Trafikte Uzay Çağı!

Posted November 14th, 2011 at 1:13 pm (UTC-5)
31 comments

Foto: litmotors.com

 

Sana soruyorum, evet evet sana! Hayatın tadını motosikletle çıkaran ya da motosiklet isteyen ama almak için gerekli cesareti henüz bulamamış sana! Senin motorun üstünde en çok hoşuna giden şey ne? Doğrudan dalmak mı rüzgara, ya da ne bileyim havalı olmak mı sağdan soldan bakanlara veya arabanın o kasvetli ortamından kurtulup doğayı taaa ciğerinde hissetmek mi yoksa? Her zaman olduğu gibi E şıkkı, yani “Yukarıdakilerin hepsi ve daha fazlası” şıkkı da mevcut tabii 🙂


(Bu yazıyı hiiiç zahmet çekmeden sesli dinlemek, üstelik de şahsımdan dinlemek istersen aşağıdaki ses dosyasına bir tık yeter 🙂 )

Neden mi sordum? Hah, şimdi gelelim oraya. İki teker üstünde duran ama motosikletten çok arabaya benzeyen bir araca biner misin merak ettim de ondan! 🙂 Hele bir de bu iki tekerli hiçbir şekilde yan yatmıyorsa, devrilmiyorsa, düşmüyorsa, ne bileyim yani her daim o iki teker üstünde duruyorsa? İlgini çekti galiba? 🙂


Nereden başlayalım? Lit Motors diye bir şirket var. Şirketin Genel Müdürü Dan Kim, demiş ki “Ben motosikleti yeniden icat edeceğim!” Bilmiyorum yanında çalışanlardan “başımıza icat çıkarma oğlum şimdi” diyen olmuş mudur ama bunlara kulak asmamış belli ki ve ortaya tamamen elektrikle çalışan, bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi bir motor çıkmış. Adını da C1 koymuşlar Lit Motors’daki arkadaşlar.


C1, uzaktan bakınca akla önce bir motosikleti getiriyor. Yani denizde hayli uzaktaki bir kanatlıyı karabatak zannedersiniz martı çıkar ya, onun gibi bir şey 🙂 İki teker olmasının dışında motora benzer pek bir yanı yok zira. Resmen bir otomobili andıran, şöyle simit şeklinde bir direksiyonu var C1’ın.

Bu kadar üstüne konuşmamızı anlamlı kılan şey ise, onu çok farklı yapan denge sistemi. Bir kere herhangi bir yan ayağa ya da 3’üncü tekere ihtiyaç duymadan dik durabiliyor. Üstelik durduğu yerde de öyle, iki teker üstünde dengede kalabiliyor. Yandan çarpılsa da devrilmiyor. Yani her şartta akslar arasındaki denge dağıtımı sayesinde tıpkı bir hacıyatmaz gibi ayakta kalabiliyor.


Foto: litmotors.com

 

 

Bunu sağlayan şey motorda bir gyroscope (Ciroskop ya da kimilerine göre Jiroskop) kullanılmış olması. Bu aslında açı dengelerinin korunması esasıyla çalışan bir alet.  Motor hızlı giderken daha kolay dengede kalır, bunu hepimiz biliriz. Ama trafik sıkışıp da dur-kalk başladığında alır bizi bir sıkıntı. Yalpalar, titrer, ağırlaşır çoğu zaman motorlar. Bileğinizin gaz üzerindeki ince ayarı önem kazanır hale gelir. Aksi takdirde o kalabalık trafikte rezil olmak an meselesidir ya 🙂 İşte bu ciroskop sayesinde, motorun bilgisayarlı beyni “yan yatma” olayını ortadan kaldırıyor. Sonuçta da işte böyle çoğumuzun çocukluğundan hatırlayacağı Jetgiller tarzı bir araç çıkıyor ortaya 🙂


Şimdi merak edersin, biliyorum. Özellikle erkekler sormadan edemez bu soruyu. 0’dan 100’e kaç saniyede çıkıyor bu elektrikli motor diye! 🙂 6 ila 8 saniyede! Maksimum hızı ise 240’lara varıyor.


