Geçenlerde kafeteryadan kahve almak için asansöre bindim. Asansörde birlikte birkaç kez denize açıldığım Amerikalı bir arkadaşa rastladım. “Mehmet n’aber?” dedi. “İyilik, yuvarlanıp gidiyoruz işte.” dedim.
“Ortadoğu’da ne olup bitiyor?” diye sordu. Türkiye Amerika’da Ortadoğu ülkesi sayıldığından, bizi, Araplar, Acemler konusunda çok bilgili sanıyorlar. Hani şu TV’ye çıkıp şöyle olursa böyle olur, böyle olursa şöyle olur deyip ahkâm kesen bilmişlerden. Laf olsun diye “Yeni bir şey yok” dedim.
-Hamas’tan haber var mı?
-Ne haberi?
-Yani ne yapıyorlar?
-Nerden bileyim ki?
-Ben seni Hamas uzmanı olarak biliyorum.
-Niye Hamas uzmanı olayım? Şaka yapıyorsun.
-Hayır. Hayır. Ciddiyim. Teknende Hamas hakkında bir kitap görmüştüm.
-Benim HAMAS kitabım yok. Hiç de olmadı. Zaten olsaydı teknede değil evde olurdu.
-Gördüm yahu. Kitaplıktaydı. Adı “HAMAS Rehberi” idi. Ben de almak istedim ama bir türlü bulamadım.
Arkadaşımın ısrarı karşısında yavaş yavaş kaygılanmaya başladım. Çünkü Amerika HAMAS’ı terörist örgüt sayıyor. Övmek hatta adından söz etmek insanın başına iş açabilir. Daha da kötüsü federal suç sayılması bile mümkün.
Değil HAMAS rehberi, HAMAS’la ilgili hiçbir kitabım olmamasına rağmen korkmaya başladım. Küçük teknenim çevresinin Amerikan Kıyı Koruma gemileriyle kuşatıldığını, helikopterlerden tekneye halatla deniz komandoları indiğini, iskelede vurucu timler konuşlandırıldığını, başıma çuval geçirildiğini, özel uçaklarla işkence için başka ülkelere götürüldüğümü, Guantanamo’daki gibi turuncu mahkûm elbiseleri giydirildiğimi görür gibi oldum.
Arkadaşıma tekrar hata yaptığını ve HAMAS kitabım olmadığını söyledim ve “Israr etmekten vazgeç ” dedim. “Tamam, tamam ama niye gizlediğini anlamıyorum. Sonuçta HAMAS kitabı okumak suç değil.” dedi.
Biliyorum ama niye kendimi tehlikeye atayım demek geçti içimden.
Laf aramızda hiçbir şeyi inkâr ettiğim falan yok. Çünkü HAMAS kitabım cidden yok. Ama bir yandan da merak ediyorum ne gördü de HAMAS kitabı sandı acaba diye. Yalan söylemiyor ya. Mesainin sonunu zor getirdim. Eve giderken marinaya uğradım. Dar ahşap iskelenin ıslak ve kaygan döşemesinde buz gibi denize düşmeyi göze alıp tekneye atladım. Kilidi açıp kabine inince bir de ne göreyim. Arkadaşımın dediği gibi rafta HAMAS kitabı var. Çocuk doğru söylemiş.
Bu kitabı aldığımı nasıl olur da hatırlamam. Arkadaşımın dediği gibi üstünde HAMAS rehberi yazıyor. Ne zaman satın aldım acaba? Hafıza kaybına mı uğruyorum? Alzheimer’s hastalığının ön belirtileri mi? Beynim mi sulandı?
Marina çalışanlarından beni sevmeyen biri, başımı derde sokmak için kitabı gizlice tekneye koymuş olabilir mi? Bazı eyaletlerde polislerin lüks otomobil ve teknelere el koymak amacıyla içine esrar koyduklarını sonra da karakolun zimmetine geçirdiklerini duymuştum. Belki de öyle bir durum söz konusu. Ben HAMAS üyesiyim diye tutuklanınca tekneye el koyacaklar.
Ama dur bakayım..
