“Kızım 4 tekerlek varken ne yapacaksın iki tekerle?”, “Sen küçükken de korkusuz bir çocuktun. Ağaç tepesinden inmezdin”, “Hahaha, Selin bunun airbag’i de yok bak ha!”, “Selin, İstanbul’da motora mı binilir. Bu işyeri böyle yaptı kesin seni. Çıldırdın sen!”, “Motosiklet mi alacaksın? Yaaaa, tabi tabi…”
Hayır delirmedim. Bu benim iç sesim falan değil. Motosiklet alma ve bir motosikletçi olma kararı aldığımda ailemden, arkadaşlarımdan duyduğum cümlelerden bazıları bunlar. Kimse onay vermedi anlayacağınız. Temel odak noktaları ise “motorda başıma birşey gelirse ilk darbeyi alacak olanın arabalarda olduğu gibi muhtemelen kaporta olmayacağı, vücudumun direk kaporta görevi göreceği gerçeğiydi. Evet, üstelik haklıydılar da! Motorda airbag de yoktu! 🙂
(Aşağıdaki videoyu bir kaza anını bütün dehşetiyle resmettiği için seçtim. Avustralya’da yapılmış. Motosiklette güvende olmanın temel anahtar noktalarını hatırlatmak amacıyla)
Üstelik bu cümleler o zamanki yaklaşımımla ne kadar gülüp geçtiğim şeyler olsa da aslında doğruydular da… Ama aldırmadım. Biz motosikletçiler öyle değil miyiz zaten? O kadar kalıba girecek olsak zaten ne işimiz var tehlikeyle?
Kendimi ikna ettim. “Tamam canım” dedim kendime, “Kalkıp da dünyanın en hızlı motorunu falan almıyorum ya”. Saçma bir ikna cümlesiydi biliyordum. Yani tüm motorcular bilmez mi aslında? Hıza ne gerek var!? Çok küçük motorlar dışında, herhangi bir motoru durduğu yerde bile üzerine düşürdüğünde ciddi bir yaralanmaya yol açabilirsin. Ama gel gör ki ne bana söylenenler ne de kendimi mantığa davet etme çabalarım etkili oldu…
Kiminin gözü gibi baktığı bir arabası vardır, kiminin denize nazır evi; kimi için mücevherleri değerlidir, kimi içinse yıllarca emek verdiği koleksiyonu… Kimilerimizin ise bütün bunlar bir yana motosikleti vardır. Sevdiği, kolladığı, kıyamadığı, tozdan bile sakındığı…
İşte bizler onlardanız. Birileri bakmadığı sırada motorun göstergelerine yapışan tozları üzerimizdeki en yumuşak kumaşın kenarıyla silen; motordaki küçüçük bir çiziği bile kabullenemeyen, o an parası yoksa bile “rötuş kalemi” ile çiziğin üstünden geçen… Motosikletli olduk bir kere… Birçok şeyimiz vardır ama yine de varımız yoğumuz o motordur. Kafamız bozuk olduğunda da, kalbimiz kırık olduğunda, mutluluktan gözümüz görmez olduğunda hep kendimizi yanında bulduğumuz “ilacımız”dır motosikletimiz bizim.
Ama tabii her kıymetli şey gibi korunması da ayrı bir sorun oluverir motorun. Bedenimizi olası kazalardan nasıl koruyacağımız, neler olabileceği falan konusuna girmiyorum hiç şimdi. Onları konuşacak çok vaktimiz var. Bugün konumuz yatırımı nasıl koruyacağımız olacak 😉
Türkiye’deyken motosikletimi korumak için özel sigorta yaptırmak istediğimde çok içaçıcı bir tabloyla karşılaşmamıştım. Motosikletin piyasa değerinin mutlaka belli bir rakamın üstünde olması gerektiği, bahçede duracaksa kapalı bir garaj/yapı içinde olması gerektiği, aksi takdirde çalınırsa parasının karşılanmayacağı gibi birtakım şartlar sunuluyordu sigorta söz konusu olduğunda. Burada yaşadığım süre boyunca birçok şeyin değiştiğine eminim. O konudaki güncel bilgileri artık sizden alırım 🙂 Ama buradaki sigorta sistemini anlatıp sizi de düşüncelerime ortak etmezsem dayanamam, çatlarım 🙂
Yazıyı buraya kadar okumuş olanlar yandılar. Amerikan sigorta sistemini benden dinlemekten başka çareniz kalmadı. Ama buraya kadar okumuş olmanızdan aldığım cesaretle anlatmaya devam ediyor ve “kendiniz ettiniz kendiniz bulacaksınız” diyorum 🙂
Burada ilk motorumu almaya kalkışmamla sigorta sisteminin ağına düşmem bir oldu! 🙂 Aslında durun durun! Sistem ilk ağlarını araba aldığımda örmüştü üzerime 🙂 Tanıdığım Türk arkadaşlar da sürekli “motor alıp napacaksın. Sigortası dünya para” deyip duruyordu. Ama sizinle bir yazı dizisi (!) halinde paylaştığım ehliyet kursu serüvenim sayesinde “güvenli sürücü mertebesine erişip” almaya hak kazandığım yüzde 10’luk sigorta indirimimin de (Doğru. Kursta paracıklarınızın biraz suyunu çektirmiş olmalarının karşılığında “Sen kursu bitirdin. Artık daha bir olgunlaştın, akıllandın. Adam gibi sürücü oldun” deyip size indirim sağlıyorlar bu eyalette 🙂 ) verdiği kuvvetle kalktım motor aldım, iyi mi? 🙂
Şöyle özetleyeyim: Sisteme genellikle önce araba alarak giriyorsunuz. Sonra başlıyor bir çift göz sizi gözetlemeye… Yeterince dikkatli bir sürücü müsünüz? “Dur” tabelasında “tam duruş” yapmayıp ceza falan aldınız mı? Hız sınırını aşma cürretini gösterecek kadar aklınız başınızdan hiç gitti mi? Hele hele alkollü araç kullanmaya çalıştınız mı? (Hatırlatayım, çoğu eyalette alkollü yakalanmanın cezası hapis. “Amirim arkadaşlarla takıldık azıcık”, “Şişede durduğu gibi durmuyor valla. Ben yaptım siz yapmayın” gibi halis muhlis bahaneleri de hiiiç mi hiç dinlemiyorlar, haberinize…) Bu soruların yanıtlarına göre sigorta priminizde Japon NIKEI endeksi gibi iniş çıkışlar görmeniz mümkün. Ya da güncel örnek olsun. Dow Jones diyelim 🙂 Yanlış duymadınız! Diyelim bir kırmızı ışıkta geçme cezanız var. Sigorta şirketiniz “Aaa sen yeterince güvenli sürücü değilsin. Risk faktörü yüksek bir arkadaşımızsın. Sigorta primini bunu yansıtacak şekilde artırıyorum” diyebiliyor! Gel de güvenli sürücü olma, değil mi ama?:)
Neyse, ben tabii yine hiçbir uyarıya kulak asmadan diyorum ki “Olmaz. İçimdeki özlem büyüyor. Alacağım ben bu motoru!”… Tabii ardından da başlıyor sigorta koşuşturmacası. Yaşadığım pek sevgili Virginia eyaletinde sigorta satın almak zorunlu! Evet, öyle! “Ben almayacağım” diyen dahilerdenseniz (!) o zaman yıllık 500 dolarcık rica ediyorlar. “Sigortasız araç ücreti”! Aksi takdirde aracı üstünüze almanız mümkün değil. Eh tabii 500 dolar verip de sonra başınıza birşey geldiğinde de dağ gibi yığılıveren masraflarla uğraşmamak için onun yerine sigorta almayı seçiyorsunuz. Mesela ben öyle yaptım 🙂 Sigorta avına çıktım 🙂 Online karşılaştırma siteleri mevcut. Ehliyet numaranızı, yaşınızı vs gibi birtakım bilgileri girdiğinizde bu siteler piyasanın büyük sigorta şirketleri arasında sizin özelliklerinize uygun arama yapıp olası primleri önünüze getiriyor. Tecrübelerime dayanarak tekelleşmiş olan sigorta şirketlerinin 3 aşağı, 5 yukarı aynı primleri karşınıza getirdiğini söyleyebilirim. Biraz daha ince araştırmacıysanız yıllık 100-150 doları bulan indirimler yakalamanız da mümkün. Peki orada bitiyor mu? Hayırrrrrr… 🙂
