Washington’dan Seyirlik Fotoğraflar

Posted March 5th, 2015 at 6:14 pm (UTC-5)
4 comments

WELCOMEBir önceki videolu yazımda Washington’daki 2015 Uluslararası Motosiklet Fuarı’nı sizlere, oturma odası konforunda getirmiştim 🙂 O videoyu YouTube’da ya da burada görmeyenleri önce kınıyor ama ardından da kıyamadığım için tekrar burada adresini veriyorum! 🙂 (Tıklayınız!) İstanbul’dan motor fuarı fotoğraflarının aktığı şu günlerdeyse başka bir güzelliği (!), Washington Uluslararası Otomobil Fuarı’nı bu kez de ayaklarınıza kadar getiriyorum.

“Motorcunun 4 tekerle işi olmaz” deyip kestirip atmayın hemen. Motosiklet tutkunları teknolojiye, tasarıma, güce ve konfora çok önem verirler. O yüzden de sadece canları gibi sevdikleri iki tekerli dostlarıyla değil, zaman zaman trafikte can düşmanları olsa bile 4 tekerli son teknolojilerle de yakından ilgileniler! Bilirim! 🙂 Sizin için detaylı fotoğraflar çektim, yeni teknolojileri inceledim. Bu teknolojileri hep motosikletçilerin gözünden değerlendirdim. Nasıl mı? Örneği kör noktaları engelleme teknolojilerinin geliştiğini gördükçe daha da sevindim. Bu, trafikte motosiketçilerin canına mal olacak hataların yapılmasını da bir oranda azaltabilir. Tabii teknolojinin bir ucunda yine “insan” faktörü olunca, sonuçları kestirmek her zaman o kadar kolay değildir ama hiç yoktan da iyidir! 🙂 Ya da öndeki araçla çarpışma ihtimaline karşı kendi kendine fren yapan araçları düşünün mesela? Sizi arkadan sıkıştıran araç sürücülerinin ayaklarının altında istemeden de olsa basılan bir fren pedalı fena mı olur ama? 🙂

Tabii kim hangi araç için ne üretirse üretsin, karar mekanizması ve refleks süresi hep bizlere, yani insan faktörüne kalıyor. Yine de gelin bugün işin can sıkan tarafını bırakalım, biraz şu “Ah bunla da keyifli gezilir hani” dediğimiz yeni 4 tekerlilere göz atalım 🙂 Ha bu arada, eklemeden geçmeyeyim. Üstü açık (convertible) araçlar bile canım Burgman’ımın yerini tutmaz, bu da böyle bilinsin! 🙂

 Washington’dan size ufak bir hediyem olsun. Fotoğrafların üzerine tıklayın ki ekranınızı doldursun! 🙂 Yorumlarınıza 7 gün 24 saat açığım, unutmayın 😉

ABD’den Motosiklet Fuarı Manzaraları!

Posted February 4th, 2015 at 7:56 pm (UTC-5)
Leave a comment

Motosikletli Kız Selin, Washington Uluslararası Motosiklet Fuarı'nda!

Motosikletli Kız Selin, Washington Uluslararası Motosiklet Fuarı’nda!

Her sene Washington’daki Uluslararası Motosiklet Fuarı’nı bu sayfadan ve YouTube’daki videolarımdan takip ediyorsunuz. Durum bu sene de değişmesin dedim 🙂 Tamam, canım motosikletim Burgman’ıma biraz fazla yer vermiş olabilirim ama sizler için mümkün olduğunca görüntü çekmeye çalıştım. Bazı motorları ayrıntılı incelemek isteyenler için aşağıda küçük bir fotoğraf galerisi de var.

Hadi izleyin ve en az benim kadar heyecanlanın bu kadar motosikleti bir arada görünce!

 

Motosiklet Fuarı’ndan kareler…

​​

Viraja Girme Sanatı!

Posted November 17th, 2014 at 4:48 pm (UTC-5)
6 comments

Motosikletli Kız'ın "action" kamerasından Amerika yolları :)

Motosikletli Kız’ın “action” kamerasından Amerika yolları 🙂

“Aman canım motosikletin güvenlisi mi olur?” Bu cümleyi hayatınızda en az birkaç kez; hatta belki de sizi artık bayıltacak kadar çok duymuşsunuzdur. Motora binip de, eşinden dostundan onun ne kadar güvensiz, ne kadar tehlikeli olduğunu duymamış olan yoktur. Şimdi daha yazının başından anlaşalım. Motosiklet güvensiz, tehlikeli ya da “cısss” değildir. Ama motosiklet sürücüleri bütün bu sıfatları hak ediyor olabilir 🙂  Motosiklet üzerinde de aslında bir arabada olduğu kadar güvendesinizdir. Dikkatli, gözü açık, algıları keskin bir sürücüyseniz iki teker üstündeki vaktiniz kazasız belasız geçebilir. Ama değilseniz… İşte o zaman en az bir arabadayken olduğu kadar risk altındasınızdır. A tabi her zaman densiz, dikkatsiz ya da telefonuyla meşgul bir başka araç sürücüsünün siz efendi efendi yolda giderken size çarpma olasılığı vardır. O noktada ipler sizin değil, çok daha farklı yerlerin elindedir. Arabadaki gibi sizi koruyan bir kaportanın olmadığını hatırlatmama hiç gerek yok zaten!

