(Bir önceki hikâyenin devamı)
Amerikan folklorunun efsanevi kovboyu Pekos Bill, takma adını Pecos nehrinden alıyor.
Yolum oralara düşmüşken çocukluk kahramanımı da bir soruşturayım dedim. Yol kenarındaki bu lokantada hem Pecoslularla sohbet eder hem de kahvaltı yaparım diye düşündüm.
Tek sorun içerdekilerin İngilizce bilip bilmediği.
Bir zamanlar Meksika’ya ait olan Arizona, New Mexico ve Teksas’da İspanyolca İngilizceden daha yaygın. Zaten ¿Entiende el inglés? de “İngilizce biliyor musunuz?” demek.
Kaygılar yersizmiş. Herkes iki dili anadili gibi konuşuyor.
Kilise çıkışı saat 10:30’ a doğru lokanta yavaş yavaş canlanmaya başladı.
Kahvaltı ısmarladım. Yakın çekim flu çıktı.
Kahvaltıda bile çili var. Amerika’da Tek-Mex (Teksas-Meksika) ve Southwest mutfağı (Arizona ve New Mexico eyaletleri) Meksika ağırlıklı. Tabii Meksika mutfağı deyince de akla ilk gelen yiyecek çili.
Kırmızıbiberden yapılan çilinin anavatanı Meksika ve 90’dan fazla çeşidi var. Kendisi yoksa muhakkak sosu var. Diğer yaygın yemekler burrito, empanada, fajita (fahita) tortilla (tortiya) ve taco.
Lokantaya polisler gelince birden neden orada olduğumu hatırladım. (polis-pekos)
Bu polisler eyalet polisi; “State Trooper” kısaca “trooper.” Sadece Teksas’dakiler “ranger” (reyncir) diye biliniyor. Hatırlar mısınız Tommiks “ranger” idi.
Belediyelerin ilçe sınırları içinde görev yapan kendi polis teşkilatları var. Eyalet ve kent polisinin görev ve yetkileri ayrı. Bilse bilse onlar bilir Pekos Bill’i diye düşündüm. O da kanun adamıydı ya. Yanlarına gittim.
Sağdaki çavuş Bill soldaki Viktor. Bill’e “Pekos Bill mi?” diye soruyorum, gülüyor “Pekosluyum ama Pekos Bill değilim” diyor.
Ve böylece hikâyemizin Pekos Bill bölümü de burada sona eriyor.
Bir dahaki durak Grand Canyon ve Kızılderilier.
Bu adam kim acaba?