Dikkat! Bu Yazı Baş Dönmesi Yapabilir!

Posted July 13th, 2011 at 11:08 am (UTC-5)
31 comments

Bu yazı “Amerika’da Ehliyet Alma Çilesi” başlıklı bir mini yazı dizisinin son bölümü. Baştan uyarayım. Önceki yazıları bilmeden bu yazıya balıklama dalmanız halinde baş dönmesi, mide bulantısı, böyle bir hayatı sorgulama hali, “Nereden geldim, nereye gidiyorum?” gibi varoluşsal sorular sorma hali yaratabilir bünyede!

Tamam, tamam o kadar telaşlanmaya gerek yok. Ama siz iyisi mi ne olur ne olmaz diye Amerika’da motosiklet ehliyeti almaya çalışırken başıma gelenleri görebilmek için sırasıyla:

Önce buraya,

Ardından bu bağlantıdaki yazıya,

O bittiyse şuradaki devam yazısına,

Çile bitmiyor bir de buraya

bakın olur mu? 🙂 Bu yazıları okumaya üşenenler için de çözümümüz var tabii. “Başka sayfada gezerim o sırada bu yazıları Selin’den dinlerim” diyen bir grup okuyucu ( 🙂 ) da tam buraya tıklayarak ilgili sesli yazının tadını çıkarabilir 😉

Kurs alanındaki motosikletler

Gelelim “Amerika’da Ehliyet Alma Çilesi” yazı dizisinin son ve en “aksiyon dolu” bölümüne… Şimdi önceki konulara hakimseniz kaldığımız yerden başlayabiliriz 🙂 Özünde sebepler şunlar:

  1. Yaşadığım eyalette motor kiralama ücretlerinin motorun neredeyse 3’te 1 fiyatını bulması (!)
  2. Motor kiralamadan pratik sınavına girilemeyecek olması gerçeği
  3. Civardaki bütün kursların “yıllar önceden plan yapabilme becerisi” taşıyan Amerikalılar tarafından doldurulmuş olması ve benim bir hafta sonu şehir dışına çıkarak ehliyet kursuna katılmamın kaçınılmaz hale gelmesi

İşte bu şekilde sıralayabileceğimiz nedenlerle katıldığım kursta edindiğim ya da “tekrar hatırladığım” diyelim paha biçilmez detayları sizle önceki yazılarda paylaştım. Şimdi sıra geldi işin asıl ağır eğitim kısmına!

Katıldığım kursun yarısı teorik yarısı pratik kısımdan oluşuyordu. Cuma akşamı ve Cumartesi günü öğleden sonra sınıfta verilen, kitap, video, tartışma ortamı ile beslenen teorik bölüm çoktan seçmeli soruların bulunduğu bir testle sona erdi. Testi geçenleri bekleyen ikinci engel, Pazar günü yapılacak olan pratik sınavıydı. Ne yazık ki yazılı sınavı geçemeyenler Pazar günkü pratik sınavına da katılma haklarını yitirdi.

Bizler, yani geriye kalanlar Cumartesi sabahı 6.00’dan öğlene kadar yapılan pratik eğitiminde başımıza neler geleceğini az çok öngörmüştük aslında. Hatırladınız değil mi bu 6.00 olayını? Hani kurs programını öğrenmek için açtığım telefonda duydum şu cümleyi:

“Cuma akşamı 6.30′da başlayan kursumuzda önce 3 saatlik bir sınıf eğitimi alacaksınız. Ertesi sabah 6.00′da kurs binasının arkasındaki özel eğitim pistinde hazır bulunacaksınız. Saat 13′e kadar sürecek eğitimin ardından tekrar sınıfa dönülecek ve akşam 18.00′e kadar sınıftaki eğitim sürecek. Ertesi gün …”

Yani şimdi bu kadar yormaya gerek var mı insanı? Değil mi? Var-mış işte. Aslında sızlanmanın dışında hiç de fena olmuyormuş. Tamam ben yıllardır yollardayım, motosiklet kullanmayı yeniden öğrenecek değilim ama

Şimdilerde bana “can” katan sevgili Burgy’m ve ben 🙂

kursa gelen ve hayatında ilk kez motosiklete binen kursdaşlarımı görünce onları trafiğe çıkmadan önce böyle hazırlamalarının “mantığını” çok daha iyi anlıyorum.

Önce Cumartesi’den başlayalım. Sabah saat 5.52 falan. Koşturmaktan kan ter içinde kalmışım. Arabayı park edip kurs alanına kadar koştum çünkü. Neden mi? Çünkü 6.00’da başlayan eğitime 10 dakika önce geldiğimi sanıp gerinirken uzaktan ne göreyim! Ne göreyim sizce? 🙂 Dakiklik konusundaki ciddiyeti yepyeni bir boyuta taşıyan Amerikalılar (!) çoktan ip gibi sıra olmuşlar, bekliyorlar! Neyi mi? Beni tabii. Çünkü erken geldiğini sanırken aslında eğitime en geç kalan benim de ondan. Utana sıkıla iki kurs hocasından birinin yanına sokuluyorum. Yanımda yıllardır kullandığım kaskım da var. Şöyle bir “Nerde kaldın?” imalı kısa bakışın ardından önce kaskımı bir kenara bırakmamı istiyor hoca. “Hı?” diyorum… “Neden?” Yanıtı basit Amerika’da kurslarda DOT (Department of Transportation- Ulaştırma Bakanlığı) harflerini taşımayan kasklar güvenlik standartlarına uygun sayılmıyor da ondan! Bu da Amerikalıların “Herkes gider Mersin’e, ben giderim tersine” cinsi takıntılarından. Avrupa’da ya da dünyanın geri kalanında bir şey nasıl yapılıyorsa burada ya tersi ya da farklı şekli yapılıyor 🙂 Bazen “daha iyi” oluyor bu uygulamaları, bazen “saçma”, bazen de “eh işte” oluyor…

Kaskta DOT harfleri yoksa kabul görmüyor!

İçerideki raflarda bedenlerine göre sıralanmış olan kasklardan birini alıyorum elime. Kursa katılanların üstlerine “korumalı” bir kıyafet giymeleri, motor botu ya da en azından bileği koruyacak bir bot giymeleri ve eldiven getirmeleri şart. Hava sıcakmış vs kimse acımıyor kısaca…

Eğitim, tamamen bu kurs için ayrılmış bir otoparkta yapılıyor. Yerlerde önceden çekilmiş çizgiler, sahanın belli bölümünde kukalar falan var. Çizgiler çoğunlukla dönüş yapılacak yerleri gösteriyor. Örneğin kimi çizgi dar bir açıyla dönüş yapmanızı, kimisi geniş dönmenizi kimisi de tekerleri taşırmadan U dönüşü yapma yetinizi geliştirmenizi sağlıyor.

Kurs sırasında öğretmeye çalıştıkları temel şeyler motosiklet nasıl dengede tutulur, fren yaparken denge nasıl sağlanır, şerit değiştirirken, önünüze bir çukur ya da engel çıktığında nasıl hareket edilir gibi aslında “yaşamla ölüm” arasındaki çizgiyi belirleyebilecek kadar önemli noktalar.

Her zaman olduğu gibi, Amerika’da günlük yaşamın vazgeçilmezi olan “sıraya girme”, “sakince bekleme” gibi önce bünyeyi gıdıklayan sonra da alışkanlığa dönüşen tutum ve davranışlar eğitim sırasında da hakim tabii. Benim yine “yılların sürücüsüyüm” havalarına girip işareti beklemeden gazı açtığımı, yavaş gitmekte zorlandığımı gören kurs hocalarım bakışlarıyla dizginliyorlar taşkınlığımı kısa sürede. Tuvalete gitmek, su içmek için falan ara veriliyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz! Yani veriliyor da tam 2 saat sonra. O aralarda değmeyin havama yine. Herkes benim motosiklet kullanmayı önceden bildiğimin farkında. Çeşit çeşit sorular soruyorlar. “Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler” misali gerine gerine anlatıyorum ben de… Hayatımın en güzel dakikaları yine. Düşünün: Ben, kalabalıklar önünde konuşma fırsatı ve konu da hayatım, canım motosikletim! 🙂

Cumartesi günkü ilk pratik eğitim biterken aslında bildiğimi sandığım bazı şeylerin üstü cilalanmış oluyor. Özellikle yolda ani beliren engeller karşısında verilecek tepkiye ilişkin alıştırma çok hoşuma gidiyor. Scooter deyip geçmeyin, altındaki 150 CC’lik aleti bir sağa, bir sola yatırıp önüme konan engeli ustalıkla geçince gurur katsayım artıyor 🙂

