Obama Minik Kuş’u Romney’den Kuratarabilecek mi?

Posted October 4th, 2012 at 1:33 pm (UTC-5)
Leave a comment

Demokrat Başkan Barack Obama ile Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney 3 Ekim günü, televizyonlardan yayınlanan ilk canlı tartışma programında, deyim yerindeyse, kozlarını paylaştılar.

İlk tartışmanın konusu ulusal politikalardı, ancak söz dönüp-dolaşıp hep istihdama, emlak sektörüne, sağlık sigortasına odaklandı.

Obama, ilk tartışma programı öncesinde favori adaydı, yapılan kamuoyu yoklamalarında bu tartışma programından galip çıkacağını söyleyenlerin oranı %50’lerdeydi. Rakibi için bu rakam %30’lar civarındaydı. Ancak 3 Ekim günkü tartışma sonrasında bu yoklamalar tamamen değişti ve Romney’in bu tartışmadan galip çıktığını düşünenlerin oranı %67’ye kadar çıktı. Aynı görüşü Obama için savunanlarsa bu kez %25’e kadar düştü.

Peki ekonominin tartışıldığı bu açık oturumda Başkan Obama’yı sıkıntıya sokan konular nelerdi? Amerikan medyasındaki yorumculara bakılırsa sorun Obama’nın ekonomi politikalarından çok Başkan’ın tartışma programındaki kötü performansından kaynaklanıyor. Hem muhafazakar hem de liberal yorumcular, Romney’in mesajlarını çok net biçimde anlatmayı başardığını buna karşın Obama’nın “kürsüden ders veren bir profesör” gibi kaldığını, tartışmaya istekli bile davranmadığını iddia ettiler.

Obama’yı savunmada bırakan Romney ise hem kendi planını açıkladı hem de bugüne kadar yapılanları eleştirdi.

Peki neydi Romney’in planı ? Cumhuriyetçi aday bu planı birkaç maddede topluyor. Bunlardan ilki Amerika’yı enerji konusunda bağımlılıktan kurtarmak, ikincisi vergi oranlarını “zengin yoksul demeden herkes” için aşağıya çekmek. Latin Amerika ülkeleri ile ticareti artırmak, Çin gibi rekabet kurallarını ihlal eden ülkeleri cezalandırmak, bütçeyi denkleştirmek ve küçük işletmeleri canlandıracak politikalar izlemek.

Romney, harcamaları kısma konusundaki kriterini de şu şekilde açıkladı: “Yaptığımız bir harcama Çin’den kredi almamızı gerektirecek kadar önemli mi, buna bakacağım, eğer kritik öneme sahip değilse o harcamayı yapmayabilir, ilgili programı kesebilirim.” Romney, tartışma programının moderatörü kamu televizyonu sunucusu Jim Lehrer’e dönerek, “Size saygım büyük,[ Susam Sokağı’ndaki ] Minik Kuşu’u da çok seviyorum ama PBS televizyonunu kapatabilirim,” dedi. (Bu yorumlar en çok da Minik Kuş’a twitter üzerinden sayısız destek mesajı gönderilmesine neden oldu.)

Başkan Obama ise Romney’in bu hedeflerinden en çok denk bütçe iddiasını eleştirdi ve vergileri düşürürken, bütçeyi nasıl denkleştirebileceği sorusu üzerinde durdu. Başkan Obama, ayrıca Romney’in “küçük işletmeler” tanımının kendi tanımından çok daha farklı olduğunu söyledi ve “Sayın Romney’e bakılırsa Donald Trump bile küçük işletme kapsamına giriyor. Ama ben Trump’ın kendisini her ne olursa olsun ‘küçük’ olan hiçbir şeyle özdeşleştireceğini sanmıyorum,” dedi. Bu sözleriyle de hem Romney’i eleştirmiş oldu hem de kendisinin Hawaii’de doğmadığını iddia eden Donald Trump’a egosunun yüksek olduğu taşını atmış oldu.

