Amerika’da başkanlık seçimleri yaklaşırken Cumhuriyetçi adaylar kendi aralarında kozlarını paylaşıp, en güçlü olanı Obama’nın karşısına çıkarma telaşında.
Ama nedense ibre bir türlü aynı adaydan yana oynamıyor. Kamuoyu yoklamalarının ilk gözdesi Temsilciler Meclisi Üyesi Michelle Bachmann’dı, sonra Texas Valisi Rick Perry ibreleri kendi lehine oynattı. Statükocuların gözdesi Mitt Romney halktan beklenen ilgiyi görmeyince bu kez New Jersey Valisi Chris Christie’ye “aday ol” baskısı yapıldı. Ama Christie, “umumi istek üzerine” başkanlık yarışına girmektense Romney’e destek verdiğini bir toplantıda açıklayıp, işin içinden sıyrıldı. Bu arada pizza restoran zinciri yöneticisi siyah Herman Cain, Florida eyaletinde ve bazı kamuoyu yoklamalarında rakiplerini geride bırakınca tüm dikkatleri üzerinde topladı.
Kamuoyu yoklamalarında ibreyi topaç gibi döndüren, sekiz Cumhuriyetçi adayı zorlayan en önemli unsur elbette ekonomi. Hepsi temelde “küçük devlet” ve kamu harcamalarını kısma fikrini savunsalar da “sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri” gibi Amerika’nın belini büken harcamalarda kesintiye gitme vaadinde bulunmanın siyasi bir Rus ruleti olabileceğini biliyorlar.
Peki adayların ekonomi reçeteleri neden oluşuyor?
Bu yazıda kamuoyunda öne çıkan dört adayı ele alalım ve küçük “kapsüller” halinde anlatalım:
“Amerika’ya İnan”
Mitt Romney: Romney’nin reçetesi 149 sayfa ve “Believe in America” adını taşıyor. “Amerika’ya İnan”ın temelinde kurumlar vergisini %25’e çekmek, Bush döneminde başlatılan vergi kesintilerini sürdürmek, regülasyonları azaltmak ve miras vergilerini tamamen kaldırmak var. Romney çok taraflı serbest ticaret anlaşmaları da istiyor.
Rakipleri ise Romney’nin planını birkaç yönden eleştiriyor. Planın, karmaşık olduğu iddiası bunlardan biri. Planın 149 sayfa olmasını da bunun bir işareti olarak sunuyorlar. 2008 yılındaki ekonomiyi canlandırma planını savunması ve Çin’le sadece bazı durumlarda ticari kavgayı göze almanın yararlı olabileceğini söylemesi de rakiplerine eleştiri malzemesi oldu. Obama’nın sağlık reform planında Mitt Romney’nin Massachusetts Valiliği sırasında eyalete getirdiği sistemden esinlenmiş olması da eleştiriler arasında.
“Çare enerji sektöründe”
Rick Perry: Texas Valisi Rick Perry de devletin piyasalardaki kontrolünü azaltmaktan ve vergileri aşağı çekmekten yana. Mali disiplini sağlamak da Perry’nin bir diğer hedefi. 14 Ekim günü ekonomi planını açıklayan Perry’nin reçetesinin en dikkat çeken yanı ise enerji sektörü. Cumhuriyetçi aday Amerika’nın doğal enerji kaynaklarının araştırılması ve bu alanda yatırım yapılmasını hedefliyor. Bu şekilde Ortadoğu ve Venezüella gibi dış kaynaklara bağımlılığın kalmayacağını ve 1,2 milyon kişiye iş sağlanacağını söylüyor.
