün bunlardan anlaşıldığı kadarıyla piyasalar risk ve getiri faktörlerini ince eleyip sık dokurken, Amerika’nın 10 yıl sonra Bin Ladin’i öldürerek kazandığı özgüveni hesaba katmıyor. Ama Amerikalı yetkililer Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında dile getirdiği gibi “Amerika’yı dize getiremezsiniz” özgüveni içindeler. Şimdi Amerikalı yetkililerin önümüzdeki günlerde bu özgüveni, iç siyasi ve ekonomik uzlaşmazlıkları gidermek üzere kullanmaları bekleniyor.
2 responses to “Bin Ladin Öldü, Piyasalar Uyudu”
Merhaba Melek Hanım,
“Bin Ladin Öldü, Piyasalar Uyudu” diyorsunuz da, bence piyasalar uyumadı. Piyasalar Bin Ladin’in şu veya bu şekilde er-geç yakalanacağından emin oldukları için, bu faktörü zaten varlık fiyatlarına, beklentilere ve risk primlerine dahil etmişlerdi ve bu nedenle de karar ve davranışlarını “sanki Bin Ladin yakalanmış gibi” şekillendirdiler. İşte bu nedenledir ki, sizin de çok doğru olarak belirttiğiniz gibi, “piyasalar bir süre sonra yeniden günlük kaygılarına, küresel sorunlara, kamu borçlarına, emtia balonlarına, Çin’den yükselen enflasyonist baskılara odaklandılar”. Sevinç uzun soluklu olmadı zira aslında uzun soluklu olmasına ve mukadder olan bir şey için 40 gün, 40 gece düğün, bayram yapmaya gerek yoktu. Piyasalar rasyonellik ilkesine uygun davrandı.
Piyasaların 11 Eylül sonrasında terör unsurunu risk primlerine katma alışkanlıkları kazandıkları ve Bin Ladin’in öldürülmesi sonrasında rasyonel davrandıkları doğru. Burada çok haklı bir tespitte bulunuyorsunuz. Ama aynı zamanda aklıma da şu soruyu getirdiniz, bu risk primlerinin varlık fiyatlarına 11 Eylül’den bu yana ne kadarlık bir etkisi oldu? Wall Street’in terör risk pirimleri buradaki tabiriyle “main street”e – nasıl yansıdı bu 10 yıllık sürede? Yani bir anlamda bunun fiyatı zaman içine mi yayılarak ödendi?