Bu kez Asyalı göçmenlerle ilgili son verileri gündeme getirmek istedim çünkü 2012 Başkanlık seçimlerinde göçmen gruplarının oyları son derece önemli olacak. Başkan Obama’ya ve genelde demokrat Parti’ye destek veren Hispanikler bu kez Asyalı göçmenlerin gerisinde kaldı. Son 10 yılın rakamlarına bakarak uzmanlar ve rakamlar bunu kanıtlıyor. Amerika’da Asya kökenli Amerikalılar’ın sayısı beklenmedik hızla artıyor. Washington’daki PEW Araştırma Merkezi’ne göre, Asya kökenli Amerikalılar’ın sayısı 18 milyon 205 bin 898’e çıktı. Buna göre, Asyalı Amerikalılar 300 milyonluk Amerika’da nüfusun yüzde 5.8’ini oluşturuyor. Bu nüfusun nasıl dağıldığına bakarsak:
*Çinliler 4 milyon,010 bin 114
*Filipinliler 3 milyon 416 bin 840
*Hintliler 3 milyon 183 bin 063
*Vietnamlılar 1 milyon 737 bin 433
*Koreliler 1 milyon 706 bin 822
*Japonlar 1 milyon 304 bin 286
Asyalı göçmenlerin sayısı böylece Latin kökenli (Hispanik) göçmenlerin sayısını geçti. Artık en hızlı büyüyen göçmen grubu, Asyalılar. Asyalı göçmenlerle ilgili ilginç bir veri de bu grubun en yüksek gelirli, en iyi eğitim görmüş ve en hızlı büyüyen göçmen kitlesi olması. PEW araştırmasına göre, Asyalı göçmenler aynı zamanda yaşamları, mali durumları, evlilikleri, anne-babalıkları açısından da en başarılı grup ve bu başarıyı çok çalışmalarına, aile disiplinlerine ve mesleklerindeki büyük başarıya bağlıyorlar.
Son 10 yıl içindeki rakamlara bakarak, 25-64 yaş arasındaki Asyalı göçmenlerin yüzde 61’inin üniversite mezunu olduğunu görüyoruz. Genelde Amerikan nüfusunun yüzde 28’i üniversite mezunu. Bu oran diğer göçmen grupları arasında şöyle dağılıyor:
*Hintliler %70
*Koreliler %53
*Çinliler %51
*Filipinliler %47
*Japonlar %46
*Vietnamlılar %26
Amerika’da en hızlı yüyüyen göçmen grubu olarak Hispanikler’i geride bırakan Asyalı göçmenlerin ekonomik durumlarına da bakalım. Asyalı göçmen ailelerin yıllık ortalama geliri, 66 bin dolar. Amerika’da bir ailenin yıllık ortalama geliriyse 49 bin 800 dolar. Mali durumlarından memnunluk açısından PEW araştırmasına katılan Asyalı Amerikalılar’ın görüşleri şöyle: Yüzde 12’si mali durumunun “harika” olduğunu, yüzde 40’ı çok iyi olduğunu, yüzde 36’sı iyi olduğunu, yüzde 11’i ise kötü olduğunu söylüyor. Yüzde 50’nin üzerinde Asyalı göçmen, mali durumlarının anne-babalarınkinden iyi olduğunu itiraf ediyor.
Asyalı göçmenlerin yüzde 53’ü kendilerini Amerikalılar’dan farklı görüyor. Yüzde 39’u kendilerini Amerikalı sayıyor. Yüzde 19’u son bir yıl içinde dış görünüşleri yüzünden ayrımcılığa maruz kaldığını anlatıyor. Bu grubun yüzde 82’si, yaşamından memnun. Hayatlarındaki en önemli konunun çocuklarını iyi yetiştirmek olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 67. Başarılı bir evliliği amaçlayanların oranıysa yüzde54. 2008-2010 yılları arasında evlenen Asyalı göçmenlerin yüzde 29’u Asyalı olmayan eşler seçmiş, yüzde 6’sıysa Asyalı ama kendi ülkelerinden olmayan biriyle evlenmiş. Asyalı göçmenlerin yüzde 49’u, yani her iki kişiden biri, çocukları Asyalı olmayan kişilerle evlenirlerse onaylayacaklarını söylüyor.
Başlarken, siyasi açıdan göçmen gruplarının siyasi eğilimlerinin özellikle başkanlık seçim yılında çok önemli olduğuna değinmiştim. Asyalı göçmenlerin siyasi partilere yakınlığına da bakalım. Bu tabloda Asyalı Amerikalılar’ın yüzde 50’sinin Demokrat, yüzde 28’inin Cumhuriyetçi, yüzde 22’sinin de bağımsız eğilimilere sahip olduğunu görüyoruz. Bu rakamlara bakarak, seçim denklemini gelin siz tahmin edin!
Amerika’daki Türkler’in sayısının ise 300’le 500 bin arasında olduğu tahmin ediliyor. Türkler hala küçük bir azınlık grubu Amerika’da ve bu da siyasette ve tabii ki Kongre’de etkili olmalarının önündeki en büyük engel. Sayıyla nüfuz arasında ciddi bir bağlantı var ve ABD’de yaşayan Türkler’in sayısı 1 milyonun üzerine çıktığı zaman, seslerini daha iyi duyurabileceklerini söylemek mümkün.
