Motosikletli Kız (Amerika’da) blog sayfasının ilk yazısı motosikletle nasıl tanıştığım üzerineydi. “Yapma Kızım” Dedi Herkes adlı yazımı görmemiş olanlar isterlerse hemen burayı tıklayarak yazıya ulaşabilirler.
Yazının bir bölümünde şunları anlatmıştım:
“Motor maceram yaklaşık 8 yıl önce Marmaris İçmeler’de başladı. Tatildeydim… İçmeler ve Turunç arasında mekik dokuyabilmek için bir araç şarttı. Motorculuk ailede de var serde de… Eh durum böyle olunca kendimi kiralık bir Honda Beat’in üstünde buluverdim birden. Çok karmaşık komutlarla öğrendiğimi söyleyemeyeceğim. Aslında tam olarak şöyle oldu:
“Bunların hangisi fren hangisi gaz?” sorumla başlayan 40 saniyelik demo süreci etraftakilerin “Motor altından kaçar haaaa…” nidaları eşliğinde motoru kaldırıp boş bir Pazar alanı olan arazide iki tur atıp dönmemle sonlandı. Ardından kendimi hemen ustalaşmış sayıp “Ben birkaç tur daha atacağım” havasına girmem de göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşti.
Bu arada herkes böyle alengirli işleri gündüz vakti öğrenirken benim niye gece gece, üstelik dolu mideyle (latife ediyorum tabii) öğrendiğimi de ben bile yıllarca anlayamadım”
İşte motor aşkımın ilk filizlendiği an, en kısa haliyle böyleydi. Hepimizin “en özel” anılarıdır iki tekerin tadını ilk aldığımız o anlar. O “farklılık”, o “kontrol”, o “eğlence” dakikaları.
Bloğun okuyucularından Osman Cinay da motosikletle bir tanışıp bir daha vazgeçemeyenlerden olduğunu anlattı bana. Öyle ki “Artık bir motorum var ya, ölsem gözüm açık gitmem” diyor. Birçoğumuzun ehliyet alma sürecinde başından geçenlere benzer şeyler Osman’ın da başından geçmiş. Kazalı bir motorla almış A2 ehliyetini Osman. İyisi mi sözü ona bırakayım.
Bu hafta “Sizin Köşeniz”de Osman’ın A2 ehliyetini alma öyküsü var… Hiçbir yerine dokunmadan (tamam tamam, biraz kısaltarak 🙂 ) karşınızda! Hem de Osman’ın “İki tekeriyle” fotoğrafları eşliğinde:
“Motor tutkum, biraz zorunluluktan biraz da motosiklet yani 2 tekerin keyfini ve zevkini idrak etmekle başladı:) O dönemler Şubat 2011 ve ortada henüz ehliyetim bile yokken ben hangi motoru alabilirim, hangisine bütçem yeterin derdindeydim. Ama ondan önce şu ehliyet problemini çözmek lazımdı.
2004 senesinde otomobil ehliyeti almış biri olarak işim biraz daha kolaydı. O dönemlerde A2 ehliyeti yükseltme sınavları olduğunu öğrendim ve hemen kurs araştırmaya başladım. Akşam akşam tüm sürücü kurslarını arıyor ve ne zaman başvurabileceğimi öğrenmeye çalışıyordum. Ama biraz geç kaldığım için tüm kayıtların bittiğini ve Ağustos’taki sınava girmem gerektiğini söylüyorlardı tüm sürücü kursu yöneticileri.
Ama benim asıl amacım yaz başında A2 ehliyetine kavuşup gücümün yeteceği motora kavuşup tüm yazı dolu dolu motor tepesinde geçirmekti. Bakırköy’deki bir sürücü kursu Kadıköy’deki kursların kayıt evraklarını daha geç Ankara’ya gönderdiklerini, o yakadaki bir kursu arayarak şansımı denememi söyledi. Hemen hiç vakit kaybetmeden Google amcaya danışarak karşıma ilk çıkan sürücü kursunu arayıp durumumu belirttim. Onlar da kayıtların bittiğini falan söylediler ama beni görmelisiniz! Ayakta 40 takla atarak söylediğim yalanın haddi hesabı yok! İş için lazım, servis yapıcam, paraya ihtiyacım var bunun için motosiklet ehliyetine de ihtiyacım var, öğrenciyim vs.vs… 2 teker yolunda söylenen her yalan mübahtır hiç kızmayın:D
Başvuru işlemleri sorunsuz tamamlandı ve sorunsuz bir şekilde sınav tarihi beklemeye başladık. Sınav günü geldi çattı. Sınav için okula vardığımızda ise bizi güzel bir sürpriz bekliyordu! Polis kapının önünde bezirgan başı gibi dikilmiş hiç bir elektronik aletleri almadığını “bıttbıtbıtbıt” tekrar ediyordu papağan gibi. Telefonları kapatıp hocaya vermemiz gerektiğini burada yakınımız olmadığını söylememize rağmen kural kuraldır deyip geveliyordu…
Şöyle etrafıma bir bakındım. Taksi çağırsam bekletsem adama da taksi metreyi açtırsam… Telefonu bahçeye göm daha iyi… Karşımdaki bakkala girdim yaşlı bir teyze vardı rica ettim durumumu belirtim, kırmadı sağolsun üstüne adımı da yazdı. Meğerse benim gibi bırakan bir çok kişi varmış. Düşünceli sade bir vatandaş işte:))
Sınava girdik ve bitirmemiz tam 10 dk sürmedi bile. Geldik sürüş sınavına. Sınav yerini görmek ve süreceğim motoru merak ettiğim için sınavdan bir gün önce derse katıldım. İyi ki katılmışım.
