Başkan Barack Obama dün 7 Eylül Çarşamba akşamı saat 8’de (TR saatiyle Perşembe sabahı 3’te) Kongre’nin ortak oturumunda bir konuşma yapacağını açıklamıştı. Ancak tarihi değiştirmek durumunda kaldı çünkü Cumhuriyetçiler’in aynı saatte bır televizyon tartışması olacak. Ayrıntılara birazdan değineceğim ama önce konuşmaya bakalım. Konu yine ekonomik kriz, işsizlik. Başkan Obama, Kongre’den partizanlığı bir yana bırakıp, Amerikan halkının sıkıntılarını çözüm bulmasını isteyeceğini söyledi. Başkan Kongre liderlerine gönderdiği mektupta, şöyle dedi: “Bu yaüz otobüsle Amerika’nın çeşitli yerlerini ziyaret ettim, Amerikalılarla konuştum, hepsinden aynı mesajı duydum. Herkes Washington’dan politikayı bir kenara bırakmasını ve Amerika için iyi olan neyse onu yapmasını istiyor, partilerimiz için değil, halkımız için en doğru yolu seçmemizi bekliyor. Bu isteği yerine getirmek zorundayız.” Başkan konuşmasına bir hafta kala, bir kararname çıkardı ve federal dairelerden, yeni iş imkanları yaratacak projeler hazırlamalarını istedi. Kararnameye göre, İçişleri, Tarım, Konut ve Kent Kalkınması, Ticaret ve Ulaştırma Bakanlıkları, çok sayıda iş imkanı yaratacak enaz üç büyük proje geliştirecek. Başkan kararnameyi açıklarken şunları söyledi: “İş alanları açmak Başkan olarak en çok öncelik verdiğim konu. İşsizliği azaltmadan, ekonominin büyümesi mümkün olamaz. ” Başkan Obama’nın ikinci dönem seçilebilmesi için Demokrat seçmenlere ekonomiyi düzeltmeye kararlı olduğunu göstermesi şart.
Gelelim Kongre konuşmasına. Başkan’ın konuşma için bu tarihi seçmesi raslantı mıydı? 7 Eylül akşamı Teksas Valisi Rick Perry de California’nın Simi Valley kentinde tam aynı saatte, akşam 20’de başlayacak olan ilk televizyon tartışmasına katılacaktı. Perry böylece Cumhuriyetçi Parti’nin aday adaylarından biri olarak ilk kez önemli bir sınav verecek. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney’e dün gazeteciler Başkan’ın Kongre’deki konuşması için 7 Eylül’ü özellikle mi seçtiğini sordular. Carney, “Elbette değil. Tamamen raslantı” yanıtını verdi. Yorum sizin. Ama tarih çakışması o kadar büyük bir tartışma başlattı ki Başkan Obama’nın Cumhuriyetçilerle takışmaktan kaçındığı anlaşılıyor. Beyaz Saray tarihi değiştirdi, konuşma 8 Eylül’e alındı. Teksas Valisi Cumhuriyetçi Rick Perry, Obama yönetiminin ekonomi politikalarını şiddetle eleştiriyor. Cumhuriyetçi aday adayları arasında öne çıkan Perry, Başkan’ın çevresindeki akademisyenlere ve danışmanlara da ver yansın ediyor. Perry’ye göre Barack Obama’nın gerçek dünyayı bilen, tanıyan uzmanlara ihtiyacı var, akademisyenlere değil. Rick Perry birzamanlar Chicago Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ders veren Başkan’ın sürekli akademisyenlere danışmasının ekonominin daha da kötüye gitmesine neden olduğunu da öne sürüyor. Perry, “Tabii hepsi akademisyen olarak çok akıllı insanlar ama pratik bilgiden yoksunlar” demeyi de ihmal etmiyor.
Peki Amerikalılar 2012’de kime oy vereceklerini biliyorlar mı? Başkan Obama’nın ikinci dönem için seçilme şansı yüksek mi? Kamuoyu yoklamaları bu soruların yanıtının “hayır” olduğunu gösteriyor. Amerikalı seçmenler Beyaz Saray’da ve Kongre’de kimi ve kimleri görmek istedikleri konusunda neredeyse eşit olarak ikiye bölünmüş durumda. Quinnipiac Üniversitesi’nin bugün yayınlanan anketine göre, Başkan Obama’yla Cumhuriyetçi Parti’nin iki önemli aday adayı, Teksas Valisi Rick Perry ile Massachusetts eski valisi Mitt Romney arasında halk desteği oranı açısından fazla bir fark olmadığını gösteriyor. Kayıtlı seçmenlerin katıldığı ankete göre, seçimler bugün yapılsaydı Obama ve Romney oyların yüzde 45’ini alabilirdi. Perry ile kıyaslandığı zaman Başkan Obama Teksas valisinden iyi durumda. Obama yüzde 45, Perry yüzde 42 oranında destek görüyor. Kongre yarışında da oylar bölünmüş durumda. Amerikalı seçmenler bu konuda eşit destek veriyor Cumhuriyetçi Parti’yle Demokrat Parti’ye. İki partinin destek oranı yüzde 38. Bu hafta yapılan üç ankette de Perry bütün Cumhuriyetçi adayların önüne geçti. Cumhuriyetçilerin yüzde 24’ü Perry’yi, yüzde 18’i Mitt Romney’i, yüzde 11’i Alaska eski valisi Sarah Palin’i, yüzde 10’u da Minnesotalı Temsilciler Meclisi üyesi Michelle Bachmann’a destek verdi.