Yeni konulara kadar esen kalın!
hülya abla konular itibari ile çok harikasınız. oltaya öyle bir yem takıyorsunuzki buna düşmemek elde degil. gerçekten verdiginiz bilgiler harika ve benim için iyi oluyor denilebilir.
amerikanın ve türkiyenin olası işbirliginin uyumunun bazı kurnazlar tarafından amerikan halkının geleceginin büyük kütle işlemi ile tatminkarlıklarının elde edilemesinin saglanması aktivitesine amerikan siyasetinin direncinin olamayacagının bir göstergesi olarak karşımıza çıkabilir.ve dahada real söyleyelim. orjinalin ve mükemmelin alternetifi yoksa eger ve biz biliyoruz yok ve ortayada gelemeyecek. buna halkın oyu ile halkın çıkarlarını korumakla yükümlü olan temsilcilerin sadece olayı çercevelemekten ve onaylamaktan başka çaresi kalmamaktadır sonucu ortaya çıkyor.
ben amerikanın dostuyum ve amerikayı seviyorum.biraz gerçegi konuşmak istiyorum. görevdeki bir siyasi partinin başkanı amerikanın sorunlarına çözüm üretemiyor ve seçimle diger siyasi partinin adayı başakn oluor ve oda kalıcı ve köklü çözümler üretemiyor ve bu sorunlara çözüm üretilemeyerek devam ediyor ve bir olumsuz sarmala dönüşüyor. bunun kabul edilebilir bir tarafı olmadıgının altına bütün akademisyenlerin imza atacagına ben inanıyorum. 14 trilyon doları aşmış bir kamu borcunu ve halkın trilyonlarca dolarlık borcu çevirebilmesi ve ödemesinin imkansızlıga dogru gittigini görmemek için kör olmak lazım.
bir sürü örnekler var. amerikanın dünya karşısında her açıdan eridigini kabul etmek gerekir.böyle giderse dengeler degişime ugrayacak. bunu herkes görüyor ve çözüm yoluda üretilemiyor. olsaydı bu bilinirdi.amerika arzu ettigi gelecegi avrupa ile elde edecegini düşnüyorsa yanılıyor. amerika arzu ettigi gelecegi çin ile elde edecegini düşünüyorsa yanılıyor. amerika arzu ettigi gelecegi rusaya ile elde edecegini düşünüyorsa yanılıyor. elinin hangi dala uzatsa istedigini elde etmesi çıkar savaşlarının negatifligi ile asla elde etmesi mümkün görünmüyor. ama bu pozitif bir çıkar savaşı güdebilen bir ülke ile halihazır bence mümkün olabilir diyorum.
evet bir pozitif çıkar savaşından bahsediyoruz. bu fazla degil 20 milyon türkün amerikaya göç etmesi ve amerikan vatandaşı olması ile mümkün olabilecek bir seçenegin oldugunu belirtmek isterim.bu rakamın birden degilde zamana yayılmış bir süreçte olabilmesinin realitesini belirtmek istiyorum. asıl çıkarımızın amacının ne oldugunu asla saklamak istemiyorum. her türlü çıkarımızın tamamen dünyaya hakim olacak olan amerikan kongresi ve yönetiminde söz sahibi olmayı amaçlıyoruz.
eger domino taşının birini deviriseniz bütün hedeflerinize ulaşabilirsiniz. konu ne olursa olsun bu fark etmez.eger söylemlerimizin ve amacımızın elde edilmesinin ne zaman iki toplumun işbirligine baglı oldugunu anlayabilirsek başarabilecegiz.
sözü neye getirecegim. çinli,japon,filipinli,hintli,israilli ve uzayarak giden bu örneklerin ne kadar amerikanın gelecegine hizmet ettigine bakmak gerekir. ben söyleyeyim hepsi bireyesel çıkarlarına hizmet ediyor.burada kolektif bir kurtarılamaya çalışılan bir yaşama isteginden başka bir şey yok ve içi tamamen bomboş. fakat gelecegi arzu edenlerin büyük kütlelere hizmet eden ve haklı olarak bireysel yaşam arzuları bundan tamamen farklı olacaktır.
saygı ve sevgilerimle.
not= başkanlık seçimi yaklaşıyor ve gallup araştırma şirketi bunu seçime kadar 46-46 bandında devam edecegini resmen açıkladı. bizde bunu zevkle seyredecegiz.
Başkanlık seçim kampanyası bütün hızıyla devam ediyor. Son günlerde Başkan Obama’nın üç kritik önem taşıyan eyalette Mitt Romney’in önüne geçtiğini gösteriyor kamuoyu araştırmaları. Ama Gallup’un da açıkladığı gibi, yarış çok yakın geçiyor ve oylar da çok yakın olabilir. Seçim yaklaştıkça adaylarla ilgili yazılar, kitaplar, kendi açıklamaları daha da önem kazanıyor seçmen üzerinde yaptıkları etki açısından.Çıkar konusunda haklısınız. Herkes kendi çıkarını düşünüyor.Göçmen gruplar da öyle. Hepsinin hedefi Kongre’ye girmek. Türkler de bunu başardığı zaman çok önemli bir adım atmış olacaklar. Ama yakın gelecekte bunun gerçekleşmesi çok zor. Sayı bu yüzden çok önemli. Görüşlerinizi her zaman bekleriz. Esen kalın!