Yıllık iznimi kullandığımdan blog yazılarıma bir süre ara vermiştim, izin bitti, Washington’un en sıcak, en yağmurlu, en gri günlerine geri dönüldü. Üstelik Washington sadece iklim anormallikleri yüzünden sıcak ve gri değil, yaklaşan başkanlık seçimleriyle siyaseten sıcak ve şu bitmek bilmeyen küresel mali kriz yüzünden de “malen ve madden” gri.
Aslında bu benim öngörüm değil, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde Amerika’nın ekonomik durumunu öyle günlük güneşlik görmeyenlerin başında geliyor. Lagarde, geçen hafta, 12 IMF uzmanının Amerikalı yetkililerle 4. Madde danışma toplantıları çerçevesinde bir yıldır sürdürdükleri görüşmeler sonrasında hazırladıkları değerlendirme raporunu açkılarken net konuştu ve ciddi uyarılarda bulundu. Mesela, Lagarde, Amerika’nın tek başına bakıldığında %2’lik büyümeyi gerçekleştirebileceğini söyledi, söylemesine de hemen de ekledi, “Avrupa’daki krizin olumsuz dalgaları sizin kıyılara da pekala vurabilir, hele ki şu harcamalar ve kesintiler konusunda kendi aranızda anlaşamazsanız işler daha da kötüye varır,” diye.
Malum, Kasım ayındaki seçimlerde de en belirleyici unsur bu harcamalar ve kesintiler konusu. Cumhuriyetçiler, devlet harcamalarını kısmayı, devleti olabildiğince küçültmeyi ekonomik sıkıntılara son vermenin formülü olarak görüyor. Demokratlarsa, devletin yoksullar için yaptığı harcamaları keserek krizden çıkılamayacağını, bu işi zenginlerden alınacak yüksek vergilerle çözmeyi umuyor.
İşte ideolojiler bu kadar farklı olunca da geçen yaz aylarında tanık olduğumuz bütçe tartışmaları, borçlanma tavanı Cumhuriyetçilerin muhalefeti nedeniyle yükseltilmediği için devletin kapısına kilit vurma durumları ortaya çıkıyor. İşte o yüzden de Christine Lagarde, borçlanma tavanının yeniden aşılması durumunda ve tavanın yükseltilmesi konusunda siyasiler arasında uzlaşma sağlanamazsa Amerika’nın mali uçuruma sürükleneceğini söylüyor. Aynen de “financial cliff – mali uçurum” ifadesini kullanıyor.
Geçen yıl Ağustos ayında Amerikan Kongresi’ndeki Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasında varılan anlaşma gereğince yılbaşında 1 milyar 200 milyon Dolar tutarında otomatik harcama kesintileri yürürlüğe girecek ve Bush döneminde getirilen vergi indirimleri son bulacak. İşte Lagarde dahil bazı çevreler, bu iki unsurun Amerikan ekonomisini olumsuz yönde etkileyeceği için durumu “mali uçurum” olarak tanımlıyor.
Amerikalı yetkililerse Lagarde’ın bu ketum uyarısı karşısında şimdilik sessiz kalmayı yeğliyor, ne de olsa kozlar Kasım’da sandıkta paylaşılacak…