Tamam, baştan anlaştık. Peki bir motosikletçi olarak “motosiklet güvenlidir, üstündeki haddini bildikçe” savunmasını neden yaptım? Birkaç sebepten… Ama bugün bu sebeplerin sadece bir tanesine değineceğiz. R382-G257-B256-EI210-ET01259-EG00b

Hızlı ama güvenli sürüş var mıdır? Birçok sürüş eğitmenine göre bu sorunun yanıtı kısaca “evet”! 🙂 Amerika’da eyalet kuralları gereği benim de zorunlu olarak aldığım “Güvenli Sürüş” eğitiminde bu konuyu sürüş hocalarıyla konuşma fırsatım olmuştu. Zira kursa katılanların çoğu “Şimdi bize yavaş sürmenin inceliklerini öğretecekler ve bu işin tüm keyfi kaçacak” endişesi içindeydi ve kafeteryadaki sohbetimizde bu gündeme gelmişti. Fakat eğitimlerin sonunda, aslında tahminimizden çok daha hızlı kullanmamıza izin verilmiş olması, yapılan o ateşli konuşmaları da deyim yerindeyse kursun kısa tarihine gömmüştü (Kursun sadece 3 gün sürdüğünü önceki yazılarımı okumamış okuyuculara hatırlatmayı bir borç bilirim 🙂 O meşhur yazı dizimi okumamış olanlar hemen burayı tıklayıp bu açığı kapatabilirler 🙂 )

R376-G256-B261-EI199-ET00781-EG001Kurs eğitmeni bu durumu hayli güzel açıklamıştı aslında. Ona göre biz motosikletçilerin çoğu hatta içimizde en tecrübeli olanlar bile daha yavaş kullanmaları gereken durumlarda gereğinden hızlı gidiyor; daha hızlı olmaları gereken sürüş koşullarındaysa fazla yavaş kalıyorlardı! Bu da özellikle virajlı yollarda alınacak keyfin yarıda kalmasına yol açıyordu. Zaten önemli olan da bir yandan riski düşük tutarken bir yandan da hem akıcı hem de keyifli bir sürüş yapmak değil miydi? İşte bu yüzden birçoğumuz biliriz ki böyle bir sürüşün sırrı hem hızın doğru kontrol edilmesinde hem de bir sürücü olarak kendi üzerimizdeki denetimimizde yatar. Sürüş eğitmenimiz birçok motorcunun daha rahat olmak için virajlara çok hızlı girdiğini fakat tabii sonrasında mecburen yavaşladığını ki bunu da çoğu zaman frenlere asılarak (!) yaptığını anlatmıştı. Bunun çaresi de tehlikeli görünen virajlara dengeli bir hızla girmekten, mümkün olduğunca düz bir çizgiyi takip edip, motor tam viraja yatarken ve de tam zamanında ve yavaşça gazı açmaktan geçiyor.

Gözlerinizin bu sırada aşağı değil yukarıya, yani yolun ilerisine bakıyor olması yolun düzleşmeye başladığı noktayı iyi kavramanıza ve yine zamanı geldiğinde, ayarlı bir şekilde gazı açmanıza da yardımcı oluyor. Yolun ilerisine doğru bakıyor olmak, süratle ilgili algınızı da minimize etmenizi sağlıyor. Böylece önünüzde bir engel varsa, yeterli zamanda tepki verebilmek için de hazır R375-G256-B261-EI198-ET00731-EG000oluyorsunuz. Böyle durumlarda yolun ilerisini görebileceğiniz hızda, bir başka deyişle görüşünüzün dışında kalan alanda önünüze bir şey çıkması halinde motorunuzu durdurabileceğiniz hızda gitmeniz riskleri de minimum düzeye indiriyor.

Unutmamanız gereken bir nokta da şu: Ne kadar hızlı sürüyorsanız, yoldaki tehlikelerin önünüze çıkma hızı da o oranda artıyor. Yani tepki süreniz kısalıyor. İşte motoru tehlikeli yapan da bu oluyor. Sürücünün doğru hız denetimini yapmamış olması!

Sürüş eğitmenimize hep bir ağızdan sormuştuk o gün: “Peki hangi hız, çok hızlı sayılır?”

Yanıtı basitti: Bir viraja girerken frene asılma gereği duyuyorsanız, tam ortasına gelirken birkaç kez yoldaki pozisyonunuzu ayarlamak zorunda kalıyorsanız ve virajın iç kısmına erken ilerliyorsanız o zaman muhtemelen olması gerekenden hızlı girdiniz o viraja. Yoldaki çakıllara basmayacak ya da çukurlara girmeyecek kadar vaktiniz de kalmadı mı? O zaman kesinlikle hızlı girdiniz o viraja! 🙂

Tabii bütün bunları söylerken “çok hızlı” kavramının sürücüden sürücüye, deneyimliden deneyimsizine ve motordan motora değiştiğini unutmamak lazım. Kendinizi motosikletinize hakim hissedene kadar gereksiz riskler almamanızda fayda var. Sonra nasıl anlatırız o iki teker düşmanlarına motorların “aslında güvenli” olduğunu?