Bu konunun birçok ayağı var. Bir tanesi de “kredi geçmişi” denen olaya gelip dayanıyor. Bunu şimdi anlatırsam küçük çapta bir “şok” geçirebilecek olduğunuzu düşündüğümden sonraki bir yazıya bırakıyorum. Kısaca şöyle özetliyorum: Burada kredi alma geçmişiniz de takip ediliyor. Örneğin kredi kartlarınız… Kaç tane kartınız var? Bankalar size ne kadarlık limit açmış? Ödemelerinizi düzenli yapmış mısınız? Aa bitmedi. Mortgage’ınız varsa eğer onun ödemelerini düzenli yapıyor musunuz. Yani piyasadan borç alıp düzenli ödeyenlerden misiniz yoksa kredi geçmişi “bozuk” tiplerden mi? İşte bu faktöre de bakıp sizin ne kadar “indirime değer” bir şahsiyet olduğunuza da karar veriliyor 🙂 Uzun lafın kısası karşınıza ufak çapta bir yasa tasarısını andıran prim çizelgesi çıkıyor 🙂
Kısa şoku atlattığınızda değişik seçenekler arasından seçim yapıyorsunuz. Örneğin “motorum çalınırsa piyasa değerinin tamamını almak istiyorum” seçeneği gibi. Ya da primlerinizi biraz düşürmek için “Piyasa değerinden 1500 dolar düşün, gerisini alıyim lütfen” gibi 🙂 O düşülecek miktarı ne kadar yüksek tutarsanız aylık primleriniz de o kadar az oluyor. Asıl önemli seçeneklerden birisi de “kaza anında sizin ve karşıdakinin masraflarını ödeyen” kapsamlı sigortayı seçip seçmeyeceğiniz. Bir başkası da “sadece karşı tarafın masraflarını ödeyen” sigorta seçeneği.
Rakamlara şöyle bir göz gezdiriyorum. “Kaza yaparsam benim 100bin dolara kadar, karşı tarafın da 300 bin dolara kadar masraflarını karşıla” diye bir seçenek görüyorum mesela. Şok şok şok! “Uçtunuz herhalde” diyorum kendi kendime. Bu kadar masraf nasıl olur topu topu kaç bin dolar ki bu motosiklet burada!? Yanılıyorum. Bir Amerikalı sigortacı arkadaşımın anlattıkları geliyor aklıma. “Sen kafa rahatlığını alıyorsun” demişti bana. “Ya kaza yaparsam masrafların altından nasıl kalkarım endişesini yaşamamanın bedelini alıyorsun” demişti bana. Şaka gibi gelecek ama doğru söylüyor! Çünkü diyelim birinin aracına çarptınız. Tabii diyelim hayatta da kaldınız. Ama aracın içinde oturan kişi dedi ki “Siz çarptığınız anda boynum şöyle öne doğru bükülüverdi. O sırada muhtemelen iki boyun diskim arasında bir fıtıklaşma beliriverdi. Bu benim işimi gücümü engeller. Bana nelere mal oldun?” vs vs… Diyelim bu dediğini kanıtlayabilecek güzel de bir avukatı vardı bu kişinin. O zaman işte o 300 bin dolar bile küçük kalabiliyor. Onun acil masrafıydı (Bir röntgenin 600 dolara çekilebildiği bir ülkeden bahsediyoruz!), aracının bakımda kalma masrafıydı, mahkemesiydi derken…
İşte ben de o “kafa rahatlığını” alıyor ve bayılıyorum parayı bu seçeneğe 🙂 Kaza geçirdiğinizde almanız gereken tıbbi yardımla ilgili kısım ayrı bir prim maddesi. Diyelim sigortasız gezilebilen bir eyalette sigortasız bir sürücüye çarptınız, o ayrı bir madde. Sonuçta topluyor, bölüyor, çıkarıyor ve bir toplam prim buluyorsunuz. Ben de öyle yaptım. Ama çıkan sonuçtan bana denildiği gibi “şok” olmadım! Burada uzun süre yaşayan Türklerin, Türkiye’de yaşamın ne kadar pahalı olduğunu unutup “benzine pahalı” demeleri gibi sigortayı da bana biraz “mübalağa” ile anlattıklarını görüp aklımın bir kenarına not ettim.
