Amerika’da seçimler çoktan geride kaldı, ama seçimler öncesindeki sorunlar ve görüş ayrılıkları hala varlığını sürdürüyor.
Bütçe açıkları, borçlanma tavanının yükseltilmesi ve devlet harcamalarında otomatik kesintilere gidilmesi, hala Demokrat Beyaz Saray ile Cumhuriyetçi Kongre üyeleri arasında soğuk rüzgarlar estirmeye devam ediyor.
Yani yılbaşı öncesinde dillerden düşmeyen “mali uçurum” riski ve bu riski yeni bir ekonomik gerçeğe dönüştürebilecek harcama kesintileri konusu hala çözüme kavuşmuş değil.
Ama yine de Amerika hala kesin çözümler yerine “iki arada bir derede kalmışlıkla” (Amerikalı yorumcuların kullanmayı çok sevdiği haliyle “between a rock and a hard place” halinde) geçici formüller üretiyor.
Başkan Barack Obama, 5 Şubat günü bir basın toplantısı düzenledi ve Kongre’den 1 Mart’ta devreye girecek otomatik harcama kesintilerini erteleyecek şekilde yeni bir vergi ve kesinti paketini onaylamasını istedi.
Bu 1 Mart tarihi zaten ertelenmiş tarih, çünkü 2011 yılındaki anlaşma gereğince kesintiler 1 Ocak 2013 günü, yani bu yılbaşında başlayacaktı. Ama Beyaz Saray ve Kongre 2012’nin son dakikalarına ve 2013’ün de ilk dakikalarına kadar sıkı pazarlıklar yapıp, bu tarihi 1 Mart’a aldı.
Obama, işte bu tarihin bir kez daha ertelenmesini, 10 yıl boyunca yapılacak kesintiler yerine önce kısa vadeli bir plan yapılmasını istiyor.
Kesintiler, planlandığı gibi yapılırsa, bir yılda 85 milyar Dolar tasarruf sağlanacak. Hem savunma hem de diğer kamu harcamalarında yapılacak kesintiler 10 yıl boyunca devam ettirilirse sağlanacak tasarrufun miktarı 1,2 trilyon Dolar.
Başkan bunu isterken Cumhuriyetçiler bu öneriye şiddetle karşı çıktılar. Obama’nın yeniden vergileri yükseltmeye çalıştığını söylediler. 2012 sonu/2013 başı pazarlıklarında bu konuda orta yol 450 bin doların altında kazananların vergilerinin Bush dönemindeki gibi kalması, bu miktardan fazla kazananların ise daha fazla vergi vermesi şeklinde bulunmuştu.
Cumhuriyetçiler, Obama’nın bu artışla yetinmeyip, yeniden vergileri yükseltmeyi amaçladığını düşünerek 5 Şubat’ta yaptığı öneriye karşı çıkıyor.
İş çevreleri de vergilerin yükseltilmesine sıcak bakmıyor.
Bu arada harcama kesintileri de Amerikan ekonomisini önemli ölçüde etkileyebilecek potansiyele sahip olduğunu son çeyrekte %0,1’lik bir daralmayla gösterdi.
Sorunlar ve bunlara yeni formüller bulma arayışı kendini borçlanma tavanında da gösterdi.
Borçlanma tavanı da yine geçici bir formülle “askıya alındı”. Önce Temsilciler Meclisi, ardından da 6 Şubat günü Senato’da kabul edilen bir tasarıyla Kongre’nin borçlanma tavanına limit koyma yetkisi askıya alındı.
Obama’nın da imza sözü verdiği tasarıya göre, 16,4 trilyon düzeyindeki tavanın Kongre’de yükseltilmesi konusu ertelenirken, hükümetin bu ay temerrüde düşmeyecek şekilde ödemelerini yapması da garantiye alınıyor. Yani, hükümet, memur maaşlarını, emekli aylıklarını ve borçlarının faizini ödeyebilmek için Mayıs ayı ortasına kadar borçlanmaya devam edebilecek. Tasarı mevcut mali yıl için 15 Nisan’a kadar da bütçenin kabul edilmesini şart koşuyor. Eğer bu koşul sağlanmazsa bu durumda, Kongre üyeleri de maaş alamayacak.
Başta da belirttiğim gibi seçimlere kadar sorunlara çözüm bulma işini erteleme yolunu seçen Amerika, seçimler geride kalsa da hala dönüşü olmayan bir yola girmektense yavaş yavaş ve geçici formüllerle hareket etmeyi tercih ediyor.