“Biraz merhamet edin efendim!”

Posted March 14th, 2011 at 12:51 pm (UTC-5)
29 comments

Klişe bir laf olacak ama: “Amerika kurallar ülkesi”. Tıpkı Amerika’ya gelirken vize almadan “Ben bir bakıp çıkıcaktım amirim” diyemediğiniz gibi geriye kalan bilgili, belgeli işlerin de neredeyse hiçbirinde centilmenlik dışı faullere yer yok.

Motosiklet ehliyeti için de durum öyle. Her ne kadar Washington, D.C.’de yaşayan arkadaşlarımdan Türkiye’den getirdikleri motor ehliyetinin sorgusuz sualsiz kabul gördüğünü duymuşluğum varsa da… Aslında uygulamalar eyaletlere göre değişiyor.

Benim motosiklet sürücüsü “ünvanını” Amerikan ehliyetime işletme öyküm D.C’nin sınır komşusu Virginia’da geçiyor…

Bu yollarda gezmeye başlamak için ne engeller aşmak gerekiyor! 🙂

Serde gezme tozmayı sevmek var ya… Tanışma yazımda bahsettiğim Türkiye ve Avrupa’da yapılan binlerce kilometrenin bünyeme yüklediği aşırı şişkin özgüvenimle başladım araştırmaya. Bana kim ne diyebilirdi ki canım? 5 dakikada alırdım o ehliyeti.

I ıh… Öyle olmadı…

Önce tıpkı araba ehliyetinde olduğu gibi bilgisayarlı bir sınavı geçmem gerektiğini öğrendim. Tek fark bunun için bir kursa gitme zorunluluğunun olmaması. Daha sonraki yazılarda da göreceğiniz üzere kısa adı DMV olan Department of Motor Vehicles’ın (Motorlu Araçlar Departmanı diyelim olsun bitsin:) ) kapısından içeri adım atıp bir eğitim kitapçığı almak gerekiyor. DMV ayrı konulara malzeme olacak kadar acılarla dolu (abartmıyorum) ya da bir o kadar komik şeylerin yaşandığı ama ne olursa olsun her daim asık suratla karşılandığınız bir yerdi gözümde (Hala bu imajın değiştiğini söyleyemem:) )

Ama sınavda çıkabilecek sorulara ilişkin konuların anlatıldığı kitapçığı almakla da bitmedi olay. İşin içine girdikçe zedelenen özgüvenim bir yandan sinyal veriyordu ama kulaklarımı tıkamıştım bir kere. Öğrendim ki tıpkı araba sınavında olduğu gibi skills test’e (yetenek sınavı) kendi motorumla girmem gerekiyormuş!!!

Tavuk mu Yumurtadan Çıkar Yumurta mı Tavuktan Yoksa?

İşte tam öyle oldu. Yukarıdaki ara başlık geçiverdi aklımdam birden! İyi de ehliyetin olmadan motora binmenin ağır cezası olan bir eyalette nasıl olacaktı da bir motora binip sınav alanına gidecektim?

Türkiye’deki motorumun resimlerini göstersem; şöyle gezilerden birkaç resim attırsam ve “Sir, have a little mercy (-Biraz merhamet edin efenim, rica ediyorum- diye çevirelim olsun bitsin:)” diye yakarsam olmaz mıydı?

O kadar tekeri boşuna mı aşındırmıştım? Boşuna mı İstanbul trafiğinde hayatım gözlerimin önünden montajı yarım kalmış belgesel şeridi gibi geçmişti defalarca? Az mı taksici üstüme kırmıştı? Az mı kör noktasında kalmıştım son sürat uçan, pardon giden Doblo’ların? 🙂

I ıh… Olmadı… Tutmadı…

Sonra aklıma motosiklet kiralanacak yerleri araştırmak geldi. Yazın Türkiye’de eş dostu ziyaret ederken İstanbul’un bile bu konuda çok sıkıntıda olduğunu görmüştüm. Bir küçük Kymco kiralamıştım sonunda gerçi ama öyle istediğin motoru üstelik de uygun fiyata bulamadığını da birinci elden tecrübe etmiştim.

Neyse başladım motosiklet galerilerine telefon etmeye. 3-5’inden bu eyalette motor kiralayan yer bulmanın zorluğuna dair uzun tiradlar dinledikten sonra D.C.’nin bir diğer komşu eyaleti olan Maryland’da bir yere ulaştım.