Amerikalı motorculardan duyduğum bir sözle bitirelim bu yazıyı da: “Yavaş bir motoru daha hızlı kullanmak, hızlı bir motoru yavaş kullanmaktan daha keyiflidir”

Hızınızı ve kendinizi bildiğiniz keyifli sürüşlere.

Motosikletli Kız’dan, taa Amerikalardan sevgiler…

​​

Trafik Canavarı Dediğin…

Posted October 13th, 2014 at 12:07 pm (UTC-5)
3 comments

Motorists drive over the Bosphorus suspension bridge linking the city's Asian and European sides in ..

Boğazda artık trafiğin saati yok!

“Motosikletli Kız nerede” diye soranlara yanıtım: (Kızmayın ama) Türkiye’deydim! Ülkeden çok uzaklarda olunca, orada yapılması gerekenler listesi öyle uzuyor ki çok kısa süreli gelişlerde eşi dostu mu göreceksin, biriken işleri mi halledeceksin, kalpleri kırmadan kimi sevdiklerini listenin dışında mı bırakmaya çalışacaksın, çıkamıyorsun içinden… Zor kararlar ve yorucu geçen günler oluyor o sayılı günler. Yine de o sürede gözlemler biriktirdim, sürekli değişen Türkiye hakkındaki vizyonumu tazeledim ve geldim.

Bundan sonraki motor paylaşımlarına geçmeden bu konudaki fikirlerimi sizle paylaşmak istedim.

Bir kere Türkiye’deki trafik daha da çılgın hale gelmiş. Eskiden (en azından ben İstanbul’da yaşarken) “Hafta içi Anadolu yakasına geçelim. Akşam köprüde trafik olmaz” dediğimiz günler belli ki zor anımsanacak kadar gerilerde kalmış. Bir Çarşamba gecesi Anadolu yakasından Avrupa yakasına seyahatim 3 saati geçince eski bayramları anar gibi andım o eski günleri. “Gecenin 12’sinde köprüde bu kadar insanın işi ne?” sorusunun yanıtını ise pek tabii alamadım. Sanırım sabahları çok erken işe başladıkları için erken saatte yatmayı tercih eden Amerikalıların arasında yaşaya yaşaya, geceleri sokakta tek tük insanın gezdiği Washington’da dolana dolana, algım da değişmiş. Gerisinde kalmışım hızla gelişen (kalabalıklaşan desek şuna) Türkiye’nin.

Vehicles are seen stuck in a traffic jam during rush hour in Jakarta

Bizden beterleri de var! (Endonezya)

Motosikletçilere, İstanbul’da motosiklete binmekte ısrarcı oldukları için bir kez daha hak verdim. O trafikte kazanılacak 15-20 dakikanın bile değeri, paha biçilmezdir eminim. Ancak objektifliğimi de yitirmedim hani. Trafikte bazen motorcuların bile birbirlerine anlayış göstermediklerini, arabaları sağdan soldan makaslarken arkadan gelebilecek motorcuları, olası tehlikeleri düşünmedikleri için kaç kez yüreğimi ağzıma getirdiklerini söylemeden geçemeyeceğim. Bazen 4 tekerli araçlardan beklediğimiz saygı ve yol hakkını, iki tekerci sürücülere gösteriyor muyuz diye elimizi vicdanımıza koymamız lazım.

Türkiye’de en büyük sorunlarımızdan biri aslında yoldaki kalabalık, yetersiz yol ya da kalabalık kavşaklar vs. değil. Sorun, trafikte kimsenin “kendime yapılmasını istemediğimi başkasına yapmayayım” yaklaşımıyla hareket etmemesinde. Şikayet edip dururken “Acaba ben de bir kez olsun bir araca yol verdim mi? Bir yaya yoldan geçerken gazı kestim mi? Gereksiz yere korna çalmamak için özen gösterdim mi?” diye sormaz hale geldikçe, toplumsal bir buhrana dönüşen trafik daha da büyük bir sorun haline gelerek her geçen gün eziyor bizi.

Car light trails are pictured as traffic jam along a main road in Sao Paulo

Yoğun trafik Brezilya için de “baş ağrısı”!

Amerika’da her yöne “DUR” tabelasının olduğu bir kavşakta gelen dört arabanın da mutlaka durup, sakin bir şekilde bir diğerinin, hatta diğer üçünün de geçmesine izin vermesi neredeyse her gün görebileceğiniz bir manzarayken Türkiye’de elektronik denetleme sisteminin olmadığı ışıklarda karşıdan karşıya geçerken dua eder hale gelmemiz iç acıtıcı.

Zaman zaman Amerikalılar bir espri yaparlar: “Amerika’da her şeyin bir cezası vardır” diye. Ancak Amerika yollarında geçirdiğim yıllar bana, burada insanların genel kurallara belki ceza korkusuyla uymasına rağmen, trafiğe ve yayaya saygılı her hareketlerini her zaman da korku güdüsüyle yapmadıklarını görecek kadar şans verdi. Tabii buradaki trafiği anlatmak için, neden böyle işlediğini aktarabilmek için uzunca yazmak lazım. Zaten yazıların arasında anlatıyorum hep ve anlatmaya devam edeceğim. Ama mantığı en kolay şöyle anlayabilirsiniz. Türkiye’de trafikte aniden önümüze girene, sağdan soldan aniden çıkana ya da dar bir sokakta karşımıza çıkan araca selektör yapar ve “Dur, geçiş hakkı benim!” ya da “Ne yapıyorsun kardeşim!” demiş oluruz ya, Amerika’da selektör hep “Sen geç” anlamına gelir… Belki toplumsal yaşamı kolaylaştıranlar da bazen en küçük detaylardır işte böyle…

Yeni yazılarla buluşmaya devam edeceğiz. Amerika maceraları için Motosikletli Kız’ı takip etmeye devam edin 😉

​​

Sağlıklı Sürüşün Sırları (İkinci Bölüm)

Posted July 14th, 2014 at 11:40 am (UTC-5)
3 comments

​​

Siz Facebook’tan sordunuz; ben de aracı oldum ve Amerika’da işinin ehli, Virginia Eyaleti’nin “En İyi Doktorları” arasında yerini almış bir isme, Amerikalı aile hekimi Dr. James Long‘a bu soruları ilettim. Birinci bölümünü çoktan izlediğinizi tahmin ediyorum (İzlemeyenler hiç utanmasınlar! Burayı tıklayarak hemen bulsunlar videoyu 🙂 )

Doktor James Long'la röportajımız esnasında çekilne bir kare

Doktor James Long’la röportajımız sırasında çekilen bir kare

İşte bu hafta da Amerikalı Doktor James Long ile yaptığım röportajın ikinci bölümü karşınızda. Yukarıdaki videonun içinde neler mi var?

– Uzun bir sürüşten önce hangi besin gruplarını tüketmeli?
– Sürüş öncesi ve sürüş esnasında su içmek ne kadar önemli?
– Hangi ilaçları kullanıyorsanız motosiklet kullanırken dikkatli olmanız gerekir?
– Enerji içeceklerindeki tehlike ne?
– Gazlı içeceklerin metabolizmaya etkileri neler?

Ve tabii çok daha fazlası! Buyrun izleyin ve lütfen sağlığınızı ihmal etmeyin!

Motosikletli Kız Selin

Sağlığınız İçin Bilmeniz Gerekenler!

Posted June 18th, 2014 at 11:51 am (UTC-5)
3 comments

 

Doktor James Long'la röportajımızdan bir kare...

Doktor James Long’la röportajımızdan bir kare…

 

“Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” Ne çok duyduk bu meşhur sözü. Ne çok kıymetini bilemedik değil mi? İşte bu “sağlık” temalı blog yazımda ve özel röportajda Amerika’dan sağlık ipuçları vereceğim bu yüzden size 🙂

Motosiklet kullanımı hem güç hem dayanıklılık gerektirir. Yüzlerce kiloluk motorlarla o virajları almak, hadi onu bırakın motoru belli koşullarda ayakta tutmak bile bazen sıkı karın kası gerektirir. En küçük motordan, en heybetlisine kadar her motoru kullanmanın bir adabı vardır. Bu adab, motorun cinsine, ağırlığına, vs bağlı olarak değişebilir. Ancak değişmeyecek birşey vardır ki o da bir motosikletçinin, her ne tip bir motor kullanıyor olursa olsun sürüş için yeterince uygun fiziksel koşullara (sağlığa) sahip olması gerekliliğidir.

doktor ve ben 1

Doktor James Long bizi Virginia’daki evinde, bu keyifli manzarada ağırladı.

İşte bir süre önce, bu noktadan hareketle Facebook’ta beni takip eden binlerce kişiye sordum: “Motosikletçiliğin baştan ayağa kadar gereklilikleri konusunda bir doktora neler sormak istersiniz?” dedim. Siz de sorularınızı ilettiniz. Ben de bu soruları Amerika’da bölgesinin en iyi doktorları arasında yer alan iç hastalıkları konusunda uzmanlaşmış aile hekimi Dr. James Long’a yönelttim.

Aşağıda izleyeceğiniz röportaj daha birinci bölüm. İkinci bölümde sürüş öncesi beslenmenin incelikleri, ilaçlar vs konularına değineceğiz. Mutlaka izleyin 😉 Bu tip özel ve güzel videolu haberleri kaçırmamak için Motosikletli Kız’ın YouTube’daki kanalına abone olmayı da deneyebilirsiniz tabii (Buyrun burayı tıklayın) 😉

Not: Yer yer Türkçe sunumların yanı sıra aslında İngilizce süren röportaj cümle alem anlasın, aydınlansın diye bizzat Motosikletli Kız tarafından simultane çeviriyle Türkçe’ye aktarılmıştır. Güle güle kullanın efendim 🙂

Aşağıdaki video hizmetinizdedir! 🙂

​​

Hazır mısınız?

