Paşa mı?

Posted February 24th, 2011 at 2:12 pm (UTC-5)
Leave a comment

Washington D.C.

(Sante Fe’ye giderken)

Koltuğumda diğer yolcuların yerleşmesini beklerken gözüm dışarıda uçağa bavul taşıyan araçlardan birine takıldı. Üzerinde bagaj yerine bir tabut vardı.  Daha önce  görmüş olduğumdan askeri tabut olduğunu anladım.

Bizimle beraber Santa Fe’ye gidecekti. O altta uçağın buz gibi kargo bölümünde, biz üstte sıcak kabinde. Acaba nerede ölmüştü. Irak’da? Afganistan’da?

Annesi, babası mı karşılayacaktı onu havaalanında yoksa sadece askeri görevliler mi?

Bunları düşünürken uçak kalktı bile. Çay kahve derken Santa Fe’ye indik..

Santa Fe, New Mexico eyaletinin başkenti. Nüfusu 75 bin. Adı İspanyolca “kutsal iman” demekmiş. Eski ve tam adı ise “La Villa Real de la Santa Fe de San Francisco de Asís.” Yani Assisili (İtalya) Aziz Sen Francis onuruna kurulmuş bir kraliyet kenti.  Aziz anlamına gelen “santa-saint” sözcüğü de aynı kökten geliyor olmalı.

Bölgede binlerce yıl Navaho (İspanyolcası Navajo) ulusu yaşamış.  Turist kitapçıklarına göre onlar kente “Yootó” diyormuş. Nasıl okunur bilemem. Çünkü birisine sormak aklıma gelmedi.
Kentin korumaya alınmış eski bölümüne Navaho (pueblo) mimarisi hakim. Gerek ev olsun gerekse işyerleri binaların olağanüstü bir çoğunluğu tek katlı. Duvarlar kerpiç. Güneşte kurutulmuş kil ve sap karışımı bir çeşit briketten yapılmış. Tavanı duvarların üzerine yerleştirilmiş kalın ağaçlar taşıyor.

Bu tarihi semtte ampul değiştirmek için bile belediyeden izin almak gerekliymiş. Otel sahibi şikâyet edip durdu.

Renk hiç değişmiyor. Bölgedeki toprağın rengi. Bazı ağaç unsurlar mavi ya da kahverengine boyanmış.


Vilayet konağının üstü kapalı verandasında Navaholar kendi yaptıkları takıları satıyor. Gümüş ve  firüze takılar.. Burada satış yapabilmek için Kızılderili olmak şartmış. Ucuz da değil. Fiyatlar 50/60 dolardan başlıyor.

Birden müzede de, meydanda da bayrakların yarıyla çekilmiş olduğunu fark ettim. Hem Amerikan, hem de ortasında güneş simgesi bulunan eyalet bayrağı.  Bilirsiniz bayrakları yarıya indirmek için resmi karar gerekir. Bir devlet adamı falan mı öldü diye birkaç kişiye sordum. Müze yetkililerine de. Hiçbiri bilmiyordu.
Daha sonra başka bir meydanda bayrak indiren yaşlı bir adam gördüm.

Yanına gidip sohbet ettim. İkinci Dünya Savaşı’nda daha sonra Kore’de savaşmış. “Türkler çok kahraman, asker millet” dedi. Malumunuz öyleyizdir.
Ona sordum bayrakların neden yarıya çekildiğini.

-Ne zaman bizim eyaletten bir asker ölse bunu yapıyoruz.  Santa Feli bir asker Afganistan’da ölmüş. Onun için bayraklar yarıya çekili. Cenazesi Washington’dan dün geldi.
-Biliyorum.
-Nerden biliyorsun?
-Uzun hikâye. General falan mıydı ölen kişi?
-Subaymış, ermiş fark etmiyor. Vatanı için hayatını veren her askerin anısına bayrakları yarıya indiriyoruz.

Generalmiş, ermiş fark etmiyormuş. Ne kadar yabancı bir kavram bana..

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *