Bir önceki yazıyı okuyanlar hatırlayacak. Harley hevesiyle başladığım motosiklet kiralama hedefim astronomik kiralama ücretlerine takılınca ben de ikinci aşamaya geçtim. Yani “Amerikan motor ehliyeti olmadığı için motor kiralayamayan ve bu yüzden motor sınavına da giremeyenler için motosikleti de içinde” bir sürücü kursu aramaya… (Tekerleme lügatımıza girecek cinsten bir kurs tanımlaması oldu, bozuntuya vermeyin 🙂 )
Kurslarımız Dolu Seneye Gelin
Amerika’da beni çok şaşırtan şeylerden biri de Amerikalıların taaa gelecek sene gidecekleri tatili bile bu seneden planlayıp bir de gidecekleri otel, kiralık villa ya da kamping alanına önceden rezervasyon yapmalarıdır. Takdir edersiniz ki öyle benim gibi “son dakika” plan yapıp anın büyüsüne kapılmayı tercih edenler için pek de hoş bir durum değil bu 🙂
Motor kursu aramaya başlamamla bu nahoş durum bir kez daha girdi hayatıma!
-Alo, motor ehliyeti alabilmek için kursunuza katılmak istiyorum. Haftasonu kurslarınız kaçta başlıyor acaba?
-Üzgünüm, seneye Mayıs ayına kadar hiçbir kursta yerimiz yok. Mayıs ayı için isminizi yazdırmak ister misiniz?
-Mayıs mı? (Burada “Hadi canım” diyorum içimden ama ufak ufak korkmaya da başlamıyor değilim hani. “Ya Amerikalılar planlılık konusundaki kararlılıklarını bu kurslarda da göstermişse” diye geçiriyorum içimden.)
-Evet. Şu anda 5 kişilik yerimiz var.
-Sağolun ben bir düşüneyim. Size öyle döneyim.
-(Biraz zor bulursun tonuyla başlıyor cümleye telefonun karşısındaki şahıs ve cümleyi kısa tutuyor) Peki.
Bir telaş orayı burayı arıyorum. Artık yalvarıcam neredeyse ama gururuma yediremiyorum. Bir de kafaya taktım ya ehliyeti hemen almak istiyorum. Gözüme bir motor kestirdim geceleri rahat uyuyamıyorum.
Sonunda “karnı pek tok olmayan” bir kurs görevlisine rastlıyorum telefonda. “Yerimiz hiç yok” diyor ama ekliyor ardından: “Ama yeni açılan bir kursumuz var. Sadece scooterlarla yapılıyor. Çünkü scooterdan başka motoru tercih etmeyen müşterilerimiz var. Bu kursta haftasonu için 3 kişilik yerimiz var.”
Yer buldum ya hemen şımarıyorum:
-Scooterlarınız kaç CC’lik acaba?
-En büyüğü 125 CC.
– Hmmmm… (Yani yer bulduğum anda bu sefer scooter seçmeye başlamam da hakikaten ayrı mesele. Ama bahanem var zira Türkiye’de bıraktığım motoru öyle özlemişim ki sanki kursa gitmeyeceğim de motorla biraz tur atacakmışım havasında seçicilik yapıyorum utanmadan)
Ve sonunda dudaklarımdan o sihirli “Tamam. Kursa yazılıyorum” cümlesi dökülüveriyor. Ardından da “Motorcycle Safety Course” (Motosiklet Güvenlik Kursu diyebiliriz buna) programının detaylarını öğreniyorum.
Görevlinin ağzından aktarıyorum:
-Cuma akşamı 6.30’da başlayan kursumuzda önce 3 saatlik bir sınıf eğitimi alacaksınız. Ertesi sabah 6.00’da kurs binasının arkasındaki özel eğitim pistinde hazır bulunacaksınız. Saat 13’e kadar sürecek eğitimin ardından tekrar sınıfa dönülecek ve akşam 18.00’e kadar sınıftaki eğitim sürecek. Ertesi gün … (Bıdı bıdı bıdı devam ediyor hala…)
(Bu noktada artık gerçekten telefonda ölümcül bir kurs programını bana anlatmaya çalışan adamcağızı dinleyememeye başlıyorum. Amerikan filmlerindeki askeri eğitim sahneleri geliyor gözümün önüne. “Sabah 6.00’da kurs müdürü tarafından içtimaya çekilecek miyiz” diye sormak geliyor içimden. Düşünsenize. Kurs müdürü geliyor. Biz hazırola geçiyoruz. Scooterlarımızla birlikte ip gibi sıra olmuşuz ve sonunda müdürün ağzından beklenen kelime çıkıyor “Rahaaaat”. Böylece bir elimizi scooter’ın gidonuna koyabiliyoruz 🙂 )
Neyse ki pek renkli hayal gücüm burada devreden çıkıyor da kendimi gerçek dünyada buluyorum.