Güvenli Motor üretildi de Biz Mi Binmedik? 🙂


Yaratıcı Dan Kim, “Motor üreticileri güvenli motor üretmeyi hiç denemiyorlar. Ben, bunu yapmak istedim” diyor. Zaten şirketin internet sitesinde de açık açık söylüyorlar:

“Bu model motosikletin verdiği özgürlük hissi ve avantajıyla, bir arabanın verebileceği güvenlik ve rahatlığı birleştiriyor”


Foto: litmotors.com

 


 

Özellikle şehirli, çalışan, motorun yoldaki avantajlarından yararlanmak isteyen ama denge konusunda kâbuslar görmeden edemeyenleri hedefliyor şirket. 2013’te muhtemelen önce Amerika’da görmeye başlayacağımız C1’ın fiyatı ise kolay yenilir yutulur cinsten değil. Ama “güvenli sürüş için ben bu parayı öderim” derseniz 16 bin doları cepten çıkarmak gerekiyor. Avrupa’da fiyatlandırma nasıl olacak ve C1 Avrupa’ya uğrayacak mı, şimdilik bilinmiyor… İlk hedef 10 bin adetin üzerinde üretim


Kimileri “Beni bozar” diyebilir. Ne bileyim, kimileri elektrikli bu motoru alan arkadaşlarına “Nerde motorun, prizde mi kaldı yine” diye takılabilir. Eh, atalarımız demiş işte: Ağız bu, torba değil ki büzesin 🙂 “Ben bunlara takılmam, şehir içinde böyle bir motorla tüm bakışları üzerime toplamaya hazırım” diyenler için “muhteşem bir gelişme” C1.


Derim ki…


Motosikletli Kız der ki… Ben pek bayılmadım bu motora. Ne bileyim. Şöyle ağaçlı bir yolda, güneş tenimde giderken yol kenarlarındaki çimlerin kokusunu çekmeyi seviyorum ben içime. Kafamı şöyle hafif yana çevirip, arabadayken hiç göremeyeceğim detayları görmeyi seviyorum ben. Işıklarda ayaklarımı yere basabilmeyi, zaman zaman asfaltın tozunu yemeyi, zaman zaman da kavurucu sıcağını yolların… Ben yan yatabilen iki tekerleri seviyorum. Riski! Yaşadığımı hissetmeyi, yaşadığım için kendimi şanslı hissedebilmeyi ve en önemlisi de motora binecek bir yüreğe sahip olmayı.


Sen de öyle değil misin, söyle?

31 responses to “Trafikte Uzay Çağı!”

  1. sercan2667 says:

    Dinledim,Okudum((Ne Çabuk!!! :)) ))Bu Aslında Hani Motor tehlikelimidir değilmidir fln gibi diyenlerin ara gidip gelenlerin ,yaşlıların ne bileyim işte o tarz içinde 1 gram macera tutkusu kalmamış insanların tercihi olabilir..Gerçek Tercih Üstü Açık 2 tekerli Yana Yakıla benzinine para verdiğimiz Motosiklet.. 🙂
    Teşekkürler…

  2. ömer KIRCAER says:

    Selin yazının sonunda okadar güzel yorum yapmışsınki bir harf eklesem yazınını anlamı bozulur diye eklemiyorum,yazdıklarına aynen katılıyorum,motosikletci ruhu bu işte

  3. ergin says:

    kışları sıcaklık 10 un altına düşünce ne güzel olurdu ama…o halde burgman’ın yanına kışlık alınır bu bence…

  4. aydın sarı says:

    bir tek yan yatmamasını, devrilmemesi özelliğini beğendim doğrusu….keşke bu özellik tüm motosikletlere en azından scoterlere uygulanabilseydi….
    selin bu yeniliği bizlerle paylaştığın için teşekkürler…selamlar…

    • Motosikletli Kız says:

      İlgin için ben teşekkür ederim Aydın. Belki bu teknolojiyi motosiklet üreticileri kullanmak ister ileride. Süper olurdu, değil mi?

  5. ıcah liamsi namarhak says:

    bu aracın insanların ihtiyacını karşılayacagını ve insanların ilgisini çekecegine prim vermiyorum. bir kere tek kişilik. ve kullanımını bilmeyen türketicinin bunu denemeden ve bilmeden alacagını sanmıyorum.
    motosiklettin verdigi her türlü duyguyu yaşatacagına ben inanmıyorum.
    çok emek vermişler ama seri üretime geçerek bir ekonomik getiri oluştarabilmesi zor görünüyor. fakat yinede bunu yapanlara bir alkış gönderiyorum. şöyle sessiz olan cinsinden.
    benim çeşit çeşit hayallerim var. ve hayale doymuyorum. kısa ve orta vededekileri hayalden çıkarabilmeyi başardıklarımın oranı beni çok mutlu ve güçlü kılmakatadır. bu duyguları tarif edecek kavramda yok dünyada.
    kokteyl oluyor. ve bu kokteyli yaşamaya devam edecegim.uzun vade hayallarimin bir tanesi TRAFİKTE UZAY ÇAGI tanımına uyuyor. bunun için milyarlarca dolar arge yatırımına gitmem gerekecek. KÜÇÜK JETLE OTOMOBİLİ EVLENDİRİP MELEZ BİR ÜRÜN ELDE ETMEK İSTİYORUM. burada istedigimi elde etmek için tamamen olmasada kısmen yerçekiminin kuvvetini azaltmam gerekecek. işte bu bilimsel dayanaga ve uygulamalı bilgiyi elde etmek için kendimin liderliginde profesyonel bir kadro ile milyarlarca dolar arge yatrımını getirisi belli olmayan bir kördügüme harcamam gerekiyor. neyse bunu düşünmek bile güzel. kısa ve orta vade hedeflerimde çok aşırı derecede para kazanırsam bunu düşünecegim..

    ARKADAŞLAR BEN BU ARAÇTA YOKUM. BEN MOTOSİKLETİ TERCİH EDERİM. KIZ ARKADAŞIMI MOTORA ATIP GEZDİREMEDİKTEN SONRA. BU ARAÇ İŞE YARAMAZ DİYORUM.

    bana bu imkanı veren amerikanın sesi ve selinine çok teşekür ediyorum. kurumsal ve mesleki hayatınızda size başarılar dilerim. saygı ve sevgilerimle.

    not: otomobille bir jetin evlenmesi ile dogacak çocugun adını unuttum. sanırım otojet evet otojet diyebilisiniz.
    not: kurulan hayallere ulaşabilmeyi başaracak sadece düşünce ve azimdir.

    • Motosikletli Kız says:

      Vasıtanızla belirteyim ben. Aslında bu araçta ikinci bir kişiye yer var. Ama şirket yetkilileri “Ancak çok kısa yolculuklar için” diyor. Zira, arkadaki alan çok sıkışık ve pek konforlu değil.

      Motosikletin havası başka tabii… 🙂

  6. Halil Sayarsoy says:

    Aşağıdaki ifade beni düşündürüyor. Akü bitince yan yatar mı ?

    “İşte bu ciroskop sayesinde, motorun bilgisayarlı beyni “yan yatma” olayını ortadan kaldırıyor.”

    • Motosikletli Kız says:

      Şirket, akü bitince motorun yol alamayacağını belirtiyor. Sanırım yan yatma olasılığı da ortadan kalkıyor. Sabit haldeyken ne olacağı konusunu ise şimdi ben de merak ettim! 🙂

  7. eddy says:

    enteresan bir icat ama başlangıç vede 2 tekeri korkusu olanların akıllarında bittabi acaba alırmıyım sorusunu oluşturabıleceğini düşünüyorum ama yinede rüzgarı yemek şart 🙂

  8. jakocan says:

    Motorsikletli kızım ben sevmem öyle hacı yatmaz bir motor kullanmayı yaşım 60..:))ben hala AN-400 le viraja kısıtlıda olsa yatarak girebilmenin tadını çıkarma sevdasındayım:))

  9. eddy says:

    :))))) buna biler rastladım :)))))))
    motosikletli kız günlerdir seni bulmak için facebooktayım : ) hayran kitleniz bayağı var sanırım 🙂

    • Motosikletli Kız says:

      Kendi çapımda 🙂 Yalnız hissetmeyeceğim kadar var galiba 🙂

      • eddy says:

        şimdilik 1 ekle o halde, grup mottoman moto grup adında bir kuruyoruz artı grup sayısı suan olan kişiler 15 kişilik kemik kadro eh artık kısmetse biz buyudukce biraz çorbada tuzumuz bulunur işşallah 🙂 tarafımdan yakından takıbe alındınız ilgi ile diğer haberlerinizi bekliyor vede paylaşıyor olacam şimdiden teşekkürler.

  10. Geçenlerde 300 cc. MP 3 ile bir seyahatim oldu (Antakya-İstanbul 1200 km.) önde iki teker olduğu için rahatsız oldum. Artık üstüm kapalı motosiklete binmeyi düşünemiyorum bile.
    Gene de ilginç bir alet.

    Teşekkürler Selin.