Dedim ki kendime “Amerika Harley’lerin vatanı. Kirala kızım bir Harley”. Olay şöyle gerçekleşti:

– Motosiklet kiraladığınızı öğrendim. İnternet sitenizden bir de motor beğendim. Onu kiralamak istiyorum.

– Tabii. Kaç günlüğüne?

-Biiirrr… Hadi bilemedin iki. (Burada susup sakince vereceği rakamı bekliyorum)

-Tabii. Günlük sigortası da dahil 280 dolar.

– …

– Kiralamak istiyor musunuz?

– … (Daha ne kadar susabilirim bilmiyorum ama konuşmak zorunda kalıyorum) Eeeee… Evet, tabii. Adresiniz neydi acaba?

 

Anladığınız üzere “yuh” nidasıyla telefonu kapatmamak için adresi bahane edip “Aaa çok da uzakmışsınız” deyip kapatıyorum bu noktadan sonra… 🙂

Böylece kiralık bir motosiklet bulup onu ehliyeti olan birine kiralatıp sonra da sınava onu yanımda götürme ve onun motoruyla sınava gireceğimi söyleme fikrim de suya düşüyor.

Ama en azından artık Türkiye’de motor kiralamak pahalı falan demiyorum. Çok değerli bir hayat dersi alıyorum yani 🙂

 

Mola

Evet biraz mola. Zira öykü giderek ilginçleşiyor. Askeri eğitim gibi bir motor kursunda buluveriyorum kendimi. Ama neyse ki kursta “kıdemli sürücülüğüm” prim yapıyor da, biraz tamir ediyorum örselenen egomu 🙂

Kurstaki bu scooter’lar vızz geldi tabii bana. Kırmızı kurdelalı öğrenci gibiydim adeta:)

 

Kıssadan Hisse

 

Bu kadar kelimeyle anlatmaya çalıştığım naçizane öyküm değil şüphesiz. Amerika’da bu işi ne kadar kurala bağladıkları gerçeği! Motor ehliyetini verme konusundaki ciddiyetlerini Amerika’daki trafikte motorcuların ne kadar saygı gördükleri gerçeğinden ayrı tutamayız.

 

Bir sonraki görüşmemize kadar sözü size bırakıyorum. Peki siz Türkiye’de nasıl aldınız motor ehliyetinizi? Ben de o yollardan geçtim, yanıtı biliyorum da sizden bekliyorum. Daha kolaydı değil mi? 🙂

Aşağıdaki “Comment/Yorum” butonu öykülerinizi bekliyor 😉

29 responses to ““Biraz merhamet edin efendim!””

  1. Cglist says:

    Yazıyı sesle desteklemen gayet parlak ve verimli olmuş. Değişik tecrübeleri dinlemek iyi oldu teşekkürler motosikletli kız.

    • Motosikletli Kız says:

      Sesli yazıya destek almak çok güzel. Tecrübelerden de gerek gülecek malzeme gerekse ilham alınacak öyküler çıkarsa ne ala 🙂

  2. Cglist says:

    Ehliyet Türkiye’de nasıl alınıyor akarayım, B sınıfı varken sadece motor soruları yapılıyor. Hepsi mantık zaten 6 sene üniversitesini okumasam ve çalışmadan girsem yine de çok basit 20 soru var.

    Direksiyon sınavında karşına direksiyon hocası olarak meslek lisesi tesfiye öğretmeni çıkıyor. Motor çin malı dökülmüş cub tipi uyduruk bir motor. 10-15 dakika kukaların arasından geçeceğini anlatıyor,en sonunda 8 çizme olayını tam bilmiyor,önemsemiyor veya anlatışı kıt.

    Sınav anı: Arka lastik inik neredeyse jant yere değecek yanda benzin istasyonu şişirmekten acizler.