Pazar günü dananın kuyruğu kopuyor. Eğitime rağmen hala U dönüşünü tek hamlede tamamlayamayanlar, “ani fren” egzersizinde motoru yatıranlar ve hatta ufak çapta kaza geçirip yüreğimizi ağzımıza getirenler var! Ama hocaların tavrı net: “Yaklaşık 5 değişik testten geçirileceksiniz” diyorlar. Hepsinde iki kez deneme hakkı var. Amaaaaa….. Ama bir şartla! Bunların herhangi birisinde motorun dengesini tehlikeli şekilde yitiren ya da motoru düşünenler sorgusuz sualsiz sınav alanından çıkarılacak. Ve kursu aynı parayı verip, aynı vakti ayırarak tekrarlamaları gerekecek!

Sınav öyle “3-5 kukanın arasından geçmece” şeklinde değil. Özel hazırlanan çizili ve dar bir alan içinde U Dönüşü, engel atlama, şerit değiştirme, ani bir tehlike karşısında güvenli fren yapma ve dengeli viraj alma gibi

Türkiye’deki bir seyahatim sırasında çekilmişti…

yetileriniz bu çizgilerle oluşturulan senaryolar aracılığıyla ölçülüyor. Ben artık yorgun ve sabırsızım. Kenarda sıranın bana gelmesini bekliyorum. Maalesef kurs boyu arkadaşlığı ve 60 yaşından sonra motosiklete binme cesareti göstererek beni çok etkileyen Barbara motoru düşürüyor. Neyse ki kendisi yara almıyor. Ama itiraza mahal yok, eğitim alanını hemen terk etmesi isteniyor 🙁

Sıra bana geldiğinde parkuru sorunsuzca bitiriyorum. Son duruşumu yaptığımda sınava girenlerden 50 metre kadar uzakta beklemeleri öğütlenen diğer öğrenciler “alkışlarla” tebrik ediyorlar beni. Ufacık bir şeyi bile takdir etme konusundaki inceliklerini hiç sakınmıyorlar neyse ki. Herkesin sınavı bittikten sonra ellerimize “sınavı geçtiğimize dair bir belge” ve bir de “yüzde 20 indirim” sertifikası veriliyor. Belgeyle Motorlu Taşıtlar Dairesi’ne gitmek ve ehliyet başvurusunu yapmak gerekiyor. Yüzde 20 indirim sertifikası ise “sigortasız motora binmenize izin verilemeyen” sevgili eyaletinizde “güvenli sürücü” sayılarak sigorta indirimi almanıza yarıyor. Fena bir durum değil hani 🙂

Kıssadan Hisse

Amerika’da ehliyet alma çilem böyle bitiyor işte. Ya da Amerika’da motor maceralarım böyle başlıyor mu demeli? Her geçen gün kilometrelerime kilometre katmaya devam ediyorum. Şu iki şeyi hiç unutmadan:

  1. Eğitimin zamanı, yeri yok. Bildiğinizi sandığınız ama artık toz tutan yetilerinizi arada sırada parlatıp cilalamanın ise hiç sakıncası yok.
  2. İster Amerika’da, ister Türkiye’de ister dünyanın herhangi bir yerinde olsun. Motor tutkusu aynı, verdiği keyif ise paha biçilemez.

İşte bu yüzden:

Tekerleriniz sağlam bassın. Bol gezin, bol anlatın, tadında yaşayın!

Bu yazının size düşündürdüklerini de hemen aşağıdaki Comment/Yorum butonuyla paylaşın 😉

31 responses to “Dikkat! Bu Yazı Baş Dönmesi Yapabilir!”

  1. öncelikle almaya hak kazandığınız ehliyet için,sonrada bukadar çileye katlandığınız için tebrik ederim. ama eğitimin her branşta şart olduğuda kaçınılmaz bir gerçek bizdeki ehliyet sınavında ise iki adet kuka 20 metre mesafe ile konuluyor ve arasında 8 çizerek geçtiğinizde ehliyet almaya hak kazanıyorsunuz. nekadar acı bir durum aslında avrupada ehliyet alan bir kişi öncelikle belli bir süre 125 cc ye kadar motosiklet kullanabiliyor sonra 2 sene 150cc bu böyle devam ediyor.türkiyede ise ehliyet alan bir kişi en yüksek cc motora bile binebiliyor çok yazık aslında sizin maruz kaldığınız sınav sistemi çok doğru ve mutlaka olması gereken bir sınav mutlaka yorucu oluyordur.ama gerekli olduğu kanaatindeyim.saygılar.