Amacım sizi birer sigorta uzmanı yapmak değil. Amacım trafikte ne kadar risk aldığımızı (maddi-manevi) bir de bu tarafından anlatmak. Bir fikir verebildiysem ne ala. Bir dahaki görüşmemize kadar “en kıymetlinizi” (motosikletinizi) iyi saklayın, koruyun. Kendinizi korumaya gelince de… İşte o bir başka konu şimdi beni konuşturmayın! 🙂
31 responses to “Amerika’da Hayatta Kalma İpuçları (Sigorta)”
sonuç olarak kaça patladı????
bu arada ilk comment de benden geldi:))))
Bu noktayı yorumlarda tartışabilmek için yazmamıştım. Cin gibisiniz 🙂 Ben iki motosiklet için yıllık 230 dolar civarı bir ödeme yapıyorum. Bir motosikletimi artık genelde garajda tuttuğum için ona “kapsamlı sigorta” almıyorum. Primlerim düşüyor. Beyaz Burgy’m ise full korumada 😉
ben,m füme burgy’im:) ın poliçesi 750 usd selin.demek ki asıl işkence ağlar kapanlar vs.Türkiye deymiş.Bu arada biz Türk erkeklerinin beynine maliyet muhasebesi direkt doğum anında yükleniyor tam olarak cin değil yani;içgüdüsel diyelim:)
O kadar yüksek mi ya 🙁 Bu konuda buradaki ücretin yüksek olduğunu ima etmemiştim zaten. Çünkü Türkiye’den uzak olduğum dönemde herşeyin değişmiş olabileceğini tahmin etmiştim 😉 Maliyet muhasebenize biraz geç katkıda bulunabildim, affoluna 😉
sigorta sistemi zaten ABD den uyarlanmış Türkiye de.yarın birgün kredilerde faiz oranı şahsın riskine göre burada da değişken olacak sanırım.yani bu sistemi buraya adapte etmeye başladılar.Affetme olayına daha sonra bakacağız artık:))))
Baskı altındayım 🙂
BU ARADA KONUMUZ SİGORTA AMA BEN BİRAZ MOTORLARIN TRAFİKTEKİ GÜVENLİĞİ HAKKINDA VİDEO PAYLAŞMAK İSTEDİM…
GRUP SÜRÜŞ KURALLARI ;
http://www.youtube.com/watch?v=erpkyD7SMfw
Motorsiklet Sürerken Nelere Dikkat Etmeliyiz.?
http://www.youtube.com/watch?v=u1MH5sI-S3o&feature=fvsr
TÜRKÇE KISIM
Grup halinde seyreden motosikletler nasıl dizilmeli?
http://www.uzmantv.com/grup-halinde-seyreden-motosikletler-nasil-dizilmeli
Motosikletle grup halinde giderken hız nasıl ayarlanır?