    Komedi gibi birşeydir direksiyon sınavı, bir hanım kızımız marşa basıp çalıştırmasını istediği sınav gözetmenine daha önce hiç göstermediklerini söyleyip bir tartışmalı kavgaya tutuşurlar…

    • Motosikletli Kız says:

      Çok güzel özetlemişsin 🙂 Amaç motor kültürünün bu kadar geliştiği bir ülkede yaşananlar üzerinden bu konuları irdelemek zaten. Bir sonraki yazıda bırakın marşa basmamayı bilmemeyi slalom yapamayanların nasıl kurstan diskalifiye edildiklerini anlatacağım. Beklerim 🙂

  3. şevki bulut says:

    Bence bu kursları fazla eleştiriyoruz. sanırım motorla tanışan birisi motoruna binmedne önce bi çok şeyi ögreniyordur çünkü bu bir iş değil hobidir ve zevk aldığımız bir çok konu hakkında bilgi ediniriz. Demek istediğim ehliyet alırken motor tabi özellikle türkiyede bir tutkudur. Kasksız tedbirsiz binilemiyecegini herkez bilir ve sordugunuz ilk kişi size paranı yettiği motoru değil önce kıyafetini al sonra kalan paranla motor alırsın der. bu yuzden ehliyet konusunda bir nevi olanak sağlanıyor gibi ve gördüğünüz üzere motorların bulundugu kazalarda cogunlukla motorların bir sucunun olmadıgı bence diğer sını ehliyet alanların motor sürücüleri bakımından daha fazla bilgi edinmeleridir. Buda insanlık görevidir. Ayrıca evet motor fiyatları ucmus durumda bu konudada türkiyede yasıyan motora heves edenlerin sabırsız olması bu konuyuda cazip bir şekle sokuyor gibi . motor ucuz olunca başlangıç motoru 600 cc bile secilebiliyor. biraz daha gerçekçi baktım

    • Motosikletli Kız says:

      Doğru, motor bir hobi olduğu için çoğumuz ehliyeti almadan öğrenmiş oluyoruz kullanmayı. Burada verdiğim örnek de aslında benim de kaç yıllık motorcu olmama rağmen kurallar nedeniyle bu ülkede kursa gitmek zorunda kalmamın tuhaflığını anlatıyor. Ama bahsettiğiniz sabırsızlık nedeniyle tecrübesiz sürücülerin trafikte “kötü şöhret” yapması Türkiye’deki motor kültürünün zedelenmesine de yol açabiliyor. Madalyonun iki yüzü…
      Katkınız için teşekkür ederim 🙂

  4. Sinan Uygun says:

    Sıralama şu şekilde.Parayı öde,yazılı imtihan gününü al,yazılı imtihana gir,sonucu alınca direksiyon sınav gününü al.Direksiyon sınavı:Müfettiş senin evraklarını imzalarken sen sıralanmış kukaların arasından gider gelirsin,eğer düşmemişsen ehliyetin Trafik Büroda hazırlanıyordur.Aradaki boşluklarda neler var diye bir soru olabilir.Hiç…

    • Motosikletli Kız says:

      Zaten yetenekli sürücüler için bu sistemin de sakıncası yok ama peki ya kendine aşırı güvenenler? İşte o zaman eğitim yetersiz kalıyor. Amerika’daki kursta gözünün yaşına bakmıyorlar. Bu disiplinin sürücüye de yardımı olacağına inanıyorum. Bir sonraki yazıda detayları da bulacaksınız. Katkınız için teşekkürler 😉

  5. Soulreaver says:

    Bende diycektimki ”eee hani ehliyet sınavı?” onu anlatmamışsın diycektim ama yorumları okuduğumda gerisinin geleceğini farkettim:) severek izliyoruz motosikletli zevce hanım:P (bu arada diksiyonunu çok beyendim gerçekten çok düzgün, lütfen ”E” harfini kapalı olarak seslendirmeye dikkat et:)

  6. ehliyet says:

    sitenizi yakından takip ediyorum. Teşekkürler.

  7. Yigit says:

    Türkiye’de hala daha 55-60 yaşındaki amcalar giriyor motosiklet sınavına:) hatta sınav başladıktan şöyle bir soru geliyor amcadan ”sonra hoca arkadaşla bir yardımlaşsak?? bir kaç sorum var da ???” :)) kesinlikle efenim yardımlaşmak yok sınavınız iptal olur yanıtını alınca değişiyor amcanın suratı 🙂 yavaş yavaş düzene giriyor eskiden ehliyet sınavları daha da kolay olurmuşş kopya muhabbetleri falan yani 🙂 kısaca teorik bilgisi bile olmayan insanlar ehliyet alabiliyorlarmış..

