Bu blogda sık sık tıp dünyasındaki gelişmelere de yer vereceğim çünkü günümüzde tıp teknolojisi o kadar baş döndürücü bir hızla ilerliyor ki, değil 10-15 sene, birkaç sene öncesine kadar imkansız olacağını düşündüğümüz tedavi yöntemleri standart hale gelmeye başlıyor.
Yukarıda verdiğim linke bir göz atmanızı tavsiye ediyorum. Ben Illinois Üniversitesi’nden mühendislik profesörü John Rogers’ın bu web sitesinde gezinirken kendimi adeta bir bilim kurgu filmindeymiş gibi hissettim. Peki John Rogers kim? John Rogers, İngilizcesi ‘transient elektronics’ olan, Türkçe’ye ise ‘kendi kendini yok eden elektronik aygıt’ olarak çevirebileceğimiz teknolojinin öncülerinden. Rogers’ın geliştirdiği ve ameliyat sonrasında oluşabilecek enfeksiyonları önleyen, kemik gelişimini hızlandıran ya da başka bazı tedavilerde kullanılan çok küçük boyuttaki tıbbi cihazlar, daha doğrusu çipler, işleri bittikten sonra insan bedeninde kendi kendine yok oluyor. Yani çipleri yeni bir ameliyatla almak gerekmiyor çünkü çipler adeta derinizin üzerine yaptırdığınız dövmeye benziyor. Bu kendi kendine eriyen tıbbi cihazlar son derece ince silikon çiplerden oluşuyor. Çiplerdeki çubuklar yani elektrodlarsa magnezyumdan yapılıyor. Nanoteknolojinin son harikası olan bu çipler suyla ya da insan bedeninin kendi sıvılarıyla tepkimeye girip yok olmaya başlıyor. Elektrodlarda magnezyum kullanmanın amacı da zaten bu, çünkü magnezyum, kolayca tepkimeye giren ve ortaya çıkan bileşikleri suda çözülen bir element. John Rogers, insan bedeninde çiplerle eriyen bu magnezyumun miktarının kişinin günlük beslenmesi sırasında tükettiği magnezyum miktarından az olduğunu ve hiçbir zararı olmadığını belirtiyor.
Çipler, ipekböceği kozalarından alınan ipeğin içine yerleştiriliyor ve kablosuz teknolojiyle kumanda edilebiliyor. Çiplerin ipekten oluşan yapısı ve ne kadar süre insan bedeninde kalacağı, tedavinin amacına göre birkaç dakikadan birkaç haftaya kadar değiştirilebiliyor. Ameliyat sırasında neşterle kesilen bölgeye yerleştirilen çiplerin amacı, termal terapi yani ısı terapisi sağlamak. Böylelikle ameliyat bölgesinde enfeksiyona yol açabilecek bakteri oluşumu ve üremesi engelleniyor.
Biyolojik olarak çözülebilen teknolojinin geleceği çok parlak görünüyor. Uzmanlar şimdilik daha çok tıp alanında bu teknolojiyi kullansa da elektronik kirliliğin giderek arttığını düşünürsek atık haline gelmeyen ve böylelikle çevreyi kirletmeyen tüketici elektroniği sektörünün önü açık gibi görünüyor.
Profesör Rogers’ın bu çalışmasına dair ayrıntılı bilgiye erişmek için aşağıdaki linki kullanarak Science dergisinde yer alan makaleye göz atabilirsiniz.