İyi Haberler ABD’deki Türklere Umut Veriyor
Türkiye gelişiyor, demokratikleşiyor, daha ferah hale geliyor diyoruz ama bunun örneklerini günlük hayatta görmek o kadar da kolay değil. İşsizlikten şikayet edenlerin sayısı azalsa da kimse kazandığı paradan memnun değil. Devlet kapısında iş bekleyenlerin durumu değişmedi. Bir kısım insan yatırım yapacak yer ararken, bir kesim de bordro mahkumluğuna devam ediyor. Yani atı alıp Üsküdar’ı geçenlerin sayısı çoğaldı ama geçemeyenler hala çoğunlukta.
Yine de genel tabloya baktığınızda, orta sınıfın “lüks” sayılan tüketim mallarına erişimi kolaylaştığı için ülkede refah düzeyi artmış görünüyor. ABD eski başkanı Bill Clinton’ın da son kitabında (Back to Work: Why We Need Smart Government for a Strong Economy) yazdığı gibi ekonomi, güçlü, istikrarlı ve kararlı politikaları seviyor. Piyasalara güven veren bu tarz politikalarla Türkiye hem yabancı sermayeyi çekiyor, hem de kendi vatandaşlarına yatırımın ve tüketimin yollarını açıyor. Yalnız yine de burada bir parantez açarak bu “refahın” tabana nasıl yayıldığına dikkat edilmesi gerektiğini belirtmek istiyorum.
Türkiye ABD’de de Dikkat Çekiyor
Altın çağını yaşayan Türk ekonomisi, yabancı yatırımcıların gözünde “hasta, eski adam” konumuna gelen Avrupa ile dinamik ve büyüme yolunda ilerleyen Orta Doğu arasında bir köprü. Geçtiğimiz günlerde Forbes dergisinde yayınlanan ”En İyi 10 Hisse” listesinde Turkcell’i örnek gösteren ABD’li yatırımcı Charles Sizemore da buna dikkati çekiyor.
Forbes, liste için 10 uzmana ”Tek bir hisse alıp, 2012 boyunca saklayacak olsanız, bu hangi hisse olurdu” sorusunu yöneltmiş. The Sizemore yatırım şirketinin sahibi Charles Sizemore’un tercihi ise Türkiye’nin telekomünikasyon devi Turkcell olmuş. Sizemore, bu tercihi yaparken şu gerçeklere değiniyor: “Türkiye, zengin ama ekonomik açıdan sıkıntılı Avrupa ile fakir ama büyüyen Ortadoğu arasında bir köprü ve Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği anlaşması var. Ama aynı zamanda İslam ülkeleri arasında da büyüyen bir ekonomik ve politik lider. İslam dünyasının çoğu, Rusya ve Çin gibi ülkeler otokrasiden demokrasiye zorlu bir geçiş dönemi içindeyken, Türkiye, bu yolda 20 yıl ileride ve siyasal açıdan daha istikrarlı. Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında en parlak geleceğe sahip rakiplerden biri”
Forbes’da yayınlanan görüşlerinde Sizemore, “”Avrupa ve Ortadoğu’daki volatiliteden kaçan yatırımcılar, Turkcell gibi birinci sınıf bir hisse senedinden çok fazla yararlanmadı. Onların kaybı bizim kazancımız. Modern dünyada yaşamın en önemli unsurlarından biri cep telefonları ve Turkcell yüzde 54 pazar payı ile Türkiye’de hakim oyuncu. Türkiye’de cep telefonları her yerde hazır ve nazır olsa da, geneline baktığımızda pazarın doyma aşamasının çok uzağında olduğunu söyleyebiliriz. Penetrasyon oranı Avrupa ortalamasının üçte ikisi düzeyinde,’ diyor. Charles Sizemore ayrıca, Türkiye’nin, Avrupa ve Ortadoğu gibi sıkıntılı iki bölge arasındaki konumunun olumsuz yansımalarını da yaşadığına işaret ederek, ”Şaşırtıcı olmayan bir şekilde Türkiye şirketlerinin hisseleri geriledi. Eğer siz de benim gibi Türkiye’nin en parlak geleceğe sahip ülkelerden biri olduğuna inanıyorsanız, Türkiye’nin çevresindeki krizi, ülkenin en iyi şirketlerinin bazılarından hisse almak için fevkalade bir fırsat olarak görebilirsiniz,” ifadelerini kullanıyor.
Neticede, ABD’li yatırımcılar geleceği görmeye ve hangi senetlerin daha iyi iş yapacağını tahmin etmeye çalışıyor. Ve bunu da o ülkedeki siyasi ve ekonomik öngörülere göre yapıyor. Bu demektir ki, Türkiye’nin Avrupa’daki krizden ve Arap Baharı’ndan daha güçlü çıkacağına inanan ekonomi uzmanları, siyasi gelişmelerden şimdilik kaygılı değil. Bizler de, umarım, bu yıl Amerika’da Türkiye’yle ilgili daha fazla güzel haber duyarız.
Herkese tekrar mutlu yıllar!