Kullandığımız motor daha önceden süren biri tarafından kaza yapılmış bir motor. Benzin deposu ezik, gidon hafif yamuk, e biraz da eski tabi… Dersi de sorunsuz şekilde tamamladıktan sonra sürüş sınavının olduğu sabah işte biraz heyecan sardı bizi… Hoca ortada yok, motosiklet hiç yok!
Çok geçmeden hoca geldi ama o da ne, yolda gelirken ufak bir kaza geçirmiş, debriyaj maneti yok, yani bildiğiniz yok! Öyle yarısı çeyreği falan değil:) İşaret parmağınızda tutabilseniz ne güzel…
Bir şekilde o sınavı da verdik geçtik gitti ve Haziran’ın 14’ünde aldığım motosikletimle 6 aydır çok keyifli bir vakit geçiriyoruz… İyi ki almışım A2 ehliyeti. Artık bu saatten sonra ölsem de gözüm açık gitmem, o kadar keyif dolu yaşıyorum 2 teker sevdasını…”
Motosikletli Kız’da artık “Sizin Köşeniz” de var. Düşündüren, üzen, güldüren öyküleriniz bu köşeden okuyuculara ulaşsın isterseniz, adresim: motosikletlikiz@gmail.com
11 responses to “‘Gözüm Açık Gitmem…’”
Yarınımızın ne olacağı belli değil.Bende Öbür tarafa Ehliyetsiz Gitmek İstemiyorum..Aynı şeyler Yarın yani 10-14 kasım 2011 tarihli günler arasında sınavım açıklanacak..Yıllardır Motosiklet sürdüğümü herkes biliyor fakat ”ehliyeti yok” diyorlar.Aslında motosiklet üstünde yaşadığım anılar sadece o belgeye bağlı sürücü kimliği yani..ama neyse çok şükür polis maceralarıyla dolu ehliyetsiz motosiklet sevdam bitiyor.Bende ehliyetli, düzgün ,belgeli bir sürücü oluyorum..Ehliyetsiz günlerimi özleyeceğim..:))
Teşekkürler :))
Sercan,
Hepimizin başından geçti herhalde böyle bir dönem ama yine de herşeyi kuralına göre oynamakta fayda var. O yüzden ehliyetleneceğine sevindim. Maceralarını bekleriz…
Motosiklet Günlüğü
The Motorcycle Diaries
Küba devrimcisi Che Guevara, 1950’lerde henüz 23 yaşındayken motosikletle seyahate çıkar. Tüm Güney Amerika’yı en yakın arkadaşı Alberto Granado’yla birlikte gezer.
İkili mezuniyetlerine kısa bir zaman kala kendilerine eğlence arar ve Arjantin, Şili, Brezilye ve Peru’yu kapsayan uzun bir maceraya çıkarlar. Başlangıçta birbirine paralel hedefleri olan ve güzel kızların peşinde olan Ernesto ve Alberto’yu, hayat bambaşka noktalara sürükler.
selin hanım ben kısa ve öz bilgisini sizinle paylaşıyorum. THE MOTORCYCLE DİARİES. motosiklet günlügü filmini birde sizin kaleminizden ögrenelim. türkçe fragmanınıda eklemeyi unutmayın. film olduguna göre bu fragmanda vardır…
bana bu imkanı veren amerikanın sesi ve selinine çok teşekür ediyorum. kurumsal ve mesleki hayatınızda size başarılar dilerim. saygı ve sevgilerimle..
not:İnsanlar motosiklet gibidir,her birinin farklı tarzı ve özelliği vardır. fakat hepsi kasklıdır.
Film aklımda. Geçenlerde düşünmüştüm, sizin de hatırlattığınız iyi oldu. Teşekkür ederim. Son yazdığınız cümle de çok iyi olmuş. Değişik bir bakış açısı…
Konuyla Alakası yok ama Çok Beğendim İtalya Dolomitilerde Yapılan Toplu Sürüş Videosu
Arka Plandaki Müzikte Güzel :)Ve Virajlar Harika :))
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=DNtEJ09KhNc
Olsun, ilgisi olması gerekmez her zaman. Çok teşekkürler Sercan…
Bu Geziyi yapan kişi Honda Güvenli Sürüş Eğitim Hocası
Sn.Murat Denizhan
https://www.facebook.com/profile.php?id=100001537174520
Çok konuştum biliyorum :))Hepimizin ortak noktası burada motosiklet Bende İlk defa ücretsiz indirip okunabilen bir motosiklet dergisi buldum.Test Yazıları ,yeni modeller vs vs..
http://www.motosikletmedya.com/
Kasım Ayında
BMW G 650 GS SERTAO
2012 GSX-R 1000
Triumph Tiger 1200 Explorer
HONDA Crosstourer
2012 BMW S 1000 RR
ZX-14R
Teşekkürler Sercan. Dergiyi inceledim. Gerçekten ilgi çekici. Daha da gelişeceğine ve büyük bir kitleye ulaşacağına eminim.
Yazarlarından biri benim belki ondan olabilir 😛
🙂