Çalışma İstatistikleri Dairesi geçtiğimiz günlerde Amerika’da yılda en az ve en çok kazandıran meslekleri açıkladı. En düşük ücretler hizmet sektöründe görülüyor. En az kazandıran 10 işin altısı otel ve lokantalarda mutfak işleri. En çok kazandıranlarsa tıp alanında. Son yıllarda üniversite mezunlarının ikinci bir meslek edinmek için okula dönmelerinin nedeni de bu, daha çok kazandıran mesleklere yönelmek. Bir de iş bulamama korkusu yüzünden gençler mezun olduktan sonra hemen iş aramak yerine okumaya devam etme tercihini kullanıyor. Buarada geçici işlerde çalışıyor. Radikal meslek değişikliği yapanlar da var. Örneğin aldığı paradan ve yaptığı işten tatmin olmayan bir memur, hemşire olmaya, aynı şekilde bir öğretmen avukat olmaya karar verebiliyor. Bunu giderek daha sık görüyoruz çevremizde son yıllarda.
En Çok Kazandıran 5 Meslek
1. Anestezi uzmanı $234,950
2. Cerrah $231,550
3. Kadın Doktoru $218,610
4. Dişçi $217,380
5. Ortodontist $204,670
Buna şaşmamak gerek. Çünkü Amerika’da tıp en uzun ve zor eğitim gerektiren meslek dalı. Sekiz yıl sürüyor en az. Tıp fakültelerine girmek de hiç kolay değil. Ancak mesleğe başladıktan sonra tıp sektöründe çalışan uzmanlar, emeklerinin karşılığını alıyor.
En Az Kazandıran 5 İş
1- Fast-food aşçısı $18,720
2- Garson $18,790
3- Bulaşıkçı $18,840
4- Şampuancı $19,130
5- Kafeterya İşçisi $19,450
Bu rakamlar eğitimin önemini bir kez daha gösteriyor. İyi eğitim gerektiren mesleklere sahipseniz, kazancınız da ona göre oluyor. Onun için ne yapıp edin, daha çok okuyun, çocuklarınızın eğitimine de önem verin ki sizden daha iyi yaşayabilsinler. Buarada hepinize mutlu bayramlar sevgili okurlar. Esen kalın!
yıllar önce bir fakir ailenin fakir bir çocugu vardı. arkadaşları ona iso derdi. kayserililerin kafası çalışan çocugunu okutmamalarının rüzgarına kapılan ve saglık sorunları nedeni ile bir türlü iyi gitmeyen derslerini ailesine bahane göstererek ve en büyük etken olan geçimimizi saglamakta zorlanan babama ve aileme katkı yapmak için okuluma veda ettim.son gün okulun kapısından çıkarken aglamayacagım dedim. fakat biraz yürüyünce aglamaya başladım. benim için zor oldu. fakat o gün yemin ettim. birgün bu kayserinin lideri olacagım dedim.
evet hülya abla yazınızı okudum. konu yine herzamanki gibi güzel. en iyi beş meslegi ve gelirini ve yine en kalifiyesiz beş meslegi ve gelirini inceledim. tabi en iyisi için belirttiginiz daha fazla okuma geregine katılıyorum. okumak benim için bir anlam ifade etmiyor. ben okulu bitirdigim gün hayat üniversitesine başladım. ve bu hayat üniversitesi o kadar acımasızki ve o kadar agırki her gün bir sınavın yapıldıgı bir arena.
yıllar bana çok şey ögretti. ve bu yaşıma gelene kadar hedeflerim konusunda defalarca iflas ettim. ve yine bu yaşıma gelene kadar özel duygularım konusundada defalarca iflas ettim ve bütün acılarımı yüregime gömdüm.girdigim rusal bunalımlarımdan kendi kendime oynadıgım mutluluk oyunları ile kurtuldum ve olumsuz günleri geride bıraktım.
ve birgün bir kitap aldım. kitabın adı başkasına çalışarak zengin olunmaz. o kitap benim için dönüm noktası oldu.derken diger kitaplar birbirini izledi. ve hayatın hazinesini bulmam ise kolay oldu. hazinenin adı FELSEFE. bütün ihtiyaçlarımı karşılayacak içerik ve niteliklerin hepsini bulmuştum. en basit olan bütün insan ilişkilerimi idare edip yönetebileceigim tarzlardan tutunki. en zor olan bilimsel felsefe tarzlarına varana kadar ve en agır olan kavramların birleştirilmesi ve kullanılmasının tarzları da dahil. hepsinin sahibi olmayı başardım. fakat iş bununla bitmedi. var olan bütün kazanımların hepsinin birarada saniyelerle ölçülebilecek bir zaman dilimlerinde kullanabilecegim kapasiteyi yakalamam gerekiyordu. ve alıştırmalar ile onada kavuştum.
ve geriye sadece hayallerim ideallerim ve rüyalarım kaldı. ideallerim hayallerim ve rüyalarımın gerçege dönüşmesi için akıl ve mantıgın plan ve programlar üretmesini ve her gün yeni bir girdi ve eski bir çıktının gerçekleştigi degişim ve gelişmeleri sergilemeye başladım. sanırım bunun bazı yönlerini az veya çok biliyorsunuz. mecutların ve bütün alterntiflerin bana yenilecegini öngörüyorum. ben diz çöktürmesini çok iyi bilirim ve uygularım.
daha çoookkk yol almamız gerekiyor. ben asla bir emekli olmayacagım ve emeklilik hayatı yaşamayacagım diye kendime söz verdim. ben ancak bu dünyaya veda edecegim zaman emekli olacagım dedim. sanırım benim üniversitemin bazı yönlerini ve aşamalarını görebildiniz.
saygı ve sevgilerimle.
not:kişiligim ve saksım sadece bana ait degil. bana yadsıyan yüzlerce düşünür ve filozofun bilgeliginden oluşuyor. buda oyanadıgım oyunun bana bir bedeli oldu.
Görüş ve düşüncelerinizi bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Hepimizin başkalarının çok işine yarayacak deneyimleri, fikirleri olabilir. Bu yüzden bunları paylaşmak önemli. Zaman ayırdığınız için sağolun. Biliyorsunuz hayatta öğrenmenin sonu yok. Bu yüzden kendinizi emekli etmemeye karar vermenizi çok iyi anlıyorum. Ben de işkolik olduğum için bana hiç yabancı gelmedi yazdıklarınız.Washington’dan en iyi dileklerle.
Sayın Hülya Polat
Sağ sütunda sizin ile ilgili bölümde “Dünyada en çok sevdiği işi yapma güzelliğini yakalayan şanslı kişilerden biriyim” demişsiniz. Ama yazdığınız makalede para kazanmanın önemini vurgulamışsınız. Çok para kazanmak mı önemlidir yoksa yaptığı işten mutlu olmak mı? İki arada bir derede kaldım.
Emin Bey, yazdığınız için teşekkürler. En sevdiğim iş, en çok para kazandıran iş demek değil tahmin edeceğiniz gibi. Benim için yorucu da olsa, gecesi gündüzü de olmasa,yayıncılık çok zevkli ve tatmin edici bir iş. Ama birçok kişi bu tür konuları merak ediyor, araştırmalar yapılınca ben de sonuçlarını merak edenlere duyurmak istiyorum. İki arada bir derede kalamayın lütfen. İnsanın işini severek yapması verimin kalitesini yükselten bir faktördür diyorum ben. Size iyi çalışmalar, sıkıntısız günler diliyorum.