Romney, Obama’yı zorunlu sağlık sigortası ve yeni finans yasası yüzünden de eleştirdi.
Cumhuriyetçi aday, zorunlu sigortanın, primleri artırdığını bu yüzden orta sınıfın sigorta almaya yetecek gücü kalmadığını, küçük işletmelerin de aynı sebepten artık yeni eleman bile almaktan korktuklarını söyledi. Romney, yine finans piyasalarını denetlemek üzere Kongre’den geçirilen Frank-Dodd yasası yüzünden orta sınıfın konut kredisi bile alamaz hale geldiğini söyledi. Romney, Obama döneminde orta sınıfın üzerine binen bu ağır yükleri, seçilirse, ortadan kaldıracağı vaadiyle sözlerini noktaladı.
Başkan Barack Obama ise, kendisinin “kredi kartlarıyla ödenen iki savaşı” devraldığını, Romney’in iddia ettiği gibi vergi kanunlarındaki boşlukları kapatıp, bazı vergi indirimlerini kaldırarak bütçe açıklarını kapatamayacağını söyledi. Ve üstüne üstlük hangi indirimleri sona erdireceğini halktan gizlediği ve bu indirimlerin orta sınıfın zararına olabileceği imasında bulundu.

Tartışma boyunca orta sınıfın haklarını gözeteceğini söyleyen Romney’e karşı Obama’nın Cumhuriyetçi rakibini kendi sözleriyle vurmaya çalışmaması ise medyada tartışma konusu oldu. Mother Jones isimli yayın kuruluşu tarafından bir süre önce ortaya çıkarlan gizli görüntülerde, Mitt Romney, “Halkın %47’si devletin eline bakıyor, devlete bağımlı yaşıyor,” şeklinde konuşmuş, bu konuşmanın yayınlanması sonrasında Cumhuriyetçi adayın anketlerdeki destek oranı düşmüştü.

Ancak son anketler durumun tersine değiştiğini gösteriyor. Şimdi gözler 16 ve 22 Ekim tarihlerinde yapılacak tartışma programlarına odaklandı. Eğer bu tartışma programlarında da Başkan Obama rakibinin gerisinde kalırsa seçimleri kaybedebilir ama eşine verdiği sözü tutabilir. Nasıl mı? Hemen açıklayayım, Başkan dünkü açık oturuma başlarken, kendisini dünyanın en şanslı insanlardan biri olarak tanımladı ve “20 yıl önce bugün eşim Michelle’le evlendim. Michelle, sana söz veriyorum, gelecek yıl evlilik yıldönümümüzü böyle bir ortamda kutlamak zorunda kalmayacağız,” dedi. Eğer Obama, ikinci kez seçilmezse işte bu vaadini tutma şansı daha yüksek olabilir. Ancak kazanırsa, 3 Ekim gününü pekala yine devlet işlerine ayırmak zorunda kalabilir.

Melek, meslek yaşamına yazılı basında başladı. Haftalık Barometre gazetesinde muhabir ve Management-Marketing sayfa editörü olarak çalıştıktan sonra 1990’lı yılların başında aynı gazetenin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Meslek yaşamına kısa bir ara verip İngiliz Kraliyet bursuyla City University London’da gazetecilik eğitimi aldı. 1994 yılında Amerika’ya yerleşmeden önce Hürriyet gazetesinde çalıştı. Meslek yaşamına halen Internet, radyo ve televizyon yayıncılığı yapan Amerika’nın Sesi’nde devam ediyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Melek, yüksek lisans derecesini 2002 yılında tamamladığı George Washington Üniversitesi MBA programından aldı.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Melek Çağlar

Melek, meslek yaşamına yazılı basında başladı. Haftalık Barometre gazetesinde muhabir ve Management-Marketing sayfa editörü olarak çalıştıktan sonra 1990’lı yılların başında aynı gazetenin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı.

Meslek yaşamına kısa bir ara verip İngiliz Kraliyet bursuyla City University London’da gazetecilik eğitimi aldı. 1994 yılında Amerika’ya yerleşmeden önce Hürriyet gazetesinde çalıştı. Meslek yaşamına halen Internet, radyo ve televizyon yayıncılığı yapan Amerika’nın Sesi’nde devam ediyor.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Melek, yüksek lisans derecesini 2002 yılında tamamladığı George Washington Üniversitesi MBA programından aldı.

YENİ EKONOMİ HAKKINDA

Washington'da alınan siyasi kararları, New York'ta piyasalara yön veren hareketleri ve 50 eyalette sıradan insanların yaşadığı ekonomik gerçekleri ‘Yeni Ekonomi’ farklı bir bakış açısıyla okuyucularına sunuyor.

Yeni girişim ve girişimciler, hız kazanan trend'ler, uzman değerlendirmeleri, araştırmalar, sayısal veriler, kısacası Amerikan ekonomisinin performansına dair tüm sağlıklı bilgiler ‘Yeni Ekonomi’de.

‘Yeni Ekonomi’, ilgi duyanların takip etmekten sıkılmayacağı yeni ekonomik normların ‘yol haritasını’ çıkarıyor.

Yahoo! Ekonomi

Archives