‘Hiçbir Çocuk Geri Kalmasın!‘dan ‘Zirveye Yarış’a

Posted June 6th, 2011 at 4:02 pm (UTC-5)
Leave a comment

Amerika’da ilk ve orta dereceli okullar iki hafta sonra yaz tatiline giriyor. Ancak yaz tatili başlamadan önce okullarda test telaşı son hızıyla devam ediyor. Başkan Bush’un 8 Şubat 2002’de imzalayarak yasalaştırdığı ‘No Child Left Behind’ ‘Hiçbir Çocuk Geri Kalmasın’ tasarısı, ilk ve orta dereceli devlet okullarında eğitim standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor. Birçok tartışmayı da beraberinde getiren bu yasa nedeniyle her okul yılda birkaç kere öğrencilerin müfredatı öğrenip öğrenmediklerini ölçmek için standart testler uyguluyor.

Eyaletler tarafından belirlenen başarı seviyesine ulaşan okullar federal fondan daha fazla pay alarak ödüllendiriliyor. Peki ya başarıyı yakalayamayan okullar? İşte tartışma bu noktada başlıyor çünkü matematik ve İngilizce okuma-yazma derslerinde başarı çizgisini geçemeyen, öğrencilerin yeterli test puanı alamadığı okullar adeta cezalandırılıyor ve federal eğitim fonundan mahrum bırakılıyor. Yoksul semtlerde, İngilizce bilmeyen göçmenlerin çocuklarının gittiği, öğretmen kalitesinin düşük olduğu bu okullar, aslında federal yardıma en çok ihtiyacı olanlar. Zengin semtlerde, çoğunluğu beyazların oluşturduğu öğrenci bünyesine sahip okullar zaten belirli bir başarı çizgisini yakalıyor. Esas yardıma ihtiyacı olan okullar İngilizce bilmeyen, yoksul göçmen ailelerine mensup çocuklarla siyahların çoğunlukta olduğu kent merkezlerindeki sorunlu okullar. Bu yasaya yönelik bir başka eleştiriyse sırf testlerden yüksek puan almak adına okullarda matematik ve İngilizce eğitimine ağırlık verilip sosyal bilgiler, fen bilgileri ve diğer derslere yeterli ağırlığın verilmemesi. Bu durumda resim, müzik, beden eğitimi gibi derslere de yeterli zaman ayrılmıyor. Öğretmenlere yaratıcı olma şansı tanınmıyor, çünkü tüm öğretmenler öğrencilerin standart testlerde belirli başarı düzeyini yakalamasına  odaklanıyor. Aynı durum öğrenciler için de geçerli. Öğrenciler arasındaki farklılıklar gözardı edilirken öğrencilerin yaratıcılığı teşvik edileceği yerde köreltiliyor. Standart testlerde iki sene üstüste başarısız olan okullara giden öğrencilere başka bir okula transfer olma seçeneği tanınıyor.  Bu da başarısız okulların yediği bu ‘başarısız’ damgasının iyice tescillenmesi anlamına geliyor.

Öte taraftan ‘Hiçbir Çocuk Geri Kalmasın’ yasasını destekleyenlerin de sayısı hiç de az değil. Yasanın, devlet okullarının eğitimde sorumluluk alması esasına dayalı olduğunu savunanlar okuma-yazmanın daha erken yaşta öğrenilmesinin teşvik edildiğini, öğrenciler arasında ırk ve dil farklılıklarının başarı düzeyine etki etmemesinin amaçlandığını, başarı düzeyinin sürekli olarak takip edildiğini, okullara daha fazla kaynak aktarıldığını dile getiriyor. İşte bu nedenlerden ötürü Başkan Obama, eğitim reformunun yeniden yapılması ve yeni bir sistem oturtulması gerektiğini savunuyor. Başkan bu amaçla ‘Zirveye Yarış’ adlı yeni bir girişim başlattı. Amerikalı çocukların daha iyi eğitim almasını sağlamadan Amerika’nın 21‘inci yüzyılda öne geçemeyeceğini kaydeden Obama, 2009 Temmuz’unda olağanüstü öğretmenleri işbaşına getiren, başarısız okulların makus talihini değiştiren okul bölgelerine cömert fonlar verileceğini açıkladı ve böylece ‘Zirveye Yarış’ı başlattı. ‘Zirveye Yarış’ın hangi alanlarda reform yapmaya öncelik verdiğine gelince… öncelikle Obama’nın reform anlayışı Bush’un ‘Hiçbir Çocuk Geri Kalmasın’ yasasındaki gibi ‘tependen inme’ değil. Tam tersine ‘Zirveye Yarış’ girişiminde kökten filizlenen bir eğitim reformu anlayışı sergileniyor. Üniversiteye, hatta kariyer hayatına hazırlığın daha ilkokulda başladığı, bu nedenle Amerikalı öğrencilerin diğer gelişmiş ülkelerdeki yaşıtlarını eğitimde yakalayabilmek için standartların yükseltilmesi gerektiği vurgulanıyor. Öğretmenlik mesleğinin en iyi öğretmenlere cazip hale getirilmesi ve en yetenekli öğretmenlerin en çok ihtiyaç duyulan okullara yerleştirilmesi gerektiği kaydediliyor. Eğitim reformunun Washington’dan dikte ettirilmesi yerine öğretmen, idareci ve ailelerin her okulun ihtiyacı çerçevesinde programlar geliştirmesi amaçlanıyor.

Başkanın açtığı yarışmanın bu yılki galibi, Tennessee eyaletinin Memphis kentindeki Booker T. Washington Lisesi. Okul, kentin suç oranı en yüksek mahallelerinden birinin tam göbeğinde. Birkaç yıl öncesine kadar Booker T. Washington Lisesi’nden son sınıf öğrencilerinin sadece yarısı mezun olup, üniversiteye devam eden öğrenci sayısıysa bir elin parmaklarını geçmezken bu yıl durum çok daha farklı. Obama, geçen ay okulun mezuniyet törenine katıldı ve yaptığı konuşmada dinamik bir müdür ve kendini işine adayan öğretmenler sayesinde bu yıl Booker T. Washington Lisesi’nin en zor sınıf olan 9‘uncu sınıf müfredatı için özel programlar oluşturduğunu, meslek eğitimi verdiğini, üniversite seviyesinde dersler açtığını, müfredatı değiştirmeden okul kültürünü değiştirdiğini dile getirdi. Başkan Obama’ya göre en önemlisiyse çok çalışmanın ve disiplinin yüceltildiği, her öğrencinin değerli olduğu inancının yerleştiği bir kurum haline gelmesi. Okullara esneklik verilmesini amaçladıklarını söyleyen Obama, Amerika’da zorluk içindeki diğer okullara giden öğrencilere de Booker T. Washington Lisesi’ndeki öğrencilerle aynı şansın verilmesi gerektiğini belirtti. Obama’nın ‘Hiçbir Çocuk Geri Kalmasın’ yasasında ne gibi değişiklikler yapacağını, nasıl bir reform gerçekleştireceğiniyse tüm anne babalar gibi ben de merakla bekliyorum.

 

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Devrim Moral

2003‘ten beri Amerika’nın Sesi Türkçe Yayın Bölümü’nde görev yapan Devrim Moral, Bilkent Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra Ohio eyaletindeki Bowling Green State Üniversitesi’nden Amerikan Edebiyatı ve Kültürel Çalışmalar dallarında lisanüstü derecelerini aldı. Bowling Green State Üniversitesi’nde Popüler Kültür temalı İngilizce kompozisyon dersleri veren Moral, Amerika’da okul öncesi eğitim ve ilkokul eğitimi konularıyla yakından ilgili. Evli ve 7 yaşında bir kız çocuk sahibi olan Moral, 2000 yılından beri Washington DC’de yaşıyor.