http://www.uzmantv.com/motosikletle-grup-halinde-giderken-hiz-nasil-ayarlanir
Önündeki aracın ani fren yaptığını gören motosiklet sürücüsü ne yapmalı?
http://www.uzmantv.com/onundeki-aracin-ani-fren-yaptigini-goren-motosiklet-surucusu-ne-yapmali
Motosiklet sürücüleri kör noktaları nasıl kontrol etmeli?
http://www.uzmantv.com/motosiklet-suruculeri-kor-noktalari-nasil-kontrol-etmeli
Sercan, linkler için çok teşekkürler. Çok hızlısın 🙂
BU ARADA ÇOK GÜZEL BİRŞEY ARAŞTIRDIM VE BULDUM
MAPFRE SİGORTA MOTOSİKLET TUTKUNLARI İÇİN..SİGORTA YAPABİLİYOR
ŞARTLARI 250 CC VE ÜSTÜ5 YILIN ALTINDAKİ MOTORSİKLETLER OLUYORMUŞ SİGORTAYA DAHİL..
LİNKİ
http://www.mapfregenelsigorta.com/products.do?page=motosiklet_kasko1
Belki birilerine yardımı dokunur… Sağol Sercan.
benim ki de mapfre.altunizade şair sigorta motorsiklet kaskosu hakkında firmanın danışmanı ve özel fiyatları var.fakat karşılaştırma için başka bir mapfre acentasından fiyat alırsanız indirimli fiyat uygulayamıyor.(plakadan teklif sisteme kaydediliyor).DİKKAT yani:)
Ne güzel bir yardımlaşma örneği. Süpersiniz! Cidden!
🙂
keyifle dinledim yani hem dinleyip hem okudum 🙂 amerikada herşey sanıldığı gibi kolay işlemiyor demekki.. bir motosiklet almakla benzini ucuza doldurmakla iş bitmiyormuş
Dinlemenize ayrıca sevindim 🙂 Bazı şeyler kolay bazıları da böyle çok detay işte. Kendi çöplüğümüz değil tabii, öğrenene kadar çok zor 😉 Teşekkürler.
çok utanarak sölüyorum..sigorta ve kaskonun ne anlama geldiğini bilmiyorum..yani 2 sinin birbirinden ayırt edemiyorum bendede mapfre den sigorta var galiba..biraz tanımlarmısıınz ((:::
vallahi açıklamaları kendi sesinizden dinledim. içinizdeki heyecan ve tutkuyu ögrenmek için.
sizi anlıyorum. ama gelin bu motosiklet sevdasından vazgeçin. bunu kalbinizi kırmak için söylemiyorum. sizin daha güvenli araçları kullanarak riski en az düzeye indirmenizi arzu ediyorum. bunu voa ya olan saygı ve sevgimin bir parçası olarak dolaylı sizin için rica ediyorum.
bakın benimde bir küçük motosikletim var.günde bir kilometre yavaşca çarşıya giderim. bir kilometre yavaşca eve gelirim.motor ehliyetim yok. trafikten köşe bucak kaçarım. sigortasını hiç arayıp sormam sigortacı zamanı gelince yapar bende bir ara ugrar parasını veririm.
ben antalyanın incisi finike de ikamet ediyorum burada motora binmek küfül küfül meltemi hissetmek dünyalara bedeldir. ama ben tadında ve gerektigi kadarını tercih ediyorum. riskleri ne kadar azaltırsam bu kendime verdigim ve sevdiklerime verdigim degerin bir kanıtı oluverir.
hani derler ya. aaa çok abartıyorsun bu işi diye. gelin sizde bu işi fazla abartmayın. bence.
bana bu imkanı veren amerikanın sesi ve selin ine çok teşekür ediyorum. kurumsal ve mesleki hayatınızda siz başarılar diliyorum. saygı ve sevgilerimle.