-Peki. Cuma görüşmek üzere…
Kıssadan Hisse
3 günün sonunda her tarafım ağrıyarak başarıyla tamamladığım kurs yukarıda anlattıklarımla sınırlı değil tabii. Sıkılıyorum, iki gün sabahın 6.00’sında eğitim pistinde olmak kızdırıyor beni falan ama sonunda hem güzel arkadaşlıklar hem de motosiklette güvenliğe dair birçok şey öğrenerek ayrılıyorum kurstan.
Neymiş?
1. Amerikalılar her şeyi pek bir ciddiye alıyorlarmış. Bu yüzden daha az laubali olmak gerekiyormuş 🙂
2. Öğrenmenin yaşı yokmuş. Onca motor tecrübeme rağmen bazı güvenlik konularının üstünden bir kez daha geçmenin sakıncası olmuyormuş.
Bir sonraki yazıda hem kursta öğrendiklerimden önemli noktalar hem de kursun eğlenceli yanları olacak.
Ama bu arada size bir sorum var:
İki teker üstünde kendine çok güvenenlerden misiniz yoksa böyle bir kursta öğreneceği şeyler olabileceğini düşünenlerden mi?
Comment/Yorum butonu katkılarınızı bekliyor 🙂
33 responses to “Amerika’da Sabır Testi”
sesli anlatım olayını güzel türkçeyle kullanmak gerçekten çok güzel olmuş tebrikler maceralarınızın devamını görmeyi,dinlemeyi bekliyoruz
Beğenmenize çok sevindim. Maceralar sürecek. Blog sizlerin maceralarına da açık. Elinizi korkak alıştırmayın lütfen 😉
Bence temel eğitim dışındakiler çok saçma. Ben ana egitim tecrube gerektiren bir ders olması lazım.Demek istediğim Marş çalıştır devam et ondan sonra ne öğrenirsen.Bu temel 8 yıllık eğitime benziyor herkesi eşit kabul edip aynı şeyleri öğretmek . Burda motor soruları felan var ilk yardım gibi sorular var. Çoğu gereksiz Ben burda kimsenin kaza yaptığında o ilk yardım kurallarını uguladığını hiç görmedim bilakis farkı davranışlar sonucu insanların öldüğünü gördüm. Amerikanında biraz işin içine fantazi katıp disiplin yapması ne gerek var dedirttiren bir uygulama. Sen okulda ne kadar öğretirsen öğret.
“Ne öğretirsen öğret, insanlar gerçek hayatta bilinçli olmadıktan ya da uygulamadıktan sonra…” diyorsunuz yani? Gayet makul bir görüş. Bu yazının amacı da bu özeleştiriyi motosikletlilere yaptırabilmekti zaten. Teşekkürler 😉
Aslında evrensel bir cevap çıkmaz .nietzsche ” bu genelleme dahil bütün genellemeler yanlıştır” sözü ile noktayı koymak gereksede bazen . Benim yazdıklarımda genelleme olmayacağı gibi . Herkesin Doğrusu Kendine Diyorum . 😀
motosiklet üzerinde kendine güvenle birlikte kararlılık da gerekli tabi ki. ama bunlardan önce bi kursa gidip teorik belki biraz da pratik çalışmak da çok önemli.
Motosiklet üzerinde aşırı dikkatli olmayı, sorunları motordan inene kadar ertelemeyi vs kurslarda öğretemezler tabii. Yani buraya yorum yapan neredeyse herkesle aynı fikirdeyiz. Ama dediğiniz gibi teorik (ve hatta burada yaptıkları gibi pratik) bilgiyi deneyimli hocalardan dinlemek, uygulamalı öğrenmek de çok yardımcı olabilir. Bir sonraki yazı tam da bu “Aşırı güven” konusunun etrafında gezinecek 😉
öncelikle çok güzel bir blog olmuş sesli anlatım olayıda daha da bir güzel emeğinize sağlık herşeyden önce.. öncelikle dikkatimi çeken şey türkçeyi kullanmanız oldu gerçekten çok güzel,sağlıklı,kendinizden emin bir şekilde kullanıyorsunuz.. ayrıca motosiklet konusuna gelince teorik bilgiler bilmeden pratik bilgiler olmaz herkes mahalle arasında motor sürmeyi öğrenebilir ama bu trafiğe çıkmak için yeterli olmaz,sonuç olarak her ikisi de şartt 🙂 sağlıcakla..