    • Motosikletli Kız says:

      Bu konuda birleşiyoruz. “Çile” kelimesi sadece yıllarca motor kullanmış olmama rağmen sistemin beni yine bu sürece zorlamasını anlatıyor. Çok güzel anı ve arkadaşlıklarla ayrıldım kurstan. Bir de bilgileri tazeledim. Fena mı? 🙂 Paylaşımınız için teşekkürler.

  2. Fecri says:

    Emeğine sağlık Selin. Paylaşmak, ayrı bir yetenek ve emek gerektiriyor.
    Teşekkürler.

    • Motosikletli Kız says:

      Dilimin yettiğince hep bahsettiğimiz şeyleri anlatıyorum. Biraz gülelim, biraz “hadi ordan” diyelim, biraz “düşünelim” diye işte. Takdir etmeniz, kıymet vermeniz büyük incelik. Teşekkürler.

  3. ERSİN says:

    KUSURA BAKMAYIN DA BU OLAYI NEDEN BU KADAR ABARTTIĞINIZI ANLIYAMADIM.

    TAM BİR ORIANTALİST GİBİ YAKLAŞMIŞSINIZ OLAYA.BU KADAR AĞDALI KELİMELER SARF EDECEĞİNİZE BİR ADAMLARA BAKIN BİRDE BİZİM MİLLETE BAKIN DEMENİZ DAHA ETKİLEYİCİ OLURDU.BEN SİZİN ÇILGINLIK DERECESİNE VARAN BATI HAYRANLIĞINIZI ANLIYABİLİYORUM AMA ANLAMAYANLAR OLABİLİR DİYE SÖYLÜYORUM.BİR DOSTTT:))

  4. ERSİN says:

    o sizin hayran olduğunuz amerika ve batı bizim ülkemizde başta olmak üzere dünyanın bütün geri kalmış ülkelerinin tek müsebbibleridirler(sorumlularıdırlar)çünkü onlar bizim gibi ülkeleri sömürebildikleri ve geri tutmayı başarabildikleri sürece gelişmiş olurlar.yani sizin anlıyacağınız şekilde anlatırsak batı medeniyeti sömürgecilik üzerine yükselmiştir.
    siz şimdi bu sonuçlara nasıl vardığımı merak ediyorsunuzdur.:)))

  5. atezer says:

    Yazınızı keyifle okudum. Hayat, yollarda iyi motosiklet kullanmayı bilmeyenler için ucuz.

  6. ERSİN says:

    sayın motosikletli kız.size öncelikle saygı ve sevgilerimi gönderiyorum.şunu ifade etmek isterimki dün akşam yaptığım yorumlar kesinlikle şahsınızı yermek yada incitmek için değildi.size oradaki hayatınız da ve yaşamınızda en içten dileklerimle başarılar dilerim.

    SAYGILARIMLA.

    ERSİN PASİNLİOĞLU.

    • Motosikletli Kız says:

      Ersin Bey,
      Görüşlerinize, yorumlarınıza hep açık burası. Nezaketle bu “zeytin dalı”nı uzattığınız için ben teşekkür ederim. Yeni bir okuyucu kazandığımı umuyorum 😉 Saygılar…
      Motosikletli Kız (Selin)

  7. kayzer says:

    Çok güzel bir blok olmuş. Yeni keşfettiğim için tebrik biraz geç oldu. Ellerinize (ve sesinize) sağlık.
    Konu temelde motosiklet olsada, aslında fark yalnızca bakış açısında. Eğitim de şart tabi. Ama bakış açısı değişmeden bu da doğru sonuca tam manasıyla ulaştırmaz.
    İnsana saygı ve hayatın erdemleri toplumun merkezine yerleşinceye dek her türlü zorlukla uğraşmaya değer diye düşünüyorum.
    Sevgi ve saygılarımla, herşey gönlünüzce olsun.

    • Motosikletli Kız says:

      Geç olsun, güç olmasın derler ya… 🙂 Artık motosikletçiler olarak arzu ve beklentilerimizi öyle güvenli, öyle sık ve çok yerde ifade ediyoruz ki mutlaka etkisi olacaktır. Zamanla tabii. Blogu sevmenize ayrıca mutlu oldum. Yeni okuyucular kazanmak en keyiflisi 😉 Saygılarımla…

  8. Ahmet Erşen says:

    Selin , emeğine sağlık

    Yazını imrenerek zevkle okudum ve dinledim.
    .Keşke bu titizlik ve özen bizde de olsa dedim..