Sizce ne olur? Başkan Obama bir dört yıl daha Beyaz Saray’da kalabilir mi? Gerçi seçime daha çok var ama, şimdiden tahminler başladı gördüğünüz gibi. Bir tahmin de sizden gelsin!
” Başkan Obama’nın ikinci dönem seçilebilmesi için Demokrat seçmenlere ekonomiyi düzeltmeye kararlı olduğunu göstermesi şart.
bu yanlış bir hedef. işsizlere ve gençlere yönelik olmalı. eger bunu başarısa demokratların desdeginide alarak yeniden seçilmesi mümkün olabilir.
evet hülya abla çok erken ama şimdiden başladıysa bizde başlayalım. bir şeyler yazalım bari.
ben başkan obama nın bir desdekçisi ve fanatikçisi olarak umarım obama kazanır diyorum. hep başkanlara desek veriyorum. önceki dönemde eski başkan bush a verdigim desdek gibi.
ben hem demokrat hemde cumhuriyetçi bir kişiyim. nedeni ise ikisinede ihtiyacımızın olması.
projelerimiz kongreye geldigi zaman her iki partininde temsilciler meclisi üyesi ve senatörlerinin tercihlerini evet yönünde kullanması ile ilgili.
başkan obama nın istihdamı azaltmaya yönelik düşündüklerinin ve yapılması için verdigi talimatların pek işe yarayacagını sanmıyorum.güzel bişi ama bir işin başında patron olmadıgı zaman işler hiçbir şekilde yürümez.
başkan obama sürekli zenginlere ve şirketlere yönelik vergi konusunda ısrar ediyor. ama bu çok yanlış. hem ekonomik olarak yanlış hem politik olarak yanlış hemde teknik olarak yanlış
ekonomik olarak azalan sermayenin işyeri açması ve istihdam yaratmasını çok yavaşlatır.
politik olarak cumhuriyetçilerin elinde olan ve onların kullandıgı kartların üzerine yag sürüyor.
teknik olarak tamamen yanlış. şirketler ve zenginler amerikanın en kurnaz varlıkları. bunlar amerikanın bütün basın yayın ve üretim şirketlerinin sahibi. bir kere istihdam yaratmazlar. ve elinde bulunan basın yayın şirketleri amerikanın tamamının beş duyusu haline gelmiş durumda amerikalının her türlü basın yayın aracı izlenim edindikleri ve düşüncelerinide olumsuz hava birleştirerek karar verdikleri hesaba katılırsa. en kötü ihtimalde kararsızları etkileyerek başkan obama nın beyaz saray daki işine son verirler. en iyi ihtimale oynadıkları düşünülürse zaten başkan obama yolcu anlamına gelmektedir. işte üç açıda hata zinciri.
daha öncede bu blogta ifade ettigimi hatırlıyorum. el kaide lideri ladin in yakalanması ile ilgili
amerikan özel kuvvetleri yerini belirlemiş. ve izlemeye almış. ama bşakan obama çok kötü düşünüp hızlı karar vererek hata yapıyor. özel kuvvetlere emiri vermiş ise sag olarak yakalnması talimatını verecekti. bunu özel kuvvetlere gaz bombaları ile kısa sürede halledebilirdi. ve amerikada idamla yargılamasını başlatmalı idi. veya bu oerasyonu seçime 6 ay kala yapmalı idi. ifade ettigimin her iki şıkkından birisini yapsa ikinci dönem sayın başkan obamanın cebinde idi. ladin nin ölmesi ile amerikalıların obamaya desegi %60-65 sevyelerini bulmuştu. ama başkan obama nın bu fırsatları nasıl kaçırdıgını ise yorumlayamıyorum. nezekaten.
