Sevmeli mi Sevmemeli mi?
Biliyorum, bugünlerde pek yandaş bulacak bir söylem değil “Amerika’yı Seviyorum.” Ne de olsa son yıllarda yapılan bütün kamuoyu yoklamaları tüm dünyada Amerikan karşıtlığının arttığını gösteriyor. Anketlere göre en fazla artan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Ama ben yine de Amerika’yı sevdiğimi söyleyeceğim. Ve neden sevdiğimi anlatacağım size. Yalnız ondan önce değinmek istediğim bir konu var. Ben Amerikan karşıtlığı söz konusu olduğunda bir toplumsal ikiyüzlülük hissediyorum. Neredeyse herkes modaya uyarak Amerika’ya ve politikalarına “karşı” gibi görünürken, yine neredeyse herkes bir fırsatını bulur bulmaz Amerika’nın yolunu tutma hevesinde. Elbette, Amerika’nın politikaları eleştirilmesin demiyorum. Bu kadar büyük bir gücün her ülke gibi kendi çıkarları doğrultusunda izlediği dış politikalar birilerine zarar verecektir. Ve bunu eleştirmek gayet doğal. Ama bu kronik bir toplumsal ikiyüzlülük halini alırsa bunda sorun var demektir.
Aslına bakarsanız bu başlı başına bir yazı konusu. Ama “toplumsal ikiyüzlülük” ile ne anlatmak istediğimi özetlemem gerekirse, Amerika’nın doğrularını ve yanlışlarını görmekle dünyada olan biten herşeyden Amerika’yı sorumlu tutmak farklı şeyler. Neredeyse bütün anlaşmazlıklar, çatışmalar, ayaklanmalar Amerikan politikalarının bir uzantısı olarak addedilmeye başlandı. Ve işin kötüsü insanlar buna inanıyor. Çünkü söylemesi ve inanması kolay. Bazen öyle şeyler duyuyor, öyle şeyler dinliyorum ki, bu anlatılanlara anlatanın kendisi inanıyor mu, ondan bile şüphe ediyorum. Ama demek ki kolaylığı burada. Komplo teorilerini kanıtlamaya ya da açıklamaya gerek yoktur. Onlar teoridir. İnsanların dinlemeyi ve inanmayı sevdiği teoriler… Neyse dedim ya, bu başlı başına bir yazı konusu. Ama ben yine de Amerika’yı seviyorum. Ve neden sevdiğim açıklayacağım şimdi size.
Adil Amerika
Amerika’yı seviyorum çünkü Amerika size hakettiklerinizi veriyor. Gerçekten bu ülkede ne hak ediyorsanız onu alıyorsunuz. Hani derler ya, arayan belasını da bulur mevlasını da… O hesap! Eğer oyunu kurallara göre oynuyor, doğru şeyleri yapıyor, aklınızı doğru yönde kullanıyorsanız hak ettiğiniz başarı sizi er ya da geç buluyor. Ancak yanlış yönlere sapıyor, hatalı işler yapıyor ve kurallara karşı geliyorsanız ayağınız er ya da geç tökezliyor. İster buna ilahi adalet deyin, ister tıkır tıkır işleyen bir sistemin başarısı, Amerika gerçekten size adil davranıyor ve hakettiklerinizi veriyor.
Bu ülkede işinizi halletmek için adam bulmak, rüşvet vermek yok. Bunları teklif etmek bile suç. Bu ülkede yayaya çarptıktan sonra 5-6 yıl yatıp çıkmak yok. O yüzden herkes yayayı 5 metre uzakta gördü mü duruyor. Bu ülkede devlet dairesinde dosyayı öne aldırmak ne mümkün. Herkes gibi, medenice sırada beklemek zorundasınız. Ama bu ülkede elinde küçücük bir numarayla daracık, havasız odalarda beklemek de yok. Geniş, ferah, havalandırmalı salonlarda sıranızı “medenice” beklersiniz. Bu ülkede trafikte ceza almaktan kaytarma yolları yok. Yine de herkesin mahkemeye çıkıp kendini savunma hakkı var. Bu ülkede adam kayırmaca yok. Evet, iyi yerlerde tanıdıklarınızın olması ya da daha doğru söylemiyle “çevrenizin geniş olması” hayatınızı kolaylaştırıyor ama polise ‘ben bilmem kimin oğluyum,” diye kafa tutamazsınız. Ve bu ülkede doğru bildiğini söyleyene ceza yok. İsterseniz Amerika’nın Kızılderililere, o kadar da geriye gitmeye gerek yok, Iraklılara, Afganlara veya Vietnamlılara eziyet ettiğini söyleyin. Bu ülkede özgürlük var, refah var, anlayış var, düzen var, bilgi var, görgü var.
Ah Biz Türkler!
Peki biz Türkler bu sisteme alıştıktan sonra ne mi yapıyoruz: Dünyanın en iyi “hayat kalitesi” sunan ülkesinde yaşadığımıza şükredip, yine de içten içe vatan hasreti çekiyoruz. Ayağımız hep bir yandan ailemizin, kökümüzün, bağlarımızın bulunduğu topraklara giderken, diğer yandan bir yaz tatilinde uğradığımız dumurla artık o toprakların insanı olmadığımızı anlıyoruz. O toprakların insanı olmaya devam etsek bile, o sistemin parçası olamadığımızı görüyoruz.
Ve seviyoruz, Amerika’yı seviyoruz ama söyleyemiyoruz. 🙂
Sevgiyle,
Özge Övün Sert
~-~-~-~-~-~-~-~-~-~~-~-~-~-~~-~-~-~-~~-~-~-~-~~-~-~-~-~
P.S. Şairin ruhu şad olsun!
“Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.”
Orhan Veli Kanık
16 responses to “Amerika’yı Neden Seviyorum”
Ve bu ulkede hastahanelerin acil servisine gittiginizde duvarlarda asili kocaman posterler size paraniz olmasa da hastahanenin gorevinin sizin acinizi dindirmek oldugunu ve endiselenmemenizi soyluyor. Bu durumda Amerika’da olmanin mutlulugunu ve Turkiye’de hastahanelerin faturalar odenene dek hastalari ya da yeni dogmus bebekleri rehin aldiklari haberlerini aci ile hatirliyorsunuz.
Ozgecim, guzel olmus. Bir cok insanin hislerine tercuman olmussun. Devamini bekliyoruz.
Merhaba,
Yazınızı az önce okudum. Çok beğendiğimi belirtmek isterim, söylediklerinize katılmamak elde değil. Yeşil kartım çıktığında gittiğim New York’taki Türklerin bana söylediği ilk şey sakın bu ülkede kimseyi kazıklamaya kalkma, başına bela olur idi. O zaman bunu çok anlamamıştım ama zamanla sistemi gördükçe bazı şeyleri daha net anladım.
Ancak devlet dairesi konusunda söylediklerinize çok katılamayacağım, en azından benim yeşil kartım 9 yıldır pending status ve sebebini hala net olarak anlamış değilim.
Kolay gelsin, iyi çalışmalar dilerim.
Hala 10 yıl önceki Türkiye’yi günümüz türkiyesi ile karıştıranlar var.Ne bebeği ne rehin alınması,eskidendi o.Hem Türkiye’de yaşayan Türklerin %98’i Amerika’yı sevmezler.Zaten sevmeleri içinde bir neden yok.Şundan adım gibi eminim ki amerikalılarda Türkleri sevmezler.
İkinci olarak da kazıklanma demişken bayağı arkadaşım oranın(ABD’nin) sağlam kazığını yedi.
Tabi devir değişti bunu kabullenmek zor.Özellikle amerika için.Fakat gün geçtikçe bunu da hazmedecektir.
Türklerin %98’i Amerika’yı sevmezler derken neye dayanarak söylediniz bilmem ama Türkiye yıllardır hükümet ve devlet politikası olarak da Amerika ile müttefik olan, sırt sırta vermiş,halen Amerikan üslerini de barındıran,teknolojiden siyasete kadar (örneğin Büyük Ortadoğu Projesi) Amerika ile tarihsel güçlü baglai olan bir ülkedir..
Keza her yıl yapılan Amerika’ya göçmenlik piyangosuna da (Yeşil Kart Piyangosu)Türkiye’den milyonlarca insan başvurmaktadır..
Amerikan konsoloslukları önündeki vize kuyruklarının azalması diye bir şey yok,aksine rendevu sistemi getirildiği için, herkes rendevu ile saatinde içeri alınıyor…Bazen vize başvurunuza 1 ay sonraya gün veriyorlar..Acaba neden dersiniz?..
