Plastiğin çevreyi kirlettiğine, yüzyıllarca doğada kaldığına ve insan sağlığına da büyük zarar verdiğine şüphe yok! Uzmanlar şimdi birçok alanda çok yaygın şekilde kullanılan plastiğe nasıl alternatifler getirebileceklerini araştırıyor. Bu araştırmalardan biri sonuç verdi bile!
Kabuklu deniz canlılarının ve bazı böceklerin kabuklarında bulunan kitin maddesi, hem dünyanın dört bir yanında bol miktarda bulunan hem de plastiğe doğal bir alternatif olabilecek bir madde. Harvard Üniversitesi’ndeki Wyss Biyolojik Mühendislik Enstitüsü’nden uzmanlar, kabuklu canlıların kabuklarında bulunan bir polisakarin olan kitinin dayanıklı bir formu olan kitosanın, Dünya’da selülozdan sonra en bol bulunan organik madde olduğunu söylüyor.
Harvard’a bağlı Wyss Enstitüsü, geçtiğimiz Mart ayında, kitosan bazlı materyallerin geliştirilmesinde önemli atılım sağladıklarını bildirmişti. İşte bu açıklamanın üzerine çok sayıda firma ve girişimci, kitosanın ticari kullanımının hayata geçirilmesi için Wyss Enstitüsü’nün kapısını aşındırmaya başladı.
Örneğin küçük bir bardak yapmak için 200 gram kadar yani bir avuç dolusu karides kabuğu kullanmak yeterli. Plankton boyutlarındaki bir tür kabuklu olan kopepodlar ise her yıl milyarlarca ton ağırlığında kitin üretiyor. Bu da kopepodların bir yıl içinde ürettiği kitin miktarının, 2009 yılından bu yana tüm dünyada üretilen plastik miktarına eşit olduğu anlamına geliyor. Yani hammadde bulma sorunu yok!
Wyss Enstitüsü’ne göre insanoğlu her yıl 34 milyon ton plastik atık üretiyor. Bu atıkların yalnızda yüzde 7‘sinin geri dönüşümü sağlanıyor. Geriye kalan yüzde 93‘lük plastik atık ya okyanuslara dökülüyor ya da çöplüklere gömülüyor. Plastik atıkların doğada yok olmaları için en az bin yıl gerekiyor. 100 milyon ton plastiğinse okyanuslara atıldığı tahmin ediliyor.
Wyss Enstitüsü Direktörü Donald Ingner, birçok sanayi kolunun seri imalat için sürdürülebilir materyallere ihtiyacı olduğunun altını çiziyor ve hem halihazırda bol miktarda bulunan hem de ucuz olan kitosanın birçok sanayi kolunda plastiğin yerini tutabilecek alternarif bir biyoplastik olabileceğini söylüyor.
Aslında halihazırda bazı biyoplastikler sanayide kullanılıyor ancak bunların hemen hemen hepsi selüloz, yani bitki bazlı ve yalnızca gıda sektöründe kap-kacak olarak kullanılabiliyor. Selülozun geleneksel kalıp üretim teknikleri kullanılarak dayanıklı ürünlere çevrilmesiyse henüz mümkün olmadı.
Harvard’dan uzmanlar şimdiye kadar kitosandan tabak ve bardak üretti ancak amaç, alışveriş torbası, paketleme malzemesi, çöp kovası ve bebek bezi gibi hem atık haline geldiğinde bitkilere besin olabilecek hem de doğada kolaylıkla çözülebilecek ürünler elde etmek.
Vietnam, Hindistan ve Honduras gibi karides üreten ülkeler karides kabuklarını ekonomik şekilde elden çıkarmanın yollarını arıyor hep. İşte bu aşamada kitinin geri dönüşüm süreci devreye girebilir ve kitosan bazlı plastiklerin geniş çaptı üretimi başlayabilir. Şimdilik karides kabuklarının çoğu ya çöpe gidiyor ya da gübre, kozmetik sanayii ya da vitamin üretimine aktarılıyor.
Bu noktada şunu belirtmekte de yarar var, kimilerinin kabuklu deniz ürünlerine ciddi allerjisi olduğu ve bu allerjilerin anaflaktik şoka varan çok ciddi, hatta ölümcül sonuçlar doğurabildiği, bilinen bir gerçek. Ancak bu tip allerjileri olanların kaygılanmasına gerek yok çünkü plastiğe alternatif olması düşünülen kitin, allerjen içermiyor. Kabuklu deniz ürünlerinin yalnızca eti allerjik reaksiyona yol açıyor. Yani içiniz rahat etsin, allerjiniz olsa bile kabuklu canlılardan elde edilen tüketici ürünlerini rahatlıkla kullanabilirsiniz.