Arap ülkelerinde iktidarlar halk ayaklanmalarıyla değişirken, Avrupa kıtasında, Yunanistan ve İtalya’da yönetimlerin Adam Smith’in “görünmez eli” marifetiyle koltuklarından “azcık öteye gidiver” edasıyla itildiğine tanık olduk.
Arap ülkelerinde özgürlük ve demokrasi isteği, sorunlu Avrupa ülkelerinde ekonomik sıkıntılar değişimi kamçıladı.
Amerika’da da ekonomik sıkıntılar değişim sürecini zorluyor. Burada değişim süreci devletin nasıl kazanacağı ve kazandığını nasıl harcayacağı noktasında odaklanıyor.
Sorun ortada, Amerika kazandığından çok harcıyor, harcadıkça daha çok borç alıyor.
Terazinin bir ucundaki Cumhuriyetçiler, “ulusal geliri artırmanın yolu özel teşebbüsten geçer, özel teşebbüsü de en iyi düşük vergi politikası teşvik eder” diyerek vergileri yükseltme fikrine direniyor.
Terazinin diğer ucundaki Demokratlar ise sosyal sigorta ve emeklilik sistemi gibi temel harcama kalemlerinde derin kesintilere karşı çıkıyor.
Ama bu iki ucun ortalarda bir yerde buluşması lazım. Bu çetrefilli iş de, bu yılki borç tavanını yükseltme tartışmaları sırasında varılan anlaşma çerçevesinde oluşturulan Süper Komite’ye düşüyor.
Süper Komite, eşit sayıdaki Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörden oluşuyor. Bu durumda ortaya süper bir formül çıkarmaları lazım ki her iki taraf da ikna olsun.
Ama iş göründüğü gibi kolay değil.
Çünkü komite hala yolu ortalayabilmiş değil.
Ancak, komiteye verilen sürede yolun sonuna yaklaşılmış durumda.
23 Kasım akşamı, yani Şükran Günü’nden bir gün önce Komite’nin süresi doluyor.
23 Kasım günü Komite ne açıklarsa açıklasın, bunun Şükran Günü hindisinden önce Amerikalıların midesine oturması ihtimal dahilinde.
Çünkü komiteden gelecek 10 yıl için 3 ya da 4 trilyonluk kesinti yapması isteniyor. Ama temelde daha gerçekçi bir hedef 1,2 trilyonluk kesinti.
Şimdilik Cumhuriyetçiler, bazı vergi indirimlerini kaldırıp bu yolla 250 milyarlık gelir sağlanması, bunun karşılığında da, vergi oranlarının düşürülmesi yolunda bir “orta-yol” sundu.Cumhuriyetçilere göre bu düşük vergiler sayesinde ekonomi canlanacak ve bu şekilde 110 milyarlık gelir elde edilecek.
Demokratlar başlangıçta bu formüle sıcak baksalar da, çok ikna olmuşa benzemiyorlar. O yüzden de pazarlıklar sıkı şekilde devam ediyor.
Süper Komite’nin süper zor olan bu işi karara bağlaması için basit çoğunluğa ihtiyacı var. Yani yedi üye ortaya çıkarılan plana evet derse, teklif Kongre’ye gönderilecek. Kongre’den de her iki kanatta basit oy çoğunluğuyla plan kabul edilirse iş Obama’nın imzasına kalacak.
Peki ya anlaşma sağlanamazsa, Kongre plana onay vermezse?
İşte bu durumda, tasarruf tedbirleri otomatik olarak devreye girecek. 1,2 trilyon dolarlık tasarruf önlemi 2013 bütçesine otomatik olarak savunma ve savunma dışındaki harcamalara yansıtılacak. Sosyal sigorta ve yoksullara yönelik sosyal programlar ise bu kesintilerin dışında tutulacak.
Seçimlere bir yıl gibi kritik bir zaman diliminin kaldığı bir dönemde bakalım politikacılar kesintileri kendi elleriyle mi yapacak, yoksa otomatiğe bağlanmış tedbirler mi yürürlüğe girecek?
2 responses to “Amerika’da Gözler Süper Komite’de”
Melek Hanım yazılarınızı Türkiye’den internetten takip ediyorum ben Yalova Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısıyım oda bünyesinde 3 ayda bir çıkardığımız bir dergi var bu dergide yayınlanmak üzere noel alışverişi ve ekonomik boyutu ile ilgili bir yazı verirmisiniz Odamızın internet sitesi ytso.org.tr buradan dergimizi de görebilirsiniz .Dikkate alırsanız bizi çok memnun edersiniz.Saygılarımla .
M.BİROL ÖZSÜMER
Mehmet bey ilginize teşekkür ederim. Yazıları kaynak ve link göstermek suretiyle paylaşmanız bizleri de sevindirir…