Rakipleri Perry’nin ekonomi alanındaki çıkışlarını yakın markajda takip ediyorlar. Adayın, sosyal sigorta sistemini “Ponzi scheme” yani bir nevi “saadet zinciri” uygulaması olarak tanımlaması ve Merkez Bankası’nı, faizleri aşağı çekmek için yürüttüğü politikalar yüzünden “ihanetle” suçlaması rakiplerine kıyasıya eleştiri yapma fırsatı sundu. Perry’nin, küçük devlet formülünü savunup, valiliği döneminde Texas’ta her eyaletten daha fazla istihdam sahası yarattığını söylemesi de geri tepti. Çünkü bir süre sonra, bu yeni iş sahalarının özel sektörden çok kamuda olduğu ortaya çıktı.
Cain’in reçetesi: 9-9-9
Herman Cain: Pizza restoran zinciri yöneticisi Cain’e en fazla destek kazandıran söylemi vergi politikası oldu. Cain, her lafının başında “9-9-9” diyor. Üç dokuzdan biri gelir vergisi, diğeri satış vergisi, sonuncusu da kurumlar vergisi oranı. Bu şekilde %35 düzeyindeki kurumlar vergisi ile yine gelir durumuna göre %35’e kadar çıkan bireysel gelirler aşağı çekilmiş olacak. Ama bunun yanında daha önce alınmayan %9’luk bir federal satış vergisi başlatılacak. Cain, bordro vergilerini, miras ve sermaye kazanç vergilerini de kaldıracağını söylüyor.
Cain’in rakipleri bu formülü biraz alaycı biraz da “ilginç yorumlarla” eleştiriyor. Jon Huntsman, “9-9-9 formülü kulağa hoş geliyor, ilk duyduğumda pizza reklamı zannettim” derken, Michele Bachmann, “Yüzde 9’luk yeni bir federal satış vergisine hiç gerek yok. Hem, 9-9-9’u tersine çevirirseniz, şeytanın ayrıntıda gizli olduğunu görürsünüz,” gibi bir açıklama getirdi.(Bu açıklamaya bir açıklama getirmek gerekirse, 9-9-9 tersine çevrildiğinde 6-6-6 okunuyor bu da bazı çevrelerde “şeytanın sembolü” olarak görülüyor.)
“Sağlık ve finans reformlarında geri adım şart”
Michelle Bachmann: Temsilciler Meclisi Üyesi Bachmann, Amerikan ekonomisindeki sorunların temelinde “devletin” yattığını söylüyor, onun için de devleti küçültmeyi, vergileri azaltmayı hedefliyor. Devleti destek değil de köstek olarak gören Bachmann’ın reçetesinde bu yüzden kurumlar vergisini %35’ten %9’a çekmek, sermaye gelir vergilerini tamamen kaldırmak var. Hatta kurumlar vergisinde bir af bile düşünüyor, Bachmann. Kongre üyesi, özel sektörün önünde engel oluşturduğunu düşündüğü çevre koruma kanunlarını azaltmayı ve Amerika’nın doğal kaynaklarından daha fazla yararlanmayı da hedefliyor. Obama’nın yasalaştırdığı sağlık ve finans reformu da Bachmann’ın iptal etmeyi istediği yasalar arasında. Temsilciler Meclisi Üyesi’nin en popüler vaadi de benzin fiyatını eski günlerde olduğu gibi galon başına 2 Dolar’a çekmek.
Rakipleri Bachmann’ın bu hedeflere nasıl varacağını bir plan halinde sunmamasını eleştiriyor. Adayın önerdiği vergi affının yeni iş sahası açmaya yarayabileceği tezi de kabul görmüş gibi durmuyor. Kayıtlı Cumhuriyetçi seçmenlerle, Cumhuriyetçi fikirlere açık bağımsız seçmenler arasında yapılan bir araştırmaya göre ise Bachmann, ekonomiye zarar verecek bir lider olarak görünüyor.
Amerika’da 2012 Kasım ayında başkanlık yarışında Obama’nın karşısına çıkmayı uman Cumhuriyetçi adayların ekonomi planları önümüzdeki aylarda daha da şekillenecek ve aldıkları şekle göre seçmenin tercihinde önemli bir etken oluşturacak.