Vay anasını, kitap Hamas rehberi değil, Bahama adaları yani Bahamas rehberi. Bahama adaları hakkında. “2009 BAHAMAS Rehberi”
Rahat bir nefes aldım. Verilmiş sadakam varmış. Üstümden nasıl bir yük kalktı anlatamam.
And in English:
I took the elevator down to the cafeteria to get a cup of coffee. On the elevator I bumped into a friend who has gone sailing with me several times. (I have a little pocket cruiser.) He said “Mehmet what’s up?” “I said “Not much.” He said “What’s going on in the Middle East?” Since I am from Middle East he thinks I know more than he does, as though the authorities in the region call us every night to let us know what they are up to. I said “same ol’ same ol’.”
-What about Hamas? He said
-What about it?
-What they are up to?
– How should I know?
-Well I thought you were an expert on Hamas.
-What makes me an expert on Hamas? You must be kidding…
-No. No. I am serious. I saw a book on your boat on Hamas.
-I don’t have a book on Hamas. Never did. Even if I did, it would be at home not in the boat.
-Come on. I saw it on the bookshelf. It said “Guide to Hamas.” I wanted to buy one but I couldn’t find it.
At this moment I started getting concerned. Hamas is considered a terrorist orgaization by the US government and praising it or even mentioning its name can mean trouble or in extreme case a federal offense. Even though I don’t have a guide book on Hamas and for that matter any book on Hamas, I started thinking about being surrounded by Coast Guard frigates, Navy SEALs rappelling from helicopters, SWAT teams on the dock, hood on my head, night flights, renditions, orange jumpsuits.
I said to my friend “You must be mistaken. I do not have a book on HAMAS and please stop insisting that I do…” He said “OK, OK but I don’t know why you are hiding it. It is not a crime you know.” Maybe it is maybe not. I am not going to take chances.
Between you and me I really wasn’t denying it. I just didn’t have it. But I wanted to know what made him so strongly believe that I did. I barely made it to the end of the shift. On the way home I stopped by the marina. Risking falling in to freezing water from the icy docks I unlocked the hatch and got inside the cabin.
And there it was. My friend was right after all.
How could I not know that I had this book? It does say “Guide to HAMAS” doesn’t it? I am confused. When did I purchase this book? Am I getting forgetful? Is this an early sign of Alzheimer’s?
Or did someone from the yard secretly plant it there to get rid of me? In some states I heard that cops would plant dope in expensive cars and boats and then impound them for their station. Maybe they will impound my boat if I am implicated in a HAMAS conspiracy.
But wait…
It is not a Guide to HAMAS… The book is about the Bahamas.
It is the “2009 Guide to the BAHAMAS.”
Wow! What a relief….
15 responses to “Hamas? Hangi Hamas”
ha haaa… çok güzeldi:)
Gecmis olsun:))
Bir zamanlar Ünyede, Ekonomist isimli bir dergi ekini masamda gören, “ekonomisti” kominist diye okumus olan müzmin Rusya düsmani biri tarafindan Kominist oldugum yayilmisti.
not; Mehmet sende hatirlarsin belki, o zamanlarin demirperdesi, Rusya ve Kominizm karsiti filimer dahil, müthis kampanyalarin yapildigi yillardi. Kendimi zor kurtardim.
Hatırlamaz olur muyum.. “Komünizmle Mücadele Derneği” bile vardı. Babam bir gün kızıp kitaplarımı bahçede yakmıştı.
Evet aynen öyle, isin garib tarafida su oluyor,
bir yanlis okuma insani hayatindan bezdiriyordu.
Bir yanlisliktan dolayi kaybolan unca zamana ve
cekilen sikintilar haline geliyordu.
Neyseki dünya artik degisti..
Hamasin bir ayagi da Bahamasda diye duymustum yalniz!!!!!!
:))))
O yillarda Hukuk ve siyasalda okutulan ders kitaplarini bile toplliyanlar olmus Icinde Marx adi geciyor diye.