Posted May 21st, 2014 at 1:28 pm (UTC-5)
4 comments

Aşağıdaki söyleşiyi bugün (3 Haziran 2014) elime ulaşan bir düzeltmeyle tekrar yayınlıyorum. Tarihlerde değişiklik var. Dolayısıyla önce aşağıdaki kısa açıklamayı okumanız faydalı olacaktır. Tekrar iyi eğlenceler 😉

İstMotoFest hava koşulları nedeniyle bir hafta ertelendi!

“İstanbul Life Park’ta 5, 6 ve 7 Haziran’da gerçekleştirilecek olan İstMotoFest, Marmara Bölgesi’ni etkisi altına alan yoğun yağış nedeniyle 12, 13, 14 Haziran tarihlerine ertelendi.

3 gün 3 gece sürecek İstMotoFest katılımcıları, çadırları ile İstanbul Life Park’a kurulacak özel alanlarda konaklayabilecek. Özellikle konaklamalı katılımcıların hava koşulları nedeniyle zor durumda kalmaması ve eğlencenin en üst düzeyde yaşanması için bir hafta ertelenen festival, motorseverlerin yanı sıra, rock müzik tutkunlarını ağırlayacak. İstMotoFest biletlerine Biletix üzerinden veya kapıdan ulaşılabilirken biletini alanlar aynı biletleri ile festivale katılabilecek.

Türkiye Klasik Motor Kullanıcıları Derneği tarafından düzenlenen, İstMotoFest’te; Özlem Tekin, Pentagram, Koray Candemir ve Ogün Sanlısoy gibi Türk Rock müziğinin sevilen isimleri sahne alacak.”

istmotofest afiş

Bakalım kaçınız biliyor? İstanbul, Türkiye’nin en büyük ve İstanbul’un tek motosiklet festivaline hazırlanıyor. Sosyal medya da olmasa, benim de taa Amerika’dan haberim olmazdı tabii. Ama neyse ki duymayanlara duyuracak kadar vaktimiz var. Beni de buralarda heyecanlandırdı. Umarım İstanbul’daki ve İstanbul’a ulaşabilecek durumdaki motosiklet tutkunlarının bir araya geldiği, güzel vakit geçirdiği, anı ve tecrübe paylaştığı bir festival olur. Sizler için Türkiye Klasik Motor Kullanıcıları Derneği Başkanı Volkan Dillioğlu’na sordum, kısa ve öz şekilde bu festival nedir ne değildir, ne kadarı size ilgilendirir konularını aydınlatmaya çalıştım. İstMotoFest’in halkla ilişkilerini yürüten Arzu Bilir de tüm sıcaklığıyla yardımcı oldu bu kısa söyleşinin gerçekleşmesinde. Buyrun, okuyun, duymadıysanız Motosikletli Kız’dan duyun ve giderseniz bolca eğlenin 😉

Not: Fotoğraflarınızı paylaşırsanız bu sayfalarda yerlerini alırlar 😉 Email adresimi bilmeyenler için: motosikletlikiz@gmail.com

Motosikletli Kız: Nedir bu İstmotofest? Ne zaman yapılacak, nasıl konukları olacak? Kimleri bekliyorsunuz?

Volkan Dillioğlu: İstMotoFest Türkiye’nin en büyük; İstanbul’un ise tek motosiklet festivali olacak.  5-6-7-8 Haziran tarihinde İstanbul Sarıyer Life Park’ta gerçekleştirilecek olan bu festival Türkiye genelindeki motosiklet severlerin yanı sıra 3 gün boyunca kesintisiz eğlence ve festival coşkusunu yaşamak isteyen herkesi buluşturacak.  Bu sebeple hem motor tutkunlarının hem de Rock müzik severlerin keyif alacağı bir etkinlik programı hazırladık. Bu kapsamda 3 gün boyunca birçok önemli sanatçı festival sahnesinden katılımcılara seslenecek.

5 Haziran’da: DJ Nikki

Ayşe Saran

Kurban

Ogün Şanlısoy

Pentagram

6 Haziran’da: DJ Nikki

Luxus

Soul Stuff

Murder King

Hayko Cepkin ve Kurtalan Ekspres

7 Haziran’da: DJ Sıtkı Erkek

Lal

Sattas

Koray Candemir

Özlem Tekin

gibi sanatçılar festivalde sahne alacak.

Motosikletli Kız: Kimsiniz siz peki? Nasıl tanırlar sizi?

Volkan Dillioğlu: İstMotoFest’i Türkiye Klasik Motor Kullanıcıları Derneği olarak organize ediyoruz. Biz aynı zamanda Türkiye Cruiser Club’ı da temsil ediyoruz.

Motosikletli Kız: Motosiklet camiasına nasıl bir katkıda bulunmayı hedefliyorsunuz çalışmalarınızla?