Biliyorsunuz, bu rüzgar tutkusu içinize bir girdi mi vazgeçmek kolay olmuyor. Zaman zaman engeller çıksa da hayatımdan çıkarabileceğimi sanmıyorum motosikleti. Ama sizi anlıyorum. Tedbiri hiç elden bırakmamak ve riskleri hep bilmek lazım. Hassasiyetiniz ve katkınız için teşekkür ederim 🙂
Sercan bey, ülkemizde araçlar için iki tane sigorta uygulanır;
1- zorunlu trafik sigortası; bunu mecburen yaptırmak zorundasınız. Bu bir kaza anında karşı tarafın maddi ve varsa sağlık giderlerini karşılayan sigortadır. Motorsiklet için ortalama 100-150TL arasındadır her sene yaptırılır. Motorsikletin yaşına göre fiyatı değişebilir ve hasarsızlık indirimi uygulanır. Çok sevgili ülkemde 2 sene önce zorunlu trafik sigortası ile ilgili olarak sigorta şirketleir lehine şahane bir değişiklik yaptılar ve sigorta fiyatları hemen hemen 2 ile çarpıldı! Bu değişiklik yaşanan şehirlerin trafik yoğunluk oranına göre belirlenir hale geldi.
Özetler bu sigortadan kaçışınız yok. Aracınız ile ilgili herhangi bir sorunda ilk önce bu sigortaya bakılır.
2-KASKO tamamen keyfekeder yapılan sigortadır. Bu sadece sizi ve sizin aracınızı bağlar. Asıl amacı kaza haricinde meydana gelebilecek ;çalınma, yanma, sel vb doğal felaketler, toplumsal olaylar, aracın durduğu yerde hasarlanması gibi durumlarda sizin zararınızı karşılamak üzere yapılan sigortadır. HEr araç için bir kasko değeri belirlenmiştir ve bu değer modele, yıla (yaşa) göre değişir. Hatta bazı sigorta şirketleri biraz daha ileri gidip saçma sapan istatiskilere bakarak kazaya karışan araç cinslerine (marka -model)görede kategorize etmeye başladılar ve böylece benzer fiyatlardaki araçlar için farklı farklı kasko fiyatı çıkabiliyor.
Kasko tamamen görecelidir, senelerce prim ödersiniz ama aracınıza birşey olmaz, 15 sene sonra aracınızın bedeli kadar parayı sigorta şirketine vermiş olursunuz. Tam tersi ilk sene aracınıza birşey olursa kasko’dan aracınızın parasını alabilirsiniz. Pek tabi bu koşul öyle yazıldığı gibi kolay olmaz çünkü sigorta şirketleri para almak konusunda ne kadar başınızın etini yeselerde , para ödemeye gelince binbirdereden su getirirler. Bu suyun kolay gelmesi içinde kamyün yükü kadar sigorta primi ödemenizi isterler-ki bu çoğu kişi için oldukça ağır bir bedeldir. Bu nedenle sigorta priminin “insan ödeyecek bunu insan!” sınırlarında kalması için bir sürü muaifyet opsiyonu koyarlar .Sizde eğer başınıza gelirse (Allah korusun) en azından bu şartlarda paranızın büyük kısmını alabilme ve %100 zarar etmemiş olma sevincini yaşarsınız.
Sigorta bedelinin sorunsuzca ödenmesi için ikinci alternatif ise doğru düzgün bir sigorta şirketi seçmektir-ki buda eşittir nispeten yüksek prim!
Motorsiklet için kasko bedeli herzaman yüksektir, en azından Türkiye için. Çünkü sigorta şirketleri henüz motorsiklet kullanımını ulaşım opsiyonu olarka değil “tehlikeli spor-araç kullanımı” sınıfında kabul etmektedirler. Onlara göre hem araç hemde siz yüksek kaza riski profiline girmektesinizdir. Bu yüzdende motorsiklet kasko prim bedelleri pek ucuz sayılmaz (büyüklük-fiyat oranına bakınca!!!)
