facebook
twitter
youtube
google+
300 milyon nüfuslu Amerika’da yaklaşık 12 milyon yabancının kaçak çalıştığı sanılıyor. Bu kişilerin olağanüstü bir çoğunluğu ülkeye yasal olmayan yollardan başka bir deyişle vizesiz girmiş kişiler. Sadece vize değil oturma ve çalışma izni de bulunmayan kişiler. Zaten bu kesim Amerika’da “belgesiz göçmenler (undocumented immigrants) olarak biliniyor.
Amerikan insan hakları dernekleri, insan kaçakçılığı, ticareti ve köle işçiliğin sadece yabancı ülkelere has bir sorun olmadığı görüşünde. Federal yetkililer de başkent Washington dâhil büyük kentlerin çoğunda binlerce yabancı kadın ve erkeğin köle işçi olarak çalıştırıldığını ya da fuhuşa zorlandığını tahmin ediyor.
İnsan ticaretinde de kaçakçılığında mağdurların çoğu Meksika ve Orta Amerika ülkelerinden. Nedeni ise iki ülke arasındaki sınırın 3,169 km uzunluğunda ve dünyanın en işleği olması. Yetkililere göre her yıl ortalama 350 milyon kişi iki ülke arasında gidip geliyor.
İnsan kaçakçılığı ise tek yönlü. Güneyden kuzeye, Meksika’dan Amerika’ya. Nedeni iki ülke arasındaki gelir farkı. Amerika’da kişi başına düşen millî gelir $47,200, Meksika’da $13,900. Dünya zenginlik listesinde ABD 11. Meksika ise 85. Amerika’da işsiz oranı % 9, Meksika’da en az %25. Sınırda sadece insan değil uyuşturucu kaçakçılığı da yapılıyor. Bazen “mule” (katır) adı verilen insanlarla, bazen sınır altına kazılmış tünellerle, uzaktan kumandalı küçük uçaklarla ve hatta mancınıklarla sınırın güneyinden kuzeyine hint keneviri, kokain ve meta-amfetamin akıyor.
Amerika’nın insan ve uyuşturucu selini durdurmak için sınıra inşa ettiği 5 milyar dolarlık demir duvar ve güvenlik sistemi sorunu bir miktar azaltsa da çözmüş değil.
Resmi makamların yayınladığı fotoğraflardan bir derleme:
Portatif röntgen cihazı
Bu TIR’dan 512 kişi çıktı.
Bu da koltuk adam
3 responses to “Amerika’da İnsan Kaçakçılığı”
degerli mehemet bey. amerikada 12 milyondan fazla kaçak göçmenin bulundugunu yaklaşaık olarak biliyordum. bu göçmenlerin amerikada yaşama arzusuna son vermemek amerikaya yakışır bir davranış biçimi oldugunu düşünüyorum. fakat önlemlerle bu rakamın artmaması saglanmalı. amerikanın bünyesinin bunu kaldıramayacagını düşünüyorum. bazen defalarca amerikadaki kalifiye kişilere yasal ortamın saglanması önerilerine rastlıyorum. aman bunlara dokunmasınlar bizim meksika pazarını işgal edebilmemiz için çok önemli bir koz bu kaçak göçmenler. özellikle meksikalı göçmenler. meksika hükümetinden koparacagımız tavizlere karşılık meksikalı göçmenlerin yasal olanaga kavuşmasını kullanmak istiyoruz. bunun için washingtonda kongreyi sıkı markaja almamız gerekecek. gelecege dair önermelerin varlıgının olması ve bilinmesi herkesin buna katkı saglaması anlamına gelecektir. biz amerikanvari işimiz yapmaya çalışyoruz sadece.
nufusu 40 milyonu bulması beklenen amerikanın ve dünyanın en büyük sanayi ve ticaret kentinin türk adayları tanrının kenti dedigimiz arenaya yasal prosüdürle giriş yapacak ve en kısa zamanda otomatik amerikan vatandaşı olacaklar. ve fransalmanyanın toplam ekonomisi kadar bir büyüklüge ulaşacak. temel gelirler ve bu paranın bu kentte defalarca el degiştirmesini saglayarak bu potansiyele ulaşmış olacagız. gerlirinin amerikan hazinesi ve fed den elde edilecek faizsiz kredinin geri dünüşümünü rahatlıkla ödeyeceginin garantisine ulaşmış durumdayız. bütün yatırımcılar dünyanın ve amerikanın en büyük kenti olacak tanrının kentinde diz çökecek. ve öngörülen sorumluluklarını kendilerinin kazanacagı pasta nedeni ile otomatik olarak diz çökecekler. sisteme katkı saglayacaklar.
blogtaki paylaşımları begeniyorum ama kendi açılarıma göre yorum yapmayı tercih ediyorum. özgür bir iradenin kendi çıkarlarına göre şekillenmesini benimsiyorum. ve bu katılımımı kendi istegimle gerçekleştiriyorum. ve sizlerin katkıları ile mutlu ve güçlüyüm..
bana bu imakanı veren amerikanın sesi ve mehmet beyine çok teşekür ediyorum kurumsal ve mesleki hayatınızda size başarılar dilerim.
saygı ve sevgilerimle.
not:tanrının kenti gökdelenleri ve btün mimarisi ile rüyaların kenti olmaya şimdiden aday ve kagıt üzerinde elde edilen bir zaferin gerçege dönüşümüne bütün dünya şahitlik edecek.
bu kaçak kişilerin çoğu şüphesiz iş,ekmek ve demokrasi için gidiyor oralara. bir zamanlar avrupa için gördüklerimizi şimdi amerika için görüyoruz bu kadar basit..
yoksa amerikanın kimse kaşına gözüne hayran değil..
Haklısınız. Amerika da gelenlerin kaşına gözüne hayran değil. Bağda bahçede boğazı tokluğuna çalışacak insan gerekirse kuralları yumuşatıyor, gerekmezse sıkıyor.
Bence dramın baş sorumlusu Amerika veya Almanya değil bu kişilerin kendilerine iş bulamayan veya devleti soymaktan başka şey düşünmeyen hükümetleri..