Beni şımartıyorsunuz 😉 Şaka bir yana, güzel görüşleriniz için çok teşekkür ederim. Sesli anlatımı sevmenize de ayrı sevindim 🙂
Teorik ve pratik bilgi konusundaki görüşlerinize katılmamak mümkün değil. Bir sonraki yazımın başlığı bu olmalı: “İki Teker Üstünde Fazla Özgüven Bünyeye Zarar” 🙂
Ziyaret ve yorumlarınızı eksik etmeyin 😉
Merhaba Selin
ben kanun koyucu olsaydım ehliyet almak için honda eğitim merkezinin verdiği güvenli sürüş 1-2-3 eğitimini zorundu tutardım! o derece yani 🙂 http://www.honda.com.tr/m_motosiklet_egitim_merkezi_nedir.aspx
Hem ne kadar eğitim alırsam alıyım şu hız sorunumu nasıl aşacağımı bilmiyorum,öğrenemedim.Henüz motorumu almadım nisanın 15 de gelicek ( umarım radyadsonsuz olur :)) artık zaman göstericek diyelim
Burada hız sorununu öyle bir aştırıyor ki sistem insana 🙂 Aman dikkatli ol. Kafan hep yolda olsun… Kazasız sürüşler 🙂
Teşekkürler sen de selin : ) birşey öğrenmek isterim hit air markalı hava yastıklı motosiklet montu varmış. Merak ettimde oralarda yaygın mı ? veya kullanan gördün mü hiç ?
Emre, sorunu unutmuş değilim. Ben şahsen görmedim ama bir motorcu Amerikalı arkadaşlara da sormam lazım. Net bir yanıt verebilmek için 🙂
🙂 selam selin. sen de şu zamana kadar görmediysen demekki pek kullanılan bişey değil demekki. ben cevabımı da böylelikle almış oldum : ) acaba türkiye’ye gelicek misin ? motosikletle grup olarak bir tur düşünülebilir mi : ) 5-10 kişilik bir grupla istanbul antalya mesela ? hmm ne derler ” it is sound good” 😀
Ben 1982 yılından beri motosiklet kullanıcısıyım.1997 yılndan beri A 2 ehliyetim var.Fakat Amerikadaki ehliyet almanın zorluğu karşısında kendimi eksik hissettim.
Öyle hissetmeyin aslında… Sistem sadece motosikleti hiç tanımadan ehliyet alınmasını engellemek için işliyor. Ama bu durum kaza oranını düşürüyor mu, sürücülerin şahsi eğilimlerini etkiliyor mu bilemiyoruz. İstatistikler yeterli değil.
Bloga katkılarınızı sürdürün lütfen 🙂
Selin kardeşim merhabalar,
Blog için tebrikler super, takipcisi olacağım.
Ben Almanyada 1974 yılında sürücü belgesi almış ve çok tecrübeli araç kullanıcısı biri olarak sorduğunuz soruya şu cevabı verebilirim:Tabiiki öğreneceğimiz şeylerde vardır ve bildiğimiz sıkıcı gelen taraflarıda olabilir.Tabiiki öğrenmenin yaşı yoktur.
Sizce öğretilenleri ciddiye almak ve kurallara riayet etmek daha önemli değilmidir?Türkiyedeki eksiklikler insan ilişkilerinde ve karşılıklı saygıda değilmidir?Bu saygısızlıklar en çok da trafikte olmuyormu?Bunların hepsi Trafikte verilmeyen eğitimdenmi geliyor yoksa baştan çocukluktan annelerimiz, babalarımız ve öğretmenlerimizden aldığımız veya alamadığımız eğitimlemi alâkalıdır?
Saygı ve sevgilerimle.
Tamamen katılıyorum. Bence “farkındalık” yaratabilmek de çok önemli. Belki blog bu konuda yardımcı olur. Birlikte yollarda faydasını görürüz…
Yorumlarınızı, katkınızı, resim ve öykülerinizi beklerim.
Mailim: motosikletlikiz@gmail.com
ses kaydınızı dinledimde…acaba türkiyedeki ehliyet yurtdşışında geçerli olmuyor..((ise))her yurtdışına tura giden insanlar ehliyet almak zorunda..orası tmm…diyelim plakanız türk yabancı ülkeye gittiğiniz zaman nasıl hallediliyor..
Amerika’da bazı eyaletlerde rahatlıkla kiraladığını söyleyenler var. Ancak benim öykümde de olduğu gibi ben bu konuda insaflı bir yere denk gelememiştim. En iyisi gitmeden önce kesin emin olmak 😉
Her ülkenin kanunları biraz faklılık arz etmekle birlikte.