Ancak bu kadar derli toplu anlatılabilirdi. Katkınız için çok teşekkürler. Ben buralarda olmadığım sıralarda da arkamın sağlam olduğunu görmüş oluyorum 🙂 Yanıtlar hiç gecikmiyor 🙂 Sevgiler…
benimki 1.zorunlu trafik sigorası olan oluyor ..admin yok nası blog anlamadım:)))burda tr nin en büyük((sıkıntısı) konusuna parmak basmış durumdayız..
Admin’in gönlü hep burada ama bazen işleri oluyor, ne yapsın? 🙂
Konu ve yorumlar harika olmuş, keyifle okudum/paylaştım…
:)))) Çok sevindim. Görüşünüzü bildirdiğiniz için teşekkürler…
Selin .
Türkiyede de herkesin bilmediği bu Sigorta konusunu işlediğin için teşekkürler..
Halen Scooterini kullandığını bilmesem , yazını okurken sonunda kesin scooter almaktan vaz geçecek diye düşünürdüm..
Ben 4 sene önce scooterimi aldığımda ( ikinci el ) yaptırmak için kapı kapı sigortacı dolaşmış ama kasko yaptıramamıştım..
Amma zorunlu trafik sigortasından kaçış yok…
Yaşım gereği olsa gerek çocuğum yaşındaki trafik polislerinin karşısında kask , sigorta ,vize , A2 ehliyeti gibi evrak eksikliğinden veya trafik cezası yemekten zor durumda kalmak istemediğimden trafiğe çıkarken her şeyim tam ve eksiksız çıkarım..(dört teker dahil)..
Tabiiki bunu en çok kendime saygımdan yaparım..
Trafik polisi karşısında eksikli kalmak istemem..
Herkese sevgi ve saygılar..
Biz motorcular kolay kolay motosikletten vazgeçmiyoruz işte 😉 Üstelik işin içine girdikten sonra rakamların korkutulduğum (!) kadar olmadığını görünce hiç geri adım atmadım 🙂 Trafik konusunda ben de sizin gibi çok kuralcıyım. Yaşım gereği değil galiba ama :))) Kafa rahatlığını seviyorum galiba ben de sizin gibi… Katkınız için teşekkür ederim 🙂
Evet motorsikletten vazgeçemiyoruz kolay kolay..özellikle böle herşeyimiizi paylaşacağımız sayfa varken..
Vefakar okuyucu Sercan 🙂
anladım ki Türkiye de memleketimde hayat daha kolay ve ucuz…bi o kadar da dolu dolu yaşanmaya amade….bilgiler için teşekkürler…..bir de şunu anladım…orada özgürlük paran kadar desem doğru olur mu? bir bakıma?!?!?!
Aslında konuyu okuyucularla tartışırken Türkiye’de bazı durumlarda özel sigortanın daha maliyetli olabildiğini gördük. İki ülke arasındaki sistem farklılığı nedeniyle değişik konularda avantaj ve dezavantajlar oluyor gibi. Özgürlük kavramını çok geniş düşünmek lazım ama söylediğinizde haklılık payı var. Parasal kaygılarınız azaldıkça erişebildiğiniz hizmet ve hatta adalet düzeyi bile artıyor 🙂 Daha özgür hissetmenin bedeli var diyebiliriz 🙂 Ama sadece bir bakıma! 🙂
Selin Merhaba yazı ve yorumları okudum. Bugün Forum’da Güzel bir yazı paylaşıldı. aslında tüm sürücülere yönelik bir yazı fakat başlığı “Scooterci Trafikte Saygının önemini biliyormusun ?” Sanırım Türkiyede hayatta kalmanın ip uçlarıda kısaca bu yazıda var.
http://www.scooter.web.tr/forumlar/35-suerue-teknikleri/10905-scooterci-trafikte-saygnn-oenemini-biliyormusun-.html#10913
Burada da paylaştığınız için çok teşekkür ederim… Hemen inceliyorum ben de 🙂