Volkan Dillioğlu: Öncelikle bu festivali motosiklet ve kulüp ayrımı yapmaksızın tüm iki teker sevdalıları için düzenliyoruz. Ayrıca toplumdaki motosiklet kullanıcılarına olan yanlış bakış açısını onları da bu etkinliğe dahil ederek değiştirmeyi amaçlıyoruz. Trafikte motorların da olduğunu ve fark edilmelerini sağlamak, motosiklet kulüp ve kullanıcılarını birbirleri ile tanıştırmak, aralarındaki dostluğu pekiştirmek, tüm motosiklet sürücülerini güvenli sürüş ile ilgili bilinçlendirmek ve elbette ki beraber keyifli vakit geçirmek festival ile ilgili önceliklerimiz arasında yer alıyor.

istmotofest logo

Motosikletli Kız: Peki motosiklet tutkunları neden desteklemeli bu festivali? Sizi böyle büyük bir organizasyon için yeterince “hazır” yapan tecrübeleriniz neler?

Volkan Dillioğlu: Türkiye’nin çeşitli illerinde her yıl birçok motosiklet festivali düzenleniyor. Ancak İstanbul’da bir festival gerçekleştirmek için daha önce birçok kez girişimler yapıldıysa da başarılı olunamadı.  Biz Türkiye Klasik Motor Kullanıcıları Derneği olarak İstanbul’a böyle bir festivalin yakışacağını düşünerek yola çıktık.

Daha önce birçok festivalde katılımcı olarak yer almış olsak da böylesine büyük bir organizasyonu ilk kez gerçekleştiriyoruz. Bizi bu çapta bir organizasyonu gerçekleştirmeye hazır kılan en önemli nokta yaptığımız işe olan saygımız ve Türkiye’deki motor kullanıcılarını bir araya getirecek olmanın gururu. Biz dernek olarak İstanbul’un böyle bir festivali hak ettiğini düşündük ve kolları sıvadık.  Elbette kusursuz bir organizasyon gerçekleştirebilmek için gönüllü çabamızın yanı sıra işinin uzmanı kişi ve kurumlardan destek alıyoruz. Bu firmaların arasında PR, reklam ve organizasyon şirketleri de yer alıyor.

Motosikletli Kız: İstMotoFest’in bir internet sayfası var mı? Size ayrıca sosyal medyada nasıl ulaşabilirler?

Volkan Dillioğlu: İstMotoFest ile ilgili detaylı bilgilere www.istmotofest.com sayfasından ulaşmak mümkün. Ayrıca bize www.facebook.com/istmotofest adresinden de ulaşılabilir. Festival biletlerini de Biletix üzerinden almak mümkün.

​​

Amerika’da Ehliyetin İncelikleri

Posted April 28th, 2014 at 1:18 pm (UTC-5)
Leave a comment

Motosikletli Kız'ın Burgy'si çayırda çimende ;)

Motosikletli Kız’ın Burgy’si çayırda çimende 😉

 

Motosikletli Kız bloğunun en çok ilgi çeken başlıklarından biri Amerika’da ehliyet almanın incelikleri üzerinde yazdığım mini yazı dizisi oldu hep. Bu konuyu bloğun daha ilk yıllarında yazdığımdan o dönemden beri beni takip edenler rahatça okudular. Ama sonra içerik, yani yazı ve konular arttıkça bloğu yeni keşfedenler eğer çok dikkatli bir araştırma yapmazlarsa o yazıları bulamaz oldular. Geçtiğimiz haftalarda bu konuda 10’a yakın email almam üzerine malum mini seriyi görmemiş olanlara göstermek, görmüş olanlara da hatırlatmak istedim. Yazı içinde yazı gibi birşey bu. O yüzden en son yazının linkini buraya koyuyorum. O yazının içinde bütün seriye ulaşmanın yolları anlatılıyor zaten 🙂

İşte, görmeyen duymayan kalmasın diye popüler konu başlığımız “Amerika’da Ehliyet Alma Çilesi” yeniden kullanıma sunulmuştur efendim 🙂

Tıklayın!!! Amerika’da Ehliyet Alma Çilesi Mini Yazı Dizisi!

 

In front of Capitol

Unutmayın, Motosikletli Kızı burayı tıklayarak Twitter’da ve şurayı tıklayarak da YouTube’da takip edebilir, böylece o mecralardaki farklı içerikleri de kaçırmamış olursunuz 😉

Washington’dan sevgiler,

Motosikletli Kız Selin

Yazıyor, Yazıyoooorrr!