Genelde Türkiyeden Avrupa ülkelerine, evlenipte işçi ailesi olarak gidenlerin Türk ehliyeti ile 1 yıl araç kullanma hakları oluyor.
Tatile kendi Türk plakalı aracınızla giderseniz, enternasyonal ehliyetle gidiyorsunuz ve geçerli oluyor.Avrupa birliği ülkelerinde şu an tek tip ehliyet var,şayet birgün biz de AB ülkesi olursak (balık kavağa çıkınca):)) bizde o AB tek tip ehliyet ile kullanacağız.
Yine umutsuzluk mu seziyorum? 🙂 Şaka bir yana, Yunanistan gezimde bir er hariç hiçbir motosiklet kiralayan yer Türk ehliyetine sorun çıkarmamıştı mesela. Aslında A2 falan diye sınıflandırılmadığı için onlarda motosiklet ehliyeti, en büyük sorunu onu anlatmakta yaşamıştım 🙂
Almanya baya bir farklı bu konuda , orada şu an Türklerden sürücü kursu sahibi olan bile var.
İlginç bir ayrıntı…
30 Yıllık Motosiklet sürücüsüyüm. Motosiklet ve Scooter üzerinde öğrendiğim o kadar çok şey var. Kurslarda teorik olarak öğretilenler konusuna gelirsek; bence ciddiye alınmalı , özellikle iki tekerle yeni tanışıyorsanız size ilk bilgileri öğretecektir. İlk aldığınız bilgiler yeterlimi ? Hayır ! Yaşayarak okuyarak veya ileri sürüş teknik eğitimi veren kuruluşlardan öğreneceğiniz çok şey var ( temel sürüş teknikleri, trafik kuralları vs.). Ufkunuz genişledikçe ileri sürüş tekniklerini öğrenmeniz gerekiyor. Neden ? İki teker üzerinde öncelikle yaşamınızı korumak veya en kötüsü sakat kalmamak için. her türlü eğitimi aldıktan sonra her türlü yol ve hava şartında sürüş yapmalısınızki yol deneyiminiz artsın. Neyse çok uzatmıyayım. Sürüşlerde Kaskınız ve aklınız başınızda olsun…öncelikle bunu unutmayın.
Çok uzun süreli bir deneyimi olan bir motosiklet kullanıcısı olarak yaptığınız katkı için teşekkür ederim. Her türlü yol ve hava şartında deneyim artırmanın gerekliliği konusundaki görüşünüze “çooook” katılıyorum.
🙂
Şu ehliyet konusu ironik bir ayrıntı. Bence Bisikletten , kamyonete kadar tek ehliyet yeterli olmalı. Ana eğitim aynı değilmi ?Trafik kuralları , işaretler, dikkat edilmesi gerekli ayrıntılar hepsinde aynı değilmi ? Sadece araç pratik eğitimine geliyor iş, onuda pratikle aşarız.
Bu da bir görüş. Yetkililere duyurulur 🙂
Öncelikle sizi tebrik ederim harika bir çalışma olmuş.
Başarılarınızın devamını dilerim
Sorunuza gelince kesinlikle öğrenilecek çok sey vardır ..detay gibi gözuken konular dahi olsa eğer bir şeyin detayı iyi ise tamamı mukemmele yakındır …
Saygılar
Teşekkür ederim 😉
Türkiye’de de son dönemde bu kadar motosiklet ileri eğitim kursunun açılıyor olması sanırım bu söylediğiniz konuyu -daha fazla detayın yardımcı olacağı gerçeğini- destekler nitelikte.
Paylaşımınız için teşekkürler 🙂
Tebrikler,tebrikler,tebrikler güzel kardeşim, okadar güzel anlatıyor ve yazıyorsunki kah güldürüyor, kah düşündürüyorsun hani tabiri caizse; ağzını öpeyim (lütfen yanlış anlaşılmasın biz türkler öyle derizya). Elimiz korkak değil ama bizde sendeki gibi çok renkli hayal dünyamız noksan herhalde onun için bizi mazur gör. En iyisimi sen yaz Ellerine ve bileklerine güç kuvvet versin bizde okuyalım bilmediklerimizi öğrenelim. Sorunun cevabı ise öğrenmenin yaşı yoktur.
Saygılarımla…
Ne kadar güzel şeyler yazmışsınız. Samimiyetiniz için çok teşekkürler. “Ellerime bileklerime güç” konusundaki dileğiniz özellikle duygulandırdı beni… İnşallah.
Saygılarımla,
Selin
kursa katilmayi gerekli buluyorum