Çocukluğumun, ilk gençliğimin, okul yıllarımın geçtiği, bir zamanlar bugünlere oranla çok huzurlu, mutlu, yaşanabilir bir kent olan Ankara’m. Kilometrelerce uzakta yaşasam da benim için her zaman çok özelsin, özel kalacaksın.
Çocukluğumun dilimizden düşmeyen bir çocuk şarkısını hatırlatmak istiyorum bilenlere: Ankara Ankara güzel Ankara, Seni görmek ister her bahtı kara, Senden yardım umar her düşen dara,Yetersin onlara güzel Ankara. Burcuna göz diken dik başlar insin, Türk gücü orada her zoru yensin, Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin, Varolsun toprağın taşın Ankara.
Önce birer birer okuduğum okullar yıkıldı çeşitli nedenlerle. Oysa ben her Ankara’ya gidişimde önlerinden geçer, anılarımı tazelerdim. Oturduğumuz semtler değişti yıllar geçtikçe. Küçük, bahçe içindeki evlerin yerini koca koca apartmanlar aldı, ağaçlara, çiçeklere yer kalmadı, kaldırımlar daraldı, araçlar ortalarda kaldı.
Kent büyüdükçe halk başkentin çevresinde yeni kurulan semtlere taşınmakta buldu kurtuluşu. Yeni yollar, yeni binalar, mimari tuhaflıklar eski güzellikleri neredeyse sildi. Her Ankara seyahatinde hem bir nostalji yaşadım mutlu oldum, hem de ‘hey gibi günler hey’ diyerek yüreğim burkuldu.
Ama bütün bu dev değişiklikler, başkentin çehresinin değişmesi, çok küçük kaldı terörün neden olduğu değişikliklerden. Ankara’mın insanları, Ankara’mın parkları, otobüs durakları, garı zarar gördü, hasara uğradı, kalpleri kırıldı. Ama ‘alışmayacağız’ dedi herkes. Teröre alışmak olur mu? Olmaz. Ankara’nın gözünü yaşlı görmek istemiyorum. Kimse istemiyor. Terör her herden herkesten uzak dursun!
Ankara..Ankara..Güzel Ankara..Seni gözü yaşlı görmek istemiyorum.