    Malesef bizde oluşan motosiklet kazalarını , ehliyet alırken verilen yetersiz eğitime bağlıyorum..
    Bizde de bu işleri bukadar sıkı ve katı kurallar içerisine oturtsalar eminim dada bilinçli motosiklet sürücülerimiz yetişecektir….
    Bu işte Su koyuverenlerin başında sürücü okulları geliyor..Kayıt sırasında taahüt ettikleri 10 ders pratik eğitimi 2 , 3 ders ile geçiştiriyorlar..Oysa o ders ücretlerinin parası adaydan alınıyor..
    Malesef denetim mekanizması işlemiyorrrrrr….
    Adaylarda hakkını aramıyorrrrr..
    Herkez bir an önce ehliyetini eline almaya bakıyorrr.

    Sonra gelişecek acı olaylarıda kimse üzerine almıyor..

    Sonra Alın yazısı, Kader diyoruz…..

    Selin , daha nice keyfli sürüşlerinle kilometreleri arkada bırakasın..
    Tekerin her daim düz bassın..
    Yiyip içtiğin senin ,ektiğin fotolar paylaşımın olsun..

    • Motosikletli Kız says:

      Sevgili Ahmet Bey,
      Hep birlikte söylediğimiz gibi: Eğitim, kişisel bilinç ve trafikte motorlu araçlara ve bu motorlu araç sürücülerinin birbirlerine saygısı denklemin parçaları. Biraz da vicdan! Kadercilik en kolayı galiba… 🙁
      Size de nice eğlenceli, keyifli, kazasız kilometreler. Fotoğraflar sürecek 😉

  9. aydın sarı says:

    keşke türkiye de de motosiklet ehliyeti almak böyle bir kustan geçilerek alınsa…..

  10. sercan2667 says:

    senin bu profosyonelliğin kursta çok başını ağrıttı galiba.:))

  11. sercan2667 says:

    ya bide bu motorcular arasında işaret fln yokmu bi aralar vardı ..ama yaygınlaşmasını istiyorum..ben herseferinde kaç km yaptığımı ve kaç sene motor sürdüğümü hangi marka motorum olduğunu sölemek istemiyorum..Veya Bir motorcuyla tanışmak istediğimde aynı zamanda motorum yanımda olmadığı zaman kendimi çok basit hiç hayatında motor sürmemiş birisi olarak gözüküyorum..Konuyu Saptırdığım içinde Kendimi KINIYORUM!!!!!!!

    • Motosikletli Kız says:

      Kendini kınama 🙂 Motocuların burada birbirine yaklaşımı konusunu ayrı bir yazıya konu etmek lazım. Unutturma, yazayım 🙂

  12. Ahmet Erşen says:

    Seliin , nerelerdesin…!!!!

    Yazılarına ve sesine hasret kaldık..

    Yeni konularını bekliyoruz….

    • Motosikletli Kız says:

      🙂 Sağolun… Bugün çağrınıza (sesimle olmasa bile) resimlerle yanıt vermeyi planlıyorum. Ama “planlıyorum”! Söz veremiyorum 🙁 Deli bir yoğunluk. İyi ki seslendiniz ama bana 😉

  13. Ahmet Erşen says:

    Yanıtın için teşekkürler …

    Orada ve sağlıklı olmanız yeterli ..

    Resim ve yazılarınız nasıl olsa gelir….

    Kolay gelsin….

  14. Selin
    “Kıssadan Hisse

    Eğitimin zamanı, yeri yok. Bildiğinizi sandığınız ama artık toz tutan yetilerinizi arada sırada parlatıp cilalamanın ise hiç sakıncası yok.
    İster Amerika’da, ister Türkiye’de ister dünyanın herhangi bir yerinde olsun. Motor tutkusu aynı, verdiği keyif ise paha biçilemez.

    İşte bu yüzden:

    Tekerleriniz sağlam bassın. Bol gezin, bol anlatın, tadında yaşayın!”

    Gönülden katılıyorum.

  15. Eğitim konusunda yazdıklarına birebir katılıyorum Selin.

    Evet, Türkiye’de ehliyet almak çok kolay. İşi bilmeyen bir-iki öğretmen arkadaş görevlendiriliyor sınav için. O da boş tabii. Önce yazıldığınız sürücü kursunda ise bişry öğrenemiyorsunuz.