Kazık yemek konusunda Türkiye’de en basitinden alınan arabanın,kullanılan benzinin % kaçı acaba vergilere gidiyor, biliyor musunuz?..Neden dünyanın en pahalı benzinini Türkiye kullanıyor?Neden başka medeni ülkelerde hiç görülmeyen,canlı bomba diyebileceğimiz likit gaz ile çalışan,tüplü arabalara dönüştürme işlemleri yapılıyor dersiniz?..10 yıl önceki Türkiye değil bugün Türkiye evet..Ama hala her yıl artan bir oranda 350 bünden fazla araçta tüp gaz var..
Amerika dünyanın en ucuz ülkesidir,alışveriş cennetidir…Türk insanı o kadar bolluk içinde yaşıyor ki, vize filan dinlemeden gemilerden atlayıp gelenler, turist vizesi,öğrenci vizesi sonrası dönmeyip burada kalanlar,keza devlet bursları ile gelip burada eğitim görüp,sonrasında dönmeyen akademisyenlerimiz hain,suçlu ilan ediliyor…Acaba neden dersiniz?.
Merhaba
Geçen Hafta ailemle birlikte 1 haftalık bir Amerika seyahati yaptım.Daha önce 3-4 kez iş için kısa süreli ziyaretlerim olmuştu fakat ilk kez turist gözü ile görme şansım oldu. Ben Türkiye de 20 yıldır ev tekstili işi yapıyorum . Cumartesi tam gün çalışmaktayım , Ben buradaki çalışma performansımı 20 yıl boyunca amerikada yapsa idim, kesinlikle şu anki konumumun 10 katı daha iyi olurdum. Çünkü Amerika da herşey doğru iş yapıp devlete vergini tam olarak ödeme üzerine kurulu. Amerikada yaşayan ve 5 senede green kart alan herkes gururla ben Amerikalıyım diyor. Bizlerin Amerikayı kıskanmak yada sadece kötü yönlerini görmeye çalışıp yolda giderken lastiğimiz patlasa Kesin Amerikanın bu işte parmağı vardır diyeceğimize . Bu ülkenin iyi yönlerini görüp kendimize örnek almalıyız .
Sayin Emrah
On yil once mi boyleydi Turkiye? Amerika boyle degildi, 20 yil once de boyle degildi. Ben 29 yil once geldigimde de degildi. 29 yildan bu yana Amerika’da yabanci ulke konsolosluklarin onunde hic kuyruk gormedim.. Turkiye vizesi almak icin, traktorlerini, evlerini satip parayi bir araya getirip vize sebekelerine binlerce dolar odemiyor insanlar. Can guvenligi olmadigi icin Amerika’dan Turkiye’ye siginan yok. Ne diyeyim ki, siz bir yerde takilmis kalmis gibi geldi bana yazdiklarinizi okuyunca. Ben Amerika sevdalisi degilim. Tibette de yasama olanagim ve nedenim olsa yasayabilirim.Gercekleri goz ardi edemiyorum sadece. Turkiye’de “Amerikayi sevmiyorum” demek moda . Neden sevmediklerini sordugumuzda da “sevmiyorum Iste” cikiyor agizlarindan. Cevrelerinde birilerinin anlattiklarindan iki kelime ezberlenmis. Bir de Turkiyede son bir kac yildir vatanseverligin gostergesi “AMERIKAYI SEVMIYORUM” diyebilmek. Bizler burada yasadigimizda ve Turkiye’de sartlari elestirdigimizde, kendi hak ve yasamlarimizla mukayese ettigimizde hemen vatan haini olmakla suclaniyoruz. Cok sacma
Size basarilar efendim.
