Teknolojide en hızlı gelişme gösteren alanlardan biri de ‘otonom sistemler’ olarak tanımlanan, insan faktörünün ya tamamen ya da çok büyük bir kısmının ortadan kaldırıldığı akıllı makineler. Bu makinelerin en çok kullanıldığı alanlardan biri, savunma sanayii. Modern savaşlarda artık insansız uçaklar özellikle büyük rol oynuyor. Ordular savaşı daha ‘güvenli’ ve ‘verimli’ hale getiren, insan desteğine ihtiyaç duymayan bu makinelere güveniyor artık.
Ancak insan hakları örgütleri, insanoğlunun, insan faktörünün tamamen ortadan kaldırıldığı, tam bağımsız silahların hedeflerini kendilerinin belirlediği son derece karanlık bir geleceğe doğru ilerlediği uyarısında bulunuyor. Bu örgütler, bilim-kurgu filmlerini andıran, kendi zekasıyla hareket eden silahların güdümüne girmeyeceğimiz bir gelecek için küresel bir anlaşma imzalanmasını istiyor.
Askeriyede ve modern savaşta insanın yerini almaya başlayan sistemlere en iyi örneklerden biri, İsrail’in füze savunma sistemi olan Demir Kubbe. Demir Kubbe, otonom olarak, yani kendiliğinden, atılan bir füze tehdidini algılıyor, operatöre uyarı mesajı gönderiyor, operatör de savunma füzesinin atılmasını sağlıyor.
Kısa süre önce İsrail ve Gazze arasındaki çatışmalarda Demir Kubbe füze savunma sisteminin yüzde 80 ila 90 oranında başarı sağladığı bildirilmişti.
İstihbarat toplayan, hedefleri belirleyen, saldırı düzenleyen insansız uçaklar da savaş teknolojisinin en yeni ürünlerinden. Bu araçların Amerikan ordusunda oynadığı rol giderek büyüyor. Ancak İngilizce’de ‘drone’ olarak bilinen insansız uçaklar yalnızca operatörün kumandasında saldırı yapabiliyor. İnsan Hakları Gözlem örgütünün İngiltere direktörü David Mepham ise birkaç onyıl içinde yaşanacak teknolojik gelişmeler sayesinde insansız uçakların artık operatöre ihtiyacı kalmayacağı uyarısında bulunuyor.
Bu uyarıyı yapan İnsan Hakları Gözlem, Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’yle birlikte yayınladığı raporda 30 yıl içinde orduların ‘otonom ölüm robotları’yla donatılacağı öngörüsünde bulunuyor. Örgüt, böyle silahların çatışmalar sırasında sivillere verilen zararı arttıracağını iddia ediyor. Dünyanın böyle bir felakete sürüklenmesini engellemek içinse, örgüt, mayın ve misket bombalarını yasaklayan uluslararası anlaşmalara benzer bir anlaşma yapılması çağrısında bulunuyor.
David Mepham, savaşlarda insanoğlunu barbarlıktan alıkoyan öğenin siviller ve askerler arasındaki fark olduğunu, robot silahların gelecekte elinde bir külah dondurma tutan bir çocukla silah tutan bir askeri ayırt edemeyebileceğini söylüyor. Ancak Amerikan Ordusu, hızla gelişen teknolojiye rağmen askeri saldırılarda insan faktörünü ortadan kaldırma gibi bir plan içine girmediğini bildiriyor.
Ancak otonom sistemlerin yararlı olduğu alanlar da var elbette ki. Örneğin Japonya’daki deprem ve tsunami faciasından sonra Fukuşima nükleer santralinde radyasyon seviyesi ölçümleri yapmak için iRobot firmasının ürettiği uzaktan kumandalı Packbot askeri robotları kullanılmıştı, santrale ilk bu robotlar girmişti.