Obama’ya Göre Birliğin Durumu Nasılmış?

Posted January 25th, 2012 at 12:11 am (UTC-5)
Leave a comment

Başkan Barack Obama 2012 Birliğin Durumu konuşmasına, artık Irak’ta savaşan Amerikan askeri kalmadığını ve Usame Bin Ladin’in yaşamadığını hatırlatarak başladı. Obama, Amerikalılara yeniden rahat bir nefes aldıracak bu hatırlatmalardan hemen sonra da ekonominin hal ve gidişatına ayırdı konuşmasının büyük bir bölümünü.

İlk elde son 22 ayda 3 milyondan fazla iş sahası yaratıldığını, üretimde yeniden artışa geçildiğini söyleyen Obama, en büyük alkışı General Motors’un yeniden dünyanın bir numaralı otomobil üreticisi konumuna yükseldiğini söyleyince aldı. Bir de (Bu yerli otomobil sevdası liderler arasında bulaşıcı mıdır, nedir, bilinmez) Seul sokaklarında Amerikan otomobilleri görmek istediğini hatırlattı. (Bilenler bilir, Güney Kore ile serbest ticaret anlaşmasının Kongre’de onaylanması sırasında bu pazarın Amerikan otomobillerine açılması konusu görüşmeleri hayli zorlamıştı.)

2012 Birliğin Durumu konuşmasında son mali krizde hasta düşen otomotiv sektörünün artık iyileştiğine dikkati çeken Obama bu tespitlerinden sonra gelecek için öngörülerini, Kongre’den istediklerini sıraladı.

Elbette konuşmanın en can alıcı noktalarından birisi Obama’nın mevcut vergi düzeninden duyduğu rahatsızlıktı. Obama, zenginlerin orta sınıftan çok daha az oranda vergi vermesine pek akıl sır erdirememiş olsa gerek ki, milyarder patronu Warren Buffett’den daha fazla vergi veren sekreter Debbie Bosanek’i de Birliğin Durumu konuşmasına davet etmiş, hatta Michelle Obama’nın yanına oturtmuştu.

Obama, “Eğer kazancınız 1 milyon Dolar’ın üzerinde ise ödediğiniz vergi oranı %30’un altında olmamalı. Eğer kazancınız, Amerikalılar’ın %98’i gibi yılda 250 bin Dolar’ın altında ise vergileriniz artmamalı. Zenginleri sübvanse etmekten artık vazgeçmeliyiz,” diyerek “Buffett kuralı” şeklinde politik çevrelerde kodlanan vergi reform anlayışını dile getirdi. (Hemen hatırlatalım, Warren Buffett kendi kendini gammazlamış ve Obama’ya sekreterinin vergi diliminin kendisininkinden yüksek olduğunu bizzat açıklayan isim olmuştu.)

Obama vergilerle ilgili düşüncelerini açıklarken biraz da belki Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinde karşısına rakip olarak çıkabilecek Mitt Romney’i isim vermeden hedef almış gibi de oldu. Ne de olsa Mitt Romney Cumhuriyetçi aday adayları arasındaki siyasi kapışma yüzünden vergi beyannamelerini açıklamış ve ödediği vergilerin %15 civarında kaldığı resmen kamuoyunun bilgisine sunulmuştu.

Son aylarda ağırlığını orta sınıftan yana koyduğunu birçok konuşmasında ve politik adımda sergileyen Obama yine aynı çizgide Kongre’ye seslenerek bordro vergilerinin yükseltilmesini en kısa zamanda ve uzun süreli olarak önlemeye çağırdı. (Bordro vergilerinin artmaması ortalama bir Amerikalı’nın cebine fazladan ayda 40 Dolar girmesi anlamına geliyor. Bu arada Cumhuriyetçilere göre de Obama’nın bu orta sınıfın savunmacısı olma hali seçime dönük bir yatırımdan başka bir şey değil.)

Obama vergi ödememek için fabrikalarını, iş sahalarını başka ülkelere taşıyan şirketlerin de takipçisi olacağını, artık bundan sonra bu şirketlerin belirli bir vergiye tabi tutulacağını söyledi. Laf uluslar arası pazarlardan açılmışken de adil olmayan ticari yollara başvuran, telif haklarını ihlal eden ülkeleri takibe alan bir Ticaret Suçlarını Önleme Birimi oluşturacağını söyledi. (Çakma mal yapıp-satanlar düşünsün…) Obama bir de içerdeki mali suçluları takip etmek üzere yeni Mali Suçlar Birimi de oluşturulacağını söyledi konuşmasında. Gerçi büyük ihtimalle birçok Cumhuriyetçi Obama’nın yeni bürokratlar yaratma çabasına girdiğini düşünerek bu birimlerin kurulmasına destek vermeyecektir.