Boyle donemlerde herkes olagan supheli (usual suspect)
Hamas ve hamasî sözcüğü Arapça “hamâset”ten geliyormuş. Yiğitlik, kahramanlık, cesaret: anlamına. Fransızca ‘epique’, İngilizce “epic” gibi.
Örneğin: ” Işık’ın başına gelenler bir hamaset destanıdır.”
Burada vurgulanmak istnen, amerikalilarin icine dustukleri ruh halimidir? oyle ise bu yeni bir sey degil. Amerika, ikinci dunya savasinda amerika dogmus buyumus olanlar dahil butun japon asillilari kamplara doldurmamismiydi. simdi onlarin yabanci dusmanligina bir de islamfobi eklenmis oldu.
Hamaset bende hep kotu bir anlam cagristiriyor fonetik olarak.
Sanki husumet gibi.
Hammasi baska kelime herhalde!
Fakat allah icin Arapca guzel bir dile benziyor.
Memur- amir -emir gibi benzer kelimeler, ilgili anlamlar..
Simdi Isiga sordum. Hammasi diye bir kelime yokmus!
Hamaset, duygulari oksayan, milliyetciligi körükleyen, irkciligi ön plana cikaran, baskalarini yeren anlaminda arapca bir kelime olarak biliyordum.
Ali bey haklısınız. Nitekim Temmsilciler Meclisi İç Güvenlik Komisyonu dün Amerikalı Müslümanlar’ın radikalleştiği iddialarını görüştü. Başka bir deyişle, sizin belirttiğiniz gibi Japonların yerini Müslümanlar aldı.
Kongre daha önce de ülke içindeki terör tehdidini konu alan oturumlar düzenlemişti. Ancak dünküoturum sadece Müslümanları konu aldığı için tepki topladı. Müslümanlara en büyük destek de Japon asıllı Amerikalılardan geldi.
Halbuki Adalet Bakanı Eric Holder birkaç kez Müslümanlar’ı övmüş ve onlar sayesinde birçok terör planının ortaya çıkarıldığını söylemişti.
Zeliş hanım,
Ekşisözlügğe göre: http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=hamasi
Sayın Çetin Altan’in cok sevdigi kelimelerden yalnizca biri. Genelde “hamasi nutuklarla bu milletti senelerden beri…” seklinde (uyuttular olmalı) kullanir.
Heraklit’i düşünürken…
Nazım Hikmet’i yolda polis çevirir. Üzerinde arama yaparlar. Bir kağıt parçasında “Heraklit’i düşünürken..” yazmaktadır. Meşhur Yunan filozofu Heraklit, savcılıkta “her ekalliyet” olarak yorumlanır (!)… “Her ekalliyeti” (her azınlığı) düşünmek suçunu içleyen Hikmet de doğru kodese… Halbuki o sıralarda kaleme aldığı “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?” adlı şiirinin ön çalışmalarını yapmakta, aklına gelenleri küçük kağıt parçalarına not etmektedir:
Şiir sonra aşağıdaki şekilde gelişir; “Bakıyor akar suya / düşünüyor Heraklit’i,
düşünüyor büyük hakîm Heraklit’i genç adam…/ Kim bilir belki böyle bir akşam, / böyle bir akşam, / Heraklit alnını / yeşil gözlü zeytinliklerde akan suya eğdi / ve dedi:
«— Her şey değişip akmada, / bu hâl beni hayran bırakmada..»”
Çok şükür ki günümüzhe “her ekalliyeti” -azınlık olmadığı için Türkler hariç- düşünen büyüklerimiz var ve bir özgürlük ortamı yeşeriyor mübarek “vat’anımızda”
Allah yanlış anlaşılmalardan cümlemizi korusun. Amen.
Çok güzel bir öykü.
Bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim.
Mehmet
Cok hos ve düsündürücü, Tesekkürler.
Fikri
Yıllar önce Asım Bezirci’nin “Nazım Hikmet – Biyografi” adlı kitabında okumuştum bu olayı. Mehmet Bey’in “Bahamas” öyküsünü okuyunca birden aklıma geldi, paylaşmak istedim. Ben teşekkür ederim.