Düşünün ki, daha hayattayken ateş topları arasında kavrulan insanları ve tam bir can pazarına dönen mahşer yerini görüyorsunuz. Üstelik görmekle de kalmıyor, içinden çıkıp kurtuluyor, daha doğrusu canınızı kurtarıyor ancak gördüklerinizi asla unutamıyorsunuz. Belki bunlar, 11 Eylül 2001 günü Dünya Ticaret Merkezi’nin kuzey kulesindeki ofisinden can havliyle çıkan Turan Ayaz’ın yaşadıklarını anlatmaya yetmez bile. 4 yaşından bu yana yurtdışında yaşayan, uzun yıllardır New York’ta Liman İşletmeleri Müdürlüğü’nde çalışan Türk mühendis Turan Ayaz, 11 Eylül günü yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Kim tutabilirdi ki…
Üzerinden tam 10 yıl geçmesine rağmen o gün birçok kişinin belleğinde daha dün gibi. Herkesin farklı bir hikayesi var. Cehennemin içinden kurtulanlar, arkadaşlarını, dostlarını, iş ortaklarını alev topuna dönüşen binanın üst katlarında ya da yıkıldıktan sonra yerle bir olan alt katlarında kaybetti. Peki bu kişiler eski yaşamlarına geri dönebildiler mi?
Turan Ayaz ailesine kavuşan ve işine geri dönebilen şanslı kişilerden. Oysa iş arkadaşlarından o günü yaşayıp bir daha işe dönemeyenler çok olmuş. 11 Eylül sadece 3 bin kişinin can verdiği akıl almaz bir terör olayı olarak değil, binlerce hatta onbinlerce kişinin psikolojik rahatsızlıktan kanser gibi ciddi hastalıklara kadar çok sayıda sağlık sorunu yaşadığı bir felaket olarak belleklere kazınmalı. O gün görevli olan itfaiyeci ve sağlık görevlilerinden birçoğu binanın içinde yaşamını yitirdi. Diğerleri ise, uzun süre soludukları toksik madde dolu hava nedeniyle akciğer hastalıklarına yakalandı.
Turan Ayaz’ın hikayesi ise ibret verici. Ayaz, 65. kattaki ofisinde yakalandığı saldırıları Gündem programında anlatırken on yıldır içinde tuttuğu gözyaşlarına hakim olamadı. Ayaz, saldırının hemen sonrasında dışarıda olup bitenleri, savaş alanına dönen Manhattan sokaklarını, kan gölü içindeki İkiz kuleleri ve binadan çıkmaya çalışanlar için dakikaların nasıl saatlere dönüştüğünü anlattı programda. Ama en önemlisi, yaşamın kıyısında gidip geldiği o saatlerde insanoğlunun nelere kadir olduğunu bizlere yeniden hatırlattı. Ayaz’ın ropörtajı sırasında anlattıklarını izlemeyenler var ise, bu linkten izleyebilir: Turan Ayaz ile 11 Eylül hakkında söyleşi
Ve tabi, Turan Ayaz’ın anlatmadıkları da vardı. Örneğin, binadan kaçışı sırasında bir kişiyi sırtında taşıyarak çıkarmasını, hemen hemen hepsiyle arkadaş olduğu polislerin apansız yakalandıkları olay karşısında yaşadığı şaşkınlığı ve merdivenlerden yukarıya çıkan itfaiyeciyle gözgöze gelişindeki çaresizliği anlatmadı, anlatamadı. Çünkü o son bakıştaki anlamı anlatacak kelimeler yoktu.
Bazen, insanın insana yaptığını açıklayacak kelimeler tükeniyor. Bu binlerce kişinin öldüğü bir terör saldırısı da olabilir, bir kişiye yaptığınız adaletsiz ve haksız bir davranış da… Bunlar sadece gece başınızı yastığa koyduğunuzda düşünebileceğiniz şeyler. Gerisi bomboş kelimeler olarak kalıyor.
Sevgiyle,
Özge Övün Sert