  8. Emre says:

    Merhaba Selin Hanım ,

    Emre Ben, böylelikle tanışmış olduk: )

    Amerika’da motosiklet ehliyetinin kolay alınamayacağını tahmin ediyordum zaten, Sizin de bildiğiniz üzere Türkiye ‘de motosiklet ehliyeti alma olayında pek ciddiyet yok! Hatta motosiklet sınavında, ehliyet kursum ( 250 tl ödeyip sadece sınav tarihini söyleyen ) kask getirmediği için kask takamamıştık 🙂 ne kadar komik değil mi ? işin en güzel tarafı 280+280 tl verip honda güvenli sürüş 1 ve 2 eğitimimi aldım çok da faydalı olduğunu söyleyebilirim.Keşke ABD’de olsaydımda orda eğitimimi alsaydım ne güzel olurdu. yazılarını bekliyorum saygılar…

    • Motosikletli Kız says:

      Merhaba Emre 🙂 Sonunda motosiklet eğitimini savunacak bir okuyucu buldum neyse ki 🙂 Daha buradaki zorlukların tamamını anlatamadım bile. Yazıları kaçırma, yorumlarını eksik etme lütfen 🙂

  9. Mithat says:

    Merhaba, Ehliyet işi olunca merakla dinledim Orada nasıl alındığını veya işi ne kadar ciddiye aldıklarını,buradakini biliyorsunuzda ben ehliyet vermeye yetkili bir öğretmen olrak şu kadarını söyleyeyim,geçen hafta sınav var ve ben görevliyim benimle beraber 8 öğretmen daha ve içlerinde 2 tanesinin A2 ehliyeti var ve komisyon başkaı bizi E grubunu sınav yapmaya gönderirken motor sınavına (kolay ve çabuk olduğu için ) birazda yaşlıca iki öğretmeni ve hayatında hiç motora binmemiş kişileri görevlendirmesi de bir türkiye gerçeği olarak biline…

    • Motosikletli Kız says:

      Sizin gibi bir okuyucunun ilgisini çekebildiğime çok sevindim. Birebir sistemin içinde tecrübesi olan birisi olarak bu yaptığınız katkı paha biçilemez. Her şeyin ciddi lisanslarla yapıldığı yerlerde ehliyet sınavına katılan hocaların motosiklet ehliyetlerinin olmaması düşünülemez bile. Öyle güzel bir örnek vermişsiniz ki… Katkılarımızla ve zamanla sistemdeki eksiklerin giderileceğini umut edelim…

  10. kaan says:

    O kadar ama o kadar öykünüyorum ki; sınavın adam gibi sınav olduğu, kuralların yeterince önemsendiği ve adam akıllı işlediği ülkelere.

    Yazılı sınavı 5 dakika gibi bir sürede bitirdiğimi ve şaka değil gerçekten çok sinirlendiğimi çok iyi hatırlıyorum. Sadece sınav yapmış olmak için sorulan süper basit sorular yığını. Kursların pratik eğitimi hiç yok. Sürücü kursuna ödediğin 150 TL sadece başvuran adına yapılan bürokratik işlemlerin karşılığı neredeyse. Yani bırakın pratiği adam akıllı teorik eğitim bile yok. Eee motosiklet sadece teoriyle öğrenilecek bir araç da değil. Gerekirse 1000-1500 TL olsun bu kursların bedeli ama işin içinde gerçekten teorik ve pratik eğitim olsun. Askeri düzeyde hem de… Neyse ki eğitim işini hakkıyla yapan bir kaç kişi-kurum var. Onlara da mecrubiyet olmadığı için herkes katılmıyor.

    Nereden okumuştum, hangi ülkeydi (muhtemelen Batı Avrupa) hatırlamıyorum. Sadece ayağını yanlış zamanda yere indirdi diye sürücüye tekrar eğitime gönderen ülkeler var. Benim sınavımda gözetmen kafasını bile kaldırmadı kağıtlardan. 🙂 Çıkmaz bir sokakta 100 metre kadar gidip dönmemizi istedi.

    • Motosikletli Kız says:

      O kadar haklısınız ki… Amerika’da da o bahsettiğiniz Batı Avrupa ülkesinde olduğu gibi özellikle pratik sınavında oldukça ciddiler. Bir yandan “Acaba bu bazı kişileri ikinci kez kursa getirmek için bir para tuzağı mı?” düşüncesine mahal verse de sınavda elenenlerin çoğunun gerçekten trafikte birkaç yüz metre bile gidemeyecek kadar ürkek ya da tecribesiz olduklarını gördüğünüzde bir şekilde sistem saygınızı kazanıyor. Elimin yettiğince bu durumu anlamaya çalışacağım. Katkınızı eksik etmeyin…

  11. g.m.y. says:

    Selin kardeşim daha önceki yorumumda yazmıştım 1974 yılında Almanyda aldım sürücü belgemi 18 yaşımda, tüh yaşımda ortaya çıktı.:))
    Hocamaın adı da Herr Nagel yani “Fahrschule Nagel” .
    Şehiriçinde pratik derslerimde 49 km/h hızla gidersem Herr Nagel:”İneyimde ittireyimmi”.
    Şehiriçinde 51 km/h hızla giderim Herr Nagel:”Ne oluyor rally mi yapıyoruz.”
    Yol hakkı bende olan kavşaktan bakmadan geçmişim Herr Nagel:”Niye bakmadın diye sorar”. Ben:”Yol hakkı bendeeee” Herr Nagel:”Mezar taşında yol hakkı bendeydi diye yazarsa bir şeye fayda etmez”
    Böyle bi kişinin elinden ehliyetimi aldım kolay almışmıyım?

  12. sercan2667 says:

    ben almak üzereyim yazılı sınavdan geçtim..uygulamayı bekliyorum…..bekliyorum ama…hoca yok diye 2 haftadır bekletiliyorum…sadece biraz show yapıp alıcam ehliyetimi canım..:))ama hayır duyduğuma göre eğer hareket yaparsam hoca bırakıp gidiormuş bunu da öğrendim neyse…haftaya sınava girerim.galiba o günkü heyecanımı sizlerle o anı yaşamış giib anlatacağım..bu arada amerikada almamnın zorluklarını duydumda…böyle bir ülkedyim diye bir yamdam şükrediyorum görüşmek üzere…….

    • Motosikletli Kız says:

      Peki bekliyoruz hikayeni 🙂 Her yerin kendince zorlukları var ama önemli olan bulunduğun yerde huzurlu olmak. Öyle olduğun sürece dert etme 😉

  13. serdar says:

    Türkiye’de 3-5 tane kukanın arasından geçiyorsun ehliyetin hazır:)))

  14. hakan G says:

    Hmm nasıldı bakayım hatırlamaya çalışayım! Motorsiklet kullanmayı ilk önce bana motorsiklet kullanmayı çok seven patronum öğretmişti!.scooter’dan önce vitesli motorsiklet kullanmak kısmetmiş.Ofise alınan o zamanlar pek fazla modeli olmayan caddelerde iki tane 50cc’lik Honda scooter’i kullanmak için “ehliyet almamın” şart olduğunu söyleyince meşhur sürücü kurslarından birine gidip(yakın olması vesilesi ile) “A1 ehliyet” almak istedim,”A1 yok A2 alacaksınız” dedi yetkili… “e ama ben vitesli kullanmayacağımki!!” dedim o da “valla isteseden o ehliyeti vermiyorlar” diyince kursa yazıldım…..yazıldım derken gerçekten sadece yazıldım! B sınıfı ehliyetim olduğu için kursa gelmeme gerek yokmuş, sürüş kurslarıda yokmuş ben kendim öğrenecekmişim!Kıytırık bir yazılı sınava girdikten sonra sürüş sınav gününe kadar yine patronum sağolsun başka bir motorla (suzuki nin bir cross modeliydi galiba) beni çalıştırdı.

    Sınav günü , sınavın yapılacağı yere gidip kendi grubumu buldum. 10 kişi kadar bizim kursdan kalanı başka yerlerden 20 kişi kadarız! bazıları motorları ile gelmiş. Kurs saati gelince gözetmen “hani motor?” diye sordu bizimkilere….Sürücü Kursu, sınava girilecek yere motor getirmemiş!!! Kursun bir yetkilisi, bir 250cc’lik bir MZ motrla sınava gelen gençten bir oğlanı gidip “usta , sınavda senin motoru kullanalım, depoyu fullerim birazda üstüne harçlık veririm hadi bizi idare et koçum…” felan diye kafalayıp motoru ayarladı.Tabi kimse MZ motor kullanmamış, bazıları saf saf “scooterla girebiliyorum” değilmi diye soruyor…Birkaç kişi 20 dakika içinde “vitesli motor nasıl kullanılır” dersini hemencecik orada hallediverdi! Biz MZ’in huyunu suyunu öğrendik nasıl çalıştırılır nasıl vitesi geçer (biraz nazlıdır vitesleri) derken sınavın şeklide belli oldu.

    yaklaşık 50-60mt toprak bir yol…pek düzgün sayılmaz…4-5 tane kuka var ortasında;
    1-motoru çalıştırma
    2-biraz gidip durup yeniden kalkma
    3-kukaları geçme
    4-kukalardan sonra ayağı yere değdirmeden U dönüşü yapma
    5-başlangıç noktasına gelene kadar motoru 3.vitese atma
    6-duruş!

    bu sürüşü 2 dakika kadar sürüyordu…sonra herkes mutlu mesut evlerine dağıldı, sınav sorumlusu zaten orada ne işi olduğunu bile bilmiyordu…öğretmenmiş kendisi…sırf bugünkü par aile tahminen 50TL yada 100TLlik sınav sorumlusu parası için mecburen orada olmaktan dolayı haklı olarak söyleniyordu..

    sonra ehliyetlerimizi aldık! B ehliyetim B+A2 oldu,çok komik ama ehliyeti yeni verilmiş gibi yaptıklarından 1989’da ehliyet aldığım halde 1994’de almış muamelesi gördüm çoğu yerde, sinir oldum ve hala olmaktayım!

    O gün bu gün sadece bir arkadaşımın honda shadow chopper’ini “ver bakiym şunu bi tur” diyerek alıp otoparkta hakikaten bir tur kullanmaktan başka ayağım vitese değmedi….ben demiştim ama başında scooter kullanacağım diye …

    • Motosikletli Kız says:

      Çok güzel anlatmışsınız. Scooter kullanma konusundaki karar ve inatçılığınız takdire değer 🙂 Sınavın hali ise… Yorumsuz. Zaten siz çok güzel betimlemişsiniz. Peki 94’ten bu yana (!) motor kullanmayı seviyor musunuz? :))))

      • hakan G says:

        Şu anda motorum yok, mecburi iki sebeple sattım;
        1-apartmandaki komşularım koskoca sitede motorumu koyduğum hiçbiryeri bir türlü beğenmeyip nerdeyse apartman yönetim kurulu kararı alabilecek noktaya durumu getirip saçma sapan bir yere koyarsam (labirent gibi bir yol izleyip gidon genişliğinden dar bir kapıdan geçirip koyabileceğim depoyo gösterdiler!) kimseye zarar vermezmiş!
        Evlenmeden önce oturduğum yerde motoruma özel kapalı park bile yapabilmişken bu kadar eziyet fazla geldi
        2-Türkiyedeki bürokrasinin insanı çileden çıkarması! Yolları kan gölü haline getiren kamyon , tır ve otobüslerin bile 2-3 senede bir yapılan muayenelerine karşılık her sene yaptırılan (daha yeni değişti kural) muayene yüzünden dolan ruhsat sayfamın yenilenmesi motorsikletimin 1/5’ü bir bedele denk geliyordu. Muayeneyi yaptırmaktan imtina etmiyordum ama her sene üstelik başlarda araba muayenesi kadar olan muayene ücreti ödeyerek kaz gibi yolunmak canımı acıtmıştı!
        Bende motorumu üzülerek sattım.
        Yağız İtalyan delikanlım;
        http://i72.photobucket.com/albums/i189/hakan737/moto/SR125_1.jpg
        Motorsikletimi İtalyan tarzı kullanmayı severdim. YAz aylarında bankadaki işime takım elbisemle giderdim. Hafta sonları motordan inmezdim boğazı gezerdim. Uzun yol yapmadım, kendileri 125cc’lik iki zamanlı motora sahip Aprilia SR125 Sporter model idi, Aynı modele sahip bir dostum Istanbul-Antalya gidip gelmişti ama benim gözüm kesmedi çünkü deposu küçüktü, her 120kmde bir durmak gerekiyordu. FAkat İStanbul’da hava müsait olduğu her an istediğim her yere onunla gidiyordum.Hatta evlendikten sonra hemen her hafta sonu eşimle sabah çayına boğaza giderdik, büyük keyifti.

        Şimdi yeni bir ev satın alıp orada güzel bir 250cc yada 400cc hayali kuruyorum.

        • Motosikletli Kız says:

          Motorları park etme konusunda acaba niye motorlara hala sokak kedilerine davrandıkları gibi davranırlar? Hem uzaktan severler hem de kimsenin bakmadığı ilk fırsatta bir tekme atmak isterler??? Ne sinir bozucu… İtalyan tarzı motor kullanmanız İstanbul için güvenli bir seçenekmiş 🙂 Motorunuz da ev-iş-boğaz üçgeni için biçilmiş kaftanmış. Umarım yeni bir ev ve yeni bir motorla İtalyanlar gibi yaşamaya başlarsınız yine;)

  15. Türkiye’dede ehliyet sistemi böyle olsa bir öğrenciye çık alandan dışarı desek heralde oracıkta kurşuna dizer bizi :)))

    • Motosikletli Kız says:

      Türklerin şikayetlerini dile getirmek konusunda çok daha “sesli” olduklarını söylemek yanlış olmaz, evet! 🙂

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

MOTOSİKLETLİ KIZIN ÖZÜ


Merhaba,

Motosikletli Kız ben. Ya da ismimi bilmek isteyenler için, kısaca Selin… Yıllardır hem haber editörü olarak medyanın tozunu yutuyorum hem de iki teker üstünde yolların. Şimdilerde Amerika'da, televizyon habercisi olarak devam ediyorum macerama...

Her İstanbul mağduru gibi trafikten kurtulmak için bir helikopter almanın (!) en iyi alternatifinin ne olacağını düşündüğüm o günlerde aldım ilk motorumu.

11 yılda 4 motor, binlerce kilometre yol ve her aklıma düştüğünde yüzümde hınzır bir gülümsemeye yol açan milyon anıdan sonra hayalini kurduğum yollarda, Amerika’dayım. Rüzgarın bile farklı estiği dev kıtadaki uzun, upuzun yollarda…

Ağrı kesicim, heyecanım, kafam bozuk olduğunda derin bir nefesle düşüncesini içime çekmeye çalıştığım motorumla. Bir o kadar bildiğiniz ve bir o kadar bilmek isteyeceğiniz şeyi biriktirdim eteğimde. Paylaşmaya hazırım. Tüm rüzgar tutkunlarına, iki teker aşıklarına, motosiklet delilerine açık davet:

Gelin birlikte kaybolalım rüzgarın içinde…

motosikletlikiz@gmail.com

Sağlıklı Sürüş İçin Bilmeniz Gerekenler (1)

VİDEOLU YAZILAR :)

Amerika Yollarında (2)

Motorda Kolları Dinlendirmek

Amerika Yollarında (1)

Amerika Yollarında (3)

Motosikletli Kız Amerika'daki Fuarda

Reflektörleri Taktım, Sizin İçin Test Ettim ;)

İnterkom Almadan Bunu İzlemelisiniz

2014 The Washıngton Auto Show

Kask Hayat Kurtarabilir!

Motorda Dertler Nasıl Unutulur?

Motorla Amerika'da (2011'den Kalanlar)

Binlerce Motor Yollara Dökülürse!

Burada Sizin Yazı ve Fotoğraflarınız da Var!

Sizin Köşeniz

Bu Blogda Neler VAR Neler YOK?

*Bu blogun yazarının gözünde hiçbir motor (marka, cins, tür, yıl, renk, güç açısından) bir diğerinden üstün değil (Kabul edin her motor sahibine güzel gelir)

*Bu blogda Amerika VAR, Türkiye VAR. Bu ikisinden herhangi birinin yerden yere vurulmasına yer YOK.

*Bu blogda izlenimlere, araştırmaya ve zaman zaman şahsi fikirlere ve öykülere yer VAR. Dolayısıyla hiçbir fikre, yoruma katılmamak YOK.

*Bu blogda her türlü olumlu katkıya yer VAR. Motor tutkunlarının birbirini kırıp dökmesine izin YOK.

*Bu bloga her türlü eleştiriyi yöneltmeye hakkınız VAR. Ama ara sıra da olsa yapıcı olmayı unutmak YOK.

Not: Blog kuralları her an değişebilir. İtiraza yer YOK:)