Posted March 31st, 2014 at 1:15 pm (UTC-5)
Leave a comment

motosiklet haber_gazetekapak

Türk motosikletçiler belki de dünyanın en aktif motosikletçileri. İçinizde inanmakta zorluk çekenleriniz olabilir mi? Olmasın! Dünyanın her köşesine dair örnekler veremem şüphesiz, ama en azından Amerika’daki bazı süreli yayınlardan örnek verebilirim size. Ben, Amerika’daki birçok motosiklet dergisine aboneyim, motosiklet forumlarını aktif olarak takip ediyorum. E, Türkiye’dekileri de yakından izlediğimin en yakın tanığı da sizlersiniz. İnanın birçok motosiklet dergisi, Türkiye’de çok daha küçük bütçelerle çıkarılan, ya da hatta bazen sırf gönüllü çalışmalarla hayata geçen dergi, forum ve blogların kalitesinde gibi gözükmüyor bana. Belki Türkiye’deki motosiklet piyasasının dünyanın birçok yerindeki motorlarla (Asya ağırlıklı olmak üzere!) beslenmesinin de etkisi var bunda. O çeşitliliği burada görmek mümkün değil. Özellikle internet forumlarında detaylı dosyalar, modifikasyon önerileri ve zengin bir malzeme, yedek parça, aksesuar havuzu olsa da özellikle dergilerde bu canlılık görülmüyor. Bu, dünyanın her sakin kentini İstanbul’la kıyaslayıp “Nerde o canlılık” diyen Türk gurbetçisinin sesi gibi çıktı biraz, farkındayım 🙂 Anlatmaya çalıştığım bu değil tabii. Peki nereye varacağız buradan? Yepyeni bir girişime… Pek de örneği olmayan bir girişime varacağız üstelik: Motosiklet Haber gazetesine. Türkiye Motosiklet Platformu’nun çabalarıyla ortaya çıkan bir gazete bu. Bu konuda Türkiye Motosiklet Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Fatih Özsoy, sorularımı yanıtladı. E duymayan kalmasın o zaman bu gazeteyi, değil mi? 🙂

“Amacımız Farklılık Yaratmak”

Motosikletli Kız: Motosiklet Haber Gazetesi fikri nasıl doğdu?

Zafer Fatih Özsoy: Türkiye Motosiklet Platformu olarak motosikletçileri bilinçlendirmek ve güncel haberlerden bahsetmek için bir dergi çıkarma fikrimiz vardı. Bu derginin görüşmesi yapılırken bir farklılık yaratmamız gerektiğini düşündük, motosiklet dergisi yerine motosiklet gazetesi fikrini ortaya attık. Ajans sahibi de fikre çok sıcak baktı ve hazırlıklarımıza başladık.

Motosikletli Kız: Gazeteyi kimler hazırlıyor? Kimlerin emeğinden bahsetmek lazım?

Zafer Fatih Özsoy: Gazetede herkesin emeği geçiyor aslında ama en çok basın temsilcimiz Kerem Ulusoy ve ajanstaki grafiker ve dizgi işlerini yapan arkadaşlarımızın emeğinin geçtiğini söyleyebiliriz. Onlar arasında ciddi bir iletişim trafiği var. Haberleri derliyoruz, sonra sıralıyoruz, kulüplerden haberler, festivaller ve güncel haberlerin yanı sıra ilginç haberleri, firmaları, sporcuları, kulüplerin faaliyetlerini yani kısacası motosiklet camiasının nabzını tutan haberleri yayınlıyoruz. İkinci başkanımız Nizamettin Kelo’nun da bir köşesi var gazetede. Hepimizin eli taşın altında diyebilirim.

 Eşi Benzeri “Az” Gazete!

Motosikletli Kız: “Bu gazeteyi farklı kılan nedir” sorusuna yanıtınız ne oluyor, sorulduğunda?

Zafer Fatih Özsoy: Bu, Türkiye’nin ilk motosiklet gazetesi ve dünyada sadece 2 ülkede daha var desem sanırım biraz ifade etmiş olurum farklılığımızı. Gazete, boyutu, dizgisi, içeriği ile de çok samimi olmayı amaçlıyor ve bu sayede motosikletçilerin tümünün ilgisini çekmeyi de başardı zaten.

Motosikletli Kız: Gazete nasıl dağıtılıyor ya da dağıtılacak?

Zafer Fatih Özsoy: İlk sayımız Mart ayındaki motosiklet fuarında ücretsiz olarak dağıtıldı. Bundan sonra abonelik sistemi ile devam edilecek. Abonelik için motosiklethaber.com internet sitesinde yayınlanacak olan abone formu ya da gazetedeki formu doldurmak yeterli olacak.

Motosikletli Kız: Fuarda görücüye çıktığında nasıl tepkiler aldınız?

Zafer Fatih Özsoy: Fuarda 4000 adet ücretsiz gazete dağıtıldı.  Motosiklet Haber Gazetesi’ni okuyanlar bize beğenilerini dile getirdi. Abone olmak istediler. Ücretsiz dağıtılan yayınlar genelde fuar sonrası yerlerde, çöplerde görülür, bir tek gazeteyi bile yerde ya da çöpte görmedim. İnsanların yüz ifadelerinden, bize aktardıklarından ve yoğun abonelik isteklerinden, yaptığımız işin beğenildiğini anladık.

Zafer Fatih Özsoy, eklemeyi de ihmal etmiyor: “Türkiye Motosiklet Platformu motosiklet camiasının hak ettiği hizmetleri yapmak için gönüllü kurulmuş bir oluşumdur. Yaklaşık bir ay içerisinde federasyon başvurumuzu yapacağız”

Kısacası bu işe gönlünü koyan ekip, motosiklet camiasından destek bekliyor. Ne dersiniz sevgili motosiklet tutkunları? Benden duyurması, gerisi Türkiye’dekilere, yani sizlere kalıyor.

Amerika’dan sevgiler…

Motosikletli Kız Selin

​​

 

Gittim, Gördüm, Görüntüledim

Posted February 11th, 2014 at 2:14 pm (UTC-5)
3 comments

 

Bugüne dek Washington’daki motosiklet fuarlarını hep Motosikletli Kız Selin’in gözünden takip ettiniz. Peşime takıldınız, kameramın lensinden Amerika’yı, kasabalarını, yollarını, dağlarını, taşlarını izlediniz. Bu kez yine ilginizi hayli cezbedeceğini düşündüğüm bir videoyla karşınızdayım. Geçtiğimiz günlerde Washington’da bu kez uluslararası bir fuar daha vardı: The Washington Auto Show. Bu fuarda günümüz otomobil teknolojileri, gelecekte görmemiz muhtemel ama şimdi sadece konsept boyutunda olan “rüya otomobiller” ve bolca kalabalık vardı 🙂

İşte ben de sizler için yola çıktım ve “iki teker tutkusu bambaşka birşeydir ama iki tekeri sevenin mutlaka dört tekerlilere de ilgisi vardır” mottosundan hareketle ve (aslında daha da önemlisi) sizin sosyal medyadan bana “Mutlaka görmek isteriz” diye attığınız mesajların da verdiği itici güçle gittim, gördüm, çektim, getirdim 🙂

Yukarıdaki videoda Washington’daki otomobil fuarından kalan birkaç renkli kareyi, günümüzün ve geleceğin araç teknolojilerini izleyebilirsiniz. Gelin birlikte gezelim!

Diğer tüm videolar da Youtube’da Motosikletli Kız’ın bloğa özel kanalında 😉 Bilmeyen var mı hala?

Bu arada madem videoyu izlediniz, yukarıdaki iştah açıcı fotoğrafları incelediniz ve hala gördüklerinize doymadınız; o zaman çektiğim diğer fotoğrafları da ana sayfamızdaki şu tıklayacağınız fotoğraf galerisinde bulabilirsiniz.

 

​​

MOTOSİKLETLİ KIZIN ÖZÜ


Merhaba,

Motosikletli Kız ben. Ya da ismimi bilmek isteyenler için, kısaca Selin… Yıllardır hem haber editörü olarak medyanın tozunu yutuyorum hem de iki teker üstünde yolların. Şimdilerde Amerika'da, televizyon habercisi olarak devam ediyorum macerama...

Her İstanbul mağduru gibi trafikten kurtulmak için bir helikopter almanın (!) en iyi alternatifinin ne olacağını düşündüğüm o günlerde aldım ilk motorumu.

11 yılda 4 motor, binlerce kilometre yol ve her aklıma düştüğünde yüzümde hınzır bir gülümsemeye yol açan milyon anıdan sonra hayalini kurduğum yollarda, Amerika’dayım. Rüzgarın bile farklı estiği dev kıtadaki uzun, upuzun yollarda…

Ağrı kesicim, heyecanım, kafam bozuk olduğunda derin bir nefesle düşüncesini içime çekmeye çalıştığım motorumla. Bir o kadar bildiğiniz ve bir o kadar bilmek isteyeceğiniz şeyi biriktirdim eteğimde. Paylaşmaya hazırım. Tüm rüzgar tutkunlarına, iki teker aşıklarına, motosiklet delilerine açık davet:

Gelin birlikte kaybolalım rüzgarın içinde…

motosikletlikiz@gmail.com

Sağlıklı Sürüş İçin Bilmeniz Gerekenler (1)

VİDEOLU YAZILAR :)

Amerika Yollarında (2)

Motorda Kolları Dinlendirmek

Amerika Yollarında (1)

Amerika Yollarında (3)

Motosikletli Kız Amerika'daki Fuarda

Reflektörleri Taktım, Sizin İçin Test Ettim ;)

İnterkom Almadan Bunu İzlemelisiniz

2014 The Washıngton Auto Show

Kask Hayat Kurtarabilir!

Motorda Dertler Nasıl Unutulur?

Motorla Amerika'da (2011'den Kalanlar)

Binlerce Motor Yollara Dökülürse!

Burada Sizin Yazı ve Fotoğraflarınız da Var!

Sizin Köşeniz

Bu Blogda Neler VAR Neler YOK?

*Bu blogun yazarının gözünde hiçbir motor (marka, cins, tür, yıl, renk, güç açısından) bir diğerinden üstün değil (Kabul edin her motor sahibine güzel gelir)

*Bu blogda Amerika VAR, Türkiye VAR. Bu ikisinden herhangi birinin yerden yere vurulmasına yer YOK.

*Bu blogda izlenimlere, araştırmaya ve zaman zaman şahsi fikirlere ve öykülere yer VAR. Dolayısıyla hiçbir fikre, yoruma katılmamak YOK.

*Bu blogda her türlü olumlu katkıya yer VAR. Motor tutkunlarının birbirini kırıp dökmesine izin YOK.

*Bu bloga her türlü eleştiriyi yöneltmeye hakkınız VAR. Ama ara sıra da olsa yapıcı olmayı unutmak YOK.

Not: Blog kuralları her an değişebilir. İtiraza yer YOK:)