peki başkan obama ne yapmalı. birinci dönmedeki umut ve degişim sloganına yeni versiyonlar yüklemeli. çok özenerek seçtigi akademisyen takımı ile bu işler yürümez. kendine daha iyi yardımcılar bulabilmeli. özellikle çok kurnaz ve zeki olanları tercih etmeli. özellikle kendine direk ve dolaylı olarak ulaşan ÖNERİLERİ. iyi degerlendirmeli. öneriler derken amerikadan. şirketlerden dünyadan türkiyeden KAYSERİ den ona ulaşacak her öneriyi degerlendirmeli diye düşünüyorum. özellikle amerikaya ulaşan önerilere deginmek istiyorum.
bilindigi gibi amerikalıların & 80 hizmet sektöründe çalışıyor. digeri ise imalat sanayinde. amerikanın ithalattan dolayı dışarıya verdigi paranın önmeli bir kısmını amerikan bünyesinde bırakacak olsak. işsizlik dahil her türlü pozitif rüzgar elde edilebilir. özel ve tüzel olamyan önerimizin dışında seyreden önerimizin temelini zaten bu mantık dolduruyor.
başkan obama nın çalışmasının birde verimsizligi var. cumhuriyetçiler federal hükümetin küçülmesini istiyor ve dogru. cumhuriyetçiler çok kurnazlar. çünkü şirketlerin tepe yöneticilerinin sırtına binerek bu atı kullanmayı tercih ediyorlar. atlara hem iyi bakmayı ve hemde istedikleri gibi binmeyi tercih ediyorlar. bunu bush sekiz yıl uyguladı ve başardı.
başkan obamanın oy poatansiyelinin durumunu incelersek yani onlara oy veren guruplara bir göz atarsak. cumhuriyetçilerin bindigi atlara nazaran çok cılız ve zayıf kalmaktadır. başkan oabama da kendine göre haklı ve geçerli nedenleri var. uyguladıgı politikalar çok güzel ama amerikayı hareket ettirecek kritik öneme sahip köşe başlarındaki kişilere yönelikte olabilmeli.
evet başkan obama kendisine seçim öncesinde sunulmak istenilen gelecekle ve kendisinin istedigi gibi istihdama yönelik olan önerilere açık olmalı.türkiyede dolaylı ve direk ilişki kurdugu kanalların hiçbiri işe yaramaz.ehh bizimde bir sunumumz olsun diyoruz. türkiyenin tamamı bana sökmez. ben dünyanın en kurnaz insanlarından biri olan kişinin bütün oyun ve dezgahlarını çürütebilmiş bir kişiyim..
ben türkiyenin daha ileri demokrasiye geçmesini istiyorum. yeni anayasa ile üç patrtinin başkanlarına eş başbakanlık verilerek bakanlıkları kendi aralarında paylaşarak milli mutakabat hükümeti ile ülkemin yönetilmesini istiyorum. rekabet bakanlık hizmetleri ile olsun istiyorum. eger başkan obama öneriler üzerine çalışma ziyaretlerini kabul etmiyorsa. bu modeli anayasal hale getirerek başkanlıgın yarısını kuratarabilir . bu ileri demokrasi. özgür amerikavari düşüncenin bir ürünü. yok canım amerikada olmaz. türkiyede bal gibi uygulanır.
bana bu imkanı veren amerikanın sesi ve hülya ablasına çok teşekür ediyorum. kurumsal ve mesleki hayatınızda size başarılar dilerim saygı ve sevgilerimle…
Bakalım bir yıl sonra seçimde neler olacak? Aslında seçim kampanyasını da görmek lazım. ABD’de seçim kampanyaları sonuçta belirleyici rol oynayabiliyor. Bir de para tabii. Hangi aday rekor düzeyde para toplarsa, ki bu açıdan Obama çok başarılı, onun şansı artıyor. Ama haklısınız ekonomik kriz ve gençler arasındaki işsizlik acil çözüm bekleyen önemli konular. Görüşleriniz için çok teşekkürler.
ABD: Paranın yarısı bizden
ABD: Paranın yarısı bizden
ABD Büyükelçisi Robert Pearson (Sağda), Kayserili işadamlarının stratejik planlama yeteneğini övdü. FOTOĞRAF: ALPPER KEKEC/DHA
ABD Ankara Büyükelçisi Pearson, IMF’nin verdiği 35 milyar dolar kredinin yarısının Amerikalı vergi mükelleflerince karşılandığını belirterek, ‘Bunun için ekstra vergiyi kabul ettiler’ dedi
06/03/2002 (433 kişi okudu)
KAYSERİ – ABD’nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson, ABD ile Türkiye arasında stratejik ortaklığın, ancak Türkiye’nin büyümesi, sürekli refah, dinamizm ve demokrasiyi gerçekleştirmesi halinde başarılı olacağını söyledi.
