Amerika’da 4 Kasım günü seçimler yapılıyor, iki yılda bir yapılan kısmı ara seçimlerde halk bir yandan Kongre üyelerinin bazılarını yenileyecek bir yandan da yerel yöneticileri seçecek. Bu seçimlerde de daha öncekilerde olduğu gibi yine ulusal güvenlik, göçmenlik ve ekonomik durum öne çıkan temalar arasındaydı.
Birçok politikacı da göçmenlik politikaları ve ekonomiyi düze çıkarma alanındaki vaatleriyle halkın oyunu almak için yarıştı. Ancak Pew Araştırma şirketinin Eylül ayında yayınladığı araştırma ilginç bir durumu ortaya koyuyor. Ekonomi aslında iyi bir hızda büyüse de işsizlik düşse de Amerikalılar hala kendilerini resesyondan çıkmış varsaymıyor.
Pew’in araştırmasına göre Amerika’nın 1929 Buhranı’ndan bu yana geçirdiği en ağır resesyon olan 2008 mali krizinden sonra ekonominin bugün daha iyi durumda olduğunu düşünenlerin oranı sadece %33. Ekonominin 2008 yılı öncesinden daha kötü durumda olduğunu düşünenlerin oranı ise %63.
Benzin fiyatları rekor düzeyde düşmüşken, emlak piyasası hala %4 oranındaki tarihi düşük seviyelerini korurken, işsizlik azalmış, ekonomi hız almışken neden bu güvensizlik?
Cevap yine Pew araştırmasında: Halkın çoğunluğu diyor ki ekonomi istediği kadar büyüsün bizim gelirlerimiz hala mali kriz öncesindeki seviyeye gelmedi. Kalifiye gerektiren dolgun ücretli işlerimiz artık yok.
Oysa Amerikan hükümeti işsizliği azaltmak ve ekonomiyi canlandırmak için ekonomik paketler çıkarmış, Merkez Bankası (FED) da “Quantitative Easing” adı altında gevşek para politikaları uygulayarak adeta piyasaya para yağdırmıştı. Amaç kredi faizlerini düşük tutup yatırım ve harcamaları hızlandırarak ekonomiyi canlandırmaktı.
Ama Pew araştırmasına katılanlar, ”Bu politikalar, bu ekonomik paketler bize yaramadı ki, hepsi büyük bankaların, holdinglerin işine yaradı. Zenginler daha zengin oldu, fakirler, küçük işletmeler yeterince fayda görmedi” diyor.
Bunu söyleyen de öyle az bir kesim, marjinalize olmuş “nankör kedi” vasıflı bir azınlık değil. Pew rakamlarına bakılırsa her 10 kişiden 7’si hükümet politikalarının yoksullara veya orta sınıfa yaramadığı görüşünde. Büyük banka ve holdinglerin bundan karlı çıktığını söyleyenler de aynı oranda, yani her 10 Amerikalı’dan 7’si zenginin daha zengin olduğu görüşünde.
Mali krizin sona ermesinden bu yana geçen sürede Amerikan ekonomisinin düzeldiğini belki de sadece Beyaz Saray ve de Kongre’deki Demokratlar varsayıyor. Çünkü yine Pew araştırmasına bakılırsa, ekonomik gidişatı kötü ya da vasat görenlerin oranı %80 düzeyinde.
Yani her 10 Amerikalı’dan 8’i hala ekonomik durumdan umutsuz.
Peki Amerika bu karamsarlıktan nasıl kurtulur?
Büyük ihtimalle %3 düzeyini aşan ekonomik büyüme, sıradan insanlara daha yüksek maaş, daha fazla iş güvencesi ve de daha az gelir eşitsizliği getirdiğinde…
Bakalım 4 Kasım ara seçimlerde Kongre’ye ilk kez seçilen veya yeniden aynı göreve layık görülen politikacılar bu zorlu görevi başaracak mı?