Adiniz gibi emin oldugunuz konuya gelince Amerikalilarin Turkleri sevip sevmedigi konusu yani:) Amerikanin umurunda degil:) Kimse kimseyi sevmek zorunda degil, sadece gecinmeliler. Sizin soylediginiz bana meshur Hurriyet basliklarini animsatti:) Robert De Niro Turkiyeye geldi ve Turkleri cok sevdigini soyledi, Prens Charles Turkiyeden ayrilirken Turkleri cok sevdigini soyledi. Bunlar nedense hep ilk sayfa haberi olur cikar. :))
Emparyalistler,siyonistler,sömürücüler,masonlar vb sıfatları kullanarak hala Amerika’da yaşayan insanlarımızı biliyorum…Kardeşim o zaman bu ulkede işiniz ne, neden Amerika’nın nimetlerinden sonuna kadar faydalanıyorsunuz diye sormazlar mı adama.. Keza bugün vize duvarı kalksa, milyonlarca Türk insanı Amerika’ya, Avrupa’ya göç edecektir. Neden? Herkes kendine şu soruyu sormalı; BUGÜN MUTLU MUYUM ÜLKEMDE?Eğer bu kadar dışarıya göç etme eğlimi varsa bir ülkede, bu insanımızın mutsuz olduğunu gösterir. Ama her seçim döneminde sandığa giden halkımız, kendine MUTLU MUYUM sorusunu sormuyor, koyun gibi oyunu kullanıyor. Gelen götürüyor, giden götürüyor. Devletin malı deniz, yemeyen keriz hesabı gelmiş gidiyor… Hala eş,dost,ahbap,akraba,hemşehri muhabbeti anlayışı sürdükçe bu kronik hastalıktan kurtulamayan Türkiye’mizde insanımızın yurtdisinde yeni bir gelecek ideali hep var olacaktır…
Oguzhan, burada oldugum yillardan bir sey ogrendim ve canli canli izledim. En iyi kapitalistler eski devrimcilerdir. Bir zamanlarin “kahrolsun amerika” diye bar bar bagiranlari, bugun Amerika’da is sahibi ve elemanlari on dakika ise geciktiginde onlari isten cikarmakla tehdit ediyorlar ya da on dakikalik maaslarini kesiyorlar. Nokta
Kesinlikle katiliyorum Ayse…Orneklerini ben de o kadar cok gordum ki…
hayatı anlamak için hayvanların dünyasına bir göz atmak lazım. belgesellerde hep görürüz. acımasız bir dünyaya tanık oluyoruz. elbette insalar böyle yapacak degil fakat bu davranışlarda ortaya çıkar.
şikayet eden insa aciz insan demektir. asil insan ise sürekli mücadele eden demektir. herkesin kapasitesi dünyada aynı degildir. herkese bir rol düşer ve herkes o rolü yaparak haytını kazanır gider.
amerika rüyaların ülkesi,özgürlüklerin ülkesi, ben amerikayı hayatımda görmedim kısmet olurmu bilinmez. ama amerikayı seviyorum. çocuklugumda bilincimin olmadıgında bana pompalanan reaksiyonları içimden atamıyorum. ve sevmek zorunda kalıyorum. ama son dönemlerde bir çok faktörde
eklenince. amerika hoşuma gidiyor. en çok ta seçimlerdeki o arenayı izlemeyi seviyorum.
bu imkanı bize tanıya amerikanın sesi ve özge sine teşekür ediyor ve başarılar diliyorum. yeni konuları merakla bekleyecegim..
Sevgili Icah,
Yazdıklarına katılmamak elde degil. Bence de devamlı sikayet etmek bir seyi cozmedigi gibi acizligi gosterir. Onun yerine her birey ve hatta her ulke calisarak, mucadele ederek elinde olmayanlari kazanmaya cabalamalidir. Hepimizin kisisel olarak yapmasi gereken de bu… Yoksa bizde olmayanlari kiskanip karalayarak bir yere varamayiz.
Guzel yorumlarin icin tesekkurler. Bu blogun devamli takipcisi olan okuyucular oldugunu bilmek guzel 🙂
Sevgiler
Ozge
Harika bilgiler. Tesekkur ederim.
harika yazılar bence de amerikan karşıtlığı saçma amerikanın iyi ve kötü yönlerini aynı ölçüde bilmek lazım o na göre tartışma yapmakta fayda var inş bir gün bende amerikada olurum teşekkürler saygılar
yazılarınız her cümlesine katılıyorum özge hanım, bana isterse hain desinler, isterse vatanını sattı desinler UMRUMDA BİLE DEĞİL vatandaşlığı almama 1 senem kaldı.San Diego’dan selamlar
thumbs up for the UNİTED STATES, love you U.S.A
ilginc blog icin tesekkur