    • Motosikletli Kız says:

      Baya yol yapmışsınız MP3 ile. Doğru, bana da pek keyifli gelmiyor. Ama kullanmadım. ATV’nin dengesizliğini görünce o tip şeylerin hepsinden soğudum! 🙂 Paylaşımınız için teşekkürler…

  11. Cloud says:

    Trafikte büyük rahatlık sağlayacağı kesin. Ama bu bir motosiklet değil, iki tekerlekli otomobil…
    Yine de elektirkli otomobil, iki tekerekli otomobil filan derken sanırım (biz görmeyiz belki ama) bildiğimiz otomobil kavramı ilerleyen zamanda epeyce bir değişecek… kimbilir belki motosiklette, elektirkli filan hale gelebilir. Aslında galiba en çevreci ve ucuz çözüm havayla çalışan araçlar olurdu, bunu yapabilirlerse işte ben buna gelişme derim…:)

    • Motosikletli Kız says:

      Bu konsept araçlarda kullanılan teknolojinin zaman içerisinde trafikte hoşumuza gidecek değişiklikleri getireceğine inananlardanım. Çevreci motorların belki ilk örneklerinden biri bu. Devamı geldikçe endüstri de kendini yenilemek zorunda kalacak. Katkınız için teşekkür ederim 🙂

  12. Cloud says:

    Teknoloji ve doğanın zarar görmesi doğru orantılı olarak sürdükçe, sanırım o teknolojiyi üreten ve para kazanmaya devam etmek isteyenler biraz da mecburiyetten doğaya saygı uymayı öğrenecekler, zira doğa yokolursa bi şey satamayacaklar insanlara… Bu sebeple ben de giderek teknolojinin doğa ve insan yararına dönüşeceğini düşünüyorum, bunun başka yolu yok zira, ya bu sebepten yokolocağız ya da daha iyi ve temiz bir dünya ve düzen yaratacağız. kapitalizme karşı abd’de bile ayaklanılıyorsa bişeylerin değişmeye başlamsının vakti yaklaşıyor demektir. Umarım bu değişimde motosiklet o bildiğimiz klasik görünümünden acayip farklı birşeye dönüşmez, elektirkli bile olsa alıştığımız görüntüde devam eder umarım, gerçi dedim ya bizim ömrümüz buna yetmez, torunlarımız ikitekerli ama motosiklet olmayan şeylerle seyahat edebilirler kim bilir?

    • Motosikletli Kız says:

      Doğru, bir noktada ikisi de birbirine uyum sağlamak “zorunda” kalacak. Amerika son dönemde yeşil enerjiye büyük yatırım yapıyor. Sanırım bütün büyük devletlerin sorumluluklarını kabul edip ellrini taşın altına koyması için biraz daha vakte ihtiyaç var. Ama yol ö yöne doğru gidiyor…

  13. sercan2667 says:

    Trafikteki Uzay Çağını Bilmem Ama
    Bmw nin çıkarttığı son motor Uzay Çağına daha yakın.Ve Açık bir motosiklet
    Bu Videoda Haktan Çevik isimli kişi K 1600 GT Videosu var…(Kask Kamerası.
    http://www.youtube.com/watch?v=_MtfHS_snzc
    K 1600 GT Özelliklerini belirtmeden geçemiyeceğim;
    160 Hp 175 Nw 6 Silindir :))
    Donanımları Saymıyacağım…(O kadar Çok ki !!! :)))

  14. hakan G says:

    Segway’in mantığını anlarım tamamda bunun jiroskopik denge mantığını çözmedim! Prototip deney görüntüleri olmasa “atıyorlar” diyeceğim ama orada da yapmışlar nihayetinde. Ama yinede uzunlamasına bir aks üzerinde, tekerleklerden bağımsız bir veya birkaç (iki taneymiş gibi gösteriyor) jiroskop’un üstelik aks doğrultusundan çıkmadan bu denge işini sağladığını aklım almıyor.

    Şekil ve ölçek olarak, tasarımdaki denge kısmı hariç tutarsak,trafik çözümü adına çok yeni bir çalışma değil. İlk örnekleri 1960larda sanıyorum vardı. Sonra 1980lerde BMW’nin bir çalışması vardı. En son bir Alman kendisi bir proje geliştirmişti, bir planörün kabin kısmını gövde yapmıştı.Fakat bunların hepsi motorsiklet üzerine yapılan çalışmalardı.(hatta bu manyak motorsiklete anormal bir para istiyordu,öyle böyle değil!!!!)

    Bir üçkağıt yoksa bu tasarımda olağanüstü bir teknoloji var demektir zira jiroskop’un işlevini görebilmesi için yanal aksda da hareket etmesi gerekirdi.

    • Motosikletli Kız says:

      Bunun BMW’den en önemli farkı ve tabii kendinden önceki denemelerin “training wheel” (yan teker-eğitim tekeri diyelim) olmadan dengede durabiliyor olması gibi gözüküyor. Gerçekten tanıtım videosunda bir aldatmaca yoksa mühendislere ilham verecek bir yenilik olduğu kesin 🙂 Merakla bekliyorum ben de…

  15. Can says:

    Ben bu basariyi kutluyorum yaslaninca motorsiklet hobimizi tatmin etmem icin tercih ederim diye dusunuyorum

  16. Sercan Yılmaz says:

    Bu konuya yorum yazdıgım ılk gunden berı bu alet epey aklıma takıldı.dusununce mantıklı alet.fakat tıpı 80 lerde kalmıs yarıs motoru gıbı sıfır estetık dızaynı falan.bu kadarını dusunen engineerler elbette dusme ısıne zekıce bı yontem bulmuslardır:D

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

MOTOSİKLETLİ KIZIN ÖZÜ


Merhaba,

Motosikletli Kız ben. Ya da ismimi bilmek isteyenler için, kısaca Selin… Yıllardır hem haber editörü olarak medyanın tozunu yutuyorum hem de iki teker üstünde yolların. Şimdilerde Amerika'da, televizyon habercisi olarak devam ediyorum macerama...

Her İstanbul mağduru gibi trafikten kurtulmak için bir helikopter almanın (!) en iyi alternatifinin ne olacağını düşündüğüm o günlerde aldım ilk motorumu.

11 yılda 4 motor, binlerce kilometre yol ve her aklıma düştüğünde yüzümde hınzır bir gülümsemeye yol açan milyon anıdan sonra hayalini kurduğum yollarda, Amerika’dayım. Rüzgarın bile farklı estiği dev kıtadaki uzun, upuzun yollarda…

Ağrı kesicim, heyecanım, kafam bozuk olduğunda derin bir nefesle düşüncesini içime çekmeye çalıştığım motorumla. Bir o kadar bildiğiniz ve bir o kadar bilmek isteyeceğiniz şeyi biriktirdim eteğimde. Paylaşmaya hazırım. Tüm rüzgar tutkunlarına, iki teker aşıklarına, motosiklet delilerine açık davet:

Gelin birlikte kaybolalım rüzgarın içinde…

motosikletlikiz@gmail.com

Sağlıklı Sürüş İçin Bilmeniz Gerekenler (1)

VİDEOLU YAZILAR :)

Amerika Yollarında (2)

Motorda Kolları Dinlendirmek

Amerika Yollarında (1)

Amerika Yollarında (3)

Motosikletli Kız Amerika'daki Fuarda

Reflektörleri Taktım, Sizin İçin Test Ettim ;)

İnterkom Almadan Bunu İzlemelisiniz

2014 The Washıngton Auto Show

Kask Hayat Kurtarabilir!

Motorda Dertler Nasıl Unutulur?

Motorla Amerika'da (2011'den Kalanlar)

Binlerce Motor Yollara Dökülürse!

Burada Sizin Yazı ve Fotoğraflarınız da Var!

Sizin Köşeniz

Bu Blogda Neler VAR Neler YOK?

*Bu blogun yazarının gözünde hiçbir motor (marka, cins, tür, yıl, renk, güç açısından) bir diğerinden üstün değil (Kabul edin her motor sahibine güzel gelir)

*Bu blogda Amerika VAR, Türkiye VAR. Bu ikisinden herhangi birinin yerden yere vurulmasına yer YOK.

*Bu blogda izlenimlere, araştırmaya ve zaman zaman şahsi fikirlere ve öykülere yer VAR. Dolayısıyla hiçbir fikre, yoruma katılmamak YOK.

*Bu blogda her türlü olumlu katkıya yer VAR. Motor tutkunlarının birbirini kırıp dökmesine izin YOK.

*Bu bloga her türlü eleştiriyi yöneltmeye hakkınız VAR. Ama ara sıra da olsa yapıcı olmayı unutmak YOK.

Not: Blog kuralları her an değişebilir. İtiraza yer YOK:)