    Sistem, bizim aldığımız Rospa eğitim sistemine çok benziyor.

    Umarım en kısa zamanda Türkiye’de de sınavlar bilinçli kişiler tarafından yapılır.

    • Motosikletli Kız says:

      Rospa eğitimi hakkında sizle bir söyleşi yapalım birara. Böylece biraz duyurmuş oluruz Türkiye’de bunu bilmeyenlere…

      Bu arada ehliyeti almak da elinde tutmak da kolay olmamalı aslında! Ama…

  16. Bunu herkes biliyor, değiştirmek için kimse birşey yapmıyor.

  17. Özel Ders says:

    Amma çileli bir işmiş Amerikada motor ehliyeti almak 🙂 Bu kadar teferruat Türkiyede olsa kimse almaz herhalde 🙂

    • Motosikletli Kız says:

      Doğru 🙂 Bu eyaletteki kanunlar, kiralama ücretlerinin yüksekliği vs derken böyle bir macera yaşattı işte bana Amerika 🙂 Yine de o kurs, burada geçirdiğim en güzel haftasonlarından biriydi. Memnunum 🙂

  18. Paylaşımınız için çok teşekkür ederim.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

MOTOSİKLETLİ KIZIN ÖZÜ


Merhaba,

Motosikletli Kız ben. Ya da ismimi bilmek isteyenler için, kısaca Selin… Yıllardır hem haber editörü olarak medyanın tozunu yutuyorum hem de iki teker üstünde yolların. Şimdilerde Amerika'da, televizyon habercisi olarak devam ediyorum macerama...

Her İstanbul mağduru gibi trafikten kurtulmak için bir helikopter almanın (!) en iyi alternatifinin ne olacağını düşündüğüm o günlerde aldım ilk motorumu.

11 yılda 4 motor, binlerce kilometre yol ve her aklıma düştüğünde yüzümde hınzır bir gülümsemeye yol açan milyon anıdan sonra hayalini kurduğum yollarda, Amerika’dayım. Rüzgarın bile farklı estiği dev kıtadaki uzun, upuzun yollarda…

Ağrı kesicim, heyecanım, kafam bozuk olduğunda derin bir nefesle düşüncesini içime çekmeye çalıştığım motorumla. Bir o kadar bildiğiniz ve bir o kadar bilmek isteyeceğiniz şeyi biriktirdim eteğimde. Paylaşmaya hazırım. Tüm rüzgar tutkunlarına, iki teker aşıklarına, motosiklet delilerine açık davet:

Gelin birlikte kaybolalım rüzgarın içinde…

motosikletlikiz@gmail.com

Sağlıklı Sürüş İçin Bilmeniz Gerekenler (1)

VİDEOLU YAZILAR :)

Amerika Yollarında (2)

Motorda Kolları Dinlendirmek

Amerika Yollarında (1)

Amerika Yollarında (3)

Motosikletli Kız Amerika'daki Fuarda

Reflektörleri Taktım, Sizin İçin Test Ettim ;)

İnterkom Almadan Bunu İzlemelisiniz

2014 The Washıngton Auto Show

Kask Hayat Kurtarabilir!

Motorda Dertler Nasıl Unutulur?

Motorla Amerika'da (2011'den Kalanlar)

Binlerce Motor Yollara Dökülürse!

Burada Sizin Yazı ve Fotoğraflarınız da Var!

Sizin Köşeniz

Bu Blogda Neler VAR Neler YOK?

*Bu blogun yazarının gözünde hiçbir motor (marka, cins, tür, yıl, renk, güç açısından) bir diğerinden üstün değil (Kabul edin her motor sahibine güzel gelir)

*Bu blogda Amerika VAR, Türkiye VAR. Bu ikisinden herhangi birinin yerden yere vurulmasına yer YOK.

*Bu blogda izlenimlere, araştırmaya ve zaman zaman şahsi fikirlere ve öykülere yer VAR. Dolayısıyla hiçbir fikre, yoruma katılmamak YOK.

*Bu blogda her türlü olumlu katkıya yer VAR. Motor tutkunlarının birbirini kırıp dökmesine izin YOK.

*Bu bloga her türlü eleştiriyi yöneltmeye hakkınız VAR. Ama ara sıra da olsa yapıcı olmayı unutmak YOK.

Not: Blog kuralları her an değişebilir. İtiraza yer YOK:)