Kayseri Genç Sanayici ve İşadamları Derneği (GESİAD) tarafından düzenlenen ‘ABD ile Ticari İlişkilerimiz’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, ABD’nin, Türkiye’nin en büyük destekçisi olduğunu kaydeden Pearson, şunları söyledi:
ABD’li ekstra vergi ödedi
“ABD, desteği 50 yıldır veriyor. Türkiye’nin terörizme karşı verdiği mücadelede de yanında oldu. En son krizde de ABD, Türkiye’ye 35 milyar dolarlık yardım yapılmasında yardımcı oldu ve mutluluk duydu. Bu yardımlar IMF’nin bugüne kadar verdiği en büyük yardımdır. Bu yardımın yarısı yani 17 milyar doları, ABD’de vergi ödeyenlerce karşılanmıştır. Bu parayı vermek için ABD’de vergi ödeyenler ekstra vergi ödemeyi kabul etmişlerdir.”
Pearson Türkiye ile ABD arasındaki ticaretin dengeli olduğunu belirterek, ”1990 yılında 3.25 milyar dolar olan karşılıklı ticaretimiz, son 12 yıl içinde ikiye katlanarak 2001’de 6.5 milyar dolara yükseldi. Ticaretimiz dengeli ama çok düşük. Bence, ABD pazarlarında rekabet edebilmenin planlamasını yapmak, üreticiler bakımından stratejik zorunluluk. Kayserili üreticiler bunu yapacak yeteneğe sahiptir” dedi.
Herhangi bir ekonominin canlılığı ve üretkenliğinin geliştirilmesi, değişen pazar koşullarına cevap vermedeki esnekliğin, şirket ya da kent düzeyinde yatırım kararına bağlı olduğunu belirten Pearson, “Ancak hiçbir şirket ya da kent, makroekonomik tabloyu, yani global ticaret ve finansal pazarlardaki eğilimleri ve baskıları, merkezi hükümetin politika olarak cevabını göz ardı edemez. ABD ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklık, ancak Türkiye büyürse, sürekli refahı, dinamizmi ve demokrasiyi gerçekleştirirse başarılı olarak gelişebilir” dedi.
Türkiye’nin Körfez Savaşı sonrası 50 milyar doların üzerindeki ekonomik kaybının karşılanması konusunda ABD’nin ne düşündüğü yolundaki bir soruyu da Pearson, şöyle yanıtladı:
“1991’de Saddam Hüseyin Kuveyt’ten çıkarılmasaydı, bunun Türkiye üzerindeki sonuçları ne olacaktı? Saddam Hüseyin’e karşı hızlı bir eylem geliştirerek, sadece Türkiye’nin değil, bölgedeki bütün ülkelerin milyarlarca dolarlık ekonomisini kurtardık. Türkiye’nin kaybı savaş sırasında meydana gelen bir durum değildir, savaşın ardından Bağdat’ın takındığı tutumundan dolayı oluşan bir durumdur.”
‘Kayseri sanki Chicago gibi’
ABD-Türkiye ticari ortaklığında Kayseri’nin lokomotif bir rol oynayabileceğini belirten Pearson, şöyle konuştu:
“Kayseri iş toplumu, kentin dokusunu destekleyerek sivil toplumun büyümesine katkıda bulunmuştur. Bu bakımdan Kayseri bana Chicago, Cincinnati ve Minneapolis gibi Amerika’nın ortasındaki muhteşem kentleri hatırlatıyor. Buralarda aile şirketleri kalıcı işler kurmuşlardır ve girişimciler kendi kentlerinin kültürel ve manevi yaşamlarının canlılığına katkıda bulunmuştur. Eminim ki, Türkiye’de bizimle ticaretin lokomotif rolünü üstlenecek şehir Kayseri olacaktır.”
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=31081&tarih=06/03/2002
Haberi bizimle paylaştığınız için teşekkürler. Görüşlerinizi her zaman bekleriz.
Güzel Paylaşım Teşekkürler..
Beğendiğinize sevindim. Ben teşekkür ederim. Mutlu yıllar!
Beğendiğinize sevindim. Yazdığınız için teşekkür ederim.
You could definitely see your enthusiasm in the work you write. The sector hopes for more passionate writers like you who are not afraid to say how they believe. Always follow your heart.
Thank you very much for writing. Glad you liked it!
Paylaşımınız için teşekkürler. Ayrıntılı bir yazı olmuş.
Beğendiğinize sevindim. İzlemeye devam edin lutfen. Çok teşekkür ederim.
Thanks Very Good
Teşekkür ederim izlediğiniz için. Yine yazın. İyi günler.
Paylaşımınız için teşekkürler. Ayrıntılı bir yazı olmuş.
Yazdığınız için ben teşekkür ederim. İzlemeye devam edeceğinizi umuyorum. İyi günler.
Güzel bir içerik. Eski ama ileriye ışık tutacaktır.
Teşekkürler, görüşünüzü paylaştığınız için. Haklısınız bazı konular ilerde de geçerli olabiliyor. Yorumlarınızı her zaman bekliyorum.