Obama konuşmasında orta sınıftan yana bir iki açılımdan daha da bahsetti. Kongre’ye yakında yeni bir plan göndereceğini bu planın da mali disipline sahip Amerikalılara konut kredilerini yeniden yapılandırmada mali kolaylıklar getirme amacı taşıyacağını söyledi.

Başkan daha önceki Birliğin Durumu konuşmalarında olduğu gibi eğitime yatırım yapılmasından, iyi öğretmenleri ödüllendiren, öğrencileri testlere hazırlamak yerine onları yaratıcılığa teşvik eden ve Amerika’yı geleceğe güvenli şekilde taşıyan bir eğitim sistemi öngördüğünü de anlattı.

Elbette Kasım ayındaki seçim kampanyalarında hem Cumhuriyetçilere mühimmat sağlayacak hem de kendisine destek toplayabilecek enerji konusu da Obama’nın konuşma metnini süslüyordu. Yönetim olarak kamuya ait arazilerde 3 milyon evin ihtiyacını temiz enerjiden sağlayacak yeni bir proje başlattıklarını açıklayan Obama, bir anlamda Kongre’ye siz temiz enerji konusunda bana yardımcı olmazsanız, ben de kendi imkanlarımla başımın çaresine bakarım demiş oluyordu.

Yine daha önceki konuşmasında ele aldığı alt yapı yatırımlarında istediği ilerlemeyi sağlayamadığını farkında olan Obama, bu konudaki bürokratik engelleri azaltacak bir kararname imzalayacağını da söyledi. Bir de kaynak konusunda formül verdi: Daha önce savaşa harcadığımız paranın yarısını borçlarımıza yatıralım, geriye kalanları da “ulusun imarı” için kullanalım.

Obama dış politika konusunda malum konulara değindi (İran’ın nükleer programı, Arap baharı, Afganistan gibi) ama önemli bir açıklama yapmadı bunun yerine dosta-düşmana ufak bir hatırlatma da bulundu : “Amerika’nın çöküş dönemine girdiğini düşünenler, nüfuzunun azaldığını iddia edenler ne konuştuklarını bilmiyor.

Başkan Obama’nın bu yılki konuşması daha önceki iki konuşmasına göre sanki eylemden çok söylem ağırlıklı gibiydi. Obama vurucu tespitlerde bulundu, vergi reformu isteğini net şekilde ifade etti. Ancak Washington’un iş yapmaktan çok seçimlere kilitlendiği bir dönemde bu sözlerin eyleme dönüşme ihtimali herkesin eleştirdiği zenginlerin vergi oranı kadar olsa gerek…

Melek, meslek yaşamına yazılı basında başladı. Haftalık Barometre gazetesinde muhabir ve Management-Marketing sayfa editörü olarak çalıştıktan sonra 1990’lı yılların başında aynı gazetenin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Meslek yaşamına kısa bir ara verip İngiliz Kraliyet bursuyla City University London’da gazetecilik eğitimi aldı. 1994 yılında Amerika’ya yerleşmeden önce Hürriyet gazetesinde çalıştı. Meslek yaşamına halen Internet, radyo ve televizyon yayıncılığı yapan Amerika’nın Sesi’nde devam ediyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Melek, yüksek lisans derecesini 2002 yılında tamamladığı George Washington Üniversitesi MBA programından aldı.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Melek Çağlar

Melek, meslek yaşamına yazılı basında başladı. Haftalık Barometre gazetesinde muhabir ve Management-Marketing sayfa editörü olarak çalıştıktan sonra 1990’lı yılların başında aynı gazetenin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı.

Meslek yaşamına kısa bir ara verip İngiliz Kraliyet bursuyla City University London’da gazetecilik eğitimi aldı. 1994 yılında Amerika’ya yerleşmeden önce Hürriyet gazetesinde çalıştı. Meslek yaşamına halen Internet, radyo ve televizyon yayıncılığı yapan Amerika’nın Sesi’nde devam ediyor.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Melek, yüksek lisans derecesini 2002 yılında tamamladığı George Washington Üniversitesi MBA programından aldı.

YENİ EKONOMİ HAKKINDA

Washington'da alınan siyasi kararları, New York'ta piyasalara yön veren hareketleri ve 50 eyalette sıradan insanların yaşadığı ekonomik gerçekleri ‘Yeni Ekonomi’ farklı bir bakış açısıyla okuyucularına sunuyor.

Yeni girişim ve girişimciler, hız kazanan trend'ler, uzman değerlendirmeleri, araştırmalar, sayısal veriler, kısacası Amerikan ekonomisinin performansına dair tüm sağlıklı bilgiler ‘Yeni Ekonomi’de.

‘Yeni Ekonomi’, ilgi duyanların takip etmekten sıkılmayacağı yeni ekonomik normların ‘yol haritasını’ çıkarıyor.